Nie Yan'ın tahminine göre Ölüm Dalgası Parşömenleri, burada tanesi 200 altından rahatlıkla satılırdı. Çok az kişi böylesi değerli eşyaları onun gibi cömertçe harcayabilirdi. Kasılırken geçirdiği süre boyunca değeri 40.000 altını aşacak kadar Ölüm Dalgası Parşömeni kullanmıştı. Yüzyıl Mali Grubu bile bu hızda altın tüketmeyi göze alamazdı. Lakin Ölüm Dalgası Parşömenleri Yeraltı Dünyasında 2 altına satılıyordu. Yani sadece 400 altın karşılığında 7 seviye atlamış ve 20.000 altın değerinde ekipman düşürmüştü.

Nie Yan Guo Huai'yle iletişime geçip düşen ekipmanları alması için birini göndermesini istedi.

「Birkaç tane de Küçük Diriliş kitabı düşürdüm. Hak eden Rahiplere teslim edilmesine özen gösterin.」Kaliteli silahın çeliği de kaliteli olmalıydı. O yüzden beceri kitaplarını, onları kullanabilecek doğru ellere ulaştırmak önemliydi.

Guo Huai afalladı. Küçük Diriliş kitaplarının binlerce altın ederindeydi. Ne zaman satışa sunulsalar zengin oyuncular arasında çetin bir mücadele başlamasına sebep olurlardı. Niuren Birliği dengesiz fiyatlardan ötürü Küçük Diriliş kitapları alamamıştı. Elde etmesi zor bir kitap olduğundan koca loncada şu ana kadar dokuz kitap ortaya çıkmıştı. Nie Yan'ın kısa sürede yedi kitap düşürmesi şaşılmayacak gibi değildi!

「O kadar kitabı nereden düşürdün?」

「Seviye 80 haritada kasılıyorum. Muhtemelen birkaç tane daha düşürürüm,」 dedi ve ekledi,「Güneş, Kılıç Parıltısı, İzmarite falan söyle, buraya gelsinler. Onların seviyelerini de yükseltelim.」 Yalnızca kendi seviyesini yükseltemezdi. Lonca üyelerinin seviyeleri de yükselmeliydi.

Guo Huai işe koyuldu.

Nie Yan Seviye 54'e ulaştığında tecrübe kazanımını iptal etti. Onun yerine bütün tecrübeyi Küçük Altına yönlendirdi. Böylece o da kısa sürede Seviye 45'ten Seviye 49'a kadar yükseldi.

Şu anda 6.000 üzerinde canı vardı. Saldırı ve savunma değerleri de dikkate değerdi. Gün geçtikçe en güçlü evcil olma yolunda ilerliyordu.

Bir süre sonra Tang Yao geldi. Nie Yan önce onunla kasıldı. Tang Yao Seviye 80 perilerin toplu olarak öldüklerini gördüğünde şaşkınlığını gizleyemedi. Böyle bir yöntemle yavaş seviye atlamak mümkün müydü? Tang Yao da seviyesinden yüksek yaratıkları avlıyordu, ama onun avladıkları en fazla Seviye 60 idi. Seviye 80 haritalara girmeye cesaret edememişti.

Çok geçmeden Güneş, Kılıç Parıltısı, Genç Yedi ve diğerleri de geldiler. Toplanan yirmi kişilik ekibin tamamı Niuren Birliğinin elitleriydi.

"Buraya gelene kadar canımızdan can gitti. Sürüyle Seviye 60-70 haritadan geçtik. Böyle bir yeri nasıl keşfettin?" İzmarite göre Nie Yan'ın girmeye cesaret edemeyeceği bir yer yoktu.

Nie Yan güldü. "Artık Seviye 80 haritadasın. Daha da dikkatli olmanı öneririm."

Elindeki Ölüm Dalgası Parşömenlerini gruba dağıttı. Ardından hepsini farklı yerlere kasılmaya gönderdi. Savaşçılar ve Hırsızlar asıl işi yaparken Büyücüler kenarda hiçbir şey yapmadan oturuyorlardı.

Ölüm Dalgası Parşömenleri tükenene kadar herkesin Seviye 50'ye ulaşması lazımdı.

Güneş Nie Yan'ın yanına geldi. "Ağabey, bulmamı istediği Sulgata'nın Gölgesi parçasını getirdim. Buyur."

Çantasından eski püskü bir top kumaş çıkarıp uzattı. Sulgata'nın Runik Kumaşı Seviye 30 haritada, içi türlü tuzaklarla dolu bir labirentte saklanmıştı. Labirentte Seviye 70 Hırsızları bile öldürebilecek tuzaklar vardı.

Nie Yan kumaşı alıp özelliklerine baktı.

Nie Yan Sulgata'nın Runik Kumaşını, Sulgata'nın Çizmesinin yanına koydu. Parlak bir ışıkla birlikte iki parça birleşti.

Öncekine göre daha bir cafcaflı görünen çizmeyi tekrar inceledi.

Sulgata'nın Çizmesi dev bir değişim geçirmişti. Hırsızlık ve Gölge Valsi gibi ender beceriler Seviye 3'ten Seviye 7'ye çıkmıştı. Gölge Valsi de 2 saniyelik dokunulmazlık kazanarak Rüzgar Adımından daha kullanışlı hale gelmişti.

Nie Yan, Güneşten önemli bir katkı almıştı.

Son görüşmelerinden bu yana Güneşin ne kadar güçlendiğini merak ediyordu. Geçen sefer Güneşe Gölge Dansçısı tekniklerini göstermişti.

Güneşin o tekniklerde kolayca ustalaşacağını biliyordu. Çünkü önceki zaman diliminde teknikleri bulan kişi bizzat Güneşin kendisiydi.

"Sana gösterdiğim tekniklere çalışıyor musun?" Nie Yan merak ve beklenti içerisindeydi.

"Yedi tekniğin sadece ikisini öğrenebildim: Gölge Adımları ve İllüzyon Adımları. Teknikler çok zor. Yüzlerce defa tekrarladığım halde uygulayamadıklarım bile oldu. Herhalde bu işe yeteneğim yok." Güneş fırça yemekten çekiniyordu. Neticede Nie Yan'ın ustalıkla kullandığı yedi teknikten yalnızca iki tanesini öğrenebilmişti. Onlarda da giriş seviyesindeydi. Aslında kavrama kabiliyeti çoğu oyuncuyu geride bırakıyordu.

Nie Yan yalnızca iki teknikte, Gölge Adımları ve Ölüm Dansında ustalaşmıştı. İllüzyon Adımları Ölüm Dansından bir tık daha kolay olsa da, hala üst düzey bir kavrama kabiliyeti gerektiriyordu. Haliyle Güneşin Gölge Adımlarına ilaveten İllüzyon Adımlarında da ustalaşmış olması onu fazlasıyla etkilemişti. Bazı insanlar Hırsız sınıfına aşırı yatkınlardı.

Nie Yan'ın da sınıfa karşı bir derece yatkınlığı vardı. Fakat dahilere kıyasla aptal denebilecek seviyedeydi. Nitekim o dahiler, yalnızca bir defa gördükleri şeylerle bile gelişebiliyorlardı. Önceki hayatında Gölge Dansçısı olamasa da ardında renkli bir hikaye bırakmıştı. Hakir görünen bir insan olarak koca Zümrüt İmparatorluğunu avucuna alan Cao Xu'yu öldürmüştü.

Yeniden doğmasının avantajlarından sonuna kadar yararlandığı halde, bu avantajların geçici olduğunu biliyordu. Eninde sonunda biri onu geçecekti. Belki bir gün onlarca oyuncunun gerisinde kalacaktı. Ancak şu anda Niuren Birliğinin lideriydi. Bu su götürmez bir gerçekti. Emrindeki yeteneklerin kendisini geçeceği günü dört gözle bekliyordu. O gün geldiği zaman arkasına yaslanabilirdi. Her olayda bizzat harekete geçmesine gerek kalmazdı.

"Fena değil. İllüzyon Adımlarını bir ara bana da göster. Onda henüz ustalaşamadım." Nie Yan bunu söylerken hiç çekinmedi. Olmuyorsa inkar etmeye gerek yoktu. Yetenek bakımından Güneşin gerisinde olduğunu kendisi de kabul ediyordu. Başkalarından öğrenmediği sürece gelişimi aksayacak, gün geçtikçe zirvedeki konumundan geriye düşecekti.  

"Ağabey, demek sen bile İllüzyon Adımlarında ustalaşamadın."

"Yedi teknikten yalnızca Gölge Adımları ve Ölüm Dansında ustalaştım." Gölge Dansçısı teknikleri çok zordu. Önceki zaman dilimindeki çoğu Gölge Dansçısı, tekniklerden iki veya üçünü kullanabiliyordu. Güneşin kısa sürede iki tekniği öğrenmiş olması gerçekten hayret vericiydi.

"Senin bütün tekniklerde ustalaştığını sanıyordum."

"Bir insan yaptığı her işte başarılı olamaz. Gölge Dansçısı tekniklerini öğrenmek için yetenek gerek ve sen benden daha yeteneklisin. Sıkı çalışmaya devam et." Nie Yan gülümsedi. Güneş yetenekli olduğu kadar çalışkandı da. Yani başarıya ulaşmak kaderinde vardı.

"Yedi teknik içinde bana göre en kolayı Gölge Adımlarıyken, en zoru Ölüm Dansıydı. Doğru adım sıklığını hala tutturamıyorum. İllüzyon Adımlarını da kazara öğrendim. Öyle olunca teknikleri yeteneksiz olduğum için öğrenemiyorum sanmıştım." Güneş biraz daha rahatlamıştı. Ancak Nie Yan'ın yedi teknikte ustalaşamadığın öğrenmesine rağmen saygıda kusur etmiyordu. Onun gözünde bir numaralı Hırsız her zaman ağabeyiydi. Ne de olsa yedi teknik yalnızca destek amaçlıydı. Gerçek gücü simgelemiyordu.

Nie Yan Güneşten yeteneksiz olduğunu söylerken konuşmayı dinleyen diğerlerinin ağızları açık kalmıştı. Onun Niuren Birliğinin lideri olması şansla alakalı değildi. Liderin tek özelliği gücü olamazdı. Tevazu da önemliydi.

Lonca, liderin bir yansımasıydı. Niuren Birliğinin inatçılığı, sadakati, yılmaz bilmez tutumu tamamen Nie Yan'ın etkisiyle kazanılmıştı!

Muhabbetin ardından perileri temizlemeye devam ettiler. Parşömenleri bittiğinde hepsi Seviye 52-53 civarlarında olacaktı. Üstüne bir de sınıf atlama görevlerini başarırlarsa Kalor haritasının ortasındaki kaleyi de alabilecek duruma geleceklerdi.