Gölge Katili arkadaşları, müttefikleri ve hatta kurduğu organizasyon tarafından terk edilmişti. Nie Yan ona yardım elini uzatmak istiyordu. Kabul ederse Niuren Birliğinde bir tane daha üst düzey Hırsız belirecekti.

Fakat Gölge Katili teklifini kabul edecek miydi? Neticede bu durumda olmasının sebebi Nie Yan'dı. Muhtemelen ona karşı derinden bir öfke duyuyordu. Şu anda Niuren Birliğine katılma ihtimali düşüktü. İkna olması için daha fazlası gerekecekti.

"Onun benimle iletişim kurmasını bekleyeceğim." İlk hedefe suikast düzenleyen Gölge Katili, ikinci hedefi öğrenmek için yakın zamanda iletişim kuracaktı.

Çıkış yapma zamanı yaklaşmıştı. Nie Yan kapsülden çıktı. Yanındaki kapsül boştu ve alt kattan yemek kokusu geliyordu. Belli ki Xie Yao erken çıkıp kahvaltı hazırlamıştı.

Birlikte masaya oturdular. Nie Yan Xie Yao'ya baktı. Saçını taramak için bile vakti olmamıştı. Ancak dağınık duran saçları bile güzelliğini azaltamıyordu. Hatta onu daha davetkar kılıyordu.

"Dün öğrenci birliğinden birkaç kişi benimle konuştu. Halkla ilişkiler müdürü olmamı istediler. Reddettiğimde birkaç sınıf arkadaşımı üzerime gönderip beni ikna etmeye çalıştılar. Cidden sinirlerim bozuldu."

Nie Yan şaşırdı. Öğrenci birliğine katılım gönüllülük esaslı olmalıydı. Öyleyse neden Xie Yao'yu zorluyorlardı?

"Seni rahatsız ederlerse bana haber ver," dedi Nie Yan. Gizli bir amaçları olduğundan şüpheleniyordu.

"Tamamdır."

İkili okul hakkında muhabbet ediyordu. Xie Yao hevesle sınıf arkadaşlarını anlattı. İkisi de kolayca uyum sağlayıp arkadaş edinmişti. Kararsız kaldıkları tek nokta kulüplerdi. Gruplaşma bu okulda çok yaygındı. Ama bunda bir gariplik yoktu. Zirve Askeri Akademisinde ailesi güçlü öğrenci çoktu. Aralarında sürekli rekabet hakimdi. Yetenekli kişileri kendi gruplarına katmayı kim istemezdi? Bütün gruplarda pis işler dönüyordu. Okulda kısıtlanan hareketleri, okul dışında birbirlerinin zararına işler yapmalarını engellemiyordu.

Birinci sınıfların çok azı güçlü kulüplere üyeydi. Üst sınıflarda ise durum değişiyordu. Bazı meşhur öğrenciler ondan fazla kulübe katılmıştı. Bunda ya ailelerin gücü, ya da kişisel yetenekleri etkiliydi. Lakin Nie Yan gruplar hakkında iyi düşünmüyordu. Çoğu küstah davranışlara sahiplerdi.

Xie Yao aklındaki her şeyi Nie Yan'a anlatıyordu. O neşeyle anlatırken Nie Yan gülümsüyordu.

Xie Yao her geçen gün daha da güzelleşiyordu.

Kahvaltıdan sonra bulaşıkları halletti. Ev işleriyle uğraşması Nie Yan'ı duygulandırıyordu. Gerçek bir karı-koca ilişkisi yaşıyorlar gibi hissediyordu.

İkili birlikte evden çıkıp Zirve Askeri Akademisine vardı.

"Ben sınıfa geçiyorum," dedi Xie Yao.

"Acele et. Görüşürüz." Zaten geç kalmışlardı. Neyse ki birkaç dakikadan fazla gecikmedikleri için derse girebilirlerdi.

Xie Yao aceleyle yürüdü. Nie Yan da komuta fakültesine geçti. Hoca derse başlamıştı. Sınıfa girip önceden belirlenmiş sırasına oturdu.

"Hoş geldin. Nasıl bu kadar gecikebildin?" Konuşan sıra arkadaşı Xu Yan idi.

"Trafik." Nie Yan basit bir sebep sunmuştu.

Xu Yan ise bunu yutmadı. "Haha. Uyuyakaldıysan çekinmeden söyleyebilirsin. Trafik diye bahane mi olur? Dediğine kimse inanmaz."

Nie Yan gülümseyerek omuz silkti. Çenesinin düşük olması dışında Xu Yan düzgün biriydi. Nie Yan onunla laf yarışına giremezdi.

"Az önce öğrenci birliğinden seni aramaya geldiler."

"Ha? Beni mi arıyorlardı? Neden?" diye sordu Nie Yan.

"Bu yılki öğrenci birliği başkanı hırslı biri. Başarılı birinci sınıfların hepsini davet ediyormuş." Xu Yan Nie Yan'ı kıskanmıştı. Okula yeni girdiği halde öğrenci birliğinden özel davet alıyordu.

Nie Yan hafifçe gülümsedi. Ona göre öğrenci birliğindekiler, yetişkinlerin politik oyunlarını taklit eden çocuklardan ibaretti. Böyle oyunlara ayıracak vakti yoktu.

"Öğrenci birliği başkanı kim peki?" diye sordu Nie Yan. en azından bu kadarını bilmeliydi.

"Fang Rujie Sakın bana onu tanımadığını söyleme!"

"Tanımıyorum." Gerçekten de Fang Rujie denen kişiyi ilk defa duyuyordu. Özellikle araştırmaya değer biri değildi.

Xu Yan gözlerini devirdi. "Onu bile tanımıyorsun demek. O da senin gibi genel sıralamada birinci olmuştu. Bu sene üçüncü sınıfta. Güçlü bir dövüşçü. Söylenene göre dördüncü sınıflardan Lei Su'nun hemen ardında geliyormuş. Üniversiteler arası turnuvada ülke üçüncüsü olmuş ve aynı zamanda basketbol takımının kaptanıymış. Kolay lokma değil anlayacağın. Acaba o mu güçlüdür sen mi?"

Nie Yan tembelce gerindi. Fang Rujie'ye zerre kadar ilgi duymuyordu. Xie Yao'nun da onun da öğrenci birliğine katılma planı yoktu. Fang Rujie'nin yakalarından düşmesi en iyisiydi.

"Ona ulaşabilmen için telefon numarasını bıraktı." Xu Yan kartı Nie Yan'a iletti.

"Benim adıma sen konuşur musun? Ona katılmayacağımı söyle." Nie Yan dikkatini derse verdi.

"Ha? Tabii..." Millet öğrenci konseyine katılmaya can atarken Nie Yan düşünmeden teklifi reddetmişti.

"Nie Yan, sınıf olarak İnanç içerisinde buluşacağız. Gelmeyi düşünür müsün?" Fei Zhe arkadan Nie Yan'ın omzuna dokundu. "Buluşmayı güzel sınıf başkanımız düzenliyor."

"Sağ olun, ben gelmeyeyim. Siz bensiz devam edin." Sınıf başkanının nasıl biri olduğunu hatırladı. Zhao Shiyu adında ablalık taslayan bir güzellikti. Uzun, ince bir vücuda sahipti. Sınıftaki erkekleri peşinden koşturacak güzelliğe sahip olduğu halde Xie Yao'nun yanından geçemezdi. Jiang Yingyu bile onu sollardı. Birkaç defa sorularında yardım almak gibi bahanelerle Nie Yan'a yaklaşmayı denemiş, ama her seferinde reddedilmişti.

"Anlıyorum... Yazık oldu. Sen olmadan buluşmanın tadı olmayacak."

"Haha, eminim yokluğumu fark etmezsiniz. Eğlencenize bakın." Nie Yan gülümsedi. Nie Yan da sınıf arkadaşlarıyla kaynaşmak istiyordu. Lakin oyundaki kimliği fazla dikkat çekiciydi. Gün bitmeden Zirve Askeri Akademisindeki herkes Nirvana Alevin olduğunu öğrenirdi. O ise mümkün olduğunca az dikkat çekmek istiyordu.

Xu Yan gözlerini kıstı. Nie Yan'ın İnanç'la alakalı konularda isteksiz olması, Xu Yan'ı iyice şüphelendiriyordu.

"Gelecek sefere katılırım. Pelerin falan giyersem beni tanımazlar." Nie Yan'ın aklındaki buydu. Sınıf buluşmalarında ne tür etkinlikler düzenlendiğini o da merak ediyordu.