Bölüm 546: Kuşatılmış

avatar
2116 57

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 546: Kuşatılmış



Bölüm 546: Kuşatılmış

 

 

Dünyanın Kralının yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi.

 

 

Kadınların sezgileri asla yanılmazdı. Xie Yao onun tehlikeli olduğunu söylerken yanılmıyordu.

 

 

Uzun süre savaş bölgelerinde yer aldığından öldürme niyeti çok güçlüydü. Ve şu anda bunu hiç gizlemiyordu.

 

 

Ölümle karşı karşıyayken bile sükunetini koruyabiliyordu. Mermilere karşı koymayla kıyaslanınca şu an çok da kötü durumda değildi.

 

 

İki Hırsız yaklaştığı anda pozisyonlarını ve saldırı planlarını anlayıvermişti. Hafifçe kenara eğildiğinde biri kulağının, diğeri ise yanağının kenarından iki hançer geçti.

 

 

Dünyanın Kralı hançerlerin keskinliğini hissedebiliyordu.

 

 

Bu keskin beceriyi paralı asker olduğu zamanlarda ölümle burun buruna geldiği sayısız tecrübe sonucunda geliştirmişti. Sıradan bir göz, böyle hareketlerini izleyemezdi!

 

 

Pusu başarısız olmuştu!

 

 

İki Gri Kurt Hırsızı şaşkındı. Kıskaçtan kurtulan Dünyanın Kralı, düşmanlarının akasına geçip hançerini imkansız denebilecek bir açıyla sapladı.  Boğucu Vuruşu, hançeri ters kavrarken sergilemişti.

 

 

İki taraf da ustaydı. Göz açıp kapayıncaya kadar ilk çatışmaları sonlanmıştı.

 

 

Boğucu Vuruş da diğer beceriler gibi kendisine has hareket dizisine sahipti.

 

 

Mantık olarak Boğucu Vuruşu bu açıyla etkinleştirmek imkansızdı. Ancak Dünyanın Kralı bunu başarmıştı! Hırsız anında sersemledi.

 

 

Dünyanın Kralı Boğucu Vuruşu sayısız defa tekrarlayarak bu beceriyi ustalıkla kullanır hale gelmişti. Güneş ve Tek Vuruş Yemini gibi isimler dahi bu numaraya düşmüşlerdi.

 

 

Dünyanın Kralı bir şeyi çok iyi biliyordu. Genel algının dışına çıkan bir hareketin başarılı olma ihtimali daha yüksekti. Rakip usta bir oyuncuyken bile sonuç değişmiyordu.

 

 

En küçük hatasında Boğucu Vuruş başarısız olacaktı. Dünyanın Kralı sistemin sınırlarına meydan okuyordu.

 

 

İlk saldırısının ardından Ters Hain Bıçak ve Yırtıcı ile devam edip Rüzgar Adımı ile ortadan kayboldu.

 

 

Gri Kurt Hırsızı canı tükenmiş halde yere yığıldı.

 

 

Arkadaşının cesedini gören diğer Hırsız, titreyerek hançerine sıkı sıkıya yapıştı. Etrafına baktığında Dünyanın Kralını görememişti. Gardını indirmeye cesaret edemiyordu.

 

 

"İhtiyar Yedi, ne oldu?" Kuzgun ve diğerleri yardıma koştular. Ölen arkadaşlarını gördüklerinde şoka uğradılar.

 

 

"Kıskaç saldırımız başarısız oldu ve İhtiyar Sekiz öldürüldü."

 

 

Kuzgun ve diğerleri rahatsız olmuşlardı. Başkaları İhtiyar Yedi ve Sekizi tanımasa da onlar iyi tanıyorlardı. Kara Kahramanın altın zamanlarında Yenilmez ve yüzlerce üst düzey oyuncu sanal gerçeklik oyunlarında zirveye oynuyorlardı. İhtiyar Yedi ve Sekiz de o grubun değişmez üyelerindendi. Yalnızca Hırsız ve muadili sınıfları oynayarak Hırsız Ustası unvanını elde etmişlerdi. Gölge Katili, Nirvana Alevi, Güneş ve daha pek çoğu sonradan ün kazanmıştı. İhtiyar Yedi ve Sekiz, onların azıcık gerisindelerdi.

 

 

"Nirvana Alevi miydi?" Kuzguna göre bu işi yalnızca Nirvana Alevi becerebilirdi.

 

 

"Hayır, Dünyanın Kralı denen bir Hırsızdı."

 

 

"Dünyanın Kralı mı?" Kuzgun kısa süren şaşkınlığın ardından bu ismi hatırladı. Dünyanın Kralı normalde kendini gizlemeyi tercih ederdi. Kana Susamış Kılıçlar ve Niuren Birliği arasındaki savaşta binden fazla Kana Susamış Kılıçlar oyuncusunu öldürerek büyük bir şöhret kazanmıştı. Sonrasında ise sırra kadem basmıştı. Niuren Birliğine katılmış olacağı kimin aklına gelirdi?

 

 

Nirvana Alevi tek başınayken bile baş ağrıtıyordu. Ardından Güneş ortaya çıkmıştı. Şimdi bir de Dünyanın Kralı mı gelmişti? Niuren Birliğinin Hırsızları diğer loncaları hayrete düşürüyordu.

 

 

"Tek bir Hırsız ikinizi birden bu hale soktu. Bir de kendinize Hırsız Ustası diyorsunuz," dedi Karga.

 

 

İhtiyar Yedi bu sözleri duyduğunda öfkeyle Kargaya döndü.

 

 

Kuzgun da Kargaya çıkıştı. "Madem öyle diyorsun, geri döndüğümüz zaman İhtiyar Yedi ve Sekize karşı savaşmaya ne dersin? Bakalım bu iş dediğin kadar kolay mıymış?"

 

 

Karga homurdanmaktan başka bir şey yapmadı.

 

 

"Buradan gitmeliyiz. Nirvana Alevi de yakınlarda olmalı."

 

 

İhtiyar Yedi öldükten sonra Dünyanın Kralı bölgeden uzaklaşmamıştı. Düşmanlarını yakından izlemeyi sürdürüyordu.

 

 

Nie Yan da elindeki işi bitirmişti.

 

 

Herkes tamam mı? Gri Kurt oyuncularına bir ziyarette bulunacağız. Kim gelmek ister?

 

 

Ben!

 

 

Ben de!

 

 

….

 

 

Kılıç Parıltısı, Xie Yao ve diğerlerinden de cevap gelmişti.

 

 

12 Köprü Yüzüğünden bir tanesi Dünyanın Kralının elindeydi. Yüzüğe sahip olanlar operasyona katılıyorlardı.

 

 

On takıma ayrılacağız. Kaleleri ele geçirip savaşı sonlandırın! Ağıt Şövalyesi emirlerini uyguladı.

 

 

Kalan iş Ağıt Şövalyesine teslim edildikten sonra Nie Yan Kara Kanat Ejderhasını geri çağırıp Köprü Yüzüğünü etkinleştirdi.

 

 

Ormanın derinlerinde bir yerde ışıklar parlarken Nie Yan ve diğerleri Dünyanın Kralının etrafında belirdiler.

 

 

12 kişinin tamamı buradaydı. Böyle bir takımla her şey mümkündü!

 

 

"Gri Kurt oyuncuları neredeler?" diye sordu Nie Yan.

 

 

"Doğuda. İki dakikada onları yakalarız."

 

 

"Güzel. Yola çıkalım o halde." Nie Yan'ın önderliğinde harekete geçtiler.

 

 

Kuzgun ve diğerleri ormanda ilerliyorlardı. Büyücü İttifakının neredeyse bütün oyuncuları katledilmişti. Sağ kalanlar da saklanıyorlardı. Sesli sohbetten bir şey sorulduğunda kimse cevaplamıyordu. Koordinatların olmadığı bir haritada başsız sinekten farksızlardı. Bir hedefleri olmadan etrafta dolaşmaktan başka bir şey yapamıyorlardı.

 

 

"Patron emir verdi. Niuren Birliğini mümkün olduğunca uzun süre burada tutmalıyız. Harekete geçmek üzereymiş." Kuzgun az önce Cao Xu'dan haber almıştı.

 

 

Yüzyıl Mali Grubunun gözünde Niuren Birliğinin bugüne kadar yaptıkları hoş görülebilirdi. Lakin son olaylarla birlikte Niuren Birliği çizgiyi aşmıştı. Bu konuda bir şey yapmazlarsa gelecekte başları ağrıyabilirdi.

 

 

O yüzden Niuren Birliğine iyi bir ders vereceklerdi. Loncaların oyunda tutunabilmeleri için sadece güç yetmezdi.

 

 

"Azıcık adamla Niuren Birliğinin kaleleri ele geçirmesini nasıl engelleyeceğiz?"

 

 

"Kalan oyuncuları ona bölersek kale başına 200 oyuncu düşer. Yani sayımız az değil. Hadi, elimizden geleni yapalım. Nirvana Alevi tarafından yakalanmamaya çalışın." İşleri tersine çevirmek neredeyse imkansızdı.

 

 

Aralarında konuşurlarken ormandan bir hışırtı duyuldu. Ağaçların ardından birer birer çıkan oyuncular önlerinde belirdiler.

 

 

 

Nie Yan'ı gördüğünde Kuzgunun morali dibe çöktü. "Nirvana Alevi bu. Etrafımız sarıldı!"

 

 

Bu kadar çabuk bulunacaklarını düşünmemişlerdi. Bu ne menem bir hızdı?

 

 

Nie Yan meydanı gözlemledi. Düşmanın yedi oyuncusuna karşın on iki kişiydiler. Sayı üstünlüğü Niuren Birliği tarafındaydı. Karşılarındaki Gri Kurt oyuncularının ne kadar güçlü olduklarını kimse bilmiyordu. Ancak Zümrüt İmparatorluğunda Nie Yan'ın şu anki ekibine karşı koyabilecek başka bir grup daha yoktu.

 

 

Karga büyük kılıcını çekti. Onun gibi kibirli biri bile karşısındaki kişilerin hafife alınmaması gerektiğini biliyordu. Dikkatini rakiplerine vermişti.

 

 

"Nirvana Alevi, karşılaşacağımızı hiç sanmıyordum." Kuzgun dışarıdan sakin görünüyordu.

 

 

"Büyücü Ustası Kuzgun, daha önceki beş sanal gerçeklik oyununun meşhur oyuncusu. İki defa en güçlü Büyücü ödülüne aday gösterildi. Böyle meşhur biriyle karşılaşmayı ummuyordum" Nie Yan Gri Kurt oyuncularını süzdü. Her biri oyun dünyasının bilindik isimleriydi. Şöhret ve itibar kazandıktan sonra bir anda ortadan kaybolmuşlardı. Meğerse kaybolmuş gibi yapıp Yüzyıl Mali Grubuna katılmışlardı.

 

 

Kuzgun be Karga dışında Kara Kahramanın Beş Büyük Ustasından üçü Gri Kurt üyesiydi. Nie Yan bazılarının görüntülerini önceden izlemişti. Bunlar meşhur oyunculardı. Başka oyunlarda haklarında çok fazla şey paylaşılmıştı. Yüzyıl Mali Grubunun kolu gerçekten uzundu.

 

 

"Her insanın koparamadığı bağlar vardır. Fazla söze hacet yok!" Kuzgun asasını kaldırdığında, asanın ucunda bir ışık belirdi.

 

 

Diğer Gri Kurt oyuncuları da savaşa hazırlanıyorlardı.

 

 

"Beni hedefim Nirvana Alevi! Kimse karışmasın!"

 

 

"Üç dakikada bitirelim. Daha dövüşecek çok düşman var. Kaybedecek zaman yok." İzmarit alaycı tavrıyla Kargaya baktı. Onun gibi bir maymun Nirvana Alevini rakibi seçmişti! Gerçekten kendisini fazla büyük görüyordu! Nirvana Aleviyle savaşmak onun ne haddineydi!

 

 

Nie Yan ve yanındakiler yaklaştılar. İki grup arasında 50 metre mesafe kalmıştı. Bu, ateşle barutun yaklaşması gibiydi. Her an savaş patlak verebilirdi.

 

 

İzmaritin sözleri Gri Kurt oyuncularını sinirlendirmişti. Gri Kurt ismini duyan herkesin korkudan titremesine alışkınlardı. Haliyle İzmaritin sözlerini küstahlık olarak değerlendiriyorlardı!








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr