Bölüm 402: Xie Yao'nun Yatak Odası

avatar
3474 74

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 402: Xie Yao'nun Yatak Odası


Xie Yao evindeki odaları gezdirdikten sonra sonunda yatak odasına gelmişti. Bu, Nie Yan'ın bu odaya ilk girişiydi. Oda temiz ve düzenliydi, duvarlar sıcak bir pembe renge boyanmıştı ve odaya baharın dinlendirici kokusuna benzer bir koku hakimdi.

 

Camların baktığı nokta suyu gösteriyordu, muhteşem bir göl manzarasına sahipti.

 

Nie Yan odaya girdi ve etrafına bakındı. Masada Xie Yao'nun küçüklüğüne ait birçok fotoğraf gördü. O zamanlar bile oldukça tatlı bir görünüşe sahipti.

 

Xie Yao Nie Yan'ın yanına gelerek hangi fotoğrafın ne zaman ve nerede çekildiğini anlatmaya başladı. Xie Yao bu tarz duygulara bayılıyordu. Sanki ikisi kendi küçük dünyalarında yaşıyorlarmış gibi hissediyordu.

 

Nie Yan yatağın kenarındaki şifonyere baktı ve görmemesi gereken bir şey gördü, Xie Yao'nun doğum günü şöleninde giydiği elbiseye benzer cazibeye sahip bir dekolteli kıyafet ve bir tane de sutyen görmüştü. Nie Yan'ın aklına anında Xie Yao'nun vücut hatları geldi.

 

Xie Yao'ya bakarak yaramaz bir ifadeye güldü. Xie Yao Nie Yan'ın nereye baktığını görünce anında kızardı. Hemen şifonyere doğru gidip kıyafetlerini sakladı.

 

Xie Yao şu anda ışık görmüş tavşan gibi donakalmıştı, zihni kaosa sürüklenmişti. Az evvel odasına üzerini değiştirmek için girdiğinde şifonyerini toplamayı unutmuştu. Şifonyerdeki kıyafetleri toparlamak için eğildiğindeyse Nie Yan'a yanlışlıkla poposunu çevirmişti.

 

Nie Yan önceki sefer beraberlerken restoranda ikisinin de sarhoş olduğu zamanı hatırladı. O gün Xie Yao tıpkı gölün ortasında açmış ve karşı konulamaz bir cazibeye sahip nilüfer çiçeği gibiydi, Nie Yan'ın zihnini şehvetle doldurmuştu.

 

Xie Yao kıyafetlerini topladıktan sonra Nie Yan'ın yanına geldiğinde Nie Yan aniden Xie Yao'ya sarıldı. Xie Yao'nun zihni yine kaosa sürüklendi. Nie Yan'ın sert kollarının belinin ve sırtının etrafında dolaşıp sıkı şekilde tuttuğunu hissedebiliyordu.

 

Xie Yao direnmedi. Nie Yan'ı zaten çoktan kalbine koymuştu.

 

Nie Yan'ın sarılması devam ederken Xie Yao'nun kalbi tarifi imkânsız bir hisle kaplanmıştı. Önceki zaman diliminde, Nie Yan ölümün kapısındaki acınası bir hayvandan farklı değildi. Fakat dondurucu soğuktan Xie Yao'nun sıcaklığı sayesinde kurtulabilmişti. Sonsuz acı ve karanlığın çaresi olarak bir umut ışığı şeklinde doğmuştu. Bu hayatta Xie Yao'ya bu kadar yakın olabileceğini hiç düşünmemişti. Ancak şu anda onunla beraber olabilmek için çok güçsüz olduğu gerçeği bir anda zihnine çakıldı. Nie Yan daha güçlü olmalıydı, bu dünyadaki herkese karşı durabilecek güçte olmalıydı! Sadece o zaman Xie Yao'ya layık olabilirdi!

 

Xie Yao elleriyle Nie Yan'ın göğsüne dokundu, onun sarılmasıyla zihnini meşgul eden bütün düşünceleri ve kaygıları ortadan kalkıyordu. Xie Yao, narin bir karakteri olmasından dolayı Nie Yan'ı reddederken bile zorlanıyordu. Normalde diğer insanlarla konuşurken her daim rahat oluyordu, sadece Nie Yan'ın yanındayken kalbi titriyordu.

 

Nie Yan'ın aklına bencil bir düşünce geldi. Xie Yao'ya sahip olmak istiyordu. Fakat bunun için çok erken olduğunun farkındaydı. Xie Yi'nin sözleri hala kulaklarında çınlıyordu. Nie Yan'ın arkasındaki güç çok zayıftı.

 

Xie Yao garip bir ifadeyle Nie Yan'ın sarılmasından kurtulmaya çalıştı, zihni sıcaklıktan sarhoş olacak gibiydi. Xie Yao Nie Yan'ın gözlerine baktı ve iç çekti. Belki de bu kaderdi. Eğer Nie Yan şu anda bir şey yapmaya kalkışsa Xie Yao savunmasızdı. Daha sonra yaşanabilecekleri düşününce kalbi hızla atmaya başladı. Kendini kaderine bırakmıştı. Sonuçta bu doğal bir şey değil miydi? Sonuçta bu ikili, bir çift olarak düşünülebilirdi.

 

Ana yemeği yemek için henüz çok erken olabilirdi, fakat en azından iştah açıcı bir şeyler denemekten zarar gelmezdi, öyle değil mi?

 

"Xie Yao..." Nie Yan kibar şekilde Xie Yao'nun kulağına fısıldadı, nefesi Xie Yao'nun boynunu etkisi altına almıştı.

 

"Hmm," Xie Yao da Nie Yan'ın göğsüne doğru bıraktı kendini.

 

Nie Yan kafasını aşağı indirdi ve dudaklarını Xie Yao'nun dudaklarına bastırdı. Birkaç adım ilerledikten sonra Xie Yao'yu yatağa attı. Önceki hayatında ikisinin gizli odadaki sarhoş halleri ve yaşananlar aklına gelmişti.

 

Nie Yan'ın sert vücudunun kendisininkine değdiğini hisseden Xie Yao çaresizce kıvrandı. Fakat bildiği bir şey varsa o da kendisi kıvrandıkça Nie Yan'ın arzusu daha da çok artıyordu. Nie Yan sağ eliyle Xie Yao'nun tişörtünün altından girdi, belinin alt tarafını kavradı, daha sonrasında elini yavaşça yukarı doğru kaydırmaya başladı. Parmaklarını Xie Yao'nun göğüslerinden ayıran tek şey bir parça kumaştı. Xie Yao ev halinde olduğu için rahat ve bol kıyafetler giyinmişti. Nie Yan sutyeni yavaşça kaldırdı ve elini içeri hareket ettirdi. Xie Yao'nun hatları mükemmeldi. Nie Yan bu hatların mükemmel olduğunu zaten çoktan biliyordu, fakat gerçek hayatta bunu ilk defa tecrübe ediyordu.

 

Xie Yao Nie Yan'ın göğsünü okşadığını hissedince ufak bir inleme yaptı. Omurgasından aşağı doğru inen uyuşma hissi aynı zamanda bütün varlığını ısıtacak cinstendi. Nie Yan'ın dokunuşuna karşı savunmasızdı.

 

Nie Yan, yarım ay şeklindeki ve şaşırtıcı derecede büyüklüğe sahip olan Xie Yao'nun göğsünü okşuyordu. Önceki hayatındaki gizli odada yaşananlar hariç, Xie Yao ile hiç bu kadar yakınlaşmamıştı. Önceki hayatındaki bu yaşananlar çoktan bulanık bir anı haline gelmişti fakat hala zihnini meşgul ediyordu.

 

Önceki zaman diliminde, Xie Yao kimliğini Yao Yao şeklinde kullanarak Nie Yan'a yaklaşmıştı. Nie Yan beraber geçirdikleri o gece Xie Yao'nun aklında ne tür düşünceler olduğunu merak ediyordu.

 

Belki de o sıralar Xie Yao, ikisinin asla beraber olamayacağını kabullenmişti. Nie Yan'ın yanında olmanın meyve vermeyecek bir ağacın yanında olmakla aynı olduğunu düşünmüştü belki de, fakat yine de onun yanında olmuş ve hiç pişmanlık duymamıştı.

 

Bu farkındalık Nie Yan'ın ruhunu titretti.

 

Nie Yan elini Xie Yao'nun vücudunda kaydırmaya devam etti ve yuvarlak kalçalarına doğru indirdi. Xie Yao Nie Yan'ın geniş elinin kalçasını sıkmasını hissettiğinde sanki vücudunda elektrik dolaşıyor gibi hissetmişti. Telaşlı bir ifadeyle elini havaya kaldırıp bir şeyi tutmak istedi fakat eline gelen tek şey havaydı.

 

Xie Yao kıvrılmaya devam ediyordu, vücudu titredi ve derin bir nefes alıp verdi. En sonunda sesli bir şekilde inledi ve gücünü tüketerek yatağa bıraktı kendini.

 

Nie Yan Xie Yao'nun bu kadar hassas olduğunu görünce şaşırdı. Elini ön tarafa kaydırdığında nemli bir şeye dokunduğunu hissetti.

 

Xie Yao utanmaya başlamıştı ve yanakları kızarmıştı. Nie Yan'ı iterek kendisinden uzaklaştırdı ve kıvrılarak yataktan çıktı.

 

"Nie Yan, ebeveynlerim yakında evde olurlar. Bir sonraki sefere, tamam mı?" Xie Yao'nun ses tonu baştan çıkarıcıydı, yüzü ise hala kıpkırmızıydı. Vücudu garip bir hisle kaplanmıştı, düşüncelerini tam anlamıyla söyleyemiyordu.

 

Nie Yan özür diler gibi bir ifadeyle gülümsedi. Sınırını aştığını fark etmişti. Xie Yao'nun kibar sesini duyunca mecburen bir suçluluk duygusu hissetmişti. "Üzgünüm."

 

"Ben tuvalete gidip geleyim," dedi Xie Yao. Az evvel yaşananlar Xie Yao'yu çok utandırmıştı.

 

Xie Yao banyoya girdi. Nie Yan banyonun buzlu camla kaplı olan kapısından Xie Yao'nun vücut hatlarını sezebiliyordu ve içinde uygunsuz düşünceler oluştu. Xie Yao'nun şu anda ne yaptığına dair hiçbir fikri yoktu.

 

Bir süre sonra Xie Yao banyodan çıkış yaptı. Bakışlarını Nie Yan'ın gözlerine götüremiyordu. Az evvel Nie Yan'a söylediklerini hatırlayınca yüzü tekrar kızardı. Acaba gün gelince biz gerçekten de...?

 

Xie Yao'nun cazibeli figürü Nie Yan'ın aklına sürekli şehvet dolu düşünceler getiriyordu. Eğer daha fazla burada durursa kendine hakim olamayacağından korkuyordu. "Mademki ebeveynlerin yakında gelirler, ben artık gitsem iyi oalcak. Onlara selamımı söylersin."

 

"Hmm." Xie Yao biraz hayal kırıklığına uğramış şekilde başını salladı. Aslında Nie Yan'ın bir süre daha kalmasını istiyordu. Evde yalnız olmak oldukça can sıkıcıydı. Fakat Nie Yan'ın tekrar uygunsuz bir hamlede bulunmasından da korkuyordu. Düşünceleri tam bir çıkmaza girmişti.

 

Nie Yan'ı garaja kadar yolcu etti ve arabasına binene kadar bekledi. Veda için elini sallarken Nie Yan arabasını çalıştırdı.

 

"Pekâlâ, ben artık gideyim." Nie Yan gülümseyerek arabasını sürdü.

 

Eve vardıktan sonra Tuoba Ailesinden bir telefon aldı. Bunu görünce Tuoba Zaman'ın kendisinin telefon numarasına sahip olduğunu hatırladı.

 

Nasılsın?Nie Yan neşeli bir ses tonuyla açtı telefonu.

 

Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum,diye cevapladı Tuoba Zaman, yüzünde pişmanlık duyan bir ifade vardı.

 

Yoksa... başaramadın mı?diye sordu Nie Yan. Tuoba Zaman kazanamadıysa gerçekten de bu konuda konuşmak istemezdi.

 

Aslında, gerçekten de başarısız olmadım, ama aynı zamanda başarılı da olamadım. Birkaç kodaman bir anda ortaya çıkıp bana saldırdı. İşlerini bir anda halledip hemen uzaklaştılar, beni o şekilde bıraktılar. Tuoba Hongye ağır kayıplar verdi, ama ben bundan kâr elde edemedim,diye açıkladı Tuoba Zaman.

 

Tuoba Zaman'ın tarif ettiği kodamanlar arasında Nie Yan'ın babası da vardı ve pastadan payını almıştı. Öte yandan Nie Yan ise böyle şirket çatışmalarının arkasındaki ince hesaplar konusunda pek bir şey bilmiyordu.

 

Bence onu artık devre dışı bırakmalısın, aksi takdirde eline tekrar fırsat geçtiğinde misilleme yapacaktır. Eğer böyle bir fırsatı eline geçirirse, senin sonun olur,diye tavsiye verdi Nie Yan.

 

Evet, doğal olarak bunu anlıyorum, ama şu anda hamle yapabilmek için çok zayıfım. Şu anda elimde yeterli finansman olsa bile, hamle yaptığım anda yenilen kişi ben olurum, o değil,Tuoba Zaman bunu söylerken acı bir gülümseme ile konuştu. Kuzey Amerika'dan bir mali grubun maddi desteğini bulmuştu. Ama o kişilere karşı son derece temkinliydi, bir tilkiyi tavuk kümesine getirmek gibi bir şeydi bu. Bu yüzden kararsızdı.

 

Ne kadar lazım?diye sordu Nie Yan.

 

Çok değil. Bir milyar yeterli olacaktır,diye cevapladı Tuoba Zaman.

 

Bir milyar Kredi aslında Tuoba Ailesi gibi gelişmiş bir aile için çok fazla değildi. Fakat Nie Ailesi için oldukça fazlaydı, zaten Nie Ailesinin net mal varlığı toplamda en fazla 3 milyar Krediydi.

 

Eğer bana 1.6 Milyar Kredi vermeye razıysan, Tuoba Ailesi'nin %12'sini sana aktarmaya hazırım. Fakat bana destek olacağına dair garanti vermen de lazım. İşin bütün hesaplamalarını bitirdikten sonra aynı hisseleri senden 30 Milyar Kredi karşılığında almaya gönüllüyüm,Tuoba Zaman teklifini yaptı.

 

Nie Yan bu sayılar karşısında hafiften şaşırmıştı. Hala neler yaşanacağına dair bir fikri yoktu fakat aklına hafiften yatmaya başlamıştı. Tuoba Zaman'ın amacı Nie Ailesinin gücünden ödünç alarak kendi ailesini arındırmaktı, bunu da Tuoba Hongye'nin nüfuzunu silerek yapacaktı. Her ne kadar yüksek bir bedel ödemek zorunda olsa da, kaybedeceği bir şey yoktu.

 

Sana babamın numarasını vereyim. Bu konuyu benimle konuşacağına onunla konuşsan daha iyi olur, çünkü ben bu iş dünyasında o kadar da iyi değilim. Ben durumu ona açıklarım. Zaten babam kâr yapacağı bir teklif aldığında mutlaka kabul edecektir,Nie Yan konuşurken babasının numarasını Tuoba Zaman'a mesaj attı.

 

1.6 Milyar Kredi aslında büyük mali grupları çok fazla etkilemezdi fakat bu sayı Nie Ailesini kurutmak için yeterliydi.

 

Pekâlâ.

 

Nie Yan Tuoba Zaman'la bir süre daha sohbetine devam etti ve onun İnanç'tan tamamen çekildiğini öğrendi. Geriye kalan her şey Tuoba Hongye'ye ait oluyordu. Tuoba Hongye oyunda ne kadar çok kayıp yaşarsa o kadar iyiydi.

 

Nie Yan'ın bilmediği şey ise babasına müthiş bir fırsat sunmuş olduğuydu. Babası bu olaydan en yüksek oranda kâr etmek isteyecekti ve ne kadar kâr elde edeceğini ise bekleyip görecekti.

 

Güneş yavaş yavaş batmaya başlarken Nie Yan oyun başlığını kafasına geçirdi ve İnanç'a giriş yaptı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr