Bölüm 493: Tavus Kuşu Dansı

avatar
2531 55

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 493: Tavus Kuşu Dansı


 

Nie Yan güldü. Qin Han'ın sözlerinden hiç etkilenmiş gibi görünmüyordu.

 

Nie Yan'ın Nirvana Alevi olduğunu öğrenen erkek öğrenciler de İnanç konusunda kendi aralarında dedikodulara başlamıştı. Xie Yao'nun gelişiyle beraber, kız öğrencilerin aktifliği düşmüş gibiydi. Yine de, birkaç kişi Nie Yan'ın yanına gelerek onunla sohbet başlatamaya çalışmıştı.

 

Nie Yan Jiang Yingyu'nun yüzünde bazen acı dolu bir ifade seziyor gibiydi fakat bunu fark etmemiş gibi yaptı.

 

Nie Yan'ın kalbi Xie Yao'ya adanmıştı.

 

Sınıftaki parti bittikten sonra Nie Yan Xie Yao'yla beraber eve gitti.

 

Yolda Süngü'den aldığı uydu bilgileri doğrultusunda kendilerini kimsenin takip etmediğini öğrendi.

 

Süngü'nün hack yetenekleri kesinlikle üst düzeydeydi. Nie Yan Süngü'nün bu yeteneği nasıl elde ettiğini bilmiyordu fakat elbette bu yeteneği israf edemezdi. Süngü'ye her türlü pahalı ekipmanı sağlamıştı. Bu şekilde, Süngü'nün sivil uydulara erişimi kolaylaşmıştı ve bulundukları alanı bir ekran karşısında rahatlıkla izleyebiliyordu.

 

Her şeyin güvenli olduğunu teyit ettikten sonra Nie Yan ve Xie Yao eve girdi.

 

Villa oldukça sakin ve sessizdi. Bahçedeki çiçekler açmıştı. Dışarının sesi içeri gelmiyordu.

 

"Qin Han konusunda endişeli misin?" Xie Yao sordu. Nie Yan biraz dalgın görünüyordu.

 

"Hayır." Nie Yan bir gülümseme ile başını salladı. Qin Han'ın sözlerini ciddiye almamıştı.

 

"Bugün oldukça hareketliydi, fakat artık herkes kendi yoluna. Neden bilmiyorum ama, bu bende bir yalnızlık duygusu oluşturdu. Xia Ling ve Küçük Yue yurt dışına gidecekler..." Xie Yao derin bir nefes çekerek konuştu. Hayatta ayrılıklar yaşamak kaçınılmazdı. Elbette hayatı zorlaştırıyordu. Fakat, bağlantılar ve hatıralar en önemli şeylerdi.

 

"Endişelenme, ikimiz de Zirve Askeri Akademisine girebildik. İstediğimiz zaman onları ziyaret edebiliriz."

 

"Evet..."

 

İkili villaya doğru yürürken Xie Yao okulda verdiği sözü hatırlayınca yanakları kızardı.

 

"Seni spor odasında bekliyor olacağım. Dans gösterin için sabırsızlanıyorum." dedi Nie Yan. Aralarındaki sohbet bir anda alevlenmişti.

 

"Haha... Hey Nie Yan. Vakit geç olmadı mı, sence de bir başka zaman yapsam dans gösterimi daha iyi olmaz mı...?" Xie Yao sordu.

 

Nie Yan sinsi bir gülümseme ile baktı.

 

Xie Yao anında utandı. "Hmm... Pekâlâ! Ben dans ederim!"

 

Nie Yan spor odasına girdi.

 

Nie Yan'ın spor odasına girdiğini gören Xie Yao'nun biriktirdiği bütün cesaret bir balon gibi patlamıştı. Xie Yao odasına girerek gardrobunun kapağını açtı. Dolabın içinde her türlü kıyafet vardı. Hepsinin birbirine benzediği fikriyle bir süre düşündükten sonra bir kıyafet seçerek aynanın karşısına geçti. Kıyafetin ne kadar dekolteli olduğunu görünce, zihninde birkaç müstehcen sahne canlandı ve yanakları kızardı.

 

Fakat Jiang Yingyu'ya karşı kaybetmeme isteğiyle, kararını verdi ve spor odasına yöneldi.

 

Nie Yan evdeki hizmetlilere bu alana gelmemeleri için talimat vermişti bile. Xie Yao koridordan yürürken üzerini bir ceketle örtmüştü. Spor odasının dış kapısına geldiğinde çoraplarını çıkardı. Kısa süreli bir tereddütten sonra cesaretini toplayarak içeri girdi.

 

Bu esnada Nie Yan spor odasının köşesinde oturuyordu, kapıdan gelen sesi duydu. Bakışlarını kapıya çevirdi.

 

Xie Yao üzerindeki bol ceketle beraber odaya giriş yaptı. Ceket giymiş olsa bile ince yapılı kolları ve bacakları açıktaydı. Minik ayakları ve bilekleri pürüzsüz birer yeşim taşı gibi parlıyordu.

 

Xie Yao'nun bu utangaç görünümü oldukça çekiciydi.

 

"Bil diye söylüyorum, Tavus Kuşu Dansı aslında uzun bir elbiseyle yapılır. Yani kötü dans edersem beni suçlama!" dedi Xie Yao.

 

Nie Yan gülerek konuştu. "Görünüşe göre bu performans ya güzel olacak ya da çok güzel olacak."

 

Xie Yao Nie Yan'ın cevabından memnun kalmamıştı. Ceketi çıkartıp dans etmeye başladı. Başlangıçta hamleleri biraz sertti, birbiri ardına hatalar yaptı. Fakat sonunda ritmi yakalayabilmişti. Adımları artık hafif ve narindi, tarifsiz bir manzara sunuyordu.

 

Nie Yan'ın bakışları Xie Yao'ya yapışmıştı. Dar yapılı kıyafetleri vücut hatlarını iyice belli ediyordu. Yaptığı dansın her hareketi Nie Yan'ın nabzını artırıyordu.

 

Tavus Kuşu Dansı oldukça güzel bir sanat biçimiydi, tıpkı ismini veren kuş gibi zarifti.

 

Xie Yao'nun dansı bu zarifliği tam anlamıyla yansıtıyordu.

 

Jiang Yingyu'nun dansını izledikten sonra, eve gelene kadar Nie Yan'a kaliteli bir dans sunabilmek için zihninde prova yapmıştı. Aslında bu dans alt gövdede uzun bir elbise ve üst gövdede ise omuz üstü süslemeleriyle yapılırdı. Ancak o şekilde bir kadının vücudu bu dansa en uygun hale gelirdi.

 

Xie Yao'nun yanakları kıpkırmızıydı. Nie Yan'a baktığında içinden mırıldandı, Nie Yan biliyor musun? Bu dansı sadece senin içim öğrendim.

 

Xie Yao'nun hareketleri bazen çok sakinken bazen de Nie Yan'ın kalbini yerinden fırlatacak kadar çekici oluyordu.

 

Nie Yan manzara karşısında ağzı açık kalmıştı. Xie Yao tıpkı havada süzülen bir kelebek gibiydi. Sanki şu anda dünya üzerinde bu ikiliden başka kimse yokmuş gibiydi.

 

Jiang Yingyu'nun sergilediği dans, izleyicileri şehvetle etkilemeye çalışan bir danstı, bu durum Nie Yan'ı hiç etkilememişti. Fakat Xie Yao ise sonsuz bir güzellik abidesiydi, Nie Yan'ın kalbini fethetmişti. Her hamlede kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.

 

Sanki bir rüyadaymış gibi, Nie Yan'ın nefesi kesilmişti.

 

Şu anda karşısındaki manzara bir melek gibiydi. Bu karşıt hisler sürekli Nie Yan'ın kalbine girip çıkıyordu.

 

Nie Yan'a göre, Xie Yao'nun dansı Jiang Yingyu'nun dansından katlarca daha iyiydi. Xie Yao'nun görüntüsü o kadar hoştu ki onu izleyen kişi bir başka yöne bakamazdı.

 

Nie Yan Xie Yao'nun bu dansı bir başkasının önünde yapmasını istemiyordu. Sadece kendisine özel olmasını istiyordu.

 

Bunun bencil bir istek olduğunun farkındaydı fakat böyle hissetmemesi elde değildi.

 

Kimin karşısında olduğu fark etmezdi. Xie Yao'nun bu dansını izleyen en masum kişinin bile zihninde şehvetli düşünceler oluşurdu.

 

Nie Yan sıradan birisiydi. Şu anda düşünceleri sıradan bir insandan farklı değildi.

 

On dakika sonra, Xie Yao sonunda dansını bitirmişti. Aceleyle ceketini tekrar sırtına geçirdi. "Gidip üzerimi değiştireyim." Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Arkasını dönüp çıkmak üzereydi.

 

Nie Yan ayağa kalkarak onu durdurdu. Xie Yao'yu alnından öperek gülümsedi, "İzlediğim en iyi Tavus Kuşu Dansı buydu."

 

Xie Yao güldü. Nie Yan'ın gülümsemesi onu heyecanlandırdı.

 

İkili birbirlerine bakarken aralarında aşk dolu bir bağ vardı. Az evvelki dans gösterisi Nie yan'ın zihninde yer edinmişti. Başını indirerek Xie Yao'yu öpmek için hamle yaptı.

 

Xie Yao ise sadece Nie Yan'ı tutmakla yetindi. Kendini Nie Yan'a bırakmaya razıydı.

 

Nie Yan ilk defa Xie Yao'nun istekli olduğunu görüyordu. Ellerini Xie Yao'nun arkasına götürdüğünde vücudunun titrediğini hissetti.

 

Xie Yao her zamanki gibi hassastı. Nie Yan ellerini Xie Yao'nun kalçalarına doğru hareket ettirdi. Zihni çoktan şehvetli düşünceler tarafından işgal edilmişti. Xie Yao'nun sergilediği dans sonucunda kalbi alevlerle dolmuştu.

 

Xie Yao normalde masum yüzlü ve sevecen birisiydi. Fakat baştan çıkarıcı özelliklerini gösterdiğinde karşısındaki insanların kontrolü yitirmesi normaldi.

 

Nie Yan hislerinin doğrultusunda hareket etmekten kendini alıkoyamadı ve eliyle Xie Yao'nun kalçasını tuttu. Bir gram bile yağ barındırmayan ince bacakları terliydi. Dans ederken kendini biraz yormuştu. Nie Yan Xie Yao'nun bacaklarına daha fazla dokunmak istiyordu.

 

Nie Yan'ın dokunuşları artık Xie Yao için dayanılmaz hale gelmişti. İstemsiz şekilde bacaklarını kastı. Tarifsiz bir his bacaklarını sarmıştı.

 

"Xie Yao." Nie Yan fısıldayarak konuşuyordu.

 

"Hmm..." Xie Yao sadece mırıldanabildi.

 

"Tavus Kuşu Dansın eşsiz bir güzellikteydi," dedi Nie Yan. Xie Yao'nun dansını gören herkesin aynı düşüncede olacağı fikrindeydi.

 

Nie Yan Xie Yao'nun üzerindeki ceketi çıkardı. İnce ve dar yapılı dans elbisesinin saklamakta başarısız olduğu göğüsleri belli oluyordu. Nie Yan hafiften sarhoş gibi hissetmekten kendini alıkoyamadı. Nie Yan elini uzatarak göğsüne dokundu ve bu esnada Xie Yao inlemeye başladı.

 

"Burada olmaz Nie Yan. Senin odana gidelim." dedi Xie Yao. Bu işi spor odasında yapmakan rahatsızlık duyacaktı. Kalbi buna karşı çıkmıyordu. Nie Yan'ın önünde, hem hem kalbini hem de vücudunu açabilirdi. Fakat, böylesine utanç verici şeyler yapmaya alışık değildi.

 

"Tabii." Nie Yan eğildi ve Xie Yao'nun dans elbisesini aldı.

 

Bu esnada Xie Yao sendelemişti, neredeyse düşecekti.

 

Nie Yan aceleyle ona destek oldu. "Ne oldu?"

 

"Nie Yan, beni taşımalısın. Bacaklarım çok titriyor, kendim gidemem."

 

Nie Yan elini Xie Yao'nun bacaklarının etrafından dolaştırdığında bir ıslaklık hissetti. Dudaklarında sinsi bir gülümseme belirdi.

 

"Gülme!" Xie Yao Nie Yan'ın omuzlarına vurdu.

 

Nie Yan güldü. Ceketini giymesine yardım ettikten sonra Xie Yao'yu kucağına aldı.

 

"Hadi yatak odasına dönelim." Nie Yan Xie Yao'yu üst kata taşıdı.

 

Xie Yao yol boyunca Nie Yan'ın omuzlarına yaslandı. Nie Yan'ın yüzüne baktığında gülümsedi. Nie Yan kendisini çok nazik şekilde taşıyordu, güvenli hissettiriyordu. Nie Yan kendisinden ne isterse istesin, Xie Yao reddetmeyecekti. Zaten kendini çoktan Nie Yan'a ait hissediyordu. Kalbinde taşıdığı yükü düşününce derince iç çekti. Xie Yao şu anda daha fakir bir ailenin kızı olarak doğmuş olmayı diliyordu.

 

Bir erkek olarak Nie Yan, kendini ispatlamak ve Yükselen Ejder ve Şan Mali Gruplarına kendini kabul ettirmek zorundaydı. Eğer Xie Yao ile birlikte olmak istiyorsa, buna layık olduğunu ispatlamak zorundaydı. Bu durum göz ardı edilemezdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr