Bölüm 523: Gizemli Gölge Rahibi

avatar
2280 56

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 523: Gizemli Gölge Rahibi



Bölüm 523: Gizemli Gölge Rahibi

 

Rüzgar Engerekleri bir uçan hayvan cinsiydi. Bu aşamada, uçan hayvanların liderlik sıralamasında üç hayvan kayıtlıydı. Cehennem Yıldırımı Kartalı birinci sırada, Beyaz Yeleli Grifon ikinci sıradaydı ve Rüzgar Engereği ise üçüncü sıradaydı. Uçan hayvan türleri arasında, Rüzgar Engerekleri en zayıf olanlardı. Fiziki saldırıları oldukça zayıf oluyordu. Fakat, asıl silahları bu değildi, sahip oldukları zehrin kuvveti oldukça yüksekti. Ölümcül bir hasar verebilecek kadar kuvvetliydi zehirleri. Yani aslında yakın savaş gücü yüksek hayvanlardı.

 

Bunlar düşünüldüğünde herhangi bir uçan hayvan aslında sıradan oyuncular için tam bir ölüm makinesiydi.

 

Rüzgar Engereğinin tepesinde bir Gölge Rahibi vardı. Siyah bir cübbe giyinmişti ve kimliği tamamen gizlenmişti.

 

Rüzgar Engereğinin savaş alanına girişi çok ani olmuştu. Tang Yao ve Çılgın Büyü hazırlıksız yakalanmıştı. Rüzgar Engereğinin sahibi olan kişi belli ki ne Niuren Birliğinden ne de Büyücü İttifakındandı.

 

İnanç içerisinde çok sayıda uzman oyuncu vardı. Nie Yan bile kendisinin rakipsiz birisi olduğunu söyleyemiyordu. Reankarne olduktan sonra geçmiş hayatının tecrübelerini kullanarak elinden geldiğince güç kazanmış ve birliğini geliştirmişti. Niuren Birliğinin üst düzey bir oyuncusu Büyücü İttifakı ya da İlahi Muhafızlardan üst düzey oyuncularından 3 veya 4 tanesiyle savaşabilirdi. Bu zaten tek başına etkileyici bir durumdu. Fakat, uzman oyuncuların kaç tane olduğu ve isimleri belli değildi, liderlik sıralamasında isimlerini gizliyorlardı, kim olduklarını bilmek neredeyse imkansızdı.

 

Bu Gölge Rahibi bir anda ortaya çıkmıştı. Oyunun bu aşamasında bir uçan hayvan elde edebilmiş birisi kesinlikle küçümsenemezdi.

 

Hey, Rüzgar Engerekleri ne kadar güçlü? Tang Yao Nie Yan'la iletişime geçti. Uçan hayvan çeşitleri konusundaki internet bilgileri çok kısıtlıydı. Rüzgar Engereklerinin sadece ismini biliyordu.

 

Bir Rüzgar Engereğiyle mi karşılaştın? Nie Yan şaşkın şekilde sordu.

 

Evet, neden ki...?

 

Eğer bir Rüzgar Engereğiyle karşı karşıyaysan, yıldırım kullan, bu şekilde onu uzaklaştırabilirsin. Ne yaparsan yap zehrine kapılma! Nie Yan keskin şekilde uyardı. Rüzgar Engerekleri her ne kadar diğer türlere kıyasla daha düşük güçte olsa da zehir kuvvetleri çok büyüktü. Rüzgar Engereğinin zehri bir defa bile isabet etse Cehennem Yıldırımı Kartalının orta derece yaralanması işten bile değildi.

 

Nie Yan Guo Huai'den Niuren Birliğinin oyuncularının Hilton kalesi etrafında iblis avındayken tuzağa düşürüldüklerini öğrenmişti. Oldukça endişeliydi. Seviye kasma işlemini durdurdu ve aceleyle Xie Yao'yla beraber ana keşif ekibinin savaştığı alana yola çıktı. Şahinci Atı yakın zamanda ölmüştü, bundan dolayı onu çağıramıyordu. Ulaşımını sadece koşarak yapabilirdi. Bu esnada bir uçan hayvan ihtiyacının olduğunu bir kez daha fark etmişti. Kara Kanat Ejderhasını bir an evvel yumurtasından çıkarmalıydı.

 

Sıradan uçan hayvanlar Kara Kanat Ejderhasıyla kıyaslandığında çöpten farksızdı. Dahası, Nie Yan'ın ulaşım hızını olağanüstü derecede artırabilirdi, bu şekilde birlikteki arkadaşlarını kurtarmaya çok daha hızlı şekilde gidebilirdi.

 

Nie Yan'ın sözlerini duyan Tang Yao'nun kalbi titredi. Rüzgar Engereğinin arkasından kovaladığını görünce Cehennem Yıldırımı Kartalına yana doğru uçması için emir verdi.

 

Rüzgar Engereğinin davranışları açıkça düşmancıl olduğunu belli eder cinstendi.

 

Cehennem Yıldırımı Kartalı Rüzgar Engereğine bir yıldırım gönderdi.

 

Gölge Rahibi aniden hayvanına havada bir takla attırdı ve yıldırımdan kaçındı.

 

Cehennem Yıldırımı Kartalının Rüzgar Engereğiyle savaşmaya başladığını gören Çılgın Büyü sevinçli şekilde sesli sohbette bağırdı, Rüzgar Engereği bizim müttefikimiz! Herkes Cehennem Yıldırımı Kartalını hedef alsın! Hırsızlar, baltalarınızı fırlatın!

 

Tang Yao tam da kaçmaya hazırlanırken üzerine gelen çok sayıda fırlatma baltasını fark etti.

 

Baltalar hızla yaklaşıyordu. Tang Yao'nun zor durumda olduğunu gören Gölge Rahibi onun kaçışını engellemek için kaçış rotasına doğru hamle yapmıştı.

 

Tang Yao'nun yüzü soldu. İki taraftan sıkıştırılıyordu. Görünüşe göre bu sefer buradan çıkma şansı yoktu.

 

Baltalar tam da isabet edecekken Tang Yao anında irtifasını düşürdü. Baltaların çoğundan kaçabilmişti fakat beş tanesi isabet etmişti. Cehennem Yıldırımı Kartalı vücudundan kan fışkırırken acı bir çığlık attı.

 

Güzel bir fırsat! Durumu gören Gölge Rahibi sinsi bir gülümseme bıraktı. Rüzgar Engereği bir tıslama sesiyle beraber yeşil bir zehir saldı.

 

Eğer Cehennem Yıldırımı Kartalına bu zehir isabet ederse büyük sorun yaşayacaktı. Fakat bu mesafeden bu zehirden kaçınmak zaten imkansızdı. Tang Yao kararlı şekilde hayvanına bir emir verdi.

 

Cehennem Yıldırımı Kartalı bir anda beyaz bir ışıkla parlamaya başlamıştı ve yönünü Rüzgar Engereğine çevirerek zehirle kafa kafaya girmek için ileri atılmıştı.

 

Gölge Rahibi korku içinde soludu. Tang Yao'nun böylesine azimli ve cesur bir hamle yapacağını tahmin edememişti. Bu kesinlikle karşılıklı bir yıkım olacaktı!

 

Gölge Rahibi tereddüt etti. Eğer Rüzgar Engereğini feda edecekse zaferin bir anlamı kalmıyordu.

 

Gölge Rahibi derhal hayvanına emir vererek geri çekildi, kartalla daha sonra hesaplaşacaktı. Bu esnada devasa bir şimşek gökyüzünü yararak Rüzgar Engereğine isabet etti ve sersemletti.

 

Rüzgar Engereği üzerinden geçen sayısız elektrik akımının etkisiyle gökten düştü. Gölge Rahibi neredeyse kontrolü yitiriyordu.

 

Bu tarz bir savaşta Rüzgar Engereği daha güçsüz olduğu için dezavantajlı durumdaydı. Sonuçta, Cehennem Yıldırımı Kartalı daha yüksek kademeliydi.

 

"Tüh be, ölmedi." Tang Yao mırıldandı. Şimşeğin Gölge Rahibine çarpmaması yazık olmuştu, eğer ona denk gelse kesinlikle anlık bir ölüm olacaktı.

 

Rüzgar Engereğinin zehrinin ve üzerine gelen çok sayıda fırlatma baltasının etkisinde kalmış olan Cehennem Yıldırımı Kartalı ağır şekilde yaralanmıştı. Tang Yao şu anda oyalanmaya cesaret edemiyordu, bir an evvel buradan kaçması gerektiğinin farkındaydı.

 

Kartala emir vererek uzaklaşmasını söyledi, fırlatma baltalarının menzilinden çıkmak istiyordu.

 

"Lanet olsun, uzaklaştı!" Çılgın Büyü küfürler savurdu. Cehennem Yıldırımı Kartalı artık gökyüzündeki bir noktadan başka bir şey değildi. Onu yakalamak şu anda imkansızdı.

 

Büyük bir çarpışma sesi eşliğinde, Rüzgar Engereği arkasındaki çalılıklara ve ağaçlara yığıldı.

 

"Patron, gidip bakmalı mıyız?" bir Hırsız sordu.

 

Çılgın Büyü bir süre düşündü. Acaba Yüzyıl Mali Grubu kendilerine destek kuvvet mi yollamıştı? Böylesine güçlü bir uzmanı sadece onlar gönderebilir gibi görünüyordu. Her ne kadar henüz kendi birliklerini oluşturmamış olsalar da Cao Xu'nun emri altında çok sayıda uzman oyuncu vardı. Ülkenin en gizemli oyun organizasyonu olan Gri Kurt'un da Cao Xu'nun emri altında olduğuna dair dedikodular vardı. Bu organizasyonun ne kadar güçlü olduğu konusu ise bilinmiyordu. Fakat, genel inanışa göre astları çok güçlü uzman kişilerdi. Birçok profesyonel oyuncunun aksine, bu grup şöhret peşinde değildi. Bu grup sıkı çalışarak Yüzyıl Mali Grubunun kendilerine ödediği yüksek maaşı hak etmeye çalışıyordu.

 

Sanal gerçeklik sektörünü uzun süreler boyunca işletmiş olmanın etkisiydi bu, Yüzyıl Mali Grubunun en azından böyle bir koz kartının olması normal karşılanabilirdi.

 

Gölge Rahibi kendilerine yardım etmişti. Çılgın Büyü doğal olarak bu elemanın Yüzyıl Mali Grubu tarafından gönderildiğini düşünmüştü.

 

"Hadi gidelim." dedi Çılgın Büyü. Yanında 20 Hırsızla beraber Rüzgar Engereğinin yanına yol almaya başladı.

 

Bir süre sonra, Rüzgar Engereği sersemletilmiş halden çıkmıştı artık, dimdik ayakta durabilir kıvama gelebilmişti. Gölge Rahibi gökyüzüne bakıyordu. Cehennem Yıldırımı Kartalı çoktan gitmişti. Şu anda elindeki tek seçenek bu işin peşini artık bırakmaktı.

 

Uzaktaki sesleri duyan Gölge Rahibi başını çevirdiğinde Çılgın Büyü ve yanındaki 20 Hırsızı gördü.

 

"Arkadaşım, sen Gri Kurttan mı geldin?" Çılgın Büyü elini sallayarak konuştu.

 

Yanındaki 20 Hırsızın yardımıyla, Çılgın Büyü iyi bir savaş çıkarabilirdi. Fakat, Rüzgar Engereğinin boyutlarını gördüğünde kendini tehdit altında hissetmekten alıkoyamıyordu.

 

Rüzgar Engereğinin vücudu 10 metre uzunluğundaydı ve güçlü bir yapısı vardı. Bir ejderin boyutlarından sadece biraz küçüktü. Kırmızı renkli sivri dili sürekli olarak dudaklarından dışarı ve içeri hareket ediyordu, bir insanı kolaylıkla tek seferde yutabilecek büyüklükteydi.

 

Gölge Rahibi cevap vermedi. Giydiği pelerinin peçesi yüzünü kapatıyordu, surat ifadesi belli olmuyordu.

 

Çılgın Büyü gözlerini kısarak baktı. Öfkesini kontrol etmeye çalışarak konuştu, "Arkadaşım, eğer Gri Kurttan geldiysen, gel yanımıza da konuşalım."

 

Gölge Rahibi hala cevap vermiyordu.

 

Çılgın Büyü gittikçe öfkeleniyordu. Bu elemanın bir Rüzgar Engereğine sahip olması bir şey değiştirmezdi. Sonuçta Çılgın Büyü bir birlik lideriydi! Konuştuğu kişi kendisine cevap vermeliydi!

 

Yanındaki Hırsızlar da sabırsızlanıyor ve küfür etmemek için kendilerini zor tutuyordu. Eğer Çılgın Büyü onları sakinleştirmese çoktan küfür etmeye başlamışlardı.

 

Gölge Rahibi Çılgın Büyünün grubuna baktığında gözleri parladı. Az evvel sakin görünen Rüzgar Engereği bir tıslamayla beraber grubun olduğu tarafa zehir fırlattı.

 

Çılgın Büyü şoka uğramıştı. Rüzgar Engereğinin kendilerine saldırdığını görünce aniden 50 metre kadar uzaklaşarak güvenli bir bölgeye geçiş yaptı. Fakat, yanındaki Hırsızlar bu kadar şanslı değildi.

 

Zehir tıpkı bir sağanak yağmur gibiydi, Hırsızlardan üç tanesine isabet etmişti. Hırsızlar acı çığlıklar eşliğinde yere serildi.

 

Yakındaki iki Hırsız ise sıçrayan zehre temas etmişti. Onlar da yere serilmeden evvel sadece 10 metre kadar kaçabildiler. Rüzgar Engereğinin zehri çok etkiliydi.

 

"Seni gidi şerefsiz. Bize saldırmaya nasıl cüret edersin?"

 

"Kahretsin! "Öldürün şunu!"

 

Hırsızlar fırlatma baltalarının hepsini Cehennem Yıldırımı Kartalının üzerinde kullanmıştı. Rüzgar Engereğiyle başa çıkmalarının imkanı yoktu. Ortam anında bir kan şelalesine dönmüştü. Büyücü İttifakının 20 Hırsızı birer karınca gibi ezilmişti. Savaşmaya dermanları kalmamıştı. İçlerinden hızlı olan bazıları kaçmayı başarabilmişti. Çok geçmeden, 16 ceset yere serilmişti.

 

Rüzgar Engereği cehennemden gelen bir zebani gibiydi. Karşısındakileri birer kurbanlık hayvan gibi kesiyordu. Çan şeklindeki gözleri kırmızı bir ışık yayıyordu.

 

Uzaktan manzarayı izleyen Çılgın Büyünün kaşları çatıldı. Bu elemanın buraya neden geldiğini bilmiyordu. Eğer Gri Kurttan gelmediyse, kimin yanındaydı bu eleman?

 

Gölge Rahibinin kimliği tam bir gizemdi. Kim olduğunu kimse bilmiyordu.

 

Belki de üçüncü bir tarafa ait bir güçtü, tek başına takılan bir oyuncuydu?

 

Rüzgar Engereği şu anda dokunulmaz bir varlıktı. Çılgın Büyü öldürülmek istemiyordu, aceleyle uzaklaşmaya başladı.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr