Bölüm 499: Sonsuzluk ile Savaş

avatar
2431 54

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 499: Sonsuzluk ile Savaş


 

Patron, ne yapmamız gerektiğini söyle. 60.000 kişi emirlerini bekliyoruz.

 

Evet! Emir ver patron!

 

Düşmanımız Sonsuzluk loncası. Tüm gücümüzü kullanmamıza gerek yok. Bunu basit bir egzersiz gibi düşünelim. Şimdilik 3.000 kişi gidecek. Geri kalanlar kasılmaya devam etsinler. Kavodin'de doğru düzgün rakibi olmadığından Sonsuzluk kendini dev aynasında görür olmuştu. Kalor'un hakimi olarak sarsılmaz bir pozisyona sahip Niuren Birliği bile onlar gibi pervasız hareket etmiyordu.

 

Nie Yan harekete geçme kararı almıştı. Lakin sadece 3.000 kişi götürecekti. Loncanın bazı üyeleri heyecandan yerlerinde duramıyorlardı. Seçilemeyeceğini bilenler ise hayal kırıklığına uğramışlardı.

 

Lonca sıralamasında ilk 3.000 kişi bir an önce Kalor ofisinde toplansın.

 

Lonca sohbetindekiler Nie Yan'ın emrini takip ettiler. Farklı farklı haritalardan oyuncular, yaptıkları işi bırakıp Dönüş Parşömenleri ile şehre dönmeye başladılar.

 

Kalor'daki transfer noktaları Niuren Birliği oyuncularıyla dolmuştu. Oyuncular, denize akan nehirler gibi lonca ofisine gidiyorlardı. Hepsi de Seviye 60-65 Altın ve Kara Altın kademe ekipmanlar donanmıştı. Diğer loncalar mümkün olmayan bu durum Niuren Birliği için gayet normaldi.

 

Loncanın hazinesi oldukça genişti. Seviye 60-65 Altın ve Kara Altın kademe ekipmanlarla doluydu. Seviye koşulunu sağlayan ve yeteri kadar liyakat puanına sahip olanlar istedikleri ekipmanlara sahip olabiliyorlardı. Hal böyle olunca oyuncuların çoğunda kaliteli ekipmanlar görmek mümkündü.

 

Niuren Birliğinin toplanması sokaklardaki oyuncuların da dilindeydi.

 

"Vay anasını! Üzerlerindeki ekipmanlara bak! Niuren Birliği üyeleri cidden boş değiller!"

 

"İnternette hazinelerini gösteren bir fotoğraf dolaşıyor. Ona bir bak istersen. Zengin olmak ne demekmiş o zaman anlarsın."

 

"Neden Kalor'a dönüyorlar?"

 

"Sanırım bir loncayla sorun yaşadılar. Acaba hangi aptal onları kışkırttı?"

 

"Kalor'da herhangi birinin buna cesaret edeceğini sanmıyorum."

 

"Duyduğuma göre Kavodin'den Sonsuzluk loncasıymış. Yabanda kasıldığı sırada Yao Yao'yu pusuya düşürmüşler."

 

"Savaşın videosunu izlediniz mi? Yao Yao gerçekten korkunç! Tek başına 100 Sonsuzluk oyuncusunu harcadı. Niuren Birliğindeki herkes yetenekli oyuncular. Kızları bile güçlü!"

 

"Yao Yao Nirvana Alevinin sevgilisi değil miydi?"

 

"Niuren Birliğinin neden harekete geçtiği belli oldu. Nirvana Alevi öfkeden deliye dönmüş olmalı! Sonsuzluk zayıf bir lonca değil. Acaba Niuren Birliği başarılı olacak mı? Neticede savaş Kalor'da değil, Kavodin'de."

 

İnsanlar Niuren Birliğinin başarısı konusunda ümitsizdi. Kavodin Sonsuzluğun eviydi ve 60.000 üyelerine karşı Niuren Birliği 3.000 kişiyle saldıracaktı. Bu fazlasıyla kibirli bir hareketti. Üstelik Sonsuzluk üç loncayla ittifak halindeydi!

 

Ancak Niuren Birliği de küçümsenemeyecek kadar güçlüydü. Diğer hiçbir loncada onlardaki kadar usta oyuncu yoktu. Sonsuzluk 60.000 kişi olsa da üyelerinin kaçı loncasına bağlı ve sadık, kaçı üst düzey oyuncuydu?

 

3.000 kişi Kalor ofisinin önünde toplandı. Meydanda adım atacak yer yoktu.

 

Nie Yan terastan aşağıya baktı. Çağrılan herkes gelmişti. Kendi aralarında mutlulukla muhabbet ediyorlardı.

 

Nie Yan yanındaki Xie Yao'ya baktı. "Düşen ekipmanının yerine bir şey buldun mu?"

 

"Evet..." Xie Yao'nun gözlerinde vicdan azabı vardı. "Benim için bütün bu zahmete girmene gerek yok. Yine başına iş çıkardım."

 

Nie Yan nazikçe gülümsedi. "Bunları düşünme. Şimdi olmasa yakın zamanda yine savaşacaktık. Hem, bu artık senin değil bütün loncanın meselesi."

 

Xie Yao Nie Yan'ı vazgeçiremeyeceğini biliyordu. Tek yapabildiği iç çekmek oldu. Nie Yan ise çoktan planlarını yapmaya koyulmuştu.

 

Nasıl gidiyor Tang Yao? Görevini bitirebildin mi_

 

Yok, biraz ara verdim. Önce Sonsuzluğu ezelim. Şu anda Kavodin'e uçuyorum. Şehre varmak üzereyim. Nereye saldıracağımızı söylersen doğrudan oraya gidebilirim. Acele et, ellerim kaşınıyor! Tang Yao'nun Cehennem Yıldırımı Kartalı henüz savaşlarda boy göstermemişti. Bu bahaneyle ona da görkemli bir sahne hazırlamış oluyordu!

 

Aslında bu, uçan bineklerin dahil olduğu ilk savaş olacaktı!

 

Tang Yao dışındaki Kılıç Parıltısı, İzmarit gibi isimler meydanda yerlerini almışlardı. Nefes kesici ekipmanlar kullanıyorlardı.

 

Niuren Birliğinde zirvede yer alabilecek oyuncuların sayısı 100 kadardı. Kalor'da bu kişilerden daha yeteneklisini bulmak imkansızdı. Her biri Gölge Dansçısı, Başpiskopos gibi sınıflarının zirvesini temsil eden oyunculara dönüşeceklerdi. Tek yapmaları gereken zamanla gelişmekti. Şu halleriyle bile muazzam güçlere sahiplerdi.

 

Nie Yan işte böyle oyuncuları kanadı altında toplamıştı. Tecrübe ve yetenekleriyle alt seviye oyunculara rehberlik ederek loncanın gücünün artmasında önemli katkılarda bulunmuşlardı. Niuren Birliğindeki mahir sınıf oyuncuların sayısı 100 ile sınırlı kalmayacaktı.

 

Bahsi geçen 100 kişi Seviye 60-65 en az Kara Altın kademe ekipmanlar kuşanmışlardı. Alt Efsanevi ekipman kullananların sayısı da az değildi. Nie Yan'ın sağladığı listenin ekmeğini yiyorlardı. Ekipman kalitesi bakımından sıradan oyuncuların hayal edemeyeceği bir düzeye gelmişlerdi. Her biri Büyücü İttifakı, İlahi Muhafızlar gibi loncaların en üst kademesinde kendine yer bulabilirdi. Melek Müfrezesinde bile Niuren Birliğindeki kadar usta oyuncu yoktu.

 

Bunca usta oyuncu bir araya geldiğinde neler başarabileceklerini kestirmek zordu.

 

Dışarıdan bakan gözlerin lonca hakkındaki spekülasyonları gerçeklikten uzaktı.

 

"Bugün hedefimiz düşmanın kökünü kazımak değil. Hala ciddi bir nüfuza sahipler. Onları yok etmenin bize faydası olmaz. Bugün onları hakimiyetimiz altına almak için savaşacağız. Adımızı duyduklarında çekinecek hale gelecekler. Bizi gücendirmemeleri gerektiğini acı bir dersle öğrenecekler. Gelecekte bizi gördüklerinde korkuyla yolumuzdan çekilecekler!" dedi Nie Yan. konuşması coşkun bir tepki almıştı.

 

Geçmişte de buna benzer olaylar yaşanmıştı. Kılıç Parıltısı ve takımı zindanlarda diğer loncalarla üç defa sürtüşme yaşamıştı. Düşman loncaların binlerce oyuncusunu katlettikten sonra bir daha Niuren Birliğine karşı koyma cüretini gösterememişlerdi. Şimşek Şehrinde Niuren Birliği oyuncuları bir loncayla çatışmıştı. Niuren Birliği oyuncuları loncadan destek çağırdığında düşmanın 600 oyuncusunu katletmişlerdi. Sonrasında o lonca bir daha Niuren Birliğinin karşısına çıkamamıştı.

 

Niuren Birliği basit bir politika güdüyordu. "Beni rahatsız etme. Ben de seni rahatsız etmeyeyim." Geçmişte yaşanan hadiseler sonucu Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar gibi istisnalar haricinde kimse Niuren Birliğine sorun yaşatmamıştı.

 

Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızların Zümrüt İmparatorluğundaki pek çok oyuncuyu zorbalıklarıyla yıldırmıştı. Niuren Birliği ise gücüne rağmen karşı taraf sorun çıkarmadıkça kimsenin işine karışmıyordu. Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar bu anlamda kirli bir oyun anlayışına sahipti. Onlarla sorun yaşayan loncalar çekindiklerinden seslerini çıkaramıyorlardı. Niuren Birliğine ise derin bir saygı duyuyorlardı.

 

Sonsuzluk Yao Yao'yu öldürerek kırmızı çizgiyi geçmişti. Nie Yan intikam almazsa Zümrüt İmparatorluğundaki, hatta bütün İnanç'taki oyuncular onun hakkında ne düşünürdü?

 

"Yola çıkıyoruz!" Hazırlıklar tamamlandığında Nie Yan hareket emri verdi.

 

Niuren Birliği 20 kişilik takımlar halinde dizilmişti. Her biri savaş arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

 

...

 

Bu sırada Kavodin'de Sonsuzluk lonca karargahı karışmıştı. Üst rütbeliler Niuren Birliği oyuncularının ışınlandıkları anı videolardan izliyorlardı.

 

"Gök Ateşi Kanadı, bu sefer fena batırdın. Söyle bakalım, şimdi ne yapacağız?" Lonca lideri Gök Ateşi Vahşi Ejderha öfkeliydi. Niuren Birliğine karşı şansları yoktu.

 

"Kızın Nirvana Alevinin sevgilisi olduğunu nereden bilecektim?"

 

Gök Ateşi Havarisi adlı Gölge Rahibi araya girdi. "Patron, Gök Ateşi Kanadına bağırmanın bize faydası dokunmaz. Bir çözüm bulmaya odaklanmalıyız."

 

"Kaç kişiler?"

 

3.000.

 

"Sadece 3.000 mi? Nirvana Alevinin aklından ne geçiyor?" Niuren Birliği gerçekten de 3.000 oyuncuyla Sonsuzluğu mağlup edeceğini mi sanıyordu? Gerçi Niuren Birliği kaç kişi gönderirse göndersin, Sonsuzluk bu savaşı kazanamazdı. Aradaki güç farkı barizdi. 3.000 oyuncuyu püskürtseler bile Niuren Birliği daha kalabalık bir grupla geri dönecekti.

 

"Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar ile temas kuralım mı? Niuren Birliğiyle araları iyi değil. Düşmanımızın düşmanı dostumuzdur."

 

"Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar bizim için savaşa koşmazlar. Nihayetinde kendi gücümüzle savaşmak zorundayız." Gök Ateşi Vahşi Ejderha, Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlardan yardım geleceğine inanmıyordu. Dişlerini sıkıp devam etti. "3.000 kişiyle bizi sarsabileceklerini sanmıyorum. Önce onları halledeceğiz. Sonrasında ateşkes görüşmeleri başlatacağız. İşler yolunda gitmezse Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlara yalvarmak zorundayız."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44352 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr