Açık alan yaklaşık olarak 300x300 metre genişliğindeydi. Zemin her iki tarafta da bulunan çadırlardan dolayı düzensiz görünüyordu. Birçok devriye ekibi iki dakikada bir buradan geçiş yapıyordu, her ekip yaklaşık 30-40 adet Kan Gölgesi Savaşçısı barındırıyordu. Nie Yan eğer buradan geçmek istiyorsa bu yaratıkları atlatmak zorundaydı. Ayrıca Kan Gölgesi Totemleri konusunda da oldukça dikkatli olmak zorundaydı.

Nie Yan yakınındaki bir çadıra baktı ve birkaç adet Kan Gölgesi Savaşçısının siluetini gördü. Hatta bazıları kamp ateşinin etrafında toplanmış ve şenlik düzenlemiş gibiydiler.

Nie Yan çevreye bakınırken biraz oyalandı. Kan Gölgesi Lejyonu Kampının merkezine ulaşmanın tek yolu buradan geçmekti. Başka yol yoktu.

Ayrıca altı adet Kan Gölgesi Totemi şu anda aşamayacağı bir engel gibi görünüyordu. Nie Yan buradan geçmek istiyorsa ilk olarak bunlardan kurtulmalıydı.

Bir süre düşündükten sonra Nie Yan totemleri devre dışı bırakmayı düşündü, bu şekilde totemler tıpkı parşömenler gibi, birer sarf malzemesine dönüşeceklerdi. Fakat bunu yapmak elbette zordu ve en ufak bir hata bile hayatına mâl olabilirdi. Önceki hayatında forumlarda bu totemlerin nasıl devre dışı bırakılacağına dair bir kılavuz yayınlanmıştı. O zamanlar birçok oyuncu bunu denemeye kalkışmıştı fakat sadece %5 oranında oyuncu başarılı olabilmişti.

Kılavuzda gösterilen yöntem gerçekten de işe yaramıştı.

Nie Yan ilk başta totemleri devre dışı bırakabileceğine pek inanmamıştı fakat denemek çok cazip gelmişti. Sonuçta çantasında birkaç tane toteme sahip olmak özellikle de bazı durumlarda işe yarayabilirdi.

Sonuç olarak denemeden nasıl bir sonuç alacağını bilemezdi. Dikkatli şekilde Kan Gölgesi Totemlerinden birine yaklaştı, 15 metre yakına gelince durdu. Daha fazla yaklaşırsa patlayabilirdi.

Nie Yan Dullahan Arbaletini çıkarıp bir ok koydu. Şu anda Beş Ok Atışı yapmasına gerek yoktu, bu yüzden sadece bir ok yerleştirmişti. Kan Gölgesi Totemini inceledi. Yaklaşık bir metre uzunluğundaydı ve kol kalındığındaydı. Orta kısmında kanatlara benzeyen bir yapı vardı ve kenarlardan da kızıl renkli bayraklar dalgalanıyordu. Ana gövdenin merkeze yakın kısmında üzerinde baş parmak kalınlığında bir delik bulunan bir mekanizma vardı.

Nie Yan arbaletini kaldırarak orta kısımdaki deliğe nişan aldı. 15 metre uzaklıktaki baş parmak büyüklüğündeki bir hedefi vurmak Nie Yan için bile zorlayıcı bir görevdi fakat imkansız değildi. Ayrıca, uzakta olduğundan dolayı eğer ıskalarsa saklanmak için yeterli vakti olacaktı.

Nie Yan tetiği çekti. Bir ok fırladı ve merkezdeki deliğin tam ortasına girdi, içerdeki mekanizma bozulmuştu. Bu şekilde Kan Gölgesi Totemi patlamayacaktı.

Başarılı!

Nie Yan Kan Gölgesi Totemini aldı. Patlamamıştı. Eline aldığında incelemeye başladı.

Bu Kan Gölgesi Totemi üst düzey bir totemdi. Zaten Seviye 90 bir haritada ortaya çıkıyor olması aslında şaşılacak bir durum olmadığını gösteriyordu. Verdiği hasar da etkileyiciydi. Mayın tipi eşyalar genellikle yüksek öldürme gücüne sahip oluyorlardı, sadece düşman menzile girdiğinde tetikleniyorlardı.

Eğer bu Kan Gölgesi Totemleri iyi kullanılırsa kaliteli bir öldürme aleti haline gelebilirdi, tıpkı Cripps Kalesi kuşatmasında kullanılan Yıldırım Fırtınası Mayınları gibiydi.

İlk Kan Gölgesi Totemini devre dışı bıraktıktan sonra Nie Yan diğerine yöneldi. Önceki sefer yaptığı gibi, tam olarak merkezdeki deliğe nişan aldı. Hedef oldukça küçüktü. Bu mesafeden görüşü tam olarak yeterli kalmıyordu, görüşü hafiften bulanıktı. Tetiği çektiğinde fırlayan ok totemin kendisine çarpmıştı, deliği yaklaşık bir buçuk santimetre kadar ıskalamıştı.

Ortam bir anda kaosa sürüklendi. Nie Yan'ın fırlattığı ok toteme çarptığı an itibariyle kızıl renkli ışık huzmeleri yayılmaya başladı.

Nie Yan hatasını fark etti ve hızla geri çekildi. Işık huzmeleri tam da kendisine çarpacakken aniden Rüzgar Adımı'nı etkinleştirdi ve birkaç saniyelik dokunulmazlık avantajını kullandı.

Silueti bulanıklaşarak güvenli bir yere hızla ilerledi.

Başarısı!

Toplamda altı adet Kan Gölgesi Totemi vardı, bu totemler iki günde bir tazeleniyordu. Nie Yan'ın buraya sürekli olarak ziyarette bulunması imkansızdı, dolayısıyla her başarısızlık bir tane eksik sayıda toteme sahip olması demekti.

Totemin patlaması yakınlardaki Kan Gölgesi Savaşçılarını alarma geçirmişti. Aniden olayın sorumlusunu aramaya başladılar.

Nie Yan gizlilik moduna girdi ve Kan Gölgesi Savaşçılarından saklandı. Gizlenme yetenekleri sayesinde bu Savaşçılardan kaçmak kolaydı.

Elinde birçok hayat kurtarıcı beceri olmasından dolayı Nie Yan şu anda bu riski alabiliyordu. Bu Seviye 90 Kan Gölgesi Savaşçılarından korkması için bir sebep yoktu.

Altı Savaşçı Nie Yan'a yaklaşık 5 metre uzaklıktaydı. İki tanesi aniden adımlarını durdurdu. Normalin dışında bir şey fark etmemelerine rağmen şu anda hareket etmiyorlardı. Gözleri parlak bir kırmızı ışık saçıyordu, sanki oldukları yere bir başkası tarafından sabitlenmiş gibiydiler.

Kan Gölgesi Gözleri!

Bakışlar Nie Yan'ın üzerine döndüğünde Nie Yan'ın vücudu yavaşça belli olmaya başlamıştı.

Lanet olsun! Görüş becerileri var!

Bütün Kan Gölgesi Savaşçıları görüş becerilerine sahip değildi. Aslında sadece küçük bir kısmı bu becerilere sahipti. Nie Yan son derece şanssızdı.

Keşfedildiği an itibariyle anında geri çekildi. Kan Gölgesi Savaşçıları takibe başladı, yakın mesafeden takip ediyorlardı. Yıldızlı Gece İksir Dükkanından aldığı Gelişmiş Parıltı Tozundan bir avuç fırlattı. Bir puflama sesi ile beraber parlak bir ışık belirdi. Kayboluş’u aktif etti, Kan Gölgesi Savaşçılarının görüş menzilinden çıkmıştı, hemen sonrasında bir köşede yere eğildi.

Kan Gölgesi Savaşçıları bir süre sonra görüşlerini geri kazandı. Etraflarına baktıklarında Nie Yan'ın ortamdan çoktan uzaklaştığını fark ettiler. Savaşçıların tek seçeneği pes ederek dağılmaktı.

Nie Yan ancak Kan Gölgesi Savaşçıları uzaklaştıktan sonra saklandığı yerden çıkmaya cesaret edebildi. Kan Gölgesi Totemlerini toplamaya devam etti. Toplamda altı adet totemden üçünde başarısız olmuştu, diğer üçünü ise elde edebilmişti. Totemleri daha sonra kullanmak için çantasına koydu.

Kan Gölgesi Totemlerinin ortadan kalkmasıyla önündeki yol da atık açılmış oldu. Gizlilik modunda devam ederek ilerlemeye başladı. Son hamlelerinden dolayı ortamdaki Kan Gölgesi Savaşçısı sayısı da oldukça artmıştı, devriye ekipleri çok daha sık şekilde geçiyordu.

Ortamda çok sayıda Kan Gölgesi Savaşçısı vardı. Nie Yan az evvelki haline göre çok daha yavaş ilerleyebiliyordu.

Yavaş ama emin adımlar eşliğinde açık alanı geçmeye başladı. Bu esnada bir grup Kan Gölgesi Savaşçısı tam karşıdan kendisine doğru gelmekteydi. Etrafta aranırken Nie Yan'ın yolunu kapatmışlardı.

Nie Yan Kan Gölgesi Savaşçılarının kendisine doğru geldiğini görünce kaşlarını çattı. Görünüşe göre saklanmak şu anda imkansızdı.

Nie Yan'ın etrafında yaklaşık 100 adet Kan Gölgesi Savaşçısı vardı. Eğer hepsi birden Nie Yan'ın varlığından dolayı alarma geçerse anında parçalarına ayrılırdı. Bu Seviye 90 yaratıklardan bir tanesi ile karşı karşıya kalmak bile yeterince zorken bu kadar fazla sayıda olmaları can sıkıcıydı.

Kan Gölgesi Savaşçıları yavaş yavaş Nie Yan'a yaklaşıyordu, aralarındaki mesafe 7 metreye kadar düşmüştü. Bu esnada bir şey sezdiler. Aralarından bir tanesi Kan Gölgesi Gözleri'ni aktif etti ve Nie Yan'ın bulunduğu doğrultuya çevirdi bakışlarını.

Kan Gölgesi Savaşçısı Nie Yan'ın varlığını fark ettiği anda yüksek sesli bir kükreme ile bağırdı. Bu ses elbette yakınlardaki diğer Kan Gölgesi Savaşçılarını da alarma geçirmişti. Hızlıca Nie Yan'a doğru harekete geçtiler ve onu kuşatmaya başladılar.

Taarruz!

Kan Gölgesi Savaşçılarından bir tanesi uzun kılıcını kaldırarak Nie Yan'a doğru saldırıya geçmişti. Etraftaki diğer Kan Gölgesi Savaşçıları da bu yaratığı takip ettiler.

Tamamen kuşatıldıktan sonra artık kaçmak mümkün değildi. Nie Yan olayın bu duruma gelmesiyle beraber eline Belirsiz Işınlanma Parşömenini aldı. Parşömeni elinde parçalamaya hazır hale getirmişti fakat son çaresi bu olmadığı sürece parşömeni kullanmayacaktı.

En yakındaki Kan Gölgesi Savaşçısı Nie Yan'ın tam olarak karşısında duruyordu. Uzun kılıcını kaldırarak aşağı doğru savurdu. Nie Yan hafifçe geri çekilirken aynı zamanda beceri çubuğuna baktı.

−2,203!

Ne kadar da yüksek bir hasar! Nie Yan bir süre şaşkın kaldı. Böylesine kalabalık bir Kan Gölgesi Savaşçısı grubuyla karşılaşmasının imkanı yoktu.

Kan Gölgesi Savaşçıları Seviye 90'dı, Nie Yan'dan neredeyse 30 seviye daha yüksektelerdi. Çok kolay şekilde Nie Yan'ın deri zırhını kesebilmişlerdi.

Ortamdaki bütün Kan Gölgesi Savaşçılarının aggrosu Nie Yan'ın üzerindeydi. Görünüşe göre ölüm kapıyı çalmıştı. Bir başka Kan Gölgesi Savaşçısı taarruza geçtiği anda Nie Yan hızlıca Langdon'un Sahte Ölüm Kolyesini aktif etti. Yere serilmişti. Hiçbir yaşam belirtisi göstermiyordu, tam bir cesede benziyordu.

Nie Yan'ın ani ölümü Kan Gölgesi Savaşçılarının şaşırmasına sebep olmuştu. Ölü Taklidi'ni aktif ettiği an itibariyle üzerindeki bütün aggro dağılmıştı.

Nie Yan Ölü Taklidi'ni aktif ettiği an son derece gerginleşmişti. Etrafı tamamen Kan Gölgesi Savaşçılarıyla doluydu. Eğer aralarından bir tanesi bile saldırıya geçse Nie Yan direkt ölürdü. Elindeki Belirsiz Işınlanma Parşömenini kullanıma hazır tutuyordu.

Birkaç Kan Gölgesi Savaşçısı Nie Yan'ın vücudunu inceledi. Kendi dillerinde birkaç kelime konuştuktan sonra yavaşça dağılmaya başladılar.