Bölüm 454: Ignatus Kürk Dükkanı

avatar
2727 56

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 454: Ignatus Kürk Dükkanı


Yaklaşık 10 dakika sonra, Nie Yan Hilton Kalesinin ıssız bir köşesine gelmişti.

 

Neredeyse çökecek gibi görünen birkaç bina vardı etrafta. Caddeler oldukça dar yapılıydı, kanalizasyon kokusu atmosferi ele geçirmişti. Belli oluyordu ki burası varoş bir bölgeydi.

 

Rüzgar esmeye başladığında insanın burnunu bile tıkayabilecek kuvvette kötü bir koku Nie Yan'ın burnuna geldi. Bu koku çürüyen cesetlerin kokusuydu.

 

Nie Yan etrafına baktığında çok sayıda NPC'nin evlerinin dışında yaratık derisi yüzdüklerini gördü. Her taraf kan ve kir ile kaplıydı.

 

Nie Yan birkaç dar yoldan geçip ilerledikten sonra bir köşeden döndüğünde tıpkı Blevins'in çizdiği haritada olduğu gibi, Ignatus Kürk Dükkanı’nı gördü.

 

İşte burada! Nie Yan güldü.

 

Çantasını kontrol etti. Çantasında 20,000 altından fazlası vardı, istediklerini almak için bu para yeterli olmalıydı.

 

Nie Yan dükkana girdi. İçerisi dar ve sıkışık bir tasarıma sahipti, etrafa dağılmış olan yaratık derileri masaların ve dolapların üzerine yığılmıştı. Tam önünde, odanın merkezinde ahşapla kaplı bir açık alan vardı. Dükkan sahibi kısa boylu, deri bir zırh giymiş, yaşlı bir adamdı, suratı ise meşe ağaçlarının boğumlu yüzeyine benziyordu. Dükkana gelen müşteriye bir bakış attı, yüzünde hafif bir parıldama vardı.

 

Bu yaşlı adam Ignatus'tu!

 

"Yabancılar buraya giremez. Lütfen çıkın," dedi Ignatus.

 

Muhtemelen Nie Yan'ın sahip olduğu unvanlardan dolayı, sesini sadece birazcık yükseltmişti. Nie Yan önceki hayatında buraya gelen oyuncuların küfürler ettiğini hatırlıyordu.

 

"Efendim, ben bu dükkanı Tabip Blevins aracılığı ile buldum. İşte, onun yazdığı referans mektubu burada," diye açıkladı Nie Yan.

 

Ignatus mektuba baktıktan sonra surat ifadesini biraz yumuşattı.

 

"Birkaç parça deri ve Terzi Şemaları almak istiyorum," diye ekledi Nie Yan.

 

"Büyük Alim, az evvel Büyük Kehanet'i kullanan siz miydiniz?" Ignatus Nie Yan'ın söylediklerine kulak asmadan kendi sorusunu sordu.

 

"Evet." Nie Yan başıyla onayladı. Büyük Kehaneti kullanırken ortaya çıkan ışık Hilton Kalesindeki herkesin dikkatini çekmişti.

 

"O halde size ne kehanette bulunduğunuzu sorabilir miyim?” Diye sordu Ignatus. Oyunda birçok beceri vardı, fakat Büyük Kehanetin gücü diğerlerine göre oldukça fazlaydı.

 

"Yaklaşan bir felaket öngörüsünde bulundum," diye cevapladı Nie Yan. Nie Yan bu esnada Ignatus'un birçok Büyük Generalle arkadaş olduğunu hatırladı. Belki de Hilton Kalesinin yöneticisiyle de arkadaş olabilirdi.

 

"Oh, Büyük Alim. Acaba daha fazla açıklama yapma kibarlığında bulunabilir misiniz?" Ignatus'un ses tonu gittikçe daha da kibarlaşıyordu. Gözlerinde endişe ve şüphe izleri vardı.

 

"Hilton Kalesi yok olmakla karşı karşıya. Fakat bunu bir kenara bırakıp işimize devam etsek? Bu mesel hakkında daha fazla konuşmanın uygun olmadığını düşünüyorum," Ignatus'un tavırlarındaki değişikliği gören Nie Yan konuyu uzatmak istemedi.

 

Çoğu NPC sadece temel düzeyde akla sahipti, sadece görev alıp verme konusunda işe yarıyorlardı. Ignatus gibi yüksek seviyeli NPC'ler biraz daha akıllıydı. Belirli bir dereceye kadar düşünebilir ve durum analizi yapabilirlerdi. Fakat elbette gerçek bir insanın akıl seviyesinden çok daha düşüktüler.

 

“...” Ignatus şaşkındı. Nie Yan'ın bu konuyu böyle hızlı şekilde kapatmasını beklemiyordu.

 

"Tekrar söylüyorum, biraz yaratık derisi ve Terzi Şemaları satın almak istiyorum," dedi Nie Yan. Odanın etrafına dağılmış olan derilere baktı.

 

"Pekâlâ..." Ignatus tavrını yine ciddi olarak değiştirmişti. Hala Nie Yan'ın önceki sözlerinden rahatsız olmuş gibiydi.

 

Nie Yan bunu umursamadan alışveriş menüsüne baktı, deriler ve üretim malzemeleri kısmına doğru indi. Her eşyanın kalite seviyesi en az yediydi.

 

Deriler farklı kademelere ayrılmıştı: Düşük, Orta, Yüksek, Süper ve Efsanevi. Yüksek kademeli deriler az miktardaydı, Süper Kademe olanlar daha nadir iken, Efsanevi Kademe olanlar ise neredeyse hiç yok denecek kadar azdı. Efsanevi Kademe deriler aynı kademede deri zırh üretimi için kullanılıyordu.

 

Elbette bu yüksek kademeli malzemeler herkesin harcı değildi. Süper Kademe deriler sadece Kıdemli Terziler ve daha yüksek rütbeli olanlar için uygundu.

 

Oyunda şu anda birkaç Gelişmiş Terzi vardı, fakat hala Kıdemli Terziler yoktu.

 

Nie Yan satışta olan derilere göz attı. Satışa sunulmuş olanlar Yüksek Kademe ve daha düşük olanlardı. Süper Kademe ya da Efsanevi Kademe olanlardan satışa sunulmuş olan yoktu.

 

Nie Yan sonraki pencereye geçerek Terzi Şemaları kısmına geldi. Burada da özel bir şey yok gibi görünüyordu, en iyisi Gelişmiş Terziler tarafından kullanılabilen malzemelerdi. Birkaç düzine eşya vardı. Nadir olsalar da, hiç bulunamayacak eşyalar değildi. Bunların arasından beş ya da altı tanesi Kalor'da müzayede ile satılabilirdi.

 

Görünüşe göre Ignatus elindeki eşyaları saklıyordu!

 

Nie Yan'ın aklına aniden bir fikir geldi. "Hepsi bu mu? Sanırım buradan elim boş döneceğim..." Hayal kırıklığına uğramış bir ifade takınarak ayrılmak için arkasını döndü.

 

Ignatus şaşkındı. Nie Yan tam da kapıdan çıkmak üzereyken seslendi, "Bekleyin efendim! Başka bir yerde stokladığım malzemelerim olduğunu unutmuşum. Eminim ki onlara da bir bakmak isteyeceksiniz! Kaliteleri kesinlikle size layık!"

 

"Oh? Gerçekten mi?" Nie Yan durdu. Kayıtsız bir ifadeyle Ignatus'a baktı, geri dönmek için gönlü olmadığı izlenimini veriyordu.

 

Ignatus arka taraftaki odaya geçerek elinde deri ve şema yığını ile geri döndü, elindekileri tezgahın üzerine bıraktı.

 

Alışveriş menüsü hemen tazelenmişti. 30'u aşkın sayıda Süper Kademe ve 2 tane de Efsanevi Kademe eşya eklenmişti. Bunların en ucuzu 3,000 fiyatındaydı, en pahalısı ise 20,000 altına kadar ilerliyordu. üstelik 60 adet de yeni Terzi Şeması listelenmişti. Çoğunluğu Usta Kademeydi, fakat birkaç tane Büyük Usta ve Bilge Kademe olanlar da vardı. Fiyatlar da elbette birkaç bin altın civarına kadar yükseliyordu.

 

Bunlar normal bir insanın alabileceği fiyatta ürünler değildi.

 

Nie Yan aklında ortalama bir hesap yaptı. Eğer buradaki her şeyi alırsa yaklaşık olarak 30,000 altın harcayacaktı! Şu anda mali açıdan problemleri vardı!

 

Fakat böyle bir fırsatı kaçırmak da elbette olmazdı! Kolunu bacağını satmak zorunda kalsa bile bu eşyaları almalıydı!

 

"Efendi Büyük Alim! Eğer Büyük Kehanetiniz hakkındaki her şeyi bana anlatırsanız size dükkanımdaki her ürünü %50 indirimle satarım!" Ignatus teklifini verdi. İçinde bulunduğu pozisyon düşünülürse bu tarz bir teklif yapması normaldi. Büyük Generaller hariç, herkes onun altında bir pozisyona sahipti. Fakat Nie Yan Hilton Kalesinin kaderini elinde barındırıyordu, Ignatus'a boyun eğdirmesi normaldi. Ignatus yaşadığı yere nasıl bir felaket geleceğini bilmek zorunda hissediyordu.

 

"Buraya her gün gelebilecek kadar vaktim yok," dedi Nie Yan kayıtsız bir ifadeyle.

 

Nie Yan'ın sıkı bir pazarlıkçı olduğunu gören Ignatus teklifini yeniledi, "Buraya sizin adınızla gelen herkes aynı zamanda %50 indirim alacak!"

 

Nie Yan bu teklifin son teklif olduğunu fark etmişti. Daha fazla ileri gitmek sınırı aşmak olacaktı. Fakat bu şekilde bile durum tam anlamıyla Nie Yan'ın avantajınaydı. Artık mesajını iletmek için Büyük General Kırık Mızrak'ı beklemek zorunda değildi.

 

Bütün ürünler bir anda yarı fiyatına inmişti. Listedeki her şeyi 15,000 altına alabilirdi. Bu listedeki her şeyi almak için artık tereddüt etmezdi. Bu eşyaları kullanınca birkaç aylık bir süre içerisinde bir tane, belki de iki tane Büyük Usta Terzi yetiştirebilirdi, bu şekilde Alt Efsanevi ve Efsanevi deri zırh üretimine geçilebilirdi.

 

Elbette bunları yapmak uzun bir zaman alacaktı.

 

"Ignatus efendi, Hilton Kalesinin yöneticisiyle iletişim halinde misiniz?" diye sordu Nie Yan.

 

"Elbette, iletişimim var." Ignatius başını salladı.

 

"O halde size anlatacağım kehaneti aynı şekilde ona iletmeye söz verir misiniz?" Diye sordu Nie Yan.

 

"Elbette." Ignatius kararlı bir ifadeyle cevap verdi.

 

"Anfrit Dağının son zamanlarda tekrar aktifleştiğini fark ettiniz değil mi? Bu dağ artık patlamak üzere, bu durumda ortaya çıkan lavlar Yeraltında yaşayan yaratıkların yeryüzüne çıkmasına sebep olacak. Bu olay ise Hilton Kalesinin sakinleri için tam bir felaket anlamına geliyor. Eğer bu yaratıklar vaktinde geri püskürtülmez ise, bu bölge muhtemelen yerle bir olacak," dedi Nie Yan.

 

"Fakat Anfrit Dağı daha evvel patladı zaten, yaklaşık 20 yıl önce. O zamanlar sadece küçücük bir olaydı bu. Eminim ki biraz abartıyorsunuz," Ignatus şüpheli şekilde konuştu.

 

"Benim Büyük Kehanetimin sonuçlarını mı sorguluyorsun?" Nie Yan ciddi bir ses tonuyla sordu.

 

"Hayır... elbette hayır! Efendim, lütfen cahilliğimi bağışlayın!" Ignatus korku ile cevapladı. Ignatus kesinlikle böyle bir şeyi sorgulayamazdı.

 

"Felaket beş gün içerisinde kapıya dayanacak. Yeraltının yaratıkları tıpkı bir okyanus gibi taşacak ve Hilton Kalesine saldıracak. İşte benim Büyük Kehanetim'in öngörüsü bu. Bana inanmamakta özgürsün, birkaç gün sonra görürsün. Fakat yaşayarak gördüğün zaman her şey için çok geç olabilir," Nie Yan söylenmesi gereken her şeyi söylemişti. Bundan sonra yaşanacaklar onun kontrolü dışındaydı.

 

Ignatus'un suratı Nie Yan'ı dinledikçe solgun bir renk aldı.

 

"Sözlerimi yöneticiye ilet. Umarım Hilton Kalesi bu felaketten sağ çıkabilir," Nie Yan dükkandaki işini bitirmişti, kapıya yöneldi.

 

Dükkandan çıktıktan sonra yönünü köle pazarının olduğu tarafa çevirdi.

 

Nie Yan'ın çıkışından sonra, Ignatus uzun süre sessizliğe büründü. Daha sonrasında acele ile yöneticinin ofisine ilerlemeye başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr