Savaş meydanının ortasında loncalar birbirlerini kontrol altında tutuyorlardı. Birbirlerine düşmanca bakışlar atıyorlardı. Lakin hiçbiri harekete geçmiyordu. Hayalet Prenses İna hala canlıyken birbirleriyle savaşmaktan kaçınıyorlardı. Güçleri hemen hemen birbirlerine eşitti. Aralarında savaş çıkarsa herkes ağır kayıplar verirdi.

Kış Karanlığının lonca lideri olan Elementalistin adı Buz Devriydi. Otuzlarında, ince yapılı ve ortalama özelliklere sahip olması sebebiyle kalabalık içinde kolayca kaybolabiliyordu. Ancak giydiği mavi cübbe ortalamadan çok uzaktı. Ekipmanlarından üç parça Alt Efsanevi, geri kalanlar ise Kara Altın kademeydi. Kendi gibi liderlerden çok daha iyi haldeydi.

"Dövüşçüler! Yerinizi koruyun! İna'nın yanımıza gelmesine izin vermeyin!"

Kış Karanlığı Dövüşçüleri büyük kalkanlarını önlerine gömüp kalkan duvarı oluşturdular.

Belli ki Buz Devri adamlarını iyi eğitmişti.

Buz Devri sohbet penceresini açtı. Özel grup sohbetine Ölüm İnişi lonca lideri Ölüm Nefesi ve Gök Elekçileri lonca lideri Gök Ağını davet etti.

「Gök Ağı, Ölüm Nefesi, iyice düşündünüz mü? Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz? Bana bir cevap verin. Evet veya hayır yeterli.」

Ölüm Nefesi dişini sıktı. 「Kahretsin! Ben varım. Ne yapmamız gerekiyor?」

「Güzel. Ben de öyle düşünmüştüm. Muhteşem Tapınak elinden çok kayıp verdik. Son zamanlarda bizim bulduğumuz iki madeni çaldılar. Sizin de başınıza benzer şeyler gelmiş olmalı. Birkaç gün önce Muhteşem Tapınak güçlerinin Gök Elekçilerinden iki tane 100 kişilik keşif ekibini öldürdüğünü duymuştum. Her neyse, bildiğime göre Niuren Birliğiyle zayıf bir ilişkileri var. O da bizden biraz daha güçlü olduklarından kaynaklı. Onları yendiğimizde Niuren Birliği kılını kıpırdatmayacaktır. Gök Ağı, seni de aramızda görecek miyiz?」

「Pekala, ben de varım.」

Adamları Hayalet Prenses İna ile savaşan Muhteşem Yıldızın haberi yokken Kış Karanlığı, Ölüm İnişi ve Gök Elekçileri liderlerinin planına kurban gitmişti.

「Kan İfritlerinden de yardım çağırdım. 30 üst düzey Hırsız birlikte saldırdığında Muhteşem Tapınak Rahiplerinin hayatta kalmaları imkansız!」

Ölüm Nefesi şaşırdı.「Kan İfritlerini nasıl ikna ettin?」 Onlar gibi ikinci sınıf loncalar Kan İfritlerinin astronomik ücretlerini karşılayamazdı.

Çünkü gelirleri kısıtlıydı. Üyelik aidatları dışında tek gelir kaynakları patron avı, madencilik gibi işlerdi. Yüksek seviye haritaları tek ellerine alacak güçleri olmadığı için de büyük loncaların artıklarıyla yetiniyorlardı. Hiçbir mali gruptan yatırım almıyordu ve lonca liderleri sıklıkla kendi ceplerinden harcama yapıyordu. Dolayısıyla lonca içi etkinliklere ayrılan paralar mali krize neden olabiliyordu.

「Bir destekçi buldum. Kış Karanlığına yatırım yapmaya niyetli. Kan İfritleri de onun kontrolünde. Oradan gelecek destekle yeni üyeler alabileceğiz.」

「Bizimkiler gibi ikinci sınıf loncalara kim yatırım yapar? Bizi kandırmıyorsun değil mi?」 Ölüm Nefesi çaresiz durumdaydı.

「Katılıyorum. İşi gücü olmayan bir kör dışında kim bizimkiler gibi loncalara yatırım yapar?」 Gök Ağı da aynı fikirde olduğunu belirtmişti.

「İşte orada yanılıyorsunuz. Niuren Birliği hiç kuşkusuz güçlü. Ancak yenilmez değiller. 20 ikinci sınıf, 40 üçüncü sınıf loncamız ve 10.000 üzeri oyuncusu olan çok sayıda küçük loncamız var. Hepsini bir araya getirirsek nasıl bir güç ortaya çıkacağını hayal edebiliyor musunuz? Niuren Birliğinin tam altı katı oluruz!」

「Haklısın, ama o dediğin loncalar havada uçuşan toz tanecikleri gibi. Onları kim bir araya getirebilir? Kalor içinde Niuren Birliğine karşı koymak gülünç olur. Koca Zümrüt İmparatorluğunda kim onlara karşı koyabilir?」

Ölüm Nefesi ve Gök Ağı ikna olmayınca Buz Devri devam etti.「Bana inanıp inanmamanız önemli değil. Yakında göreceksiniz. Yüzyıl Mali Grubu kısa zaman önce başka bir mali grupla anlaştı. Zümrüt İmparatorluğundaki bütün varlıklarını onlara sattılar. O mali grubun adını söyleyemem. Şimdilik gizlilik içerisinde çalışıyorlar. Yıkılan Muzaffer Dönüş, Kana Susamış Kılıçlar ve Büyücü İttifakı gibi loncaların bütün elitlerini topladılar. İlahi Muhafızlar, Katleden Kılıç, Yarıgölge İmparatorluğu ve büyüklü küçüklü 50 lonca daha kontrolleri altında. Tabii Kış Karanlığı da. Tahminime göre sizinle temas kurmaları da uzun sürmez.」 Buz Devri, Ölüm Nefesi ve Gök Ağının bilmediği meseleleri anlatırken kendini pek büyük görüyordu. Kış Karanlığının ittifaktaki pozisyonu doğal olarak Gök Elekçileri ve Ölüm İnişinden yüksek olacaktı.

Buz Devrinin sözleri diğer ikisinin kulaklarında çınlıyordu.

「Aman tanrım! Ne tür bir mali grupta o kadar para varmış?」 Buz Devrinin söyledikleri doğruysa Zümrüt İmparatorluğunda yer yerinden oynayacak demekti.

「Yüzyıl Mali Grubu gerçekten de İlahı Muhafızları sattı mı? Bu konuda neden hiçbir şey duymadık?」

「Duyman garip olurdu. Az daha bekleyin. Birkaç aya Kalor'un sahibi Niuren Birliği olmayacak!」

「Ciddi misin?」 Eğer bir mali grup o büyüklükte bir güç topladıysa Niuren Birliğinin hakimiyeti sona erebilirdi. Ancak neden bu konuda hiçbir şey duymamışlardı? Buz Devri onları kandırmaya çalışmıyordu değil mi?

…

Kara, Coşkun, Gölge, Gece ve Mühür kendi aralarında muhabbet ederlerken İna'nın saldırılarından kaçınıyorlardı.

"Hayalet Prenses İna'nın fazla canı kalmadı. Ganimeti toplamaya hazır olun!" Kara grubun en yaşlısı olduğundan sözleri daha ağır basıyordu.

"Geriden alan etkili büyüsü kullanacaklara dikkat edin."

"Merak etme. Elimde beni koruyacak bir şey var. Zaman geldiğinde her şeyi ben hallederim," dedi Kara. Yakın zamanda beş saniye büyü bağışıklığı veren bir beceri elde etmişti. O süre zarfında bütün düşenleri toplayabilirdi.

Hazırlıklar tamamdı. Hayalet Prenses İna öldüğünde harekete geçeceklerdi.

O anda Kara'ya mesaj geldi. "Kış Karanlığı Muhteşem Tapınağa saldırmamızı istiyor."

"Patron ne dedi?"

"Patron onayladı mı?"

Patron onayladığını onlar reddedemezdi.

Muhteşem Tapınakla ilgilenme planı yürürlükteydi.

…

Nie Yan Kara ve diğerlerine yaklaşıyordu. Bu beş Hırsız birbirinden neredeyse hiç ayrılmıyordu. Aralarında her zaman iki metre kadar mesafe olduğundan pusuya düşmeleri imkansızdı. Savaş meydanına baktığında Kış Karanlığı, Ölüm İnişi ve Gök Elekçileri ekiplerinin Muhteşem Tapınağa doğru yaklaştığını gördü. Yanlış bir şeyler olduğunu hemen anlamıştı.

"Bitmek üzere! İna'nın sadece %2 canı kaldı. Afacan, sen ganimetlere koşacaksın. Biz seni koruyacağız!" Muhteşem Yıldız hazırlığını yaptı.

"Patron, Kış Karanlığı bize saldırıyor!"

"Patron, Ölüm İnişi bize saldırıyor!"

"Patron, Gök Elekçileri bize saldırıyor!" Karşılık verecek miyiz?"

"Ne?!" Muhteşem Yıldız arkasına baktığında kırmızı bulutları gördü. Çok geçmeden ateş sağanağı sonucu adamları ölmeye başladı.

Onlarca Hırsız Muhteşem Tapınak arka saflarında belirip Rahipleri katletti.

"Patron, Hırsızları çok güçlü. Çoktan 30 Rahip kaybettik!"

"Buz Devri, Ölüm Nefesi, Gök Ağı! Sizi sinsi piçler! Bunu unutmayacağım! Bekleyin siz! Yaptığınızı size ödeteceğim!" Muhteşem Yıldız öfkeden deliye dönmüştü. Adamları öldürülüyordu.

"Patron, ne yapacağız?"

"Hayalet Prenses İna'yı bırakın! Geri çekilin! O şerefsizler savaşmak istiyorsa savaşacağız! Savaşçılar, ileri!" Onlarca Savaşçı emri aldığı gibi Kış Karanlığının üzerine koştu.

Muhteşem Tapınak dört bir yandan sarılmıştı. 600 kadar oyuncuyu, yani ekiplerinin çeyreğinden fazlasını kaybetmişlerdi. Anlaşılan ezici bir mağlubiyet alacaklardı.

Kış Karanlığı, Ölüm İnişi ve Gök Elekçileri bir araya gelip Muhteşem Tapınağa saldırıyordu. Sayı bakımından Muhteşem Tapınağın iki katı kadarlardı. Pusu ile gafil avladıkları için savaşın seyri onlardan yanaydı. Dahası, Kan İfritleri Hırsızlarının katkısı sayesinde Muhteşem Tapınak Rahiplerinin desteğini kaybetmişti. Kayıpları hızla artıyordu.

"Şerefsizler!" Muhteşem Yıldız yumruğunu sıktı. Normalde arkadaş canlısı biriydi. Nadiren öfke patlamaları yaşardı. "Pusuya düşmesek bu kadar kayıp vermezdik!"

Muhteşem Yıldız ve Savaşçıları Kış Karanlığının ön saflarıyla çarpıştı. Fakat Rahiplerin desteği olmadan yapabilecekleri sınırlıydı. Bunlar yetmezmiş gibi alçak zeminde kalmışlardı.

Kaşlarını çattı. Muhteşem Yıldızla arkadaşlardı. İki lonca arasında işbirliği söz konusuydu. Muhteşem Tapınak ağır kayıplar verirken yerinde oturamazdı.

"Hmm... Kara Kanat Ejderhası aşırı dikkat çekici. Ortaya çıktığında benim geldiğim belli olur. Lafus'u çağırsam yeter." Nie Yan İlahi Alım penceresini açtı.

Evet!

Bir ışık parıltısıyla Şövalye Lafus savaş meydanında belirdi.