Savaş Beyi oyuncuların taktığı bir isimdi. Onur ve şanı temsil ediyordu.

Önceki zaman diliminde Kılıç Ustası olan ilk kişi Savaş Beyi Lei Su idi. Üç yıl boyunca bir kez olsun Vahşi sıralamasının zirvesindeki yerini kaybetmemişti. O zamanlar İzmarit nispeten zayıftı. Şimdi ise Savaş Beyi Lei Su ile başa baş çarpışacak seviyeye gelmişti.

Savaş Beyi Lei Su efsaneydi. Nie Yan onun Seviye 260 Lordlardan Ölüm Kralını, Hilton Kalesi şeytan istilalarından birinde tek başına öldürdüğünü hiç unutmuyordu. O zamanlar Savaş Tanrısı Kelo'nun İkili Büyük Kılıçlarını ve Savaş Tanrısı Setini kuşanıyordu. Gücü akıl sınırlarını zorluyordu.

Nie Yan Cao Xu'yu öldürdüğünde Savaş Beyi Lei Su altın çağındaydı. İnanç içinde sadece birkaç kişi ona rakip olabilirdi.

"Lei Su..." Nie Yan daha önce bu ismi Xu Yan'dan duymuştu. Lei Su okulun dövüş şampiyonuydu. Okul içinde gerçekten de muhteşem bir şöhrete sahipti. O sırada Nie Yan pek ilgilenmemişti. Zirve Askeri Akademisindeki Lei Su ile oyundaki Lei Su'nun aynı kişiler olduğunu nasıl bilebilirdi?

Öğrencilerin gözünde Lei Su müthiş bir itibar sahibiydi. Savaş Beyi adını da onlar takmışlardı.

Nie Yan standlara doğru bakıyordu. "Tülbent ve Hergeleye yaklaşıyor. Amacı ne acaba?"

Lei Su gelirken bütün kulüp üyelerinin dikkatini çekmişti. Onun gibiler kendilerini gizli tutarlardı. Ansızın ortaya çıkıp üzerlerine geldiğinde kötü bir niyeti olduğundan şüphelenmeleri normaldi.

Tülbent öne çıkıp onu karşıladı. "Lei Su, bu ziyareti neye borçluyuz? Buluşmalara hiç katılmazdın." Konuşurken bile üzerinde baskı hissetmişti. Lakin Niuren Birliğinin elit bir üyesi olarak zayıflık gösteremezdi.

Ölümsüz Hergele, Boyalı Tülbendin yanında duruyordu. Doğal İfritle Düşkün Çocuk onların hemen arkasındaydı. Aralarında muhabbet ediyorlardı. Ancak Lei Su geldiğinde ondan tarafa dönmüşlerdi.

Niuren Birliği oyuncularının teyakkuza geçtiğini gören Lei Su gülümsedi. "Patronunuz nerede? Söyleyin öne çıksın. Onunla konuşmam gerek."

Ölümsüz Hergele şaşırdı. "Patronumuz mu? Nirvana Alevini mi kastediyorsun?"

"Nirvana Alevini arıyorsan Kalordaki lonca ofisine gitmeni öneririm." Boyalı Tülbent de şaşırmıştı. Lei Su Nirvana Alevini aramaya niye buraya gelmişti ki?

"Ha? Size Zirve Askeri Akademisine kaydolduğunu söylemedi mi?"

"Ne?!" Ölümsüz Hergele kendini kontrol edemeyip bağırdı.

Doğal İfritle Düşkün Çocuk da ayağa fırladı. "Tülbent, bu doğru mu? Patron gerçekten de Zirve Askeri Akademisine mi girdi? Neden bundan haberimiz yok?"

Demek öyle. Lei Su neler döndüğünü anladı. Gözlerden uzak kalmak istiyorsun yani.

"Nerede olduğunu bilmiyorsanız boş verin. Görüştüğünüz zaman loncanıza katılmak istediğimi ona söylersiniz. Beni loncaya alacak mı sorun bakalım."

Tülbent ve diğerlerinin ağızları açık kalmıştı. Lei Su Niuren Birliğine mi katılmak istiyordu? Yetenekleri sayesinde loncanın en kıymetli oyuncularından olacağına şüphe yoktu. Acaba onları kandırıyor olabilir miydi?

"Pekala, sözlerini patrona iletiriz." Ölümsüz Hergele Lei Su'yu reddetmek istememişti.

"Güzel," dedi Lei Su. "Öyleyse ben gidiyorum."

Ardından geldiği gibi olay yaratarak gitti.

Tülbent ve diğerleri hala şaşkınlıklarını üzerlerinden atamamışlardı. Lei Su sadece bu sebepten mi gelmişti?

"Tülbent, sence Lei Su Niuren Birliğine katılmak konusunda ciddi miydi? Numara yapıyor olmasın?"

"Yalan söylediğini sanmıyorum. Sözlerine riayet edilecek biridir. Statüsü düşünüldüğünde bizi kandırmakla eline bir şey geçmez." Boyalı Tülbent Lei Su'nun nasıl biri olduğunu anlıyordu.

"Yani Lei Su gerçekten de Niuren Birliğine mi katılacak? Loncamızdaki devlerin sayısı artıyor!" Ölümsüz Hergele heyecanlıydı.

"Hemen sevinme. Durum sandığımız kadar basit olmayabilir. Lei Su kolay kolay lonca aramaz." Sürüyle lonca Lei Su'ya teklif götürmüş, fakat Niuren Birliği de dahil hepsi reddedilmişti. Şimdi aniden loncaya katılmak istediğini söylüyordu. Bu işte kesin bir bit yeniği vardı.

"Lei Su patronun Zirve Askeri Akademisine girdiğini söyledi. Duyduklarım doğru mu?" diye sordu Doğal İfrit.

O ve Düşkün Çocuk Lei Su'nun gücünü tam olarak bilmedikleri için isteğini pek umursamamışlardı. Tek bilmek istedikleri Nie Yan'ın okulda olup olmadığıydı.

"Ben de tam bilmiyorum. Lei Su doğru söylüyor gibiydi. Nirvana Alevi muhtemelen gözden uzak kalabilmek için bizimle iletişime geçmedi. Zirve Askeri Akademisi öğrencileri burada olduğunu öğrenirlerse huzurlu okul hayatı mahvolur." Boyalı Tülbent olayı etraflıca düşündü. Nie Yan'ın yerinde olsa o da aynını yapardı.

Etraftakiler Lei Su ile ne konuştuklarını bilmiyorlardı. Ancak bu, çılgınca tahminler yürütmelerine engel olmuyordu.

"Sizce Savaş Beyi Lei Su, Mavi Rüzgar Çanıyla sorun mu yaşadı?"

"Savaş Beyi Lei Su harekete geçerse Mavi Rüzgar Çanının işi yaş. Orasından eminim. Lei Su'nun arkasındaki gücü hayal dahi edemezsiniz."

"Sanmıyorum. Mavi Rüzgar Çanı Niuren Birliğinden destek alıyor."

...

Lei Su'nun Niuren Birliğine katılmak için geldiğini bilseler muhtemelen yer yerinden oynardı. Bütün okulun birbirine gireceğine şüphe yoktu.

Nie Yan ve Xie Yao dışındaki Niuren Birliği üyeleri Mavi Rüzgar Çanına dahil olmuşlardı. Boyalı Tülbent, Ölümsüz Hergele ve diğerleri bir zindan etkinliği ayarladılar. Böylece tanışıp kaynaşabilirlerdi.

Ölümsüz Hergele öğrenci birliği tarafındaki kalabalığa baktı. "Fang Rujie halinden pek memnun görünüyor. Sanırım Katleden Kılıç Zirve Askeri Akademisinden en azından 1.000 kişi almıştır. Patron alım şartlarını düşürse hepsi Niuren Birliğine katılacaktı."

"O konuda Nirvana Alevinin nicelik yerine niteliği seçme tercihine katılıyorum. Loncaya sadık ve kaliteli bir oyuncu tek başında on kişiden iyidir. Katleden Kılıca katılanların çoğu loncadan yararlanma amacıyla katılıyor. Sence kaç tanesi loncaları için kendilerini feda edebilir?” Boyalı Tülbent güldü. Oradaki kalabalık hiç ilgisini çekmiyordu.