Bölüm 525: Eski Düşman

"Madem ki Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar bize rahat vermiyor, biz de onlara rahat vermeyelim! Onlara cevabımızı verdikten sonra kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırıp kaçacaklar bizden!" Nie Yan soğuk bir ifadeyle savaşın haberini verdi.

Nie Yan'ın sözlerini duyan Niuren Birliği oyuncuları heyecanla bağrışmaya başladı. Cripps Kalesi kuşatmasından bu yana kaliteli bir savaş vermeyeli uzun zaman olmuştu. Oyuncular artık yavaştan paslandıklarını hisseder olmuştu.

Nie Yan Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlara karşı savaş açmaya karar vermişti.

"Patron, bize emri ver yeter!"

Villadaki oyuncular savaş arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

Nie Yan bakışlarını Kılıç Parıltısına çevirdi. "Yanına 30 oyuncu al ve Seviye 80 Lord avlamaya git. Hilton Kalesindeki mülkleri hızlıca satın alın. Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar meselesini bize bırakın."

Kılıç Parıltısı bir an şaşkın şekilde düşündü. Nie Yan Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlarla ilgilenirken Kılıç Parıltısı ve grubu ise katkı kazanacaktı. Bu şekilde Hilton Kalesindeki mülkleri ele geçirebilirlerdi.

Savaşlar her daim başlayabilir ve bitebilirdi. Fakat Hilton Kalesinin mülklerini satın alma meselesi bir an evvel halledilmeliydi!

Eğer bu mülkler başka birlikler tarafından ele geçirilirse Niuren Birliği ileride büyük bir mali potansiyel kaybetmiş olacaktı. Birlik finansal açıdan bu tarz bir kayıp yaşarsa buradan geri dönemezdi.

"Pekâlâ, dikkatli ol." Kılıç Parıltısı emri aldığında başıyla onayladı.

"Birliğin üst düzey oyuncularından 30 kişiyi yanına almak daha iyi olur. Dışarıya bilgi sızmayacağından emin ol." dedi Nie Yan. Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar kesinlikle Kılıç Parıltısı ve grubunun amacından haberdar olmamalıydı.

"Anlaşıldı."

30 kişilik bir oyuncu takımı Seviye 90 bir Lordla başa çıkmak için yeterli olmazdı fakat Seviye 80 Lord için uygundu. Daha fazla sayıda kişi toplamak ise grubun daha kolay fark edilmesini sağlardı.

Kılıç Parıltısının grubu villadan çıkış yaptı. Öncelikle villayı gözetim altında tutan Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar oyuncularını atlatmaları gerekiyordu.

Kılıç Parıltısı ve grubu ayrıldıktan sonra Nie Yan birlikleri düzenlemeye başladı.

「Guo Huai, Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlarda bir hareketlenme var mı?」 diye sordu Nie Yan. Eğer şehirden ayrılmaya kalkarlarsa Nie Yan onlara acımayacaktı.

「Hala iyileşme aşamasındalar. Görünüşe göre Hilton Kalesinden yakın zamanda çıkış yapmayacaklar. Gözetleme işleri için birkaç kişiyi görevlendirdim bile. Eğer bir gelişme olursa sana anında rapor ederim,」

「Hmm.」 Nie Yan başıyla onayladı. Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar çok ağır kayıplar vermişti ve muhtemelen yakın zamanda Hilton Kalesinden çıkmayacaklardı. Niuren Birliğinin oyuncuları da iyileşme sürecinde kalmalıydı. Bundan dolayı, acele etmeye gerek yoktu.

Nie Yan bir süre düşündü. Acaba Çılgın Büyüye bir ziyarette mi bulunsam? Eğer Hilton Kalesinin sınırları içerisinde bir sürtüşme ortaya çıkarsa bu kaos ortamından avantajlı çıkacak olan taraf kesinlikle Niuren Birliği olacaktı. Sonuçta, Nie Yan'ın sahip olduğu pozisyon, yöneticiden sonra gelen kişiydi.

「Guo Huai, Çılgın Büyünün nerede olduğunu öğren!」

「Pekâlâ,」 Guo Huai zaten istihbarat ağını bütün Hilton Kalesine dağıtmıştı. Çılgın Büyünün nerede olduğunu bulmak kolay bir meseleydi.

「Şu anda elimizde kaç tane Zırhlı Buz Mancınığı var?」 diye sordu Nie Yan. Eğer ellerinde yeterli sayıda Zırhlı Buz Mancınığı varsa önlerindeki savaşta bu savaş makinelerini tam potansiyelinde kullanmak istiyordu.

Nisode'da yaşanan savaşta bu makineler olağanüstü bir fayda sağlamıştı. Sadece üç tanesi bile Tuoba Ailesini nefes alamaz hale getirmiş ve kalelerini terk etmek durumunda bırakmıştı. Aynı zamanda emirlerinde bulunan birkaç küçük birliğin onlardan ayrılmasına da sebep olmuştu.

Zırhlı Buz Mancınıkları aslında Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlarla başa çıkmak için yetersizdi. Cripps Kalesi kuşatmasından bu yana Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızların teknoloji konusunda ne kadar ilerlediğini kimse bilmiyordu. Fakat, kesin olan bir şey vardı, elbette bu alanda duraksamamışlardı. Nie Yan'ın kölelerinden biri olan Delfina Zırhlı Buz Mancınığı şemalarının kopyalanmasında yardımcı olmuştu. Üç esnaf takımının sürekli vaziyette çalışmasıyla, muhtemelen şimdiye birkaç tane Zırhlı Buz Mancınığı tamamlanmış olmalıydı.

「Şu anda 21 tane Zırhlı Buz Mancınığımız var. Üç tanesi Savaş Tanrısı Kabilesinde, beş tanesi Savaş Delisi İttifakında, geri kalanlar ise Cripps Kalesinde」 Nie Yan'ın bunu sormasında özel bir anlam olduğunu tahmin eden Guo Huai sordu, 「Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlara karşı hamle planı mı yapıyorsun? Mancınıkları transfer etmemiz beş günümüzü alır, fakat yolda saldırıya uğrarsa ağır kayıplar vermeyeceğimizin garantisi yok. Belki de mancınıklarla başa çıkmak için bir yöntem bulmuşlardır. Ayrıca, Büyücü İttifakının 15 tane Zırhlı Mancınığının olduğunu duydum.」

Nie Yan bir süre düşündü. Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızların merkezi Kalor'dan çok uzaktaydı. Oyunun bu aşamasında kara hayvanları çok yaygın ve düşük kademeliyken ve uçan hayvanlar ise çok nadir bulunuyorken bu tarz bir mesafe çok zorlayıcıydı.

「Atlı arabaları kullanırsak? O zaman ne kadar sürer taşıma işlemi?」

「Bu durumda üç gün içerisinde halledilebilir. Fakat atlı arabaları inşa etmek pahalıya mâl olur.」 Eğer Büyücü İttifakı ile savaşa gireceklerse zafer kesin değildi. Aradaki mesafe düşünüldüğünde, Niuren Birliğinin avantajlı olduğu söylenemezdi.

「Ne kadara mâl olur?」

「En azından 1,000,000 altın harcamak gerekir.」

Nie Yan bunu bir süre düşündü. Zırhlı Buz Mancınıkların hızını artırmak için aslında 1,000,000 altınlık yatırım yapmak oldukça mantıklıydı.「Pekâlâ, madem 1,000,000 altın gerekiyor, yapalım o halde. Buna paramız yeterli. Mücevherlerden bazılarını satalım. Gerekli finansal desteği sağladıktan sonra derhal atlı arabaların inşasına başlayalım!」

At arabaları Cripps Kalesinin kuşatma silahı atölyesinde üretilebilirdi. Bu işlem için şema da gerekmiyordu. İhtiyaçları olan tek şey altın karşılığında gerekli malzemenin satın alınmasıydı.

Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlarla savaş kaçınılmazdı, er ya da geç yaşanacaktı. Kalor'un kontrolü zaten tamamen Niuren Birliğinin elindeydi. Kutsal İmparatorluk, Safir Tapınak, Parlak Kutsal Alev, Savaş Tanrısı Kabilesi ve Savaş Delisi İttifakının yanında beş alt birlikle beraber olduklarında mutlaka Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızları mağlup edeceklerdi. Büyücü İttifakını tamamen ortadan kaldıramasalar bile toparlanmaları çok zor olacak ağır bir darbe vururlardı.

Nie Yan savaş hazırlıklarını çoktan zihninde tamamlamıştı.

「Bu arada, Li Rui son birkaç gündür seni arıyordu. Hilton Kalesine gittiğini söyledim,」 dedi Guo Huai.

「Li Rui beni mi arıyordu? Neden?」 Nie Yan dışarıdan müdahale olmadan seviye kasabilmek için sesli sohbet ayarlarını sadece Kılıç Parıltısı, Guo Huai ve Xie Yao'nun kendisine ulaşabileceği şekilde ayarlamıştı.

「Bilmem. Muhtemelen büyük bir şey değildir.」 Li Rui Niuren Birliğinin düşük rütbeli de olsa rütbeli bir üyesiydi. Zhao Hai ve Liu Xuchen onunla aynı zamanda birliğe katılmıştı, onlar daha hızlı ilerleyerek üst düzey oyuncular arasına girmişlerdi. Bundan dolayı Guo Huai Li Rui hakkında pek de iyi düşüncelere sahip değildi. Eleman oldukça kötü bir oyuncuydu. Eğer Nie Yan'ın sınıf arkadaşı olması gerçeği olmasaydı, onu kıdemsiz kaptan bile yapmazdı.

「Ona beklemesini söyle,」 dedi Nie Yan. Konu hakkında küçük bir süre düşündükten sonra Li Rui'nin söyleyeceklerinin çok da acele bir şey olmayacağına kanaat getirmişti, 「Son zamanlarda nasıl gidiyor onun işleri?」

「Li Rui'nin yetenekleri zayıf. Onu yetiştirmek için oldukça fazla çaba sarf ettik, üst düzey oyuncularımızla zindan temizliğine gönderdik. Fakat bir bakırı ne kadar cilalarsan cilala, altına dönüşmez. Becerileri hiç gelişmedi. Zhai Hao ve Liu Xuchen ise birlikte daha da yüksek rütbelere eriştiler. Sanırım bu durum kendisini rahatsız ediyor, bu yüzden sana ulaşmak istemiş olabilir,」 Guo Huai'nin içinde Li Rui'ye karşı biraz önyargı vardı.

「Geri döndüğümde onunla konuşurum.」 dedi Nie Yan. Eğer Li Rui'nin becerileri gerçekten de gelişmemişse onu sırf tanıdığı olduğu için ilerletme çabasına girişmek işleri bozabilirdi. Zaten birlikte kıdemsiz kaptan olarak hizmet vermek oldukça yeterli bir rütbeydi.

Nie Yan sözünü söylediğine göre Guo Huai'ye bir şey söylemek düşmezdi. Li Rui'ye cevabı iletmeyi planlıyordu.

「Çılgın Büyünün yerini tespit ettim. Şu anda Christine'nin İksir Dükkanında,」

Christine'nin İksir Dükkanı Hilton Kalesinin NPC dükkanlarından birisiydi. Oradaki eşyalar pahalıydı, normal pazar fiyatlarının %30 daha üstündeydi. Şu aşamada Hilton Kalesinde sadece iki adet iksir dükkanı vardı. Bir tanesi Christine'nin İksir Dükkanı iken diğeri ise Yıldızlı Gece İksir Dükkanıydı. Çılgın Büyü elbette Yıldızlı Gece İksir Dükkanından alışveriş yaparak kendini aşağılamak istememişti, bundan dolayı diğer iksir dükkanına gitmişti.

Christine’nin İksir Dükkanı villadan sadece iki dakikalık yürüme mesafesindeydi.

"Patron, Büyücü İttifakından bir hamle geldi mi? Ne zaman harekete geçeceğiz?" Ağıt Şövalyesi heyecanlı şekilde sordu.

"Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar hala iyileşme sürecinde. Görünüşe göre Hilton Kalesinden yakın zamanda çıkış yapmayacaklar. Bu esnada ben Çılgın Büyüye bir ziyarette bulunmayı planlıyorum. Sizler Kalor'dan gelecek olan ekipmanları bekleyin."

Nie Yan Xie Yao'ya döndü. "Beraber gidelim."

"Pekâlâ," Xie Yao zarif bir ses tonuyla cevapladı.

Nie Yan ve Xie Yao villadan ayrılarak Christine'nin İksir Dükkanına yola çıktı. Dükkan sadece bir katlıydı ve derme çatma görünüyordu.

Nie Yan ve Xie Yao etraftaki Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar oyuncularının dikkatini anında çekmişti.

Nie Yan etrafına baktığında sanki oradan rastgele şekilde geçiyormuş gibi davranan düşman oyuncularını gördü ve sırıttı. Bu elemanlar muhtemelen Çılgın Büyüye çoktan bilgileri aktarmıştı.

Nie Yan ve Xie Yao sohbet ederek caddelerde yürümeye devam ettiler.

Nie Yan'ın yaklaştığını öğrenen Çılgın Büyü yanındaki astlarından birine sordu, "Nirvana Alevinin yanında kaç oyuncu var?"

"Gelen raporlara göre sadece kız arkadaşı yanında."

Çılgın Büyü kaşlarını çattı. Nirvana Alevinin kendisinin bulunduğu noktaya yaklaşmakta oluşu kesinlikle bir tesadüf olamazdı. Gök Kıran meselesi aklına geldiğinde daha dikkatli olması gerektiğini fark etti.

Christine'nin İksir Dükkanından ayrılmak çok riskliydi. Nirvana Aleviyle karşılaştığı her an kaçacaksa zaten bu oyunu oynayamaz hale gelirdi.