Bölüm 492: Meydan Okuma

avatar
2672 51

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 492: Meydan Okuma


 

"Ne yani, sana yalan mı söyleyeceğim?" Nie Yan gülerek konuştu. Zhai Hao, Li Rui ve Liu Xuchen'in ne kadar yetenekli olduğunu iyi biliyordu. Her ne kadar çok üstün yetenekleri olmasa da oldukça düzgündüler. Kılıç Parıltısı, İzmarit ve diğerleriyle yaptıkları birkaç zindan temizliğinden sonra seviyeleri ve ekipman kaliteleri yükselmişti, her ne kadar uzman kişiler haline gelmemiş olsalar da yine de Susamlı Kek gibi bir kaliteye ulaşabilmişlerdi.

 

Niuren Birliği uzman oyuncular konusunda eksiklik yaşamıyordu, fakat liderlik rolü üstlenmesi gereken kişiler konusunda zayıf sayılırdı. Alt oyuncuların sadakati konusunda kesinlik yoktu. Nie Yan'ın astlarına güvenebilmesi kritik önem taşıyordu. Eğer düşman birliklerden bir casus güçlenirse, başlarına bela olabilirdi.

 

Fakat aynı zamanda Nie Yan eğer ki Zhai Hao, Li Rui ve Liu Xuchen gibi kendisine yakın insanları sorgusuz sualsiz birliğe alsaydı bu durumda adaletsizlik olurdu. Birliğe girmek için kimsenin torpiline ihtiyaç duymuyor olmaları onların yetenekli olduğunu gösteriyordu zaten.

 

"Elbette, bize ihtiyacın olduğu her an yardıma hazırız. Sadece bizimle iyi ilgilenmen yeterli!" dedi Zhai Hao. Yakında oturan Li Rui ve Liu Xuchen de başlarını sallayarak onayladı.

 

"Niuren Birliğinin kurallarını içe sayarak size iyilik yapamam. Yapabileceğim maksimum şey arkadaşlarımdan rica ederek sizlere yardımcı olmalarını istemektir. Ekipman meselesine gelince, ekipman istemekten çekinmeyin, hazinedeki ekipmanlar isteğinizi yerine getirecektir. Kademelerini yükseltip yükseltemeyeceğiniz ise size kalmış. Size benim yardımcı olarak güçlendirmem aslında size yardımcı olmaz. Kendi gücünüzü kendiniz kanıtlamalısınız." dedi Nie Yan. Hazinedeki her şey Nie Yan'a aitti. İçerideki ekipmanları nasıl dağıtacağı konusunda tek karar verici kişi kendisiydi. Fakat, limit burada sonlanıyordu. Bazı kuralları takip etmek zorunluydu. Kendi koyduğu kurallara uymazsa, astlarına nasıl bir mesaj vermiş olurdu?

 

"Elbette, anlıyorum." Zhai Hao başıyla onayladı.

 

"Anlayışlı olman bile yeterli. Eğer birlikteki kademenizi yükseltirseniz, zaten bu durumda ben de mutlu olurum." dedi Nie Yan. Zhai Hao, Li Rui ve Liu Xuchen'in gelişmesini kendisi de istiyordu. Sonuçta, hepsi de yeminli kardeşlerdi!

 

Nie Yan bu üç kardeşini Kılıç Parıltısı, İzmarit ve diğerlerinin altına vererek onların bir süre hızlı şekilde gelişmelerini planlamıştı. Geçen sürenin sonunda ne kadar gelişmiş olmaları ise kendilerine bağlı olan bir şeydi.

 

Sahnedeki gösteriler sona erdiğinde Nie Yan ve Xie Yao yanlarında Zhai Hao, Xia Ling ve diğerleriyle beraber sınıflarına gittiler. Sınıf 3'teki herkes son kez toplanıyordu.

 

Grup sınıfa girdiğinde Nie Yan etrafına baktı. Sınıfın köşesinde duran Jiang Yingyu'yu fark etti. Henüz balerin elbisesini çıkarmamıştı. Liu Rui ve etrafındaki yardakçıları ise başka bir köşede toplanmışlardı. Nie Yan'ın sınıfa girdiğini gördüklerinde anında düşmancıl bakışlar atmaya başladılar.

 

Liu Rui de Zirve Askeri Akademisine girmeye hak kazanmıştı. Görünüşe göre Nie Yan ileriki zamanlarda da yalnız olmayacaktı. Nie Yan Liu Rui'nin böylesine açık bir alanda hamle yapmasına pek imkan vermiyordu ama yine de arkasını kollamak niyetindeydi. Liu Rui gibi kötü karakterli insanlar her daim kötü planlar peşinde olurdu.

 

"Büyükbabam ve Liu Rui'nin ailesi geçenlerde kavga ettiler." Xie Yao fısıldayarak konuştu.

 

Nie Yan'ın kalbi sıkıştı. Yüzünde endişeli bir bakışla Xie Yao'ya döndü.

 

"Endişelenecek bir şey yok. Liu Ailesi zaten her daim büyükbabamın sırtındaki bir diken gibiydi. Fakat, İnanç'a yaptığımız yatırım olağanüstü şekilde kâr getirdi. Yükselen Ejder Mali Grubundaki kimse bu kadar büyük bir kâr beklemiyordu. Birçok kişi kıskançlık etti ve pastadan pay çıkarmaya çalıştı. Bilmedikleri şey ise büyükbabamın bu durumu bir fırsata çevirerek temelini güçlendirmiş olmasıydı, birkaç farklı mali gruptan daha kendine yandaş buldu." Xie Yao Nie Yan'a minnettar bir bakış attı. Niuren Birliğinin ani yükselişi büyükbabasının sadece yatırım maliyetini karşılamakla kalmamış, aynı zamanda kendisine büyük miktarda kazanç da sağlamıştı. Ayrıca bu durum Yükselen Ejder Mali Grubunun çökmesinin de önüne geçmişti. Hem dışarıdan hem de içeriden gelen risk tehditleriyle karşı karşıya kalmışlardı, Liu Ailesinin dışarıdan yaptığı hamleler ve Yüzyıl Mali Grubunun içeriden yaptığı hamleler buna sebep olmuştu. Sanal gerçeklik oyun sektörü alanında yüksek başarılar elde etmiş olan Xie Yao'nun büyükbabası Yükselen Ejder Mali Grubundaki pozisyonunu iyice sağlamlaştırmıştı. Şu anda resmen dokunulmaz bir pozisyondaydı.

 

Nie Yan hızlıca zihninde noktaları birleştirdi. Görünüşe göre önceki zaman dilimindeki Xie Yao ve Liu Rui'nin evlenmesi olayı sadece şirketin iç ilişkilerinin düzeltilmesi amacı taşıyordu. Evlilikleri sadece dışarıdan mutlu görünüyordu, fakat gerçek aslında bu değildi. Liu Rui sürekli olarak dışarıda içmeye ve başka kadınlarla takılmaya gidiyordu. Nie Yan ve Yao Yao arasında gizli odada gerçekleşenler, Xie Yao ile Liu Rui'nin evliliklerinden sonra olmuştu. O esnada Xie Yao'nun bedenine hala dokunulmamıştı.

 

Bulmacanın parçaları birleşmeye başladığında, olaylar artık mantıklı bir hale bürünmeye başlamıştı. Xie Yao'nun ebeveynlerinin nüfuzu düşünüldüğünde, Liu Rui'nin yapabileceği pek bir şey yoktu. Evlenmiş olsalar bile, bu evlilikte aşk yoktu. Liu Rui'nin bütün vaktini içmeye ve diğer kadınlarla eğlenmeye harcaması şaşılacak bir şey değildi aslında.

 

Liu Rui ile yapılan evlilik muhtemelen geçici olarak alınmış mali bir önlemdi. Xie Yao'nun büyükbabası her şeyi kontrol altına aldıktan sonra Liu Rui'nin ailesi muhtemelen büyük bir acı içinde kalacaktı. Büyükbabası zirveye adım adım ilerlemişti, her türlü engeli aşarak yol almıştı. Tırmandığı zirveye bir başkasının oturmasına nasıl olur da izin verirdi? Yükselen Ejder Mali Grubu stabil durumdayken, elbette Liu Rui'nin ailesinin kolayca işin içinden sıyrılmasına izin veremezdi. Eğer Nie Yan Xie Yao'nun büyükbabasının yerinde olsaydı, torununun çektiği acılar sonucunda elbette buna göz yummazdı, Liu Rui'nin ailesini Yükselen Ejder Mali Grubundan çıkarır ve adaleti sağlamaya çalışırdı!

 

Nie Yan bunu fark ettiğinde güldü.

 

"Neden gülüyorsun? Neden bu kadar mutlusun?" Xie Yao sordu. Nie Yan'ın modu bir anda değişmişti.

 

"Bir şey yok. Eminim ki büyükbaban durumu gayet soğukkanlı şekilde halledecektir. Bu konuda endişelenme."

 

"Hmm." Xie Yao kafasını salladı.

 

"Sözünü unutma. Eve gittiğimizde dansını göstereceksin bana." Nie Yan fısıldayarak konuştu.

 

Xie Yao'nun suratı anında kırmızı oldu.

 

Xie Yao'ya ilgi duyan erkek öğrenciler bu manzara karşısında pişmanlık duymuştu. Sınıflarının en güzel kızının bir başkasıyla beraber olması yazık bir durumdu. Dahası, kızın beraber olduğu kişi Nie Yan gibi inanılmaz bir karakterdi. Bu elemanla hiçbir şekilde yarışamazlardı.

 

Herkes sınıftaki sıraları kenarlara çekerek sınıfta yapılacak olan parti için hazırlık peşindeydi.

 

Çok sayıda öğrenci Nie Yan'a yaklaşarak onunla arkadaşlık kurma peşindeydi. Normalde sessiz ve kibirli takılan tipler bile şu anda Nie Yan'a yanaşmaya çalışıyordu. Nie Yan'ın geleceğinin bir sınırı yoktu ve çok parlaktı. Herkes onunla iyi bir arkadaşlık ilişkisi kurmak istiyordu.

 

Normalde derse katılmayan öğrenciler bile bugün gelmişti.

 

Nie Yan etraftaki herkese güler yüzlü davranıyordu.

 

Etkileyici bir yakışıklılığı olan bir erkek öğrenci Nie Yan'a yaklaştı.

 

Nie Yan etraftan bu çocuk hakkında birkaç dedikodu duymuştu. Bu çocuğun ismi Qin Han'dı. Bu eleman Çinliydi ve Monet Mali Grubunun varisiydi, Güney Amerika’da birkaç kişiden oluşan bir grupla egemenliklerini ilan etmişlerdi. Mesele nüfuz olduğunda, Yükselen Ejder Mali Grubu, Yüzyıl Mali Grubundan altta kalmıyordu ve hatta ondan üstün olduğu bile söylenebilirdi. İşin en korkutucu yanı Monet Mali Grubunun o bölgede çok sayıda sektörü ve bazı askeri güçleri kontrolü altında tutuyor olmasıydı. Güçleri normal bir mali gruptan çok daha üstündü.

 

Bir şirketin, devletlerin iç işlerini etkileyecek derecede nüfuza sahip olması durumu son zamanlarda çok şaşılacak bir şey değildi.

 

Okulun başlangıç gününden bu yana, Qin Han ilk defa ortalarda görünüyordu. Önceki zaman diliminde Nie Yan, Qin Han hakkında birkaç duyum almıştı. Birkaç defa karşılaşmışlardı fakat Nie Yan bu kişinin o kişi olduğunu çok sonraları anlamıştı. Bu eleman kendini biraz üstün ören birisiydi ve sıradan insanlarla takılmayı pek sevmezdi. Bazı dedikodulara göre bu elemanın Huahai Lisesine gelişindeki tek amacı Xie Yao'nun yakınında olmaktı, fakat bu sadece bir söylentiydi.

 

Qin Han elindeki şarap bardağını sallayarak Nie Yan'ı selamladı.

 

"Nirvana Alevi, Çılgın Hırsızın şerefine!" Qin Han gülümseyerek konuşuyordu.

 

Bütün sınıf bir anda sessizliğe büründü. Herkes inanmaz gözlerle Nie Yan'a dönmüştü. İnanç oldukça popüler bir oyundu. Oyunu oynamayan kişiler bile Çılgın Hırsız Nirvana Alevinin şöhretini duymuştu.

 

Nie Yan'ın oyundaki kimliğinin Nirvana Alevi olduğunu birkaç kişi biliyor olsa da, arkadaş çevresine kıyasla aslında bu sayı çok azdı. Birçok kişi hala bu bilgiye sahip değildi.

 

Qin Han'ın sözlerinden kimse şüphelenmemişti. Onun sahip olduğu statü düşünüldüğünde, böyle bir şeyi uydurması için mantıklı bir sebep yoktu.

 

Bu şaşırtıcı bir haberdi.

 

"Teşekkürler." Nie Yan kadehini kaldırıp bir yudum aldı. Karşısındaki elemanı yakından gözlemlemeye başlamıştı. Qin Han'ın görünüşü oldukça zarifti. Yüzü sürekli gülümser haldeydi. Fakat Nie Yan nedense bu elemanın bir şekilde tehlikeli olduğu hissediyordu.

 

Qin Han Xie Yao'ya dönüp gülümseyerek konuştu, "Bu okula gelip Xie Yao ile ilk karşılaştığımda bir melek görmüş gibi oldum. Bir buçuk yıl kadar onun peşinden koştum, fakat bana en ufak bir ilgi bile göstermedi. Sonrasında ise işlerim sebebiyle Avrupa'ya ve Kuzey Amerika'ya gitmek ve bu zamana kadar oralarda kalmak zorundaydım. Mezuniyet günü olduğunu duyduğumda hemen geri geldim. Fakat şaşkınım, görüyorum ki Xie Yao zaten kendisine bir arkadaş bulmuş bile. Kardeş Nie, sen gerçekten de çok şanslısın."

 

"Her şeyin bir sebebi var. Kaderlerinde beraberlik olanlar, aralarındaki mesafe ne olursa olsun kavuşurlar." diye cevapladı Nie Yan. Qin Han denen elemanla sadece birkaç kez karşılaşmıştı, bu yüzden onun hakkında henüz iyi bir bilgiye sahip değildi. Geçmişte, çevresindekilerin Qin Han hakkında konuştuğunu duyduğunda bu elemanın gizemli birisi olduğunu düşünmüştü. Nie Yan Qin Han'la neredeyse hiç konuşmamıştı.

 

"Evet, elbette doğru. Çılgın Hırsız Nirvana Alevi, seni oldukça ilgi çekici birisi olarak görüyorum. İnanç'ın Güney Amerika'da pazara sunulmasının ardından çok geçmedi. Normalde bu oyunu oynama gibi bir isteğim yoktu, fakat seninle tanıştıktan sonra fikrim değişti. Bu oyunun neden bu kadar büyüleyici olduğunu görmek istiyorum."

 

İnanç'ın Çin'den çıkarak Avrupa'ya ve sonrasında ise Kuzey Amerika'ya yayılması sadece beş gün sürmüştü. Hala da etki alanını genişleten bir oyundu, oyuna erişim sağlayan oyuncu sayısı her gün artıyordu. Oyuncu sayısının çoğalması demek aynı zamanda kâr potansiyelinin de çoğalması demekti. Oyuncuların yanı sıra, oyuna destek veren mali grupların sayısı da artıyordu.

 

Nie Yan sarsıldı. Qin Han'ın sözleri her ne kadar gelişigüzel söylenmiş sözler gibi görünse de aslında altında savaş açma anlamı yatıyordu.

 

"Bunu duymak harika. Eminim ki oyunu kısa sürede seveceksin." Nie Yan bir nebze bile korkmuyordu.

 

Qin Han şaşkındı. Nie Yan'ın böyle bir cevap vereceğini beklemiyordu. Gülerek konuştu, "Sözüne güveniyorum. Sözlerin beni oyunu oynamaya daha istekli kılıyor. Fakat, ben bir işe başladığımda her zaman sonuna kadar götürürüm."

 

Qin Han'ın kendine olan güveni neredeyse kibir denilecek kadardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr