Bölüm 579: Kutsal Yargı Kitabı

Birkaç dakika sonra sandığın kapağı açıldı.

İçeriden parlak bir ışık yayılıyordu. Nie Yan elini gözlerine siper etti. Çok geçmeden yayılan ışık dindi. Sandıkta küçük bir kitap yatıyordu. Sıradan görünümüne rağmen kitaptan yoğun bir kutsal güç yayılıyordu.

Nie Yan kitabı alıp kapağını açtı. Vücudu beyaz bir ışıkla sarmalandı.

"Demek beceri kitabı değilmiş." Kadim Ortak dilde yazılan sayfaları karıştırdı. Neyse ki dili biliyordu. Kapaktaki silik ismi bir şekilde okumayı başardı. Kitabın adı Kutsal Yargı Kitabı idi.

"Kutsal Büyücü Bierze güçlü bir formasyon oluşturdu. Beş Yüce Kutsal Büyücü, tanrının gücünü formasyona aktararak Büyük Ejderha Kontlarından Istres Brook'u tutsak ettiler. Bierze kutsal gücünü yargının ulu kılıcına dönüştürüp Istres Brook'un göğsüne sapladı ve onu arındırdı."

Nie Yan bunları okuduktan sonra dahi kitabın ne işe yaradığını anlamamıştı. Son sayfadaki karmaşık diyagrama baktı. Büyü formasyonuna benziyordu. Altında ise metin halinde sözler yazılıydı. Sözleri anlamak için muhtemelen Büyücü olmak gerekiyordu.

Yoksa bu bir görevin ipucu mu?

Nie Yan kaşlarını çattı. Kutsal Yargının Kitabını çantasına atmak üzereyken bir bildirim daha geldi.

Bu kitabı bilgili bir Kutsal Büyücüye götürün. O zaman sorularınıza cevap bulacaksınız.

"Sanırım Xie Yao'ya danışmam gerek." Nie Yan kitabı kaldırdı.

"Becerilerimi yeterince geliştirdim. Artık dönüş vakti geldi." Seviye 100'den sadece üç seviye uzaktaydı. Seviye 100 olduğunda Işık Tapınağına dönüp Berrak Dansçı sınıf atlama görevini alabilirdi. Lider sıralamasına göz attı. Zümrüt İmparatorluğunun en yüksek seviyeli oyuncusu, Seviye 98 ile Tang Yao idi. İkinci sırada Seviye 97 ile Xie Yao geliyordu. Çoğu oyuncu Seviye 80 üzerine çıkmıştı. Yine de Nie Yan'ın seviye avantajı kaybolmamıştı. Tahminine göre Berrak Dansçı sınıf atlama görevi uzun süreceğinden, geridekilerle arasındaki farkı korumalıydı.

Düşler ülkesinden çıkış kapısının açılmasına iki saat kalmıştı.

Nie Yan o süre boyunca eğitimini sürdürdü. Zaman geldiğinde haritanın ortasına baktı. Işıktan, kocaman bir kapı belirmişti.

Nie Yan kapıya adım attı. Bir bildirim çıkmıştı.

Venita'nın Düşler Ülkesinden ayrılmak istiyor musunuz?

Evet! Nie Yan'ın gözleri karardı ve bilincini kaybetti.

Bir süre sonra gözlerini açtı. Yüzüne vuran rüzgarı ve tuz kokusunu hissediyordu. Ayağa kalkıp etrafına bakındı. Venita ortalıkta görünmüyordu. Yalnızca okyanusu görebiliyordu.

"Önce geri dönelim." Çantasından bir Dönüş Parşömeni çıkardı. Bir ışıkla birlikte kendisini Kalor'da buldu.

Oradan Cripps Kalesine geçip Xie Yao'yla buluşacaktı. Kutsal Yargı Kitabını ona göstermek istiyordu.

Xie Yao elindeki işi bırakıp kaleye döndü.

Guo Huai ve diğer yöneticiler lonca karargahında loncanın gelecek planlarını tartışıyorlardı. Loncanın beyni onlardı. Bütün planları onlar sunar, Nie Yan sadece son onayı verirdi. Yani loncanın yönetimi artık Nie Yan'ın ilgisini gerektirmiyordu. Bu bakımdan lonca ve şirketler aynıydı. CEO her işi kendisi yapmaya çalışsa yorgunluktan ölürdü.

Nie Yan sadece loncanın izleyeceği yolu çiziyordu.

Karargaha girdiğinde Guo Huai ve diğerleri onu karşıladılar.

"Sonunda gelebildin. Nasıl geçti?" diye sordu Guo Huai.

"Fena değil." Nie Yan gülerek konuştu.

Guo Huai Nie Yan'ı iyi tanıyordu. Şu anda sakin görünse de, zamanı geldiğinde muhteşem bir şey göstereceğinden kuşku duymuyordu.

"Şu beceri kitabını İzmarite ver. Geri kalanı hazineye atın." Nie Yan çantasındaki kitapları Guo Huai'nin önüne yığdı. Toplamda beş yüzden fazla kitap toplamıştı.

"Nasıl bu kadar çok beceri kitabı bulabildin? Nereye gittin öyle?" Guo Huai şaşkınlıktan sesini yükseltmişti.

"Özel bir haritada becerilerimi geliştiriyordum. Orada da sadece beceri kitapları düşüyordu."

Guo Huai kitapları inceledi. Hepsi de ender bulunan becerilerdi. Bunca kitabın toplam değerini hesaplamak zordu.

Çok geçmeden Xie Yao da karargaha vardı.

"Azize Christina Setinden kaç parça topladın?" diye sordu Nie Yan. Xie Yao güçlü bir ışıkla sarılmıştı. Adeta kendisi de bir azizeye dönüşmüştü. Setten daha fazla parça toplamış olmalıydı.

"Şu an elimde beş parça var." Xie Yao tatlı tatlı güldü. Ciddi bir ilerleme kaydetmişti.

Yakında bütün seti tamamlayacaktı. Nie Yan çantasından Kutsal Yargı Kitabını çıkardı. "Bunun ne olduğunu biliyor musun?"

Xie Yao Kutsal Büyücü olduğundan, kutsal eşyalar konusunda bilgili olmalıydı.

"Aman tanrım! Bu Kutsal Yargı Kitabı!"

"Ne işe yaradığını biliyor musun?"

"Kutsal Yargı Kitabı Karanlık Çağdan kalma. Kitabın önsözünde hepsi yazıyor. Beş Yüce Kutsal Büyücü büyüleriyle Büyük Ejderha Kontlarından birini hapsetmiş. Sondaki sözler formasyonu hareket ettirmeye yarıyor."

"Hedefi ne kadar süreliğine bağlıyor?" diye sordu Nie Yan. Kitap onu şaşırtmıştı.

"60 saniye. Hedef formasyona saldırdığında süre nasıl değişir bilmiyorum. Hapsedilen hedef çok güçlüyse en fazla 10 saniye dayanır. Bekleme süresi de iki gün."

"O kadar bağlaması bile yeter." Zorlu savaşlarda 10 saniyede her şey tersine dönebilirdi.

"Büyü için beş Yüce Kutsal Büyücü lazım."

"Uygun gördüğün dört kişiyi seçebilirsin." Nie Yan kitabı Xie Yao'ya vermenin doğru olacağını düşünüyordu. Ondan daha uygun biri olamazdı.

"Tamam." Xie Yao başıyla onayladı. Nie Yan'ın kendisine ne kadar inandığını bildiğinden omzuna büyük bir yük binmiş gibi hissediyordu.

Bir süre daha karargahta durduktan sonra dört ekip arkadaşı bulmaya gitti. Bulacağı kişileri yetenekli olması şarttı. Ve kız olmaları.

Niuren Birliğinde çok sayıda kız oyuncu bulunuyordu. Hatta loncanın en iyi oyuncularından çoğu kızdı.

İşi biten Nie Yan, Orta ve Gelişmiş Büyü Bombalarını topladı. Mor Duman geçen birkaç haftada çok sayıda bomba hazırlamıştı.

Nie Yan'ın Seviye 100'e ulaşması yaklaşık beş gün sürecekti. Büyü Bombaları bittiğinde kendi çabasıyla kasılması gerekecekti. Lakin aklında geçmiş hayatından kalan sürüyle kasılma yöntemi vardı. Hepsi de garip ama etkili yöntemlerdi. Kasılma hızını katlayarak artıracaklarına şüphe yoktu.

Sabah okula gidip akşam oyun oynama düzeninden gayet memnundu. Niuren Birliğinin hızlı büyümesi, lonca üyelerinin kendilerini özel hissetmelerini sağlıyordu. Kasılmaya gittiklerinde bile diğer oyunculardan saygı görüyorlardı. Neyse ki loncanın disiplini katıydı. Kimse zorbalıkla diğer oyuncuların bölgelerini ellerinden almaya çalışmıyordu.

Üçüncü gün Nie Yan geri döndü. Ekipmanlarla ağzına kadar dolu çantasını lonca hazinesine boşalttı. Her şey düzgünce yerleştirilmişti. Bazı eşyalar özel ışıklar yayıyorlardı. Hazinedeki 1.6 milyon parçanın her biri kaliteli ekipmanlardı. Diğer hiçbir loncada bu kalite mevcut değildi. Nie Yan'ın tahminine göre Melek Müfrezesinin hazinesi bile, parça adedi ve kalitesi bakımından bu seviyeye ulaşamazdı.

"Grifon Ormanları keşif ekibi ne alemde?" diye sordu Nie Yan.

"Gayet iyi durumdalar. Loncada an itibariyle dokuz tane uçan bineğimiz var." Melek Müfrezesi Grifon Ormanının küçük bir parçasını keşfederken kim bilir ne kadar kayıp vermişti. Koca bir ayın sonunda sadece 30 uçan binek elde edebilmişlerdi. Niuren Birliğinin kayıpları onlara kıyasla daha düşük, kazancı ise daha yüksekti. "Kılıç Parıltısının ekibi kısa zaman önce Grifon Ormanlarında bir görev aldılar. Zehir Vadisine giderek Zehirli Akrep Kralı öldürmeleri gerekiyormuş. Ödül ise grifon yavrusu yetiştirmeyi sağlayan Grifon Kafesiymiş."

Nie Yan bandajlarını hazırlıyordu. Guo Huai'yi duyduğunda heyecanla yerinden fırladı. "Ne? Zehir Vadisine mi gittiler?"

"Evet. Ne oldu ki? Yanlış bir şey mi var?"

"Görevde ne kadar ilerleyebilmişler?"

"Şu anda patronla dövüşüyorlar."

"Çabuk Usta Panzehir hazırlayın! Zehir Vadisine gidiyorum! Acele etmeliyiz!" Nie Yan endişelendi. Patronla savaş başladıysa, geri dönmek imkansızdı.

"Anlaşıldı. Hemen hazırlatıyorum." Guo Huai işin ciddiyetini hemen anlamıştı. Adamlarına panzehir toplamalarını emretti.