Bölüm 385: İnfaz

avatar
3260 69

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 385: İnfaz


 

20 dakika sonra Karabaş Bozayının canı bir kez daha azaldı.

 

Niuren Birliğinin bu zamana kadar karşılaştığı patronlar arasında en zorlusu buydu. Savaşçıların kayıpları ağırdı. Arka saflar da kayıpsız değillerdi. Karabaş Bozayının Kara Kükremesinden kaçınmak zordu. Kırılgan Büyücü sınıflarından saldırıya yakalananların direnme şansı yoktu.

 

Rahipler harıl harıl çalışıyorlardı. Ana görevleri şifa vermek değil cesetleri arındırmaktı. Çünkü bunu yapmazlarsa Karabaş Bozayı Ceset Yiyici becerisiyle canını dolduracaktı.

 

Ölüm pahasına bunu yapmak zorundalardı.

 

Ayının canı %12'nin altına düştü.

 

Savaş meydanındaki herkes zihinsel olarak tükenmişti. Karabaş Bozayı savaşı hepsini zorlamıştı.

 

Öte yandan yaratık hala capcanlıydı. Beklenmedik anda Kılıç Parıltısını elinin tersiyle savurup arka saflara yöneldi.

 

Büyücüler etrafa dağılsalar da kaçamayanlar olmuştu. Son anlarında Karabaş Bozayı dev pençesini görmüşlerdi.

 

Yaratık önüne çıkan Büyücüleri ezerek çılgınlar gibi etrafta koşuşturuyordu.

 

Nie Yan Büyücülere geri çekilme emri verip beklemede olan Dövüşçüleri çağırdı.

 

Yaklaşık 70 Büyücü ölmüştü. Bu gidişle kısa zamanda çok daha fazlası ölecekti.

 

Dövüşçüler birer birer patronun üzerine koştular. Ayı yavaşlamış, ama önüne çıkanları ezerek ilerlemeye devam etmişti.

 

Nie Yan ne yapsa boştu. Bu umutsuz durumdan kurtulmak neredeyse imkansızdı. Dövüşçülerin Karabaş Bozayıyı durdurabilmesi tek çözümdü.

 

Kılıç Parıltısı ağır yaralanmıştı. Yaratıktan aldığı son darbeden hala toparlanamamıştı.

 

Ayıyı kimse durduramıyordu! Tek vuruşta bütün oyuncular can veriyorlardı.

 

Derken Yalnız Gölge ileri atıldı ve Mamut Kalkanını Karabaş Bozayıya geçirdi.

 

Büyük Kalkan Darbesi!

 

Epik Vuruş!

 

Cesaret Kırıcı Çığlık!

 

Yalnız Gölge kulakları sağır eden bir çığlık attı. Dikkatini çekmek için Karabaş Bozayıya durmadan saldırdı. Ansızın gelen bir pençe darbesiyle de geriye savruldu.

 

Yaratık Büyücülerle olan işine kaldığı yerden devam edecekken Yalnız Gölge Taarruz ile geldi.

 

Kışkırtma!

 

Son hamlesiyle Karabaş Bozayının aggrosunu çekmeyi başardı. Ayı çıldırmış gibi Yalnız Gölgenin kalkanını döverken Yi Yan imdada yetişti. Kılıç Parıltısı da yaralarını tedavi etmiş halde hengameye katıldı. Üçü birlikte çalışarak Karabaş Bozayının aggrosunu kontrol altına almayı başardılar. Yaratık yavaşça iyileşiyor olsa da endişeli değillerdi. Aggroyu sağlama aldıkları zaman Büyücüler tekrar canını indirebilirlerdi.

 

Savaşçılar ayının etrafını sardılar.

 

Büyücüler artık rahatlamışlardı. Hayatları tehlikede olmadığı için eski pozisyonlarına döndüler.

 

Nie Yan emrinde böyle sıra dışı Dövüşçüler olduğu için şükran duyuyordu. Çoğu lonca güvenilir bir tank bulduğunda beceri ve ekipman anlamında ona en iyi şartları sağlardı. Dolayısıyla loncanın hayatı o tanka bağlı olurdu. Onun başına bir iş gelse bütün takım hüsrana uğrardı.

 

Sıradan loncalarda böyle oyuncular bulunmazdı.

 

Yalnız Gölgenin biraz önceki hızlı reaksiyonu takımın hayatını kurtarmıştı.

 

Durum kontrol altına alındığında Büyücüler yeniden saldırıya geçtiler.

 

Kara Filiz!

 

Karanlık bir aura Karabaş Bozayıdan çıkıp etrafa yayıldı ve Savaşçıları içine aldı.

 

−500−500 −500…

 

Savaşçılar şaşkın halde saldırılarını kestiler. O anda Karabaş Bozayı güçlü bir darbeyle yirmisini birden tek hamlede öldürdü.

 

Kılıç Parıltısı, Yalnız Gölge ve Yi Yan Rahiplerin odak noktalarıydı. Her birine üst düzey bir Rahip ve üç tane de yedek Rahip atanmıştı. En kaliteli muameleyi onlar görüyorlardı. Kara Filiz Rahipleri zorlasa da şifada gecikmiyorlardı. Bu lükse sahip olmayan Savaşçılar ise yarı canla patrona karşı koyduklarından ölümleri kaçınılmaz hale geliyordu. Rahipler onlarla ilgilenip dikkatlerini dağıtamazlardı.

 

Gerideki Rahipler Şifa büyüsüne başladılar.

 

"Şövalyeler, Şer Kovucu!"

 

Şövalyeler ellerini kaldırıp Kılıç Parıltısı, Yalnız Gölge ve Yi Yan üzerine Şer Kovucu yaptılar.

 

Ön saflardaki 20 Savaşçı öldüğünde yedekte bekleyenler hızla boşlukları doldurmuşlardı.

 

Karabaş Bozayının canı anbean azalmaktaydı. Nie Yan biliyordu ki, patronun canı ne kadar düşükse patron o kadar tehlikeliydi.

 

Yanında bekleyen Yao Yao'ya döndü. "Yao Yao, Parlak Prangayı hazırla!"

 

"Anlaşıldı!" Yao Yao asasını kaldırıp sözleri okumaya başladı.

 

Karabaş Bozayı öfkeyle kükreyip Kılıç Parıltısının üzerine atıldı ve önüne çıkan herkesi bir tarafa fırlattı. Vücudundan siyah alevler yükseliyordu. Aklını yitirmiş gibi dört bir yana çılgınca saldırılar yapıyordu.

 

Yao Yao sonunda sözleri bitirdi. Dev bir ışık huzmesi gökyüzünden inip Karabaş Bozayıyı yerinde sabitledi.

 

Yaratık çırpınıyor, fakat ışıktan bir türlü kurtulamıyordu.

 

Sıradan bağlama büyüleri onun üzerinde işe yaramazdı. Neticede o Seviye 70 Varyant Lordlardandı. Lakin Yao Yao'nun Parlak Prangası Seviye 2 Tapınak Büyüsüydü!

 

Büyüler acımasızca yaratığın bedenini dövdüler. Çok geçmeden canı %3'ün altına düştü.

 

"Az kaldı!" Savaşçılar heyecanla bağırıp ayının üzerine çullandılar.

 

İnfaz!

 

İnfaz!

 

Çoğu saldırı ıska geçiyordu. Ancak kimsenin şevki kırılmıyordu.

 

Kılıç Parıltısı da öne çıkıp kendi İnfaz saldırısını yaptı.

 

−27.538!

 

Karabaş Bozayı acı içinde kükreyip sendeledikten sonra bütün meydanı sarsan bir şiddetle yere kapaklandı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr