Bölüm 621: Sabrın Sınırı

avatar
1646 64

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 621: Sabrın Sınırı


 

İnanç yayınlandıktan kısa süre sonra ortaya çıkıp hızla büyüyen Niuren Birliği, sıradan oyuncular arasında efsaneydi. Yalnızca en yeteneklileri loncaya alır, oyuncularına en kaliteli ekipmanları sağlarlardı.

 

Parlak Güneş Setine sahip olmak, herhangi bir loncada birinci sınıf oyuncu olmak demekti. Lakin Niuren Birliğinde böyleleri üçüncü sınıf değillerse bile ikinci sınıf oyuncuların en altında yer alırlardı.

 

Xu Yan gururluydu. Niuren Birliği oyuncuları loncalarına karşı büyük bir bağlılık duyuyorlardı. Hatta aldıkları cazip tekliflerle ayrılanlar bile, loncada geçirdikleri günleri özlemle yad ediyorlardı. Büyük bir bütünün parçası olmak... İyi ve kötü günü birlikte yaşamak... Böyle duygular kolay silinmezdi.

 

Kara Kahraman da öyleydi. Lonca şu anda sadece isimden ibaret olsa da, eski üyeleri şanlı günlerini unutmamışlardı.

 

Sadakat inançtan gelirdi.

 

Xu Yan hevesle yeni zırhını anlatırken Nie Yan sırıtıyordu. Xu Yan'ı iyi tanıdığından gün boyu bu konunun kapanmayacağını biliyordu.

 

Ancak ona hak veriyordu. Önceki zaman diliminde Altın ve Kara Altın kademe ekipmanlar elde ettiğinde o da heyecanlanırdı. Şimdilerde Efsanevi kademe ekipmanlar bile ilgisini çekmiyordu.

 

Xu Yan'ın halleri önceki hayatını hatırlatıyordu.

 

"Seviye 85 zırh için bu heyecan nedir? Hah! Ancak bir çöp bu kadar sevinebilirdi!" Fu Guangtao dörtlünün muhabbetine ortadan daldı.

 

Nie Yan kaşlarını çattı. Fu Guangtao'nun tonundan hoşlanmamıştı.

 

Diğer üçü istiflerini bozmadan muhabbete devam ediyordu.

 

Nie Yan'ın Xu Yan'dan duyduğuna göre Fu Guangtao oyunda zengin bir destekçi bulmuştu. Seviye 80 Kara Altın Mürit Setini de o destekçisi sağlamıştı. Ekipman kalitesi bakımından sınıfta sadece Bai Jun ondan üstündü. O yüzden gelip Nie Yan'ın arkadaşlarına hava atmaktan geri durmuyordu.

 

Fu Guangtao Nie Yan'a baktı. İkili göz göze geldiler.

 

"Nie Yan, senin seviyen kaç? Şimdi fark ettim de, bugüne kadar oyun hakkında konuştuğunu hiç duymamıştım. İşin olmadığı zamanlarda sen de bizimle zindanlara gelebilirsin. Çoktan Seviye 80 zindan Gizemli Mağaraya geçtik. Merak etme. Seviyen düşükse bile biz seni taşırız. Hehe." Fu Guangtao kıkırdayarak art niyetini ortaya çıkardı.

 

Geçen haftalarda çoğu kişi Nie Yan'a oyunla alakalı sorular sormuştu. Ancak Nie Yan her seferinde bir bahaneyle konuyu değiştirerek sınıftakilerin alaylarına maruz kalmıştı. Nie Yan'ın utanç verecek kadar kötü bir oyuncu olduğunu sanıyorlardı. Bu da Nie Yan'ın gizli kalmasında işini kolaylaştırıyordu.

 

"Şu anda bir görevin ortasındayım. Birkaç ay boyunca da onunla uğraşacağım. Ama işim bitince size katılabilirim. Birlikte zindanları temizlemenin zararı yok."

 

"Ne tür bir görev aylar sürer? Beş yaşındaki çocuklar bile daha düzgün bahane üretir!" Fu Guangtao sesini bilerek yükseltmişti ki herkes dediğini duyabilsin.

 

Xia Tianyu, Xu Yan ve Fei Zhe öfkeyle yerlerinden fırladılar. "Şerefsize bak!"

 

Fu Guangtao işlerin büyümemesi için sustu. Nie Yan'ın grubuna alaycı bir bakış atıp yoluna gitti. Nie Yan oyunda güçlü biri olsa şimdiye kadar bir karşılık verirdi. Fu Guangtao böyle düşünüyordu. Bu yüzden Zhao Shiyu ve diğerleri Nie Yan'ın düşük seviyeli olduğuna ikna olmuşlardı.

 

Fu Guangtao Nie Yan'ın grubuna rakip olmadığını biliyordu. Fakat okul sınırları içinde kavga yasaktı. Kuralı çiğneyen öğrenciye ağır cezalar verilirdi. Haliyle laf atıp kaçmaktan çekinmiyordu.

 

Komuta bölümü halihazırda gruplara bölünmüştü. Birini Zhao Shiyu, Fu Guangtao ve Bai Jun idare ediyordu. Sınıftakilerin yarısı onlarla birlikteydi. Diğer grup ise Nie Yan ve üç arkadaşıydı. Bunlar sürekli olarak karşı grubun alaylarına maruz kalıyorlardı. Kalan on kadar öğrenciyse ikisine de dahil değildi. Zhao Shiyu ve yardakçılarından hoşlanmıyorlar, ama Nie Yan'la birlikte olmak da istemiyorlardı.

 

Zhao Shiyu ve yardakçıları Nie Yan'ın gücünden çekindiklerinden doğrudan onunla çatışmıyorlardı. Ancak bir yolunu bulup onunla uğraşmaktan da geri durmuyorlardı. Basketbol, futbol ve dövüş takımlarında Nie Yan'ın yeri yoktu. Nie Yan ise gözden uzak durmayı tercih ettiğinden bu durumu önemsemiyordu.

 

"Lanet olsun. Şu iti eşek sudan gelinceye kadar dövmek istiyorum!" Xu Yan öfkeli bakışlarla Fu Guangtao'ya bakıyordu.

 

"Bir de bana sor! Yüzündeki ifadeyi gördükçe tepem atıyor!"

 

"Neyse. Düşüncesiz iş yapmayalım."

 

Xu Yan iç çekti. "Haklısın..."

 

Üçü içlerindeki öfkeyi atacak yer arıyordu. Zirve Askeri Akademisinin kuralları yüzünden Fu Guangtao'ya dokunamıyorlardı. Aynı zamanda İnanç içerisinde de karşının kalabalık grubuyla savaşamazlardı.

 

Nie Yan'ın gözleri soğukça parlıyordu. Şu ana kadar Zhao Shiyu ve Fu Guangtao gibilerle uğraşmaya tenezzül etmemişti. Fakat o sessiz kaldıkça karşı taraf zıvanadan çıkıyordu. Onun da sabrının sınırları vardı!

 

Nie Yan üç arkadaşına döndü. "Seviyeleriniz kaç?"

 

"Ben Seviye 80'im. Neden sordun?"

 

"Seviye 83."

 

"Seviye 81." Üçlü ani soruyla şaşırmıştı. Nie Yan daha önce oyunla alakalı konuşmamıştı. Durduk yerde bu soru da nereden çıkmıştı?

 

Üçünün de seviyesi yüksekti. Ölümsüz Hergele ve diğerleri onları taşıyamazdı. Anlaşılan kendi çabalarıyla kasılmaları gerekecekti. Nie Yan bir süre düşündü. Onlara bazı ekipmanlar hediye edebilirlerdi.

 

Niuren Birliği hazinesi ağzına kadar kaliteli ekipmanlarla doluydu. Birkaç tanesinin eksilmesi hazineyi etkilemezdi. Nie Yan'ın tek bir saç teli üçünü zengin etmeye yeterdi. Üst düzey oyuncular olamasalar da Fu Guangtao gibilerle baş edebilirlerdi.

 

"Şu anda bir görevin ortasındayım. O yüzden başkası aracılığıyla size ekipman göndereceğim. İşiniz bittiğinde ekipmanları bana iade edersiniz."

 

Garip ifadelerle Nie Yan'a baktılar.

 

"Nie Yan, önemli değil. Fu Guangtao'nun sözlerini önemseme. Bu sadece bir oyun. Gerçekten önemli değil. Tartışmaya gerek yok." Fei Zhe de Nie Yan'ın aylar süren bir görev yaptığına inanmıyordu. Seviyesi düşükse bile bu yalanın ardına gizlenmesine gerek yoktu.

 

"Doğru! Fu Guangtao'nun dediğini kim takar! Kendini beğenmiş pislikler! Seviyeleri bizden yüksekse ne olmuş?" dedi Xia Tianyu. "Sıkı çalışıp onları geçeceğiz!"

 

"Fei Zhe ve Xia Tianyu doğru söylediler. Fu Guangtao'yu görmezden gel. Seviyen düşükse bile önemli değil. Benim gözümde hala aynısın. Geçen haftalarda bize dövüşmeyi öğretmeseydin şu anda bu kadar güçlü olamazdık. Benim gözümde hala patronsun!" Xu Yan'ın içten gelen sözlerine

 

Xia Tianyu ve Fei Zhe de katıldı.

 

Geçmişte Xu Yan ona patron dediğinde Nie Yan şaka olarak algılayıp bu sözü pek umursamazdı. Ancak bu defa duygulanmıştı.

 

"Madem ben patronunuzum, size göz kulak olmak görevim demektir. Merak etmeyin. Fu Guangtao gibileri umursamam. Akşam oyuna girdiğinizde şahsi depo bölgesine gidin. Birini sizi bulması için göndereceğim." Nie Yan gülerek Xu Yan'ın omzunu sıvazladı.

 

Sözlerini hala devam ettirirken diğer üçü ne yapacağını bilmiyordu.

 

"Pekala, oyuna girer girmez şahsi depo bölgesine gideceğiz."

 

Sonuçta Nie Yan'a inanmaya karar verdiler.

 

Nie Yan ders dışında her zamanki rutinine uyarak spor salonunda egzersiz yaptı. Her geçen gün güçlendiğini hissedebiliyordu. Gün bitti, akşam oldu. Oyuna giriş yapıp Berrak Dansçı sınıf atlama görevine devam etti.

 

...

 

Kalor, şahsi depo bölgesi...

 

Burası şehrin kalabalık yerlerindendi. Dükkanlar ve yollar oyuncularla dolup taşıyordu.

 

Xu Yan, Fei Zhe ve Xia Tianyu etrafta yürüyen insanlara bakıyorlardı. Nie Yan'ın göndermesi gereken kişiyi bekliyorlardı.

 

İçlerinde hala şüphe vardı. Nie Yan'a inanmıyor değillerdi, fakat işleri abartmasından endişe ediyorlardı. Gerçekten de düşük seviyeli biriyse boş yere kendini yorarak anlamsız bir iş yapmış olacaktı.

 

"Nie Yan'a bu konuyu kapatmasını söyleyelim. Fu Guangtao'nun seviyesine inmemize gerek yok."

 

"İyi de nasıl ikna edeceğiz? Zhao Shiyu ve diğerlerine karşı kazanamayız. Hah..."

 

"Nie Yan bizi çağırdığına göre bir bildiği olmalı. Bekleyip görelim." Xia Tianyu ilk günden beri Nie Yan'a saygı duyuyordu. Bunun sebebini kendisi de bilmiyordu.

 

Üçlü muhabbet ederken Xu Yan'a çağrı geldi. Kaçak Göçmen adlı biri arıyordu. Şüphe içinde çağrıyı kabul etti.

 

Merhaba, beni Nie Yan gönderdi. Nerede olduğunuzu öğrenebilir miyim? Koordinat verirsen daha iyi olur. Burası epey kalabalık da.

 

Meydanda 385.285.28 koordinatlarındayız.

 

Tamamdır, gördüm sizi.

 

Üçlü başını kaldırdı. Az ileriden birinin el sallayarak yaklaştığını gördüler. Süslü kıyafetler giymiş ve çocuksu görünen bu kişi 25 yaşlarında gibiydi.

 

Üçlünün yüzleri düştü. Gelen yüksek seviye biri olsa bu kadar sarsılmazlardı. Ancak Kaçak Göçmen hiç güven vermiyordu. Çünkü Seviye 0'dı!

 

"Üzgünüm, geciktim. Meydan mahşer yeri gibi. Değil mi?" Kaçak Göçmen gülerek nefesini topluyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr