Bölüm 615: Sulgata'nın Tüyü

avatar
1653 63

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 615: Sulgata'nın Tüyü


 

Nie Yan akıntıyla yüzüyordu. Hareket halindeki su vücudunu götürecekmiş gibi hissediyordu.

 

İpek Eğirici Yüzüğünü kuşanıp akıntı doğrultusunda ağını fırlattı. Ağ, akıntıyla birlikte ilerliyordu.

 

Arada bir akıntı yönü değiştiğinde su bitkileri gibi ileri geri salınıyordu.

 

Ağ uzadıkça kontrolü zorlaşıyordu.

 

Nie Yan özenle yönlendirdiği ağın her hareketine dikkat ediyordu.

 

Neyse ki buradaki akıntı pek güçlü değildi. Çok geçmeden ağ altı metreye uzadı. İnce ipek iplik yavaşça Sulgata'nın Tüyüne süzülüyordu.

 

Başarıya ulaşmasına ramak kalmışken Deniz Şeytanları bir şeyler hissedip Nie Yan'dan tarafa baktılar.

 

Nie Yan nefesini tutup hiçbir şey yapmadan bekledi.

 

Deniz Şeytanları yalnızca uzun bir ağ görebilmişlerdi. Zekaları ağı bir tehdit olarak algılamıyordu. Boş bakışlarla etrafı süzdükten sonra pasif hallerine döndüler.

 

Yaratıklar arkalarını döndüklerinde Nie Yan rahat bir nefes aldı. "İyi ki yaklaşıp incelemediler."

 

Nie Yan ağı uzatmaya devam etti. 10 metre uzunluğundaki ağ Sulgata'nın Tüyüne dokunabilir haldeydi.

 

Ağın yönü kontrol edilemezdi. Nie Yan ağı sadece çekebilirdi.

 

Ağ akıntı hareketleriyle uyumlu şekilde salınırken birkaç defa tüye dokunmaya yaklaşmış, fakat hedefi tam olarak denk getirememişti.

 

Şimdiden başarısız denemeler birikiyordu. Ağ bir kez daha akıntı doğrultusunda hareket ettiğinde doğrudan Sulgata'nın Tüyüne gidiyordu. Ancak tam olarak yapışmayacak gibiydi. Nie Yan su altında en fazla 10 dakika daha kalabilirdi. Başarsa dahi Deniz Şeytanlarından kaçması gerekecekti.

 

"Daha fazla zaman kaybedemem!" Nie Yan dişini sıktı. Derin bir nefes alıp pürdikkat tüye baktı. Akıntıların hareketlerini iyice öğrenip ağı elinden gelen en iyi şekilde yönlendirmeye çalışacaktı. Küçük bir çekiştirme hareketi ile ağ tüye başarıyla tutundu.

 

Temas sağlandıktan sonra Nie Yan ince bilek hareketleriyle ağı hareket ettirdi. Sonuç olarak ağ, Sulgata'nın Tüyünün etrafına dolandı.

 

Nie Yan ağa yapışan tüyü çekmeye başladı.

 

O anda Deniz Şeytanları uyanmışlardı. Kulak tırmalayıcı çığlıklar attılar. Tiz ses Nie Yan'ın kulak zarlarını titretirken zihninde halüsinasyonlar oluşturuyordu.

 

Zihin Bağışıklığı!

 

Halüsinasyonlardan çabucak kurtulsa da kalbindeki korku kalıcıydı. "Az daha bilincimi kaybediyordum! Bir anlık gecikme ölmem demekti!"

 

Ağı eline kadar çekince Sulgata'nın Tüyünü yakaladı. Tüyü çantasına koyacak kadar bile zamanı yoktu.

 

Deniz Şeytanlarından biri mızrağını Nie Yan'ın başına savurdu.

 

Saldırı isabet etmeden Nie Yan Pigme Yüzüğünü etkinleştirdi. Vücudu normal boyutunun üçte birine küçülüverdi.

 

Mızraksa arkadaki kayaya çarptı. Kayadan kopan parçalar ve mercanlar,

 

Nie Yan'ın içini ürpertti. Diğer iki Deniz Şeytanının geldiğini gördüğü gibi mercan kayalıkları arasındaki ufak çatlaklara sığındı. Vücudu küçük olduğundan çatlaklar arasından rahatlıkla geçiyordu.

 

Böylece kayalar arasında ilerlemeye başladı.

 

O kaçarken Deniz Şeytanları kayaları dövüyorlardı.

 

Yıkıcı saldırıları kayaları parçalayacak derecedeydi.

 

Nie Yan mercan kayalıkları arasındaki boşlukları kullanarak kaçıyordu.

 

Yaratıklardan farenin kediden kaçtığı gibi kaçıyordu. Üç Deniz Şeytanı etrafa dağılıp istilacıyı arıyorlardı. Nie Yan'ın küçüklüğünden ötürü bulmaları onlara hiçbir şey sağlamıyordu.

 

Onca kayanın arasında küçücük bir insanı bulmak kolay değildi.

 

Nie Yan durumu kontrol etti. Altı dakika daha sualtında kalabilirdi. Deniz Şeytanları hala peşindelerdi. Daha süratli kaçmalıydı!

 

Gölge Valsini etkinleştirdikten sonra kamuflajını başka becerilerle güçlendirdi. Vücudu mercan kayalıkları içindeki gölgelere karışıyordu.

 

Yaratıklar her yana bakıyorlardı. Anca Nie Yan ortadan kaybolmuştu. Hiçbir yerde görünmüyordu. Bir süre daha bu şekilde aradıktan sonra çaresizce geri döndüler.

 

Beş dakika sonra Nie Yan mercan kayalıklarını terk etti. Işınlanma engeli olan bölgeden çıkmıştı. Envanterini kontrol ettiğinde de, Belirsiz Işınlanma Parşömeni ve Dönüş Parşömeni gibi renkleri solan eşyaların normale döndüğünü gördü.

 

Sualtı Nefes Hapının etkisi bitmek üzereyken çantasından bir Dönüş Parşömeni çıkardı.

 

Parşömen parlak bir ışık yaydı.

 

Saniyeler birer birer geçiyordu. 1 saniye... 2 saniye... 3 saniye...

 

Nefes alması gittikçe zorlaşıyordu. Süreyi uzatmak için nefesini tuttu. Derken vücudu büyük bir gücün etkisine girdi. Gölün tabanındaki yüksek basınç etkinliğini gösteriyordu. Nefesi tükenirken gözleri kararıyordu. "Lanet olsun! Burada ölecek miyim? Şansa bak!"

 

O anda göz alıcı bir ışık yayıldı. Dönüş Parşömeni etkinleşmişti.

 

Nie Yan bilincini geri kazandı. Gözlerini açtığında Kalor'daydı. Biraz önce maruz kaldığı basınçtan ötürü her yeri ağrıyordu. Neyse ki canını kurtarabilmişti.

 

Bir süre dinlenip gücünü topladı. Elinde hala ağa yapışmış halde Sulgata'nın Tüyü duruyordu.

 

Nie Yan nazikçe ağı temizledi. Sonra da tüyü alıp inceledi.

 

Sulgata'nın Tüyü (Efsanevi Parça)

Açıklama: Sulgata'nın Gölgesinden bir parça. Tüyden gizemli bir güç yayılıyor.

Özellikler: Güç +80, Hüner +120

 

Nie Yan tüyü bir kenara koydu. Çantasından Sulgata'nın Kumaş Çizmeleri de çıkarıp tüyün yanına yerleştirdi. İki eşya parlak bir ışıkla birleşmeye başladı.

 

Birkaç saniye sonra ışık dinmişti.

 

Gözlerinin önünde bir çift bot duruyordu. Keskin tasarımlı simsiyah botların üzerleri ipek kullanılarak detaylandırılmıştı. Kenarlar gizemli harflerle doluydu. Bu yöntem Karanlık Çağda kullanılırdı. Harflerde kadim bir tarih yatıyordu.

 

Sulgata'nın Gölgesi sonunda tamamlanmıştı.

 

Nie Yan duygulandı. Uzun zaman uğraştıktan sonra nihayet Efsanevi kademe botlarına kavuşmuştu!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr