Bölüm 536: Kusursuz Müdahale

avatar
2080 58

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 536: Kusursuz Müdahale



Bölüm 536: Kusursuz Müdahale

 

Ortamdaki herkes Nie Yan'ın olağanüstü yetenekli biri olduğunun farkındaydı. Birçok videosunu görmüşlerdi, özellikle de Hei Zhuo'yu tek bir vuruşta yere serdiği saldırısını, bu olaydan sonra Çılgın Hırsız unvanını almıştı. O günün efsanesi bugün hala dimdik ayaktaydı. Nie Yan'ın gizlilik moduna geçişinin sadece ve sadece tek bir anlamı vardı. Tekrar hamle yapacaktı!

 

"Rahipler, Aydınlık!" Savaşçılardan biri korku içinde bağırdı.

 

Yakındaki bir Rahip asasını kaldırarak Aydınlık kullanmaya yeltendi. Fakat bu esnada kara alevler saçan bir kılıç boğazında belirdi. Ağzından, yapmakta olduğu büyünün son sözleri yerine kan çıktı.

 

"Lanet olsun! Çok hızlı!" Savaşçı küfürler savurdu. Nie Yan tıpkı bir hayalet gibiydi, kimse bir sonraki saldırısının nereden geleceğini bilemiyordu.

 

Rahibi öldürdükten sonra tekrar gizlilik moduna geçti. Etrafına baktığında buradaki oyuncuların çok zayıf olduğunu, sadece ısınma hamlelerine layık olduklarını fark etti. Bakışlarını uzakta duran iki figüre çevirdi. Bu oyuncular muhtemelen Düşkün Çocuk'un bahsettiği Gri Kurttan gelen iki oyuncuydu.

 

Nie Yan büyü sözlerini söylemeye başladı ve Küçük Altın'ı çağırdı. Devasa Altın Ejderha antik çağların gücüne sahipti, Büyücü İttifakı oyuncularının panik içerisinde etrafa dağılmasına sebep olmuştu.

 

"Bu Altın Ejderha! Nirvana Alevi Altın Ejderhasını çağırdı! Herkes geri çekilsin, çabuk olun!" Saldırı pozisyonu almış bir Savaşçı adımlarını duraksatarak geri döndü.

 

Bu esnada Düşkün Çocuk Savaşçının üzerine Buz Topu ile saldırarak havaya uçurdu.

 

"Demek kaçmak istiyorsun? O kadar kolay değil!" Düşkün Çocuk homurdanarak konuştu. Nie Yan'ın arkasında olduğunu bildiğinden dolayı şu anda bütün gücüyle saldırabilirdi.

 

Küçük Altın'ın yakınındaki bütün oyuncular korku içinde kaçmaya başlamıştı.

 

Küçük Altın Ejderha Nefesi ile saldırdı. Şanssız bir elementalist kavurucu alevlere yakalanmıştı, cesedi küle dönmüş şekilde yere yığıldı.

 

Bu esnada Küçük Altın'ın üzerine bir düzineden fazla büyü isabet etti, havai fişek gösterisi gibi bir manzara oluştu. Her ne kadar görsel açıdan göz kamaştırıcı bir manzara olsa da bu büyülerin Küçük Altın üzerindeki hasar etkisi düşüktü. Şu anda Küçük Altın Seviye 86'daydı. 80,000'in üzerinde can değeri ve büyü direnci vardı, Seviye 70 civarı Büyücülerden gelen bu hasara karşı çok dayanıklıydı.

 

Vaziyet dramatik bir hal almıştı. Küçük Altın ortaya çıktığında Büyücü İttifakının oyuncuları kazanma umutlarını yitirmişti, ava giderken avlanıyorlardı.

 

Düşkün Çocuk ve Küçük Altın etraftaki düşmanları birer birer temizliyordu.

 

Büyücülerden biri devasa bir Buz Kurt çağırdı ve kurt bir anda Küçük Altın'ın üzerine atıldı, fakat Ejderha Nefesi saldırısının etkisiyle bir anda eriyerek yok oldu.

 

Buz Kurt'un bir anlık dikkat dağılmasını fırsat bilen Büyücüler derhal canlarını tazelemeye başladı, arkalarına bile bakmadan ormanlık alanın içine doğru kaçıyorlardı.

 

Manzarayı uzaktan gözetleyen Sikong ve Kumarbaz'ın yüzündeki ifade karanlıktı. Nirvana Alevi tam da dedikodularda anlatıldığı gibiydi, düşmanlarına karşı hayallerin ötesinde kibirli ve zalimdi.

 

"Kumarbaz, ne yapacağız?" Diye sordu Sikong. Gri Kurt’un ilk 30 oyuncusu arasında olmanın verdiği bir statüleri vardı ve yetenekleri de üstündü. Organizasyonun içinde her ne kadar düşük profil sergiliyor olsalar da dış dünyaya açıldıklarında karşılarına çıkan rakiplerine üstünlüklerini gösterme çabasında oluyorlardı. Fakat bugün şansları yaver gitmemişti. Güçleri kendilerini aşan iki oyuncuyla karşılaşmışlardı. Biri Düşkün Çocuk, diğer Nie Yan'dı. Kendilerini bu ikiliyle kıyasladıklarında aradaki farkı rahatça görebiliyorlardı. Eğer Niuren Birliğinin ilk 30 oyuncusu da bu kadar güçlüyse zaten şu anda yenilgiyi kabul etmeleri gerekirdi.

 

"Bunlarla kapışacak durumda değiliz. Sanırım sadece Kuzgun, Karga ya da diğerleri Nirvana Aleviyle ilgilenebilir. Hadi geri çekilelim." dedi Kumarbaz. Olayları izledikten sonra verdiği karar buydu.

 

Kumarbaz ve Sikong geri çekilmeye hazırlanırken Nie Yan aralarındaki mesafeyi kapatıyordu. Nie Yan'ın görüşüne göre sıradan oyuncular birer artıktan başka bir şey değildi. Eğer Gri Kurttan bir ya da iki uzman oyuncu öldürebilirse silah arkadaşları çok daha rahat ederlerdi. Ellerinde Belirsiz Işınlanma Parşömeni olup olmadığını bilmiyordu. Eğer ellerinde bu parşömenden varsa onları tuzağa düşürmek zor olacaktı.

 

Nie Yan, Sikong ve Kumarbaz ikilisine beş metre kala adımlarını duraksattı. Daha fazla yaklaşırsa fark edileceğini biliyordu. Etraflarından dolaşarak rotaları üzerinde bir yere geçti.

 

Sikong bir şeylerin tuhaf gittiği hissindeydi fakat ne olduğunu anlayamamıştı. Etrafına bakındı.

 

"Ne oldu?" Diye sordu Kumarbaz.

 

"Bir şey yok." dedi Sikong başını iki yana sallayarak. "Hadi gidelim."

 

Sikong ve Kumarbaz acele şekilde geri çekiliyordu, artık ortamdan kaçma vakti gelmişti.

 

Nie Yan bu esnada hançerini kavradı. Eğer bu ikilinin elinde Belirsiz Işınlanma Parşömeni varsa onları öldürmek için elinde sadece bir fırsat var demekti. Eğer tuzağında başarısız olursa bu ikili kesinlikle kaçardı!

 

Kumarbaz gittikçe Nie Yan'a doğru yaklaşıyordu. İkisi de Nie Yan'ın tuzak kurabileceğini düşünmemişti.

 

Başlangıçtan sona kadar, ikili zaten Nie Yan'ın hareket hızının ne olduğunu bilmiyordu. Normal bir oyuncunun bakışından, 300-400 civarı hareket hızı zaten oldukça etkileyiciydi. Fakat Nie Yan sahip olduğu bonuslar sayesinde 800'ün üzerinde hareket hızına sahipti. Böylesine bir hızı kavrayabilmelerinin imkanı yoktu. Bunun üzerine bir de Rüzgar Adımı eklenince en üst düzey oyuncuların sahip olduğundan bile iki kat daha fazla hareket hızına sahip oluyordu.

 

Kumarbaz arkasını döndüğü anda Nie Yan aniden ileri atılarak rakibinin üzerine sıçradı. Bu kadar yakın mesafede Nie Yan'ın tuzağından kaçmak imkansızdı.

 

Bir insanın tepki verebilmesi için gerekli olan minimum 0.1'lik sürenin altındaydı. Bir kişinin tepki verme hızı ne kadar hızlı olursa olsun bu kadar kısa sürede gerçekleşen bir saldırıdan kaçınması mümkün değildi. Nie Yan Niuren Birliğinin elit oyuncularıyla hız testi yapmıştı. Şu anda içinde bulundukları şartlara benzer şartlar altında Kılıç Parıltısı, İzmarit ve diğerleri bile Nie Yan'ın tuzağından kaçamamıştı.

 

Doğal olarak, Nie Yan'ın kurduğu tuzak için gerekli minimum tepki süresine Sikong ve Kumarbaz ikilisi de sahip değildi.

 

Nie Yan hamlesini yaptığı anda Kumarbaz ensesinde soğuk bir esinti hissetti. Gözbebekleri genişledi. Tam da tepki vereceği esnada Zenard'ın Kılıcı gözlerinin önünde belirdi.

 

Elbette Kumarbaz da yetenekli bir oyuncuydu fakat Nie Yan'ın saldırısı müthiş derecede ölümcüldü. Bu tarz bir durum karşısında ne kadar güçlü olunursa olunsun, ölümden kaçınılamazdı. Belki Nie Yan'ın yakınlarda olduğunu fark edebilecek seviyede sezgiye sahip olsalar bu tuzağa düşmezlerdi.

 

Sikong bu esnada hala Kumarbazla sohbet halindeydi. Nie Yan'ın bir anda belireceğini düşünmüyorlardı. Daha az evvel Nie Yan'ın uzaklarda olduğunu ve Küçük Altın'ı çağırdığını görmüşlerdi. Nasıl olmuştu da bu kadar hızlı şekilde buraya gelebilmişti? Böylesine bir hız sadece çılgınların elde edebileceği bir hızdı!

 

Kumarbazın sersemlediği anda, Sikong kılıcını kaldırdı ve Nie Yan'a Kutsal Vuruş ile saldırdı.

 

Seviye 7 Kutsal Vuruş, parlak ışıklar eşliğinde Sikong'un kılıcını ileri ittirdi.

 

Kumarbazı sersemletmiş olan Nie Yan Sikong'un saldırısını savunacak durumda değildi. Aceleyle Rüzgar Adımını aktif etti ve Kutsal Vuruştan kaçındı.

 

Bu oyuncuların üst düzey oyuncuları olarak anılmasının sebebi verdikleri tepkileri çok kısa sürede planlayarak harekete geçmeleriydi. Nie Yan elbette rakiplerinin ne kadar güçlü olduğunun farkındaydı. Kumarbazın etrafından dolaşarak Fesih'i aktif etti.

 

Beş çeşit lanetin üzerine işlemesi sonucunda Kumarbazın statüleri %60'tan fazla oranda düşüş yaşamıştı.

 

"Geber!" Nie Yan'ın soğuk ve ciddi ses tonu Kumarbaz ve Sikong'un kulaklarını titretti.

 

Sikong aceleyle kılıcını kaldırdı, Kumarbazı iyileştirme çabasındaydı.

 

Zenard'ın Kılıcı savrularak rakibe doğru harekete geçti ve Kumarbazın sırtına isabet etti. 6,000 civarında can değerine sahip olan Savaşçı anında ölmüştü!

 

Nie Yan'ın saldırısı çok vahşiydi. Sikong'un, Kumarbazı korumak için yeterli zamanı olmamıştı.

 

6,000'e yaklaşık can değeri olan biri nasıl olur da anında öldürülebilirdi? Sikong şoka uğramıştı. Silah arkadaşının cesedini yerde görünce kanı dondu. Eğer hızlı hareket etmezse bir sonraki kurban kendisi olacaktı! Aceleyle Sarsılmaz İradeyi aktif etti ve hayatını kurtarmak için kaçmaya başladı.

 

Öteleme Vuruşu! Nie Yan olduğu yerden kaybolup bir anda Sikong'un arkasında belirdi.

 

Nie Yan'ın saldırısı tam da isabetini bulacakken Sikong bir Belirsiz Işınlanma Parşömenini aktif etti. Etrafındaki hava daralıp büküldü ve bir anda gözden kayboldu.

 

"Tüh be..." Nie Yan adımlarını duraksattı. Rakibini elinden kaçırmıştı. Fakat, yine de Savaşçıyı öldürebilmişti.

 

"Acaba ne ekipman düşürdü?" Nie Yan Kumarbazın düşürdüğü üç ekipman parçasını almak için eğildi. Ölüm Diyarında ölen kişi üç ekipman parçası ve beş seviye kaybı yaşıyordu. Bu tarz bir ceza almış olmak Kumarbazı bir süre susturacaktı.

 

"Patron! Dikkatli ol!" Düşkün Çocuk bağırdı.

 

Bu esnada Nie Yan'ın arkasında aniden bir hançer belirdi. Hançerin hedefinde Nie Yan'ın boynu vardı.

 

"Hırsız!" Nie Yan sarsıldı.

 

Ters Kavrama Vuruşu!

 

Nie Yan yana kaydı, rakibinin saldırısından kaçınırken aynı zamanda kendisi de bu Hırsızın sırtına doğru hançerini savurdu.

 

Hırsız Rüzgar Adımını aktif ederek uzaklaştı ve görüşten kayboldu.

 

Hakikat Gözü!

 

Nie Yan'ın gözleri parlak bir ışık yayamaya başladı. Uzakça bir mesafede ormanlık alanın içine doğru hareketlenen bir figür gördü. Bu Hırsız Kan İfritlerindendi. Nie Yan'a kendini fark ettirmeden yaklaşabildiğine göre oldukça yetenekli bir oyuncuydu. Muhtemelen kendini gizlemek için özel bir beceri kullanmıştı.

 

Elbette bu Hırsız Nie Yan'la kafa kafaya çarpışma cesaretine sahip değildi. Tuzağında başarısız olduktan sonra burada kalmaya da cesaret edememiş ve aceleyle ormanlık alanın içine doğru kaçmıştı.

 

"Kan İfritleri." Nie Yan'ın gözleri soğuk bir ifadeyle bakıyordu. Önceki karşılaşmalarından kalan borcunu bu elemanlara hala ödememişti. Şimdi ise tekrar saldırmışlardı!

 

Eleman çoktan kaçmıştı. Muhtemelen bundan sonra onu yakalamak imkansızdı. Nie Yan şu anda onu kovalamanın anlamsız olduğunu düşündü. Eğilerek Kumarbazın düşürdüğü üç parça ekipmana baktı.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr