"Biz gerçekten de Nirvana Alevini tanıyoruz!" Li Rui konuyu tartışmaya açmak istiyordu. Fakat, elinde kanıt olmadan konuşması gerektiğini biliyordu, bu yüzden yüzü kızarmıştı.

"Pekâlâ, Nirvana Alevini biz de tanıyoruz! Onu kim tanımıyor ki? Ama bil bakalım ne var? O bizi tanımıyor!" Mo An alay edercesine konuşuyordu. "Mademki Nirvana Aleviyle bu kadar yakınsınız, neden onu buraya çağırmıyorsunuz? Bırakın da bize Karabatak temizliğinde yardımcı olsun, onun için çok kolay olur, öyle değil mi?”

Li Rui'nin yüzü iyice kızarmıştı. Tam da sinirli bir cevap vermek için hazırlanıyordu ki Zhai Hao söze girdi, "Yeter artık, bırakın tartışmayı."

Li Rui öfkeyle dolmuştu, neredeyse taşmak üzereydi ama konuyu uzatmak istemedi. Gerçekten de Nie Yan'ı buraya çağırmadıkları sürece Mo An, Mo Tao ve Mo Yan'ı susturmanın bir yolu yoktu. Nie Yan kendilerine gerçek arkadaşları gibi davranıyordu. Arkadaşlıkları kuvvetli olduğu için böyle basit bir mesele hakkında onun yardımı isteyip meşgul etmek istemiyorlardı. Ne tür bir arkadaş, başkalarına ünlü birini tanıdığı konusunda hava atmak için arkadaşının değerli vaktini işgal ederdi ki?

Li Rui Mo An'ın yüzündeki alaycı ifadeyi iyi anlıyordu. Fakat, öfkesini yutmaktan başka çaresi yoktu.

"Mademki bize gösterebileceğin katı bir kanıt yok elinde, bu konuda daha fazla konuşma. Kendinizi utandırmaktan başka işe yaradığınız yok," Mo Tao gülerek konuştu. "Hala birkaç oyuncu eksiğimiz var. Gidip biraz Büyücü bulun, büyü güçleri yüksek olsun. Eğer siz bulamazsanız, ben birkaç arkadaşımı çağıracağım. Onlar Kara Kahraman'ın en üst düzey oyuncuları. Fakat onları meşgul ettiğimiz için aldığımız ganimeti paylaşmak zorunda kalırız."

Zhai Hao eğer bu insanlar gruba katılırsa bu durumda kendilerine hiçbir ganimet kalmayacağının farkındaydı. Eksik kalan grubu rastgele insanlarla doldurmak en iyisiydi.

"Biraz daha bekleyelim en iyisi. Bakalım birlikten birisi katılmak ister mi," dedi Zhai Hao.

"Biraz daha mı bekleyelim? Zaten yarım saattir bekliyoruz. Bütün günümü burada çöp edemem tamam mı?" Mo An sinirli şekilde konuştu.

Zhai Hao da yavaş yavaş huysuzlanmaya başlıyordu. 15 oyuncuyu toplamak kendisi için de kolay değildi. Tek yapmaları gereken birkaç düzgün Büyücü bulmaktı, sonrasında ise Karabatak'ı temizlemeye gidebilirlerdi. Gerçekten de böylece pes mi edeceklerdi? Yüzünde özür diler gibi bir ifadeyle gruptaki diğer kişilere döndü. "Üzgünüm arkadaşlar, vaktinizi israf etmiş oldum."

"Endişelenme Zhai Hao. Hepimiz arkadaşız burada. Sen oyuncu aramaya devam et. Biraz daha beklemek bizim için sorun olmaz," Jiang Fan isimli biri konuştu. Bu eleman Sınıf 5 öğrencisiydi. Bir zindan temizliği için 20 kişi toplama işinin ne kadar zor olduğunun herkes farkındaydı, bu iş genellikle bir saatten daha fazla sürerdi. Hazır bir takım olsa bile, üyeler genellikle kayıplarda olurdu, çünkü önceden planlanmış bir görev ya da başka bir zindan temizliğine gitmiş olabiliyorlardı.

Gruptaki diğer kişiler de Jiang Fan'ın sözlerine katıldı. Mo üçlüsünün aksine, Zhai Hao'nun sözlerini anlayışla karşılıyorlardı.

"Arkadaşlar..." Zhai Hao dişlerini gıcırdatarak konuştu. Büyük kayıp yaşasalar bile takımı hazırlayıp zindan temizliğine gitmeyi kafaya koymuştu. Gerekirse Mo An'dan arkadaşlarını çağırmasını isterdi. Tek çare bu kalıyordu. Arkadaşlarının daha fazla bekleyerek vakit israf etmelerini istemiyordu.

Nie Yan bu esnada Zhai Hao ve Li Rui'ye yaklaştı. Bir süredir grubun kendi aralarındaki konuşmalarına kulak misafiri olmuştu ve durumu az çok anlamıştı. Mo üçlüsü her zamanki gibi bencil ve kibirli davranıyordu.

Pelerinli bir yabancının kendilerine yaklaştığını gören Zhai Hao ve grubu biraz endişelendi.

Nie Yan bu esnada kapüşonunu kaldırarak hafif bir gülümseme yaptı. "Görünüşe göre yardımıma ihtiyacınız var?"

"Nie Yan!?" Li Rui şaşkın şekilde bağırdı.

Zhai Hao da Nie Yan'ı gördüğüne şaşırmıştı. Diğerleri ise gözlerine inanamıyordu. Nirvana Alevi gerçekten de yanlarına gelip kendilerine selam vermişti! Bu durum sanki rüyadalarmış gibi hissetmelerine sebep olmuştu, fakat gerçekten de yaşanıyordu!

Bir süre sonra, Zhai Hao şaşkınlığını üzerinden atabildi. Nie Yan'ın omzuna dokunarak konuştu. "Vay be, ne yapıyorsun burada?" Aniden bir şey hatırlamış gibi oldu ve elini çekti. İkili tamamen farklı dünyalarda yaşıyorlardı. Nie Yan Niuren Birliğinin lideriydi, efsanevi bir kişilikti ve kendisi ise neredeyse hiç kimse sayılırdı. Kendisini umursayacak insan sayısı çok azdı. Nie Yan'ın yanlarına gelerek onlara selam vermesi Zhai Hao için çok büyük anlam ifade ediyordu.

"Buradan geçiyordum da sizleri gördüm. Yanınıza gelip selam vereyim dedim. Zindan temizliğine mi gidiyorsunuz?" Nie Yan Zhai Hao'nun grubuna süzerek konuştu.

"Biz... Evet, Karabatak temizliğine gitmeyi düşünüyorduk," diye cevapladı Zhai Hao. Biraz utanmış hissetmemek elinde değildi. Karabatak gibi düşük seviyeli zindanlar muhtemelen Nie Yan'ın gözünde bir hiç değerindeydi. Sonuçta, Çılgın Hırsız gökleri sarsabilen bir oyuncuydu. Zindan temizliği için yeterli sayıda oyuncu bulamamışlardı.

Zhai Hao'nun Nie Yan'la gayet dostani şekilde sohbet içerisinde olduğunu gören Mo An'ın ise bu esnada çenesi şaşkınlıktan yere değecek kadar düşmüştü. Suratı kıskanç bir ifadeyle dolmuş ve solgun bir yeşil renge bürünmüştü. Mo Tao ve Mo An'a döndü. "Lanet olsun! Demek Zhai Hao gerçekten de Nirvana Alevi'ni tanıyormuş! Bu ikisinin aynı gezegende yaşadığına inanmak bile zor! Bunlar nasıl tanışmış ki?"

"Kim bilir... Ben de anlayamadım. Zhai Hao ve Li Rui mademki Nirvana Aleviyle arkadaşlarmış, neden daha evvel bize bunu kanıtlamak için uğraşmadılar ki?" dedi Mo Tao. Eğer kendisi Nirvana Alevini tanıyor olsa, etrafındaki herkese bu konuda hava atardı. Kesinlikle Zhai Hao ve Li Rui gibi sessiz kalarak aşağılanmayı kabul etmezdi. İşte bu , karakter farkı meselesiydi, Nie Yan'ın neden Mo üçlüsüyle değil de Zhai Hao ve Li Rui'yle arkadaş olduğunun sebebiydi.

"Zhai Hao ve Li Rui gerçekten de çok şanslıymış," diye mırıldandı Mo An. Nirvana Alevi gibi bir destekçi ile, hiçbir eksikleri kalmazdı. Niuren Birliğinin hazinesindeki herhangi bir ekipman parçası bile kendilerininkinden çok daha kaliteli olurdu.

"Hadi gidip Nirvana Alevine selam verelim. Kim bilir? Belki de onun bir faydasını görürüz." Mo Tao'nun gözleri parıldıyordu. "Mo Yan, işte parlama fırsatın budur."

"Deneyebilirim... Ama sence benimle ilgilenir mi? İddiaya varım benden çok daha güzellerini görmüştür," dedi Mo Yan.

"Bundan emin olamazsın ki. Denemekte fayda var."

Zhai Hao ve Li Rui'nin Karabatak gibi basit bir harita için bile zorlandıklarını öğrenen Nie Yan'ın kalbi sızladı. Şu anda kendisi gerçekten de onların takımına katılmak için çok meşguldü. Eski arkadaşlarının böylesine zorluklar içerisinde olduğunu bilmiyordu.

"Eğer benim yardımıma ihtiyacınız olursa sormaktan kesinlikle çekinmeyin. Ben lonca yöneticisine bir mesaj gönderiyorum. Tam ismi, Uyanık Salyangoz. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, onunla iletişime geç. Sizler çoktan Seviye 62 olmuşsunuz bile. Birlik ofislerimizden birine gidin. Testi geçebilirseniz, Niuren Birliğine katılabilirsiniz. Ben size Karabatak temizliğinde yardımcı olacak birilerini bulurum."

Nie Yan Niuren Birliğinin sohbet sayfasını açtı.「Birkaç arkadaşımın zindan temizliği yapabilmesi için 5 Büyücüye ihtiyacım var. Seviye 60-65 olmalı. İlgilenirseniz bana haber verin!」

「Elbette!」

「Ben varım!」

…

Birliğin sohbet sayfası bir anda mesajlarla akar olmuştu. Nie Yan'ın sahip olduğu prestij zaten bunu gerektiriyordu. Büyücülerin çoğu gönüllü olmaya hevesliydi, mademki birlik liderinin şahsi isteğiydi, hepsi de ellerinden geleni yapacaktı. Nie Yan Guo Huai'nin beş uygun aday seçmesini istedi.

Aradan yaklaşık 30 dakika sonra, Büyücüler acele şekilde gelerek Nie Yan'a rapor verdiler. Hepsi de Kara Altın Kademe ekipmanlara sahipti. Yüzlerinde heyecan ifadesi vardı.

"Patron!"

“Patron. buradayız! Büyücü ihtiyacı olan arkadaşlar bunlar, öyle değil mi?"

...

Mo üçlüsünün sahip olduğu ekipmanlar aslında kendi seviyelerindeki ortalama oyuncular için iyiydi, ekipmanlarının çoğu Altın Kademeydi. Fakat geçmişte övündükleri ekipmanları şu anda kendilerine bile çöp gibi gözüküyordu. Niuren Birliği oyuncuları kaliteliydi.

Gelen beş Büyücünün içerisinde, Nie Yan bazılarının ismini hatırlıyordu.

"Susamlı Kek, bunlar benim arkadaşlarım. Sizler de isimlerinizi söyleyin ve tanışın. Karabatak temizliğinde onlara yardımcı olun ve ekipmanlarının kalitesini artırın. Sonrasında, onları Rüya Vadisi'ne getirebilirsin," dedi Nie Yan. Bu beşlinin sayesinde, Zhai Hao, Li Rui ve diğerlerinin Karabatak temizliğini yapması hiç de zor olmazdı.

Niuren Birliğinin hazinesi bu grubun kullanabileceği kaliteli ekipmanlarla doluydu. Fakat Nie Yan arkadaşlarının böyle bedava dağıtılan eşyaları kabul etmeyecek kişiler olduğunu biliyordu.

"Bize güvenebilirsin patron! Senin arkadaşların bizim arkadaşlarımız demektir! Gün bitmeden zindanı 30 defa temizleyeceğimizi garanti ederim! Ekipman konusunda hiç problem yaşamayacaklar!" dedi Susamlı Kek.

Zhai Hao ve diğerleri şaşkındı, Gün bitmeden 30 defa zindan temizliği mi? Bu sayı korkutucuydu! Çoğu zaman bir defa temizlik yapmak için 3-4 saat harcarlar ve genellikle ölürlerdi. Fakat Susamlı Kek'in sözleri sanki bu zindanı temizlemek hiçbir şeymiş gibiydi. Susamlı Kek ve diğerleri Seviye 65 Kara Altın Kademe ekipmana sahipti. Zhai Hao ve grubunun bir şey yapmasına gerek kalmadan muhtemelen zindan temizlenirdi bile.

Nie Yan Zhai Hao ve Li Rui'ye iyi davranıyordu. Hiçbir şekilde kibir göstermiyordu. Bu tavırlarını gören diğerleri de onunla konuşma cesaretini bulabilmişti.

Mo Tao ve Mo An, Nie Yan'la yakınlaşmak için çabalıyordu. Fakat, Nie Yan henüz yolun başındayken onların bu çabasını görmezden geliyordu. Önceki hayatında her ne kadar bu ikiliden çok çekmiş olsa da, artık bu meseleleri geride bırakabilmişti. Bu hayatta, bu ikili Nie Yan'ın gözünde hiçten ibaretti, onlarla aynı ortamda bulunmak bile istemezdi. Onlara yüz verme zorunluluğu da yoktu zaten.

Susamlı Kek ve diğer dört kişi doğal olarak Nie Yan'ın Mo üçlüsüne karşı olan tavrını fark etmişti. Mademki birlik liderleri bu üçlüyü pek önemsemiyordu, zindan temizliği esnasında bu kişilerin ölümü de sorun olmazdı.

Ataların da dediği gibi, "Yama'yı kışkırtmak kolay olabilir, ama onun şeytan astları daha acımasızdır."

Kısa süre içinde isimler söylenip tanışıldı, Susamlı Kek ve diğer dörtlü Zhai Hao ve diğerlerine eski dostlarıymış gibi davranıyordu. Li Rui sonunda haklı ve değerli biri olduğunu hissedebiliyordu. Yüzünü dik tutuyor ve gururlu bir gülümseme sergiliyordu, az evvelki aşağılanmadan kurtulmuştu. Bundan sonra Mo üçlüsünün aşağılamalarına katlanmak zorunda değillerdi.