Bölüm 585: Kraliyet Kütüphanesi

avatar
1821 66

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 585: Kraliyet Kütüphanesi



Bölüm 585: Kraliyet Kütüphanesi

 

Nie Yan sonunda Wendigoyu öldürdü. Vücudundan çıkan ışıkla birlikte Seviye 98'e yükseldi.

 

Wendigo gibi Lord sınıf yaratıkları öldürmek için büyük bir sefer ekibi gerekirdi. Buna rağmen sürüyle oyuncu arasında paylaşılacak tecrübe puanı gibi ödüller tatmin edici olurdu. Nie Yan ise bu ödüllerin tamamına tek başına konmuştu.

 

Wendigonun cesedine gidip düşenleri topladı. İki tane Seviye 110 ekipman ve birkaç mücevher düşmüştü. Diğer oyuncuların ağzını sulandıracak ganimetler ona sıradan geliyordu.

 

Topladığı eşyaları çantasına attıktan sonra Kara Kanat Ejderhasını çağırdı.

 

Ejderha eğilip Nie Yan'a sürtünüyordu.

 

Nie Yan Kara Kanat Ejderhasının başını okşayıp bir parça etle yaratığı besledi. Daha fazla Seviye 100+ Lord bulmaya gidecekti. Bu bölgenin yakınlarında hiç Lord yoktu.

 

Nie Yan ejderhasına binecekken tuhaf bir şey hissetti. Uzaktaki ağaçlara baktı. Etrafı taradığında bir şey bulamadı. Başını iki yana salladı. Burada başka birinin olması imkansızdı. Sıçrayıp Kara Kanat Ejderhasının sırtına bindi.

 

Ejderha kanat çırpıp gökyüzüne yükseldi ve ufukta kayboldu.

 

Hatalı Gülümseme ağaçların arkasından çıkarken rahat bir nefes aldı. Bulunduğunu sanmıştı. O yüzden çabucak gizlenmişti. Nie Yan'ı gözlerken yakalanırsa kendisini açıklama ihtimali kalmazdı.

 

Az önce Nie Yan'ın bulunduğu yerle arasındaki mesafeyi hesapladı. Hayrete düşmüştü. Arada 10 metreden fazla mesafe varken varlığı hissedilmişti. Nie Yan'ın Sezgisi inanılmaz yüksekti! Aradaki fark bir kez daha belli olmuştu.

 

Hatalı Gülümseme Niuren Birliğinin oyuncu aldığını duymuştu. Onların elitleri arasına katılabilirse profesyonel oyunculardan daha dolgun maaşı olacaktı. Biraz düşündükten sonra çantasından bir Dönüş Parşömeni çıkardı.

 

Nie Yan Kara Kanat Ejderhasının sırtında uygun Lordları avlayarak öğleden sonraya kadar Seviye 99'a ulaştı. Seviye 100 önündeydi. Bugün son adımı atamayacak gibiydi, ama yarın tüm gününü seviye atlamaya ayırabilirdi.

 

Avladığı Lordlardan bir tane daha Hayat Zümrüdü düşürmüştü. Şansı oldukça yaver gidiyordu. Tabii seviyesinin üzerindeki Lordları avlamasının, güzel eşyalar düşmesiyle yakından alakası bulunuyordu. Çoğu nadir olmak üzere kaliteli eşyalar elde etmişti.

 

İki Hayat Zümrüdü sayesinde Kalor'a döndüğünde iki tane daha Dilek Kolyesi üretebilirdi.

 

Şu anda başka işi olmadığından önceliği Dilek Kolyesi üretimine verdi. Niuren Birliği zanaatkarlarının Usta sınıf eşyalar üretebilmeleri kolyeyle mümkün olacaktı.

 

Dönüş Parşömeniyle Kalor'a döndü. Şehre varında şahsi deposuna gidip üretim malzemelerini yanına aldı.

 

İşi bittiğinde Guo Huai'den çağrı geldi.

 

Sesi bir garip geliyordu. Bir Hırsız doğrudan elit olarak loncaya katılmak istiyordu. O sırada Ağıt Şövalyesi, Yalnız Gölge ve Yaz Böceği yanımdaydı. Onları yenerse isteğini kabul edeceğimi söyledim.

 

Nie Yan'ın ilgisi kabarmıştı. Sonuç? Birisi doğrudan elitler arasına katılmak istiyordu. Ya kendini bir halt sanıyordu, ya da gerçekten yetenekli olmalıydı.

 

Ağıt Şövalyesi kaybetti. Şimdi Yalnız Gölge dövüşüyor. O da sürekli köşeye sıkışıyor. Kabul etmem gerekirse sözlerini destekleyecek kadar yetenekli. Yine de loncaya katılmasına sıcak bakmıyorum. Şaibeli kişileri loncaya kabul etmemek daha doğru. Kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulamıyorum.

 

Nie Yan güldü. Endişelerini çok iyi anlıyorum. Ama lonca lideri olduğunu düşün. Rakip loncaya adamlarını nasıl sızdırırsın?

 

Hmm...

 

Ben sıradan oyuncular olarak katılmalarını, fazla dikkat çekmemelerini sağlardım. Yavaş yavaş güçlerini göstererek rütbe atlamaları daha güvenilir olurdu. Loncanın en alt tabakasından üst tabakalara yükselecek kadar sadık oyunculara herkes güvenir. Anında elit olanlar ise o güveni kazanamazlar. Ayrıca dışarı bilgi sızdırmak isteyen yönetici grubuna katılır. Elit olduğun zaman konumun değişmez. Sözleşmeye bağlı kalacağından yükselemezsin. Hiçbir lonca lideri böyle aptalca yöntemlerle rakip loncaya sızmazdı.

 

Yani ona güvenebileceğimizi mi söylüyorsun? Eğer öyleyse elitlerimize katılmayı kesinlikle hak ediyor. Bence Güneş ve Dünyanın Kralı ile aynı seviyede. Yalnız Gölge de kaybetti. Niuren Birliği elitleri güçleri ve yetenekleriyle bilinirlerdi. Onları mağlup etmek her babayiğidin harcı değildi.

 

Oyuncunun adı ne? Nie Yan iyice meraklanmıştı.

 

Hatalı Gülümseme.

 

"Demek oymuş!" Nie Yan kendi kendine mırıldandı. Önceki zaman diliminde Hatalı Gülümseme, yetenek bakımından Gölge Dansçıları arasında bile en üstlerde yer alırdı. Ancak gözden uzak olmayı tercih ederdi. Hakkında bilgi edinmek neredeyse imkansızdı. Nie Yan onu bizzat loncaya davet etmeye niyetlenmiş, fakat karşı tarafın sohbet engeli yüzünden iletişime geçememişti. Ortalıkta görünmediğinden dolayı Nie Yan ondan vazgeçmişti. O kadar aradığı birinin kendi ayaklarıyla loncaya geleceğini nereden bilebilirdi?

 

Sözleşme hazırlayın. Uçuk şeyler istemediği sürece her isteğini kabul edin. Dediği yeterli değilmiş gibi hissedip devam etti.Sakın loncadan çıkmasına izin vermeyin!

 

Anlaşıldı. Anlaşılan Nie Yan bu Hatalı Gülümseme hakkında olumlu düşünüyordu.

 

Nie Yan Hatalı Gülümsemenin loncaya başvurmasından hoşnuttu. Niuren Birliği etki alanını genişlettikçe Zümrüt İmparatorluğunun elitleri bir araya geliyordu. Lonca süratle gelişiyor, her gün bir öncekinden daha güçlü hale geliyordu. Onun liderliğinde sonsuza kadar sürecek bir efsaneye dönüşüyordu.

 

Nie Yan iki Dilek Kolyesi üretimine yetecek kadar üretim malzemesi aldı.

 

İlk porsiyonu Pandoranın Kutusuna koyup işlemi onayladı.

 

İlk seferdeki gerginliği bu sefer yoktu. Yoğun bir parıltıyla birlikte kutunun içinde bir kolye belirdi.

 

Bu defa kolyenin özelliği Efsunculuk +1 idi. Geri kalan bütün özellikleri önceki kolyeyle aynıydı.

 

İkinci Dilek Kolyesi de başarıyla üretildi. O da Tamircilik +1 özelliğine sahipti.

 

Bu kolyeler bazı Alt Efsanevi ekipmanlardan değerlilerdi. Gelecekte Niuren Birliği, en fazla Usta sınıf zanaatkar ürünlerine sahip lonca olacaktı.

 

Nie Yan kolyeleri Kuş'a teslim etti.

 

İşi tamamlandığına göre kütüphaneye gidebilirdi. Çantasında Mühür Kayıtları yatıyordu. Onun ne olduğunu bulmalıydı.

 

Zümrüt İmparatorluğu Kraliyet Kütüphanesi...

 

Zümrüt İmparatorluğunun en eski ve içindeki çeşitli eserler bakımından en büyük kütüphanesiydi.

 

Normalde oyuncular buraya pek uğramazdı. Kimsenin oyun içinde kitap karıştıracak hali yoktu. Seviye atlamak zaten yeteri kadar yorucuydu. Ayrıca savaşın heyecanını tatmak varken kim kitap okurdu ki?

 

Lakin buradaki kitapları incelemek son derece faydalı olabilirdi. Vakit bulabilse Nie Yan buraya sık sık uğrardı.

 

Nie Yan merdivenleri çıkarken NPC’lerin yanından geçip gidiyordu. NPC’ler koltuk altlarına sıkıştırdıkları kitaplarla etrafta koşuşturuyorlardı. Giyim tarzlarına bakılırsa Kalor'un soylu tabakasına aitlerdi.

 

Nie Yan kütüphaneye girdi. Dar bir koridordan geçip dev hole adım attı. Etrafa bakındığında hayranlığını gizleyememişti.

 

Ne büyük bir kütüphane!

 

Onlarca kat uzayan kütüphanenin her katı raflarla doluydu. Kalın ve ağır kitaplar raflardan taşıyordu. Kütüphaneyi seyretmesi bile güzeldi. İçeride sayılamayacak kadar çok kitap bulunuyordu. Kitaplar en dayanıklı malzemelerle yapılmış ve güzelce süslenmişlerdi.

 

Her şey bir düzene göre yerleştirilmişti. Nie Yan holde yürüyordu. Birkaç dakikalık arayışıyla dil bölümünü buldu.

 

Sıra sıra dizili raflarda farklı dillere ait kitaplar mevcuttu. Nie Yan'ın gözü korkmuştu. Burada Mühür Kayıtlarının yazıldığı dili bulmak zordu. On binlerce kitap içinde aradığını nasıl bulabilirdi?

 

Aklında dil bölümünde zaman geçiren bir NPC geldi. Yeni bir dil öğrenmek isteyenler onunla iletişim kurarlardı.

 

Önceki zaman diliminde bu NPC’yi Nie Yan da ziyaret etmiş, ama sonrasında koşarak uzaklaşmıştı. Zira en yaygın dilleri öğrenmek bile birkaç altına mal oluyordu. Daha nadir ve kadim dillerde fiyat on binlerce altına çıkabiliyordu.

 

Nie Yan odanın bir köşesinde oturan yaşlı adamı gördü. Kıyafetleri yamalarla kaplıydı. Öyle pis görünüyordu ki, haftalardır yıkanmadığı söylense kimse itiraz etmezdi.

 

Nie Yan'ın aradığı NPC bu adamdı. 200'den fazla dil bilen ihtiyarın adı Dil Ustası Edminson idi. Zümrüt İmparatorluğunun efsane karakterleri arasındaydı.

 

Lakin Edminson daha çok pisliğiyle bilinirdi. Yanına yaklaşan oyuncular yaydığı pis kokuyu hemen alırlardı.

 

Ondan dil öğrenmek için kısa süren bir diyalog ve yeterli miktarda altın gerekirdi. Üstelik hiçbir görev vermiyordu. Bu yüzden oyuncular arasında itibar görmez, hatta çoğunlukla görmezden gelinirdi.

 

Edminson uyukluyordu. Yorgun görünümü yaşını ön plana çıkarmıştı.

 

Bir ayağı çukurdaydı.

 

Önceki zaman diliminde hep bir köşeye oturmuş kitap okurdu. Yakınından biri geçmediği sürece kitaptan başını kaldırmazdı.

 

"Gidip uyandırsam mı?" Nie Yan kararsızdı. Uyandırdığı zaman Edminsonun memnuniyetsizliğini kazanmaktan çekiniyordu. Edminsonun yardımı şart olduğundan bunu göze alamazdı.

 

Nie Yan bu düşünceyle beklemeye karar verdi. Zamanı boldu. Sabırla Edminsonun yanında beklemeye koyuldu.

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr