Bir oyuncunun ne kadar güçlü olduğu fark etmezdi, bir birlikle tek başına savaşmak imkansızdı. Uluyan Rüzgar ise bu durumun en iyi örneğiydi.

Nie Yan'ın Niuren Birliğini kurma amacı zaten tek başına savaşmak zorunda kalmak istemiyor olmasıydı.

Nie Yan Niuren Birliğini ilerletmek için kan, ter ve gözyaşı akıtmaya devam edecekti. Yüzyıl Mali Grubuna karşı rekabetinde arkasındaki destek bu olacaktı. En azından bu hayatta tek kişilik bir savaş vermiyordu.

Uluyan Rüzgar gibi bir eleman birlik saflarına katılmayı reddediyor olsa bile yine de Melek Müfrezesine karşı iyi bir müttefik olabilirdi. Bu eleman dâhiler arasından dâhi seçilecek birisiydi, üst düzey yeteneklere sahipti. İnanç içerisinde ortaya çıkmış efsanevi karakterler arasında ilk beşe girebilirdi.

Uluyan Rüzgar hakkında şimdiden bilgi toplamaya başlamak ileride onunla karşılaşacağı gün için iyi bir hazırlık olabilirdi.

Nie Yan Kalor'a döndükten sonra birkaç birlik meselesiyle ilgilendi ve sonraki seviye atlama işi için sarf malzemeleri satın aldı. Aynı zamanda Suikastçılar cemiyeti hakkında da biraz araştırma yaptı. Büyü Kristali ve Parlak Kristal konusunda yaptığı istek yarıdan fazla şekilde tamamlanmıştı. Şu anda 16 Büyü Kristaline ve 20 Parlak Kristale sahipti.

Kara Kanat Ejderhasını yumurtadan çıkarabilmek için toplamda 20 Büyü Kristali, 30 Parlak Kristal, 2 Hayat Kristali ve 1 Güç Kristali gerekliydi.

Şu anda bulmakta zorlandığı tek şey Hayat Kristaliydi. Yapabileceği tek şey aramaya devam etmekti.

50,000'i aşkın profesyonel oyuncunun sürekli çalışmasıyla, Suikastçılar Cemiyeti gittikçe genişliyordu. Şu anda Nie Yan için günlük ortalama 60,000 altın kazandırıyordu. Bu para kazanma hızı sanki kendisine ait bir para basma makinesi varmış gibi hissettiriyordu.

Müşteri yelpazesi de gittikçe genişliyordu. Çoktan 7 adet Marki'ye ulaşmışlardı, her biri de 50,000 altın harcayarak Nie Yan'ı şaşkın bırakmıştı.

Gerek seviye atlama için yardım hizmeti olsun, gerekse zindan temizliği yardımı hizmeti olsun, bu cemiyetten hizmet satın alanların gerçek hayattaki mali durumları da çok iyiydi.

Nie Yan'ın aklına aniden bir fikir geldi. Baba Nie'nin işi için bağlantılarını geliştirmesi gerekiyordu, Nie Yan bunun için bir toplantı ayarlayabilirdi. Bu olay Dünya Grubu için çok faydalı olurdu.

Suikastçılar Cemiyetinin liderlik sıralamasına baktığında birkaç tanıdık isim gördü. İlk 30'a girmiş olanların çoğu önceki zaman diliminde de meşhur olmuş kişilerdi. Profesyonel oyuncular olarak, genellikle kendilerini mali grupların gizli oyunlarına dahil etmek istemiyorlar ve kendilerine özgü bir birlik kurmak istiyorlardı. Fakat, yapılacak bir iş olduğunda herkes onları liderlik sıralamasında görerek hizmet satın alabiliyordu. Verilecek olan ödül kaliteli olduktan sonra işi kabul etmekte problem yaşamıyorlardı. Niuren Birliği bu şekilde güç artırmaları için yardımcı olabilirdi.

Nie yan yanına çok sayıda Ölüm Dalgası Parşömeni ve Büyü Bombası aldı ve seviye atlamaya gitti. İki gün boyunca aralıksız şekilde Seviye 90 Dikenli Kertenkele avladıktan sonra sonunda Seviye 80 olmuştu. Kalor'a dönerek topladığı ekipmanlar birlik hazinesine gönderdi. Sonrasında Tang Yao ile buluşarak ikinci bir hazine avına çıkma planı yaptı. Bu sefer topladıkları şeyler yine verimli eşyalar olsa da bir öncekine kıyasla daha zayıftı.

Ganimetleri gözden geçirdikten sonra ise daha evvelden siparişini verdiği 3,000 adet efsunlu ciriti teslim almaya gitti. Yanına Cirit Atıcıyı da aldıktan sonra yola çıkma hazırlıklarına başladı.

Transfer noktasına ilerlerken caddenin kenarındaki kırmızı bir duvar dikkatini çekti. Adımlarını duraksattı. Burası meşhur Yankı Duvarı’ydı Bir oyuncu bu duvara ne söylerse kendilerine geri dönüş yapıyordu.

Bilge Clemmy isimli bir NPC Yankı Duvarının yanında duruyordu. Beş adet cümleyi listeledikten sonra oyuncuların hangi Efsanevi Eşyanın bu cümlelerle eşleştiğini soruyordu. Beşte üç yapabilen oyuncu Büyü Rün Taşları isimli bir görevi tetikliyordu.

Büyü Rün Taşları çoğu geniş haritada rahatlıkla bulunabilen, sık rastlanan eşyalardı. Mücevherlere benzer şekilde, onlar da yuvalanabiliyordu. Fakat sadece silahlarda kullanılabiliyorlardı. Yedi Çeşit Büyü Rün Taşı tipi vardı: ateş, buz, şimşek, su, toprak, ışık ve karanlık. Her biri de sahip olduğu elemente göre farklı bir hasar bonusu sağlıyordu.

Büyü Rün Taşlarından bütün bir set elde ettikten sonra her bir elementi Clemmy'e getirerek tecrübe puanı elde etmek mümkündü, ayrıca bunun yanında rastgele bir parça ekipman da veriliyordu. Sağlanacak olan tecrübe puanının miktarı Seviye 80 bir oyuncunun tecrübe çubuğunu doldurmak için bile yeterliydi.

Önceki zaman diliminde bu görevin tetiklenmesini sağlayan Büyü Rün Taşları oldukça ucuzdu. Fakat bu görevin bilgisi halk arasında yayıldıkça taşların fiyatı da taleple doğru orantılı şekilde artmıştı.

O zamanlar Nie Yan ne zaman Büyü Rün Taşı bulsa onları satıyordu. Birçok oyuncu bu seti tamamladığında yükse koranda tecrübe puanı kazanacağını bildiğinden dolayı satın almak istiyordu. Bu tarz bir iş elbette sadece zenginler içindi, Nie Yan'ın o zamanlar bu işi yapması pek mümkün değildi. Durum böyle olmasına rağmen o zamanlar böyle bir görevin ortaya çıkması Nie Yan gibi oyuncular için de altın değerindeydi.

Şimdiki zaman diliminde ise görev çoktan ortaya çıkmıştı bile. Fakat oyuncular hala Clemmy'nin bilmecesini çözememişlerdi. Bundan dolayı başından beri kimse Büyü Rün Taşlarını toplama işine girişmemişti.

Nie Yan geçmiş hayatında bu taşları toplama işini mantıklı bulmuştu çünkü fakirdi. Fakat elbette bu hayatta fırsatların elinden kaçmasına izin vermeyecekti. Biraz para harcayacaksa ne olmuştu yani?

Nie Yan Clemmy'e doğru yürüdü. Kısa boylu ve kırmızı cübbe giyinmiş bir adamdı. Dalgın gözleri ve çenesine dayadığı parmaklarıyla derin düşüncelere dalmış gibi görünüyordu.

Nie Yan Clemmy ile sohbete başladı. Bilmeceyi çözebilmek için sadece bir şansı vardı. Eğer soruları doğru cevaplayamazsa başka şans kullanamayacaktı.

"Çorak Araf, Kanlı Şövalye, Kavurucu İmtihan, Kader Çekişi ve Ebedi Yasa. Genç adam, bunların neyi temsil ettiğini biliyor musun?" Clemmy gözlerini kısarak Nie Yan'a baktı.

Bu bilmece önceki zaman diliminde oldukça meşhurdu. Bundan bir ya da iki hafta sonra oyunculardan birisi Ebedi Yasa'nın aslında Düzen Kitabı'nı temsil ettiğini çözecekti. Bundan bir süre sonra ise daha çok sayıda oyuncu doğru cevapları bulabilecekti. Bilmeceyi çözenler ise bunu halka açıklamak yerine Büyü Rün Taşlarını toplamaya başlayacaklardı. Fakat bu dünyada hiçbir sır sonsuza kadar saklanamazdı. Yaklaşık üç ay sonra bilmecenin cevapları halk tarafından bilinen bir şey haline gelecekti, bundan dolayı Büyü Rün Taşlarının fiyatı da göklere tırmanacaktı. Özellikle de iki nadir tip olan Ateş ve Işık Büyü Rün Taşları 1,000 altının üzerinde bir fiyattan satılabiliyordu.

Şu anda Büyü Rün Taşlarının fiyatı 50-60 altın civarıydı.

“Çorak Araf, Kaos Kitabını temsil ediyor. Kanlı Şövalye, Madiago'nun kılıcını temsil ediyor. Kavurucu İmtihan, Euvec'in Asasını temsil ediyor. Kaderin Çekişi, Pandora'nın Kutusunu temsil ediyor. Son olarak Ebedi Yasa, Düzen Kitabını temsil ediyor." Nie Yan gülümsedi. Bu bilmecenin cevabını zaten biliyordu. Asıl ilginç bulduğu şey ise sayılan bu beş eşyadan ikisiyle zaten karşılaşmış olmasıydı. Pandora'nın Kutusu şu anda kendisine aitti. Düzen Kitabına gelinde, Birinci Cilt olan Karanlığın Bakışı da kendisindeydi. Belki de bu eşyalar bu görevle ilgili olabilirdi.

"Nirvana Alevi, beş eşyayı birden bilen ilk kişisiniz. Benim Büyü Rün Taşlarına ihtiyacım var. Acaba benim için bu taşlardan bulma zahmetine katlanır mısınız?"

"Sorun değil. Size hizmet etmekten mutluluk duyarım." Nie Yan başıyla onayladı.

"Maceranız henüz yeni başlıyor. Kaderinizin peşinden gidin. Nirvana Alevi, siz gerçekten de bilge birisiniz." dedi Clemmy gülümseyerek.

Nie Yan görevin açıklamasını kontrol etti. Bu kesinlikle açmak istediği görevin ta kendisiydi. Önceki zaman dilimiyle aynı anda açılmıştı. Kısa bir süre bütün cevapları doğru bildiği için ekstra bir ödül alabileceğine dair içinde bir umut oluşmuştu. Fakat, Clemmy'nin sıradan cevabı Nie Yan'ı hayal kırıklığına uğratmıştı. Fakat yine de almak istediği şeyi almıştı. Guo Huai ile iletişime geçerek Büyü Rün Taşlarını elde etme görevi vermişti.

Şu anda Büyü Rün Taşları 50-60 altın civarında bir değere sahipti, yükse kalitede olanlar ise 100 altın civarına satılıyordu. Fakat bu eşyaların fayda sağladığı kişi sayısı şu anda azdı. Mücevherler kadar yüksek fiyatlara satılmıyorlardı. Piyasada bu eşyaların tedarik zinciri zayıftı. Bundan dolayı Nie Yan bir numara çekmeyi planladı. Guo Huai'nin piyasalara haber göndererek toplu şekilde Büyü Rün Taşı alımı yapacağını duyurmasını isteyecekti, ortalama 30 altına satın alacaklardı ve en az 20 altın verilecekti. Eğer birisi bu taşlardan almak isteseydi doğal olarak piyasada kalmamış olacaktı.

Büyü Rün Taşları genellikle yüksek sayılarda alınıp satılmıyordu. Bundan dolayı bir indirimi kaçırmak imkansız gibiydi.

Guo Huai astlarına emir vererek ilk gün 30 altından, ikinci gün 25 altından ve üçüncü gün ise 20 altından alışveriş yaptıracaktı, bu şekilde piyasalarda Büyü Rün Taşları fiyatlarının düşüşte olduğuna dair bir yönelim oluşacaktı. Bu şekilde oyuncular ellerinde tuttukları taşların fiyatı daha fazla düşmeden satma eğiliminde olacaktı. Niuren Birliği oyuncuları ise bu esnada taşları satan oyunculardan derhal satın alacaktı. Bu yöntemle mali açıdan tasarruf sağlamaları bir yana, aynı zamanda ellerindeki parayla daha fazla sayıda Büyü Rün Taşı satın alabileceklerdi. Bu durum bir taşla iki kuş vurmaktı!

"Bu yöntem fena değil. Bunu başka eşyalarla da deneyebiliriz, mesela mücevherler," dedi Guo Huai. Öncelikle astlarına yapay bir market oluşturma görevi verecekti, sonrasında her şeyi ucuz fiyattan aldırtacaktı. Bir süre sonra arz ve talep ilişkisi arasında dengesizlik oluştuğunda fiyatlar tekrar yükselecekti, bu durumda ellerindeki her şeyi satacaklardı. Bu şekilde oldukça tatlı bir kâr elde edebilirlerdi.

"Oh, bu sadece bir ya da iki kez yapılabilecek bir şey, sonrasında insanlar artık oyunu çözecektir." dedi Nie Yan. Oyuncular aptal değildi. Birinci ya da ikinci seferden sonra kesinlikle bu oyuna düşmeyecek duruma geleceklerdi.

"Ne olmuş yani oyunu çözeceklerse? Her halükarda bir kâr elde ederiz. Kaybedecek bir şeyimiz yko ki." dedi Guo Huai gülerek.

"Pekâlâ, bunu sana bırakıyorum."

Guo Huai derhal işe koyuldu. Her şeyi ayarlamadan evvel para toplaması lazımdı. Bu görev çok büyük bir gizlilikle halledilmeliydi.