Atlas İmparatorluğu oyuncuları ilk defa Zümrüt İmparatorluğuna adım atıyordu. Garip görünüşleriyle meraklı bakışlar üzerlerine toplamışlardı.

Grubun önündeki içlerinde en iri olandı. Uzun boyu, yeşil derili ve tepeden tırnağa ağır zırhlıydı. Bir elinde kalkan, diğer elinde kılıç taşıyordu. Başındaki miğfer yalnızca yüzünü açıkta bırakmıştı.

O bir Ork Savaşçıydı.

Orklar güçlü vücut yapıları sayesinde Savaşçı sınıfına en uygun ırktı.

Tarih boyunca pek çok sıra dışı Savaşçı yetiştirmişlerdi.

Ork Savaşçının yanında sivri kulaklı biri duruyordu. Deri zırh ve iki de hançer kuşanmış bu kişi bir Elf Hırsızdı. Elflerin doğuştan gelen gizlenme kabiliyetleri, onları Hırsız sınıfına uygun kılıyordu.

İkisi dışında üç kişi daha gelmişti. Bir tanesi iri yarıydı. Kül rengi cübbesi kadim tılsımlarla kaplıydı. O da doğanın gücünü kullanan, korkunç şifa büyüleri uygulayabilen bir Şaman Doktordu. Cana yakın görünüşü insanlarda yanlış intiba uyandırabilirdi. Lakin gözlerindeki zalim bakışlar, asıl kişiliğini ortaya çıkarıyordu.

Diğer iki kişi ise Elf Büyücü ve Elf Druid sınıflarına mensuplardı.

Böyle bir grup, insanların dikkatini çekmese garip olurdu. Aralarında en düşük seviyeli olan Seviye 51 iken, Elf Büyücü Seviye 55 idi.

"Demek burası Kalor. Ork Kralı Şehrimize kıyasla çok daha sakin duruyor."

Şaman Doktor sokaklardaki oyuncuları gözden geçiriyordu. "Hemen yargıya varma. Buranın harita yapısı Atlas İmparatorluğundan farklı. Ork Kralı Şehri çok sayıda Seviye 30-60 haritalarla çevrili. Yani şehrin oyuncu kaynaması normal. Kalor oyuncuları ise etraftaki yüzlerce köy ve kasabaya dağılmış durumda. Kalor ilk bakışta daha sakin görünse de, nüfus bakımından Ork Kralı Şehrinin en az iki katı."

Ork Savaşçı homurdandı. Gururu gerçeği kabullenmesine engel olsa da Şaman Doktora saygı duyuyordu. Grubun liderinin Şaman Doktor olduğu böylece belli olmuştu.

"Uçan Kedi, Muzaffer Dönüşte bir sınıf arkadaşın olduğunu duymuştum. Çağırsan da bize etrafı gezdirse nasıl olur? Harcadığı zamanın karşılığını öderim." Bu yabancı topraklara ilk defa adım atıyorlardı. Yanlarında bir rehberle gezmek iyi olurdu.

Uçan Kedi adlı Elf Hırsız başıyla onayladı. "Pekala, iletişime geçiyorum."

"Guru, Elit Şövalye Müfrezesinin ne zaman alım yapacağını biliyor musun?"

Elit Şövalye Müfrezesi, Melek Müfrezesindeki en güçlü birlikti. Şimdilik yalnızca 50 üyeden oluşuyorlardı.

"Bilmem. Döndüğümüz zaman Meleğe sorarsın." Şaman Doktor cevap verirken etraftaki dükkanlara bakıyordu. Kalor'a geliş amaçları, gelecekteki muhtemel rakipleri olan Niuren Birliği hakkında bilgi toplamaktı. İşe yarar bilgilerle dönmeleri gerekiyordu.

"Lonca liderine nasıl soracağım?" Ork Savaşçı acı acı güldü.

"Melek Müfrezesinin kıdemli üyelerindensin. Şartları sağlayamıyorsan biz sana nasıl yardım edelim? Elit Şövalye Müfrezesine katılmayı o kadar istiyorsan ilk 50 arasına girmeye bak." Gurunun sözleri lonca içerisinde kıymet görürdü.

Öte yandan Ork Savaşçı içlerindeki en zayıf kişiydi. Kalanlar ise Melek Müfrezesinin ilk 100 oyuncusu arasındaydı. Guru yedinci sırada olduğu halde nüfuz sıralamasında Yükselen Melekten hemen sonra geliyordu. Çünkü derin bağlantılara sahipti. O olmadan Melek Müfrezesi bugünkü haline gelemezdi.

"Yok daha neler! İlk 50'dekilerin hepsi kafayı sıyırmış! Evereste tırman desen daha kolay olurdu!" Melek Müfrezesi İnanç'tan önceki sanal gerçeklik oyunlarındayken Ork Savaşçısı hep ilk 50 içinde yer almıştı. Fakat İnanç ile birlikte işler değişmişti. Lonca Ork Kralı Şehrindeki sanal mülklerin çoğunluğunu alarak rakiplerinin fersahlarca önüne geçmişti. İki büyük şirketin ve Yüzyıl Mali Grubunun desteğini arkalarına almışlardı. Şöhretleri sayesinde her gün çok sayıda yeni üye alıyorlardı. Ork Kralı Şehrindeki rakip loncaları mağlup ettikten sonra önlerinde engel kalmamıştı. Ork Savaşçı bütün gücüyle mücadele ettiği halde ilk 50'nin dışına çıkarılmıştı. Kıdemli üyelerden olduğu için Guru ile takılmasına izin veriliyordu. Lakin loncadaki sıralaması 700 civarlarına kadar gerilemişti.

Guru gülerek onu teselli etti. "Melek Müfrezesinin kıdemli üyelerindensin. Loncaya yıllar boyu hizmet ettin. Lonca yıkılmadığı sürece kimse sana yamuk yapamaz. Ama senin de kendine çeki düzen vermen lazım. Kıdemli üyeler yeni gelenlerin gerisine düşmemeli. Eninde sonunda Atlas İmparatorluğunu ele geçirip Zümrüt İmparatorluğuna yöneleceğiz. O zaman sen de yanımızda olmalısın! Sakın geride kalayım deme!"

"Anlaşıldı!"

Guru ve takımı, Yıldızlı Gece İksir Dükkanı dahil pek çok dükkan gezdiler. Bu sırada Niuren Birliği ile alakalı ne duyarlarsa not ettiler.

...

Cripps Kalesi. Niuren Birliğinin gelişiyle kalenin sessizliği kaybolmuştu. Her sokakta Hayalet Kılıçlıları temizleyen oyuncular bulunuyordu.

Nie Yan 500 kişiyle birlikte ana caddeden merkeze doğru ilerliyordu. Sayıların gücü gün gibi ortadaydı!

Nie Yan sadece emir veriyor, ardından kalabalık gruplar onun emirleri doğrultusunda yaratıkları temizliyordu. Arada bir Hayalet Kılıçlıların Büyücülerin arasına dalmaları gibi aksaklıklar yaşandığı halde kısa sürede sorunlar çözülüyordu.

Diriliş kullanabilen çok sayıda Rahip sayesinde kayıplar en aza indirgeniyordu. Ölenler yalnızca küçük miktarlarda tecrübe kaybediyorlardı.

Nie Yan ilerideki meydanda dev bir yaratık gördü.

Siyah Mamut dört metre uzunluğundaydı. Seviye 50 Lordlarla savaşmak zordu. Meydanda lehine kullanabileceği engeller yoktu. Yani tek yol Dövüşçüleri ileri sürmekti. Siyah Mamutun yanında 60 tane Hayalet Kılıçlı vardı. Siyah Mamuttan önce onları halletmeleri gerekiyordu.

"Kılıç Parıltısı, Yalnız Gölge, Yi Yan, sağ tarafı alın. Emir verdiğimde doğrudan Siyah Mamuta saldırın. Genç Yedi, Boyalı Tülbent, Kara Cennet, bu üçünden siz sorumlusunuz. Ölmelerine izin vermeyin!" Nie Yan yaratıkların dağılımını inceleyip emirlerini verdi.

"Bu iş fazla tehlikeli değil mi?" Genç Yedi endişeliydi. Riski en aza indirmeyi tercih ederdi. Hayalet Kılıçlılar bitmeden Siyah Mamutla temas kurmak ona göre çok riskliydi. Kılıç Parıltısı, Yalnız Gölge ve Yi Yan'ın etrafı sarılırsa, bütün Rahipler gelse onları hayatta tutamazdı.

"Merak etme, bir planım var. Kim Buz Yağmuru biliyor?" Nie Yan Elementalistlere bakıyordu.

Düşkün Çocuk öne çıktı. "Ben!"  Bugün Nie Yan'la ilk kez yüz yüze geliyordu. Öncesinde onu videolarda çokça izlemişti. Ancak kanlı canlı görmek ayrı bir heyecan veriyordu.

Nie Yan 18 yaşında görünen Düşkün Çocuğa döndü. Böyle genç birinin Niuren Birliğinin elitlerinden birine dönüşmesi hayret vericiydi. Koca loncada ondan daha genç tek kişi belki de Güneş idi.

Ölümsüz Hergele de öne çıktı. "Ben de Buz Yağmuru biliyorum." Buz Yağmuru neredeyse hiç hasar vermediği halde düşmanı yavaşlatma özelliği sayesinde üst sınıf oyuncular tarafından tercih ediliyordu.

Buz Yağmuru bilen iki kişi yeterliydi.

Nie Yan'ın Buz Yağmuru kullanacak olması Genç Yediyi gülümsetti. Planı anlamıştı.

Nie Yan her şeyi adım adım ayarladı. Alan etkili büyü kullanan oyuncuları uygun noktalara yerleştirdi.

Hazırlıkları bittiğinde Dövüşçülere döndü. "Başlıyoruz. Dikkatli olun. Büyülerle size koruma sağlayacağız. Siyah Mamuta gidip aggrosunu üzerinize çekmek zorundasınız."

Kılıç Parıltısı güldü. Kendine güveni tamdı.

Takım arkadaşları da usta oyunculardı. Nie Yan planını açıkladığında herkes üzerine düşen görevi anlamıştı. Üstelik aralarında fikir alışverişi bile olmuştu. Uzun zamandır birlikte zindan temizlediği arkadaşlarıyla takım çalışmaları mükemmele yakındı.

Nie Yan emri verdi. "Pekala, başlayalım o halde."

Oyuncular yerlerini aldılar. Kılıç Parıltısı, Yalnız Gölge ve Yi Yan görünmezlik iksirleriyle Siyah Mamuta yaklaşmaya başladılar.

Onlar yola çıktığında Nie Yan diğer oyuncuları komuta etmeye geçti. Etrafa bakındığında alan etkili büyü bilen Büyücülerin yerlerine varıp hazırlıklarını tamamlamış olduklarını gördü.