Hayat Bir Drama, Nie Yan'ın kendisini arkadaşı olarak tanıtmasıyla mutluluktan havalara uçacaktı. Göğsünü iyice kabartıp etraftakilere tepeden bakmaya başladı.

Etraftaki tezgah sahiplerinin yüzlerinde kıskançlık belirtileri oluşmuştu. Hayat Bir Drama, Nie Yan gibi biriyle arkadaş olabildiği için çok şanslıydı. Acaba şans onlara ne zaman gülecekti?

"Ne kadar paran var?"

Nie Yan'ın bakışları karşısında Tayf Şövalyesi biraz utanmıştı. Uzunca bir süre öyle kaldıktan sonra cevap verdi. "Bütün varlığımız 360 altın. Zırhı bekletebilirsen arkadaşlardan parayı toplayabilirim. Bir dakikaya dönmüş olurum. Lütfen beni bekle!"

"Pekala, 360 altını getirirsen zırh senindir."

"Gerçekten mi? Şaka yapmıyorsun değil mi?" Tayf Şövalyesi kulaklarına inanamıyordu.

"Sadece altın." Nie Yan takas veya senet işleriyle uğraşmak istemiyordu.

"Tabii! Teşekkür ederim kardeş! Arkadaşlarımdan parayı alıp geliyorum!" Tayf Şövalyesi rüzgar gibi koşup gitti. Zaten aksi mümkün değildi. Nie Yan 500 altın değeri olan zırhı 360 altına satıyordu!

Hayat Bir Drama dahil olmak üzere bütün izleyiciler şaşkınlık içerisindelerdi. Nie Yan 140 altın gibi bir miktarı elinin tersiyle itmişti!

Tayf Şövalyesinin içi kıpır kıpırdı.

"Bekle!" Kalabalığın içinden bir Hortlak Yağmacı çıkageldi. "Dostum, o zırhı bana satar mısın? 500 altın vermeye razıyım."

Nie Yan Hortlak Yağmacıya baktı. Zırhını set olarak giydiğinden, tezgahtaki zırha ihtiyacı olmamalıydı. Öyleyse neden 500 altına zırhı almak istiyordu? Belki de bir arkadaşı içindi.

Tayf Şövalyesi yerinde durup Hortlak Yağmacıya baktı. Nie Yan ile pazarlığını yaptıktan sonra araya birinin girip zırhı alması, en son isteyeceği şeydi. Bu işe canı sıkılmıştı. Lakin Hortlak Yağmacının göğsündeki Günahkar Melek nişanını gördüğünde sessizce beklemeyi seçti. Kendisinden fazla para ödeyen birini durdurması zaten imkansızdı. Suçlanacak biri varsa kendisiydi. Bu kadar fakir olmamalıydı.

Nie Yan istifini bozmadı. "Zırh satıldı. Başka bir şey istersen bakabilirsin."

"Hayır. O zırhı istiyorum." Hortlak Yağmacı baskıcı bir ses tonuyla isteğini yineledi.

Bu sırada kalabalık yavaş yavaş tezgahtan uzaklaşmaya başlamıştı. Günahkar Melek oyuncuları normalde bu kadar baskıcı davranmazlardı. Tezgahın sahibiyle aralarında bir sorun mu vardı? Hortlak Yağmacı bu yüzden mi satıcıyı köşeye sıkıştırmaya çalışıyordu?

Nie Yan Hortlak Yağmacıya döndü. "Ne dediğimi duymadın herhalde? Zırh satıldı. Verdiğim sözden asla dönmem."

Tayf Şövalyesi duygulanmıştı. Daha yüksek bir teklif gelmesine rağmen Nie Yan zırhı satmamıştı.

İzleyenler Nie Yan'ın cesaretine hayran kalmışlardı. Yaptığı şey her adamın harcı değildi.

Hayat Bir Drama Nie Yan'a derinden saygı duyuyordu.

Ortam gerilmişti.

Hortlak Yağmacının sert yüzünde aniden bir gülümseme belirdi. "Umarım alınmamışsındır. Az önce şaka yapıyordum. Kalan bütün eşyalar için bir fiyat verir misin? Hepsini alacağım. Umarım arkadaş olabiliriz."   

Nie Yan karşı tarafın samimiyetini hissetmişti. Gerçekten bela aramaya gelen birine benzemiyordu.

Hayat Bir Dramaya baktı. "Bana bir iyilik yapar mısın? Tezgahımdaki eşyaların pazar fiyatlarına göre toplam fiyatını çıkarabilir misin?"

"Sorun değil!" Hayat Bir Drama eşyaların değerlerini hesaplamaya koyuldu.

Çok geçmeden Tayf Şövalyesi de parayla birlikte dönüp beğendiği zırhı aldı.

"Sana ne kadar teşekkür etsem azdır. Birbirimizi arkadaş ekleyelim mi? Gelecekte bir şeye ihtiyacın olursa seve seve gelirim!" Nie Yan'ın karakterine hayran kalmıştı.

"Gerek yok. Adını söyle yeter. Yardıma ihtiyacım olursa gelip seni bulurum." Yeraltında arkadaş edinmek onun da işine gelirdi.

Tayf Şövalyesi kendini tanıttı. "Adım Sokak Gezgini."

Nie Yan başıyla onayladı. "Aklımda tutarım."

Sokak Gezgini Hayat Bir Dramaya döndü. "Davranışım için özür dilerim. Zırhı alacağım diye fazla heyecan yapmıştım. Umarım seni gücendirmemişimdir."

Hayat Bir Drama güldü. "Sorun değil. Unuttum bile."

Sokak Gezgini Hayat Bir Dramayı arkadaş ekleyip elinde yen zırhıyla oradan uzaklaştı.

Hayat Bir Drama hesabını yapmış, tezgahtaki bütün eşyaların fiyatlarını 3.900 altın olarak bulmuştu.

Nie Yan Hortlak Yağmacıya baktı. "3.500 altın versen yeter." Hayat Bir Drama Nie Yan'ı tanıdığı için eşyaların fiyatlarını mümkün olan en yüksek değerden hesaplamıştı. 3.500 altın böyle kaliteli eşyalar için fazla sayılmazdı.

"Pekala, anlaştık." Hortlak Yağmacı uzatmadan Nie Yan'ın istediği miktarı kabul etti.

Nie Yan Yeraltı Dünyasına geldiğinden bu yana ilk defa para kazanmıştı.

Hortlak Yağmacı gülümseyerek elini uzattı. "Teşekkür ederim. Ben Gururlu Cirit. Senin adın ne?"

Nie Yan Ciriti şöyle bir süzdü. Seviye 45 Kara Altın set giydiğine göre güçlü bir oyuncu olmalıydı. 20 yaşlarındaki bu kişi, yalnız kurt havası taşıyordu.

Hortlak Yağmacılar PvPde ustalaştıklarından Vahşilere benziyorlardı. Cirit de muhtemelen Monokrom ve Kenarsız ile aynı seviyedeydi.

Nie Yan elini uzatıp bir isim uyduracakken...

「Aslında kendini tanıtmana gerek yok. Senin kim olduğunu zaten biliyorum.」

Nie Yan şoka uğradı. Gözlerini kısıp tehditkar bakışlarla Cirite baktı. Ancak harekete geçmedi. Nasıl bulunmuştu acaba? Cirit kimliğini bildiği halde neden onu NPClere teslim etmemişti?

Anlaşılan Ciritin ihtiyacı olan bir şey vardı.

Nie Yan tedbirliydi.  Her an Belirsiz Işınlanma Parşömeni ile kaçmaya hazırdı.

「Sattığın ekipmanlar loncadan arkadaşlarıma aitlerdi. Tayf Şövalyesine sattığın zırh da buna dahil! Kötü bir niyetim olsaydı eşyaları parayla satın almazdım. Lonca liderimiz seninle buluşmak istiyor.」 Nie Yan'ın tarafını gizleyerek köye sızması fazlasıyla cesaret gerektiren bir işti. Cirit ona sırf bu sebepten saygı duyuyordu. Kendisi aynı yöntemle İyi Tarafa sızabilecek kadar cesur değildi.

Günahkar Meleğin lonca lideri mi? Nie Yan düşünceliydi. Karşı tarafın aklından ne geçtiğini merak ediyordu.

「Günahkar Melek ve Niuren Birliği farklı taraflara ait olsalar da, birbirimize karşı düşmanlığımız yok. Birlikte çalışmamız her ikimize de fayda sağlayabilir.」 İyi ve Kötü Taraf topyekun bir savaşa girseler bile, Günahkar Melek ve Niuren Birliği doğrudan çatışmazdı. Hal böyle olunca işbirliği için fırsatları vardı.

Mantık olarak düşman taraf oyuncularının ortaklığı imkansızdı. Ancak Nie Yan söz konusu olduğunda işler değişiyordu.

「Lonca liderin nerede?」  Karşı taraf onca insan içinden Nie Yan'ı bulduğuna göre, yetenekli insanlarla çalışıyor olmalıydı. Birlikte çalışma fikri Nie Yan'a da çekici gelmişti.

「Öncelikle şunu hatırlatayım: Birbirimizi tanımıyoruz.」

Nie Yan başıyla onayladı. Günahkar Meleğin Yeraltı Dünyasında belaya bulaşmaması için bu gerekliydi. Ortaklıkları kesinlikle gizli kalmalıydı.

"Memnun oldum. Ben de Yangın." Nie Yan Ciritin elini sıktı. Sahte bir isim kullanmıştı, ama Cirit onun kim olduğunu zaten biliyordu.

Zeki insanlarla çalışmak her zaman keyifli oluyordu. Cirit Nie Yan'a bakıp pis pis güldü.

"Benimle gel. Lonca lideri bekliyor."

"Bir saniye." Hayat Bir Dramaya baktı.

Hayat Bir Drama, Gururlu Cirit ismini duyduğundan beri şok içerisindeydi. Zira bu isim, Günahkar Meleğin yardımcı lonca liderine aitti! Buna rağmen onun görevi yalnızca daveti iletmekti. Bu da demek oluyordu ki Nie Yan'ın statüsü, Ciritinkinden yüksekti. 

"Hayat Bir Drama."

"E-evet! Ne lazımdı?"

Nie Yan 100 altın uzattı. "Bugünkü yardımlarının karşılığı. Senin sayende para kazandım."

"Bunu kabul edemem!" Hayat Bir Drama bütün varlığı 100 altın etmezdi. Lakin Nie Yan o miktarı elinin kiri olarak görüyordu.

"Çekinme işte. Al gitsin. Gelecekte yardıma ihtiyacım olduğunda seni bulacağım." Nie Yan Hayat Bir Dramanın omzunu sıvazladı. Hayat Bir Drama samimiydi. Onun gibi birisiyle arkadaş olabilirdi.

Cirit gülümseyerek Hayat Bir Dramaya baktı. "Kabul et. Bizim gibiler için 100 altının kıymeti yok."

Hayat Bir Drama başını sallayıp altını kabul etti. "Bir şey lazım olduğunda mesaj atman yeter. İki elim kanda olsa yardıma gelirim!"

"O kadar abartmana gerek yok aslında." Nie Yan gülerek Cirite döndü. "Gidebiliriz."

"Benimle gel." Hayat Bir Drama Nie Yan'ın ardından bakakaldı. Bir yandan da tezgahın topluyordu. Artık paraya ihtiyacı olmadığına göre ekipmanlarını iyileştirip kasılmaya gidecekti. Nie Yan yardıma çağırdığında hiçbir işe yaramazsa ayıp etmiş olurdu.