Büyü bağışıklığı büyü enerjisini izole ediyordu. Bariyerler de büyü enerjisiyle oluşuyordu. Büyü bağışıklığımla bariyeri geçebilir miyim acaba? Nie Yan bu konuya kafa yordu. Teorisi denemeye değerdi.

Büyü bağışıklığı, büyü enerjisinin akışını engellediği için bariyerin güç kaynağını kesmiş gibi olacaktı. Teorinin doğrulanmaması için hiçbir sebep yoktu. Önceki hayatındaki kale savaşlarında da benzer durumlarla karşılaştığı aklına geldi.

Muhtemelen işe yarar bir yöntem bulmuştu.

10 dakika sonra oyuna giriş yaptı. Yerin altındaki mağarada, önceki gün çıkış yaptığı yerdeydi. Burnuna çürük kokusu geliyordu.

Hücreye baktığında Pallot'un bir köşede kıvrılmış uyumakta olduğunu gördü. Nie Yan'ın varlığını hissetmiş olacak ki gözlerini açtı ve

Nie Yan'a baktı. "İblis Katili, geri döndün. İlerleme kaydedebildin mi?"

"Bir saniye bekleyin." Nie Yan hafifçe gülümsedi. Eğilip parmaklıkları inceledi. Kalın ve dayanıklı metalin üzerine kazınmış büyülü harflerden büyü enerjisi yayılıyordu.

Karşısında yüksek koruma seviyesine sahip bir Karanlık Bariyer bulunuyordu. Bu tarzdaki oluşumları etkisiz hale getiren beceri en erken Seviye 100 sonrasında öğrenilebilirdi.

Parmaklıklar arası mesafenin 12 cm oluşu, insanın geçmesini imkansız kılıyordu.

Elini uzatıp hücreyi saran ince tabakaya dokunduğunda, bariyerden gelen yoğun bir enerji hissetti. Az daha geriye savrulacaktı. Birkaç adım geri sendeledikten sonra dengesini kazandı. Bariyere dokunduğu kolu uyuşmuştu.

İtme gücü çok yüksekti!

Kolunun normale dönmesi için uzunca bir süre beklemesi gerekti.

Pallot Nie Yan'ın ne yaptığını merak ediyordu. Nie Yan'ın sendelediğini gördüğünde onu uyardı. "İblis Katili, boşa uğraşıyorsun! Bariyer 600 megadöngülük büyü enerjisi barındırıyor. Yalnızca Seviye 180 Yüce Büyücüler tarafından kırılabilir!"

Nie Yan gülümsedi. "Sadece izleyin." Tekrar hücrenin önüne geldi. Biraz önceki girişimi sayesinde bariyerdeki enerjisi, sıradan büyü enerjisinden farkı olmadığını doğrulamıştı.

Pallot afalladı. Yoksa Nie Yan'ın bariyeri kırmak için bir fikri mi vardı? Eğer öyleyse beklentilerini aşmış olacaktı.

Dikkatle Nie Yan'ın hareketlerini izlemeye koyuldu.

Nie Yan Animorf Kolyesini ve Pigme Yüzüğünü kuşandı.

Animorf!

Parlak bir ışıkla birlikte siyah vaşağa dönüştü. Vücudu normal boyutlarının üçte birine kadar küçüldü. Hüner ve Sıçrama statüleri %300 arttığından engebeli arazilerde koşmaya uygun hale gelmişti.

Vaşağa dönüştükten sonra bile çok büyüktü.

Pigme Dönüşümü!

Fare boyutlarına gelene kadar küçüldü. Artık parmaklıkların arasından geçebilecek kadar küçüktü.

Pallot bu dönüşüme hayran kalmıştı. "İblis Katili, elinde çok nadir büyülü eşyalar var!"

Nie Yan son olarak Tanrının Yargıcını etkinleştirip büyü bağışıklığı kazandı. Derin bir nefes alıp bariyere yaklaştı. Oldukça gergindi. Teorisi tutmazsa geriye savrulacaktı.

Ağır adımlarla yürürken hücreyi koruyan tabaka büküldü ve Nie Yan'a yol verdi.

Nie Yan'ın vücudu parmaklıklar arasından ve dolayısıyla bariyerden geçiyordu!

Bariyerin ona temas eden kısımları yok oluyordu.

Büyü enerjisi İnanç dünyasında her yerde bulunan ve kendine has yasaları olan bir çeşit parçacıktı. Bu yasaları anlayabilenler, onlara hükmedip güç elde edebilirlerdi. Yasalara karşı gelen veya onları yok etmeye çalışanlar ise geride iz kalmayacak şekilde varlık aleminden silinirlerdi.

Tanrının Yargıcındaki büyü bağışıklığını kullanması, Nie Yan'ın yasaları anladığının göstergesiydi.

Parmaklıkları geçip hücreye girdiğinde bariyer eski haline döndü.

Nie Yan etkin becerileri iptal edip insan haline döndü.

Kullandığı yöntem Pallot'un aklını başından almıştı. Bariyeri geçerken böyle bir yöntem kullanılmasını beklemiyordu.

"Ne demiştim Pallot Bey? Bakın işte, içerideyim!"

"Efendi İblis Katili, ömrüm boyunca karşılaştığım onca gizemli insan içinde zirveyi kesinlikle sen hak ediyorsun!" Pallot Nie Yan'a başka bir gözle bakıyordu. Ona efendi şeklinde hitap etmesinin sebebi buydu.

Nie Yan elbette bu değişimi fark etmişti.

Çantasından bir Anlık Işınlanma Parşömeni çıkarıp Pallot'a uzattı. "Alın. Parşömeni kullanarak bu uğursuz yerden uzaklaşabilirsiniz."

Pallot parşömeni aldı. "Teşekkürler Efendi İblis Katili. Bana yol göründü. Kalor Hırsız Derneğinde görüşürüz."

"Anlaşıldı." Nie Yan başıyla onayladı.

Parşömeni etkinleştiren Pallot, bir ışık huzmesi halinde ortadan kayboldu. Onu bağlayan zincirler sertçe hücre zeminine düştüler. Artık rehine kalmamıştı.

Nie Yan görev ilerleme çubuğunu kontrol etti.

Sonunda bitirdim! Nie Yan'ın yüzü gülüyordu. Görevin zorluğu beklentilerini aşmıştı. Özellikle bariyeri geçmesini gerektiren kısmı hiç beklemiyordu. Animorf, Pigme Dönüşümü ve Tanrının Yargıcı olmasaydı Seviye 70 Siyah Alev Tazısıyla dövüşmek zorunda kalacaktı. Başka bir deyişle görevi tamamlaması mümkün olmayacaktı.

Neyse ki ona gerek kalmadan son rehineyi kurtarmıştı.

Çantasından bir Dönüş Parşömeni çıkarıp etkinleştirdi. Anlık Işınlanma Parşömenleri satın alınamazdı. Oyunculara yalnızca etkinleştirilmesi 20 saniye süren parşömenleri kullanma hakkı tanınıyordu.

Nie Yan Kalor'a döndü.

Şehir her zamanki gibi cıvıl cıvıldı. Yüce Hırsız sınıf atlama görevinden alacağı ödülün hayaliyle heyecanı artıyordu. Önceki zaman diliminde Kolay derecesinde bile görevi tamamlamaya ne kadar uğraştığını hatırladı. Görevi tamamladığında mutluluktan ağlamıştı.

O zamanlar ismini pek de hak etmeyen Şahane Set adında bir set kullanıyordu. Seviye 60 Gümüş kademe seti, sıradan oyuncular yoğunlukla tercih ediyorlardı. O zamanlar bütün mal varlığı 60 altındı.

Bu hayatta her şey farklıydı. Mütevazı bir yaklaşımla bile Küçük Altın dahil olmak üzere ekipmanlarının toplam değeri 100.000 altından fazlaydı.

Aradaki fark gün gibi ortadaydı!

Mahir derecesindeki görevi de bu yüzden almıştı.

Geçmişte her gününü zorluk içinde geçirirdi. Yine de azimle yoluna devam etmişti. O zamandan gelen en değerli hazinesi, kazandığı azimdi.

Kalabalık sokaklardan geçerek Hırsız Derneğine vardı. Kapıyı açıp içeri girdi.

Pallot'u karşıda otururken buldu. Üzerinde Hırsız Derneği Ulularından olduğunu gösteren bir pelerin vardı. Pallot onu gördüğünde ayaklandı.

"Teşekkür ederim Efendi İblis Katili. Ve Yüce Hırsız oluşunuzu kutlarım. Olağanüstü bir performans sergilediğiniz. Yüce Hırsız unvanının yanında Onur Nişanına da layık görüldünüz. Hırsız Derneği tarihinde bu ödül ilk defa size verildi!"

Hırsız Derneğinin Onur Nişanı mı? Nie Yan böyle bir eşya olduğunu bilmiyordu. Önceki hayatında nişanın adını bile işitmemişti.

Üzerinden yükselen ışıkla birlikte Seviye 55 oldu. Tecrübe ödülü işe yarardı, ama 300 altın Nie Yan için bozuk paraydı.

Nie Yan karakter bilgisine baktı. Bütün statü puanları %30 artmış, sağlığı 4.000'in üzerine çıkmıştı. Üstelik saldırı ve savunma kategorisi Sıradan'dan Gelişmiş'e yükselmişti.

Saldırı ve savunmayı hesaplayan karmaşık formüller Nie Yan'ın bilgisinin dışındaydı. Söylentilere göre Deri Zırh (Gelişmiş), alınan hasarı %60 azaltıyordu.

Yüce Hırsız olan oyunculara kendilerini ifade etmeleri için özgürlük tanınırdı. Gerçek dünyada kullandıkları dövüş tekniklerini oyun içinde de uygulayabilirlerdi. Elbette sistem tarafından kısıtlamalar getirilirdi.

Pek çok oyuncu Ehil Sınıfa geçtiğinde parlamaya başlardı. Nie Yan'ın önünde uzun bir yol vardı. Ehil Sınıf oyuncuları sıradan oyunculardan çok daha zorlulardı.

Seviye 180'e ulaştığı zamanlarda bile Nie Yan bütün Yüce Hırsız tekniklerinde ustalaşmamıştı.

Her oyuncu, oyunu kendi tarzıyla oynuyordu. Haliyle kendilerine has olan bir savaş stili benimsiyorlardı.

Nie Yan'ın asıl yolculuğu Yüce Hırsız olduktan sonra başlıyordu. Tanıdık ama bir o kadar da farklı bir yolda yürüyordu.