Bölüm 497: Gök Ateşi Kanadı

avatar
2614 53

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 497: Gök Ateşi Kanadı


 

Kasvetli Ormanda Seviye 90 Dikenli Kertenkeleler yaşardı. Kalın derileri sivri dikenlerle kaplıydı. Kuvvetli savunmalarına ek olarak aldıkları hasarın bir kısmını dikenleriyle geri yansıtırlardı. Ancak diğer Seviye 90 yaratıklara göre daha az canları vardı.

 

Nie Yan büyük bir ağaca tırmandı. İleride bir grup Dikenli Kertenkele, çayırlar arasında dolaşıyordu. Arbaletini onlara doğrultup tetiği çekti. Beş ok havayı yararak ağaçların arasından geçip yaratıklardan birine isabet etti.

 

Dikenli Kertenkele anında Nie Yan'a döndü. Arkasından gelen onlarca kertenkele ile birlikte koşmaya başladı.

 

Nie Yan ağaçtan aşağı atlayıp koşarken bir yandan da yoluna çıkan kertenkele gruplarını arbaletiyle peşine takıyordu.

 

Peşindeki kertenkelelerin sayısı sürekli artmaktaydı.

 

"Alın bakalım!" Nie Yan Ölüm Dalgası Parşömenini etkinleştirdi. Ölüm enerjisi etrafa yayılıp kertenkeleleri yuttu.

 

−1.000

 

−1.000

 

−1.000...

 

Bu sırada Nie Yan güvenli bir yere çekilmişti. Parşömenin bekleme süresi dolduğunda bir tane daha etkinleştirdi. Ölüm enerjisi dalgaları etrafı sarıyordu.

 

Birkaç dakika sonra bir Ölüm Dalgası Parşömeni daha etkinleştirdiğinde Dikenli Kertenkele sürüsünün yarısından fazlası ölmüştü.

 

Nie Yan kamuflaj içinde hayatta kalan kertenkelelere yaklaşıp hepsinin işini bitirdi. Ardından düşen eşyaları toplamaya geçti.

 

Kasılma işlemi sıkıcıydı. Nie Yan'ın şu anki hızı oldukça yüksekti. Önceki zaman diliminde birkaç seviye atlayabilmek için aylarını harcardı. Birkaç haftada bir şehre dönüp düşürdüklerini satardı.

 

Usta oyuncu olanların bu yalnızlığa alışmaları gerekiyordu.

 

Nie Yan ormanda kertenkele avını sürdürdü.

 

...

 

Element Şehri Kavodin bir dağın yamacına kurulmuştu. Gökyüzü masaldan fırlamış gibi gökkuşağının renkleriyle parlıyordu. Hakimiyet için çarpışan yirmiden fazla Seviye 4 lonca yüzünden şehir karışmıştı. Hepsi de benzer seviyelerde olduğundan ön plana çıkan biri olmamıştı. Büyük bir birleştirici gücün eksikliği Büyücü İttifakı, İlahi Muhafızlar, Katleden Kılıç gibi güçlerin, bir gün şehre hakim olma umuduyla kendi aralarında savaşmalarına sebep oluyordu. Niuren Birliği de şehirde bir ofis açmıştı.

 

Fakat Kavodin'de yeteri kadar faaliyet göstermiyorlardı. Yine de işleri tıkırındaydı. Şehirde açtıkları on dükkanın beş tanesi Yıldızlı Gece İksir Dükkanının şubesiydi. Pazarın %70'ini kontrol ediyorlardı. Zanaatkarlar her gün loncanın kapısını tıklatıyorlardı.

 

Şehrin transfer bölgesinde beş kişilik bir grup belirdi. Ardından tekrar ışınlanıp güneybatıdaki küçük bir kasaba olan Keynes'e gittiler. Üyeler Esrarlı Büyücü, Savaşçı, Hırsız, Şövalye ve Rahip sınıflarına mensuplardı. Bu sınıf dağılımı yaygın olarak kullanılırdı.

 

"Uyanık Salyangoz güneydoğuya gidip seyyar satıcıyı aramamızı söyledi. Nedense boşa kürek çekiyormuşuz gibi hissediyorum. Satıcının ne zaman ortaya çıkacağını bile bilmiyoruz. Bölgede kasılırken NPC ile karşılaşmayı ummaktan başka çaremiz yok. Sence de garip değil mi Panda?"

 

"Belki de bilgi, Uyanık Salyangoza başka birinden gelmiştir. Önce etrafı arayalım."

 

"Lonca nişanlarımızı saklamalı mıyız?"

 

"Kavodin'de ortalık karışık. Lonca nişanı fazla dikkat çeker. En iyisi saklamak. Ayrıca operasyonu gizlilikle yürütmemiz söylendi."

 

Grup üyeleri lonca nişanlarını çıkardılar.

 

Elbette bunlar Niuren Birliği oyuncularıydı. Şişman Panda Seviye 63 ile aralarındaki en güçlü kişiydi. Diğer dördü Seviye 60 civarındaydı. Lonca içinde ikinci sınıf oyuncu grubuna dahillerdi. Lakin sıradan oyunculara kıyasla usta oyunculardı.

 

Grup arazide ilerliyordu. Menzillerine vardıklarında etraftaki yaratıkları avlarken bir yandan da parşömen satıcısına bakınıyorlardı.

 

Guo Huai'den aldıkları görevi başarmakta kararlılardı. Hırsız durmadan bölgeyi geziyordu. İki gün aramalarına rağmen NPCden iz yoktu.

 

"Ne yapacağız? Parşömencinin varlığından ciddi anlamda şüphe etmeye başladım."

 

"Bilmiyorum," dedi Panda. NPCnin varlığı son derece esrarengizdi. Amaçsızca etrafta dolaşmak can sıkıcıydı, ama yapacak bir şey yoktu. "Uyanık Salyangoza mesaj attım. NPCnin buralarda olması gerektiğini doğruladı. Aramaya devam edelim."

 

Tam o anda Hırsızdan mesaj geldi. NPCyi bulmuştu!

 

Gruptakilerin yüzlerinde güller açtı. Hızla Hırsızın bulunduğu yere hareket ettiler.

 

Duyuru: Sonsuzluk bu bölgeyi ele geçiriyor. Diğer bütün oyuncuların zarar görmemek için bölgeden çıkmaları rica olunur.

 

Şişman Panda afalladı. "Bu Sonsuzluk loncası amma küstahmış." Niuren Birliği Kalor'un bir numaralı loncası olduğu halde bir bölgeyi temizlerken böylesi küstah duyurular yapmıyordu. Mümkün olduğunca nazik bir şekilde diğer oyuncuları bölgeden ayrılmaya ikna ediyorlardı. Başka seçenek kalmayıncaya kadar güç kullanmıyorlardı.

 

"Sonsuzluk Kavodin'in en büyük loncası. 50-60.000 kadar üyeleri var ve iki loncayla ittifak kurmuşlar. Pek güçlü gibiler." Bu bilgilere Kavodin'in forum sayfasından erişmişlerdi.

 

Şişman Panda Sonsuzluğu hor görüyordu. Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, Niuren Birliğini yenebilirler miydi? Tabii ki de yenemezlerdi. Ancak loncası için gereksiz sorun çıkarmak istemiyordu. Öncelikle Guo Huai'nin verdiği görevi tamamlamalıydı.

 

"NPC ile işimizi halledip geri dönelim." O anda uzaklardan gelen 10 kişilik bir grupla karşılaştılar. Karşı taraf pek arkadaş canlısı insanlara benzemiyordu.

 

Sonsuzluk oyuncuları gruplar halinde bölgeyi dolduruyorlardı. 1 km yarıçapındaki alanda 2.000-3.000 kadar oyuncu bulunuyordu. Görevleri ise bölgedeki yabancıları uzaklaştırmaktı.

 

Onlar yaklaşırlarken Hırsızdan mesaj geldi. Etrafımı düşman sardı. NPCye ulaşmamı engelliyorlar!

 

Neler oluyor?

 

Şerefsizler! NPC ile konuşmaya benden önce gittiler!

 

Grup üyesi Üç Çelik öldü.

 

Bir süre sonra Üç Çelik mezarda canlandı.

 

Ne oldu öyle?

 

Sonsuzluktaki laleler! NPCyi gizli görev veren biri sanıp beni uzaklaştırdılar. Büyücüleri beni bağlamaya çalıştı, ama ben kaçtım. Meğer arkamdan beş tane de Hırsız geliyormuş. Etrafımı sarıp beni öldürdüler! Yabanda PK epey yaygındı. Fakat insanın başına gelince doğal olarak sinirleniyordu.

 

Gruptakiler Şişman Pandaya baktılar. "Ne yapacağız? NPCyi çaldılar."

 

"Gidip meseleyi Uyanık Salyangoza rapor verelim." O da sinirliydi. Normalde Sonsuzluğun haysiyetsiz oyuncularına hadlerini bildirmekten geri durmazdı. Fakat önceliği görevdi.

 

Gruptakiler Dönüş Parşömenlerini etkinleştirdiklerinde Sonsuzluktan bir grup yaklaştı ve parşömeni iptal etmek zorunda kaldılar. Parşömeni kullanırken savunmasız haldelerdi. O esnada saldırıya uğrarlarsa toparlanamayabilirlerdi.

 

Karşı taraf on kişiden kalabalıktı. Liderleri Kara Altın kademe set kuşanmış Seviye 65 bir Savaşçıydı.

 

Bu kişi sonsuzluğun bir numaralı Savaşçısı Gök Ateşi Kanadıydı!

 

Gök Ateşi Kanadı, Kavodin'in tanınmış kişileri arasındaydı. Şehrin en iyi üç Savaşçısından biriydi.

 

Üzerindeki ekipmanları gören Panda, Şafak ve diğer ikisinin yüzleri düşmüştü. Karşı taraf güçlüydü. Hafife alınmaması gereken biriyle karşılaşmışlardı.

 

"Hangi loncadansınız?" Gök Ateşi Kanadı Pandanın grubunu süzüyordu. Ekipmanları hiç fena değildi. Gök Ateşi Kanadı PK olayına yabancı değildi. Bölge Sonsuzluk oyuncularıyla dolmuştu. Kaçmak imkansızdı. Tek yapması gereken sorusuna cevap almaktı. Müttefik loncalardan değillerse karşısındaki dört kişiyi öldürecekti.

 

Sonsuzluk oyuncuları tarafından kuşatıldıklarında Panda ve Şafak birbirlerine baktılar. Barışçıl yolla meselenin çözülemeyeceğini anladıklarından savunma pozisyonu aldılar.

 

"Lonca nişanı taşımıyorlar. Belki de hiçbir loncaya üye değillerdir."

 

"Patron, ekipmanları fena değilmiş."

 

"Pekala, öldürün şunları." Gök Ateşi Kanadı Kavodin'deki diğer loncalardan korkmuyordu. Birkaç kişilik küçük bir gruptan mı korkacaktı?

 

 

Çok kalabalıklar! Ben onları oyalayacağım. Siz kaçmaya bakın! Şişman Panda büyük kılıcını sıkıca kavrayıp üzerine gelen düşmanları karşıladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr