Nie Yan böyle kısıtlı bir alanda Küçük Altını çağıramazdı. Zaten çağırsa, ağırlığından ahşap bina çökebilirdi.

Beceri çubuğuna baktı. Elitlerden birini kısa sürede öldürmek sorun değildi, ama ikincisinin diğer Arakneleri buraya toplamasından endişeleniyordu. Öyle olması halinde etrafı sarılırdı.

Elit Arakneleri, destek çağırmalarına fırsat vermeden öldürmeliydi.

Gözleri İlahı Alıma takıldı. Aklına bir fikir gelmişti!

Önce ikinci kata döndü. İlahı Alım sayfasını açıp, canı 3.600'ün üzerinde, kendisinin %150 statü değerlerine sahip Derece 5 Şövalye Khalisi'yi seçti. Saatlik ücreti 300 altın olduğundan her saniyeyi akıllıca kullanmalıydı.

Gümüş zırhlı Şövalye, elindeki büyük kılıçla Nie Yan'ın önünde belirdi. Kaslı vücudu Nie Yan'dan bir karış daha uzundu.

"Selamlar, İblis Katili! Nasıl yardımcı olabilirim?" Khalisi saygıda kusur etmiyordu. İlahi Alımdaki diğer Şövalyeler gibi onun görevi de İblis Katiline sadakatle hizmet etmekti.

Nie Yan kendine bir destekçi bulmuştu. Yeni üye Khalisi, her emrini yerine getirecekti. Elindeki güçlü beceriler sayesinde savaş gücü tartışılmazdı. 20 kutsamaya ve aralarında Kutsal Vuruş, Kutsal Ceza, Arındırma gibi becerilerin bulunduğu 10 temel saldırıya sahipti.

Nie Yan'ın emriyle Khalisi beş kutsama kullandı ve Nie Yan'ın statülerini %20 kadar artırdı.

Nie Yan kamuflaja girip üçüncü kata tekrar çıktı. Dikkatle bir köşeye saklandı.

Arakne Muhafızlar onun varlığını hissedememişlerdi.

Sırada Khalisi vardı. Mümkün olduğunca gürültü yaparak üçüncü kata vardığında Arakne Muhafızların dikkatini hemen üzerine çekti. Muhafızlar bölgelerini istila eden düşmana karşı hücuma geçtiler.

Khalisi kılıcını savurup Kutsal Vuruş ile onları karşıladı! Kılıcının parıltısı göz alıcıydı.

Saklanmakta olan Nie Yan da harekete geçti.

Rüzgar Baskını!

Gölge Katliamı!

Fesih!

Arakne İlviç'e rüzgar gibi yaklaşıp Boğucu Vuruşu başının arkasına geçirdi.

Zenard'ın Kılıcını saran alevler harlanırken Hain Bıçak, Bağırsak Dökücü ve Yırtıcı birbirleri ardına İlviç'e isabet etti.

−928

−939

−923...

Yaratık kanama, zehir, yanma hasarlarının ve Fesihten gelen diğer zayıflatmaların etkisi altındaydı. Canı hızla azalıyordu. Arakne İsrail de Gölge Katliamından doğan %30 sıçrama hasarıyla vurulmuştu.

Nie Yan'ın sinirleri gerilmişti. Muhafızların yardım çağırmasına izin veremezdi.

İlviç sersemletme etkisinden çıkacağı sırada Nie Yan Nihai Gözdağını kullanarak yaratığı yerine mıhladı.

Khalisi de elindeki temel saldırılarla İsrail'in canını yarıya kadar indirmişti.

Nie Yan saldırılarına hiç ara vermiyordu. Patlama becerisi ile Arakne İlviç'i birkaç adım geri sendeletip, sonrasında yaratığın arkasına geçti ve Gırtlak Kesiğini etkinleştirdi.

−1656

−2478!

İlviç yere yığıldı.

Yoldaşının ölümünü gören İsrail çığlık attı.

Fırsatı gören Khalisi, Taarruz ile İsraili hareketsiz kılarak, Nie Yan'a Şok Darbesi ile saldırabilmesi için zemin hazırladı.

Gölge Katliamı ve Khalisi'nin saldırıları sonucu İsrail'in canı yarının altına düşmüştü.

Nie Yan İsrail'in arkasına geçip seri saldırılar yaparken, Khalisi de önden saldırıyı sürdürdü. Khalisi'nin saldırıları hafife alınmamalıydı. Kılıcının her darbesi 1.000 civarında hasar verebilecek güçteydi.

Şok Darbesinden gelen sersemlik etkisi sona erdiğinde İsrail sendeleyerek yere düştü ve son nefesini verdi.

Nie Yan düşen eşyaları topladı. Ne yazık ki Kötü Tarafla kısıtlı eşyalar düşmüştü. Yani Valitin Köyü'ne gittiği zaman bunları da satacaktı.

Nie Yan pencereden dışarı bakıp rahat bir nefes aldı. Az önceki eylemleri hiçbir Araknenin dikkatini çekmemişti.

Artık Kara Altın kademe sandığı açabilirdi. İşe yarar bir eşya bulma ümidiyle sandığın yanına gitti. Eğilip sandığı açmaya başladı.

Bir dakika kadar sonra sandığın kapağı açıldı.

İçeride iki eşya vardı. İlk olarak bir yüzük çıkardı.

Nie Yan gözleri parladı. Kullanışlı bir özel eşya bulmuştu. İnsanların akıllarına gelmeyecek yerlere bu yüzük sayesinde girip çıkabilir veya saklanabilirdi. Saklanma kabiliyetini artırıp düşman oyuncuların Sezgilerinden kaçınması da işin tuzu biberi olmuştu.

Pigme Yüzüğünün kullanımına uygun birkaç durum aklına gelmişti bile. Zamanla daha çeşitli kullanım şekilleri de bulacaktı. Yüzüğü çantasına attı.

İkinci eşyayı elini attığında korkuyla sıçradı. Zira bu eşya bir iskelet eldi!

Bu bir Kader Eşyasıydı!

Kader Eşyalarına Yeraltı Dünyasında daha sık rastlanırdı. Bunun sebebi Ölüm Büyücülerinin Kader Zarının sonucuna etki edebilme özellikleriydi. Çoğu Ölüm Büyücüsü Kader Eşyalarıyla kumar oynamaktan zevk alırdı. Neticede kazançları, aldıkları riske değiyordu.

Yeni bir Kader Eşyası Nie Yan'ın başını ağrıtmaya yetmişti. Lanetli Kafatası ile yaşadığı acı tecrübe hala aklındaydı.

Şansını denerken felakete kapı açması gayet mümkündü!

Ortalarda bir sayı tutturmak kabul edilebilirdi. Çünkü ödül de lanet de hafif denebilecek seviyede olurdu. Lakin 1 veya 2 gibi bir sayı gelmesi, oyuncunun felaketi olurdu.

Ölüm Büyücüleri gibi bir özelliği olsaydı Nie Yan seve seve zarı atardı. Ancak öyle bir becerisi yoktu. Gelgelelim bazı Ölüm Büyücüleri bile Kader Eşyalarından aldıkları sonuç yüzünden karakterlerini silip oyuna baştan başlamak zorunda kalıyorlardı.

Lanetli Arakne Eli, bir şey çağırır gibi titriyordu.

Nie Yan Lanetli Arakne Elini kullanmaktan vazgeçmişken yanında süzülen ışık, iskelet el etrafında dönmeye başladı.

O an önceki hayatında duyduğu bir söylentiyi hatırladı. Ruhlar kadere etki edebilirlerdi. Bu yüzden ruhlara en yakın sınıf olan Ölüm Büyücüsü, Kader Zarının sonuçlarıyla oynayabiliyordu. Işık topuna bakarken Benet'in Ruhunun şansını artırıp artırmayacağını düşünüyordu.

Tam yok olmak üzereyken Nie Yan dişini sıkıp Lanetli Arakne Elini etkinleştirdi. O an adeta zaman durmuştu. Gözlerinin önünde 16 yüzlü, kemikten bir zar belirdi. Yüzlere oyulan kadim sayılar, ürkünç bir kırmızı ışık yayıyorlardı.

Benet'in Ruhu hala Nie Yan'ın etrafında süzülüyordu. Zamanın durmasından etkilenmemişti.

Nie Yan sarsıldı. Anlaşılan ruhların kaderi etkilemesi ile duyduğu söylentiler doğruydu!

Kader Zarı baş döndürücü bir hızla dönmeye başladı. Yüzlerdeki sayılar, dönme hızından ötürü okunamıyordu.

Nie Yan zara bakarak derin bir nefes aldı. Gergin olmadığını söylese yalan olurdu.

Derken aklına bir fikir geldi. Yüksek sesle Hakikat Gözünü etkinleştirdi.

Gözleri derinden gelen bir ışıkla parlıyordu. Sayılar hala bulanıktı. Ancak içlerinden birkaç tanesini seçmeyi başarmıştı. Hakikat Gözü ile zarın dönme hızına bir nebze olsun ayak uydurabiliyordu.

Kader Zarları kontrol edilemezlerdi. Oyuncular en fazla çeşitli yöntemler kullanarak ihtimalleri ödül tarafına doğru yaklaştırabilirlerdi.

İçgüdülerine dayanarak elini uzatan Nie Yan zara dokundu.

"Dur!" Sesi duyulduğu anda zar duruverdi.

Karşısındaki sayıyı görüdüğünde ağzı açık kalmıştı.

15! İnanılmaz bir sayı gelmişti!

Kalp atışları hızlanmıştı. Heyecanını bastıramıyordu.

Zar havada eriyip yok oldu.

Ne muazzam bir artış!

Nie Yan can çubuğuna baktı. Sayı 3.000'in üzerine çıkmıştı. Bir anda en dayanıklı Hırsızlardan biri olmuştu. Deri zırh kullanıyor olması üzücüydü. Dövüşçü gibi ağır zırh kullansaydı, şu haliyle rakipsiz olurdu.

Zamanın akışı normale döndü. Nie Yan uzunca bir süre kendine gelemedi. Hiçbir şey yapmadan 500 sağlık puanı kazanmıştı. Bundan iyi ne olabilirdi?

*** 

Lanetli Kafatasını Bölüm 77'de bulmuştu. Kader Zarını da bir sonraki bölümde atmıştı.