Bölüm 338: Sınav

avatar
3540 65

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 338: Sınav


Huahi Üniversitesi'ne bağlı olan Huahai Lisesi bugün kalabalıktı, kampüs içerisinde birçok tanıdık yüz dolaşıyordu. Çeşitli liselerden öğrenciler Zirve Askeri Akademi'ye girebilmek adına sınavlara gelmişlerdi.

 

İnsanoğlu yıldızları keşfetmeye başladığından bu yana yeni nesiller yetiştirebilmek oldukça önemli bir konu haline gelmişti. Zirve Askeri Akademiye girebilen her öğrenci hükümet tarafından yetenekli ilan edilmiş oluyordu. Bu kişilerin sosyal statüleri artacak ve özel koruma sağlanacaktı.

 

Zirve Askeri Akademi diğer üniversitelerde de mevcut olan eğitimleri veriyordu fakat bunun yanında askeri bilim ve teknoloji alanına daha çok önem veriyorlardı. Birçok hükümet görevlisini bünyelerinden çıkartmış olmak bu okulun statüsünü oldukça artırmıştı. Mezun olan kişilerin askeriyeye katılması zorunlu değildi ve bu kişilerin bu okuldan mezun olmaları hayatlarındaki birçok şeyi daha rahat ve kolay halledebilmelerini sağlıyordu.

 

Yeraltındaki kapalı otoparkta üç kız bir araya gelmiş ve aralarında sohbet ediyorlardı. Bu kızlar tıpkı Nie Yan ve Xie Yao gibi 3. sınıf öğrencileriydi.

 

"Duyduğuma göre Liu Ze'nin kullandığı araba Nisu markaymış. Bildiğim kadarıyla o arabalar 2.000.000 Kredi fiyata sahip, öyle değil mi?"

 

"Liu Ze'nin ailesinin bu kadar zengin olacağını kim bilebilirdi ki?"

 

Hepsinin de yüzünde kıskançlık ifadesi vardı. Bu esnada kızlardan bir tanesi Nie Yan'ın Thrawn marka arabasından indiğini gördü. Gözlerine inanamadı ve ovuşturdu. Bu marka arabaların en ucuzu bile en az 20.000.000 Kredi fiyata sahipti.

 

Tam da bu esnada daha da ilgi çekici bir araba otoparka giriş yaptı. Vahşi bir canavarı andıran tasarımı ile bu arabanın markası Tayga Siyahı'ydı. Kızların gözleri şaşkınlıkla açıldı.

 

Bu araba Tang Yao'nun arabası değil miydi? Nie Yan Tang Yao'nun Tayga Siyahı otoparka park edince sevindi.

 

Aklındaki soruya cevap olarak Tang Yao'nun arabadan inişini gördü.

 

"Tang Yao, sen de mi geldin?" dedi Nie Yan.

 

"Evet, babam beni zorladı. Eğer Zirve Askeri Akademiye girebilirsem bana destek olacağını ve mezun olduğumda ise kaliteli bir işin beni beklediğini söyledi." Tang Yao cevapladı, konuşurken çaresiz şekilde omuzlarını silkti. Tang Yao bu fırsatı babasının Tayga Siyahı'nı alabilmek için bir fırsata çevirmiş ve arabayla turlamaya başlamıştı.

 

Nie Yan anladığını belli ederek kafasını salladı. Tang Yao düşünmeden konuşan birisi değildi. Babası gerçekten de bahsettiği bu şeyleri yapabilirdi. Maalesef, babası bir iş adamıydı. Sonuçta bir iş adamının statüsü ile bir hükümet görevlisinin statüsü kıyaslanamazdı. İşte bu yüzden babası Tang Yao'dan Zirve Askeri Akademisini girmesini istiyordu.

 

"Hadi gidelim."

 

Nie Yan ve Tang Yao ikilisi asansöre doğru ilerlerken sohbetlerine devam ettiler.

 

"Bu bizim sınıfımızdaki Nie Yan değil mi?"

 

"Yanındaki şişman kim?"

 

"Fikrim yok."

 

"Az evvel bir Tayga Siyahı ile otoparka giriş yaptı. Gerçekten de çok zengin olmalı. Okulumuzda bu tarz bir araba satın alabilecek güçte olan sadece birkaç öğrenci var."

 

Kızların gözleri Nie Yan ve Tang Yao asansöre girene kadar onları takip etmişti.

 

"Bu Nie Yan denen çocuk kendini çok ağırdan satıyor. Neredeyse hiç konuşmayan birisi. Onun bir Thrawn marka araba sürdüğünü kim tahmin edebilirdi."

 

"Onun gözleri Xie Yao'dan başkasını görmüyor," kızlardan uzun boylu olan kıskanç bir ses tonuyla konuştu.

 

"Yanındaki şişman kim olduğunu merak ediyorum."

 

"Onu ben de tanıyamadım. Belki de onunla bir şansımız olabilir."

 

Nie Yan ve Tang Yao koridorlardan geçtikten sonra ayrıldılar ve sınav alanına giriş yaptılar, okulun kendi öğrencileri ve başka liseden gelen öğrenciler ayrı ortamlardaydı. Nie Yan kimlik tanıma cihazına kimlik kartını okuttu ve Huahuai Lisesi öğrencilerinin yanına doğru ilerledi. İçeride yaklaşık 600 kişi vardı.

 

Nie Yan etrafına bakındı ve Xie Yao, Xia Ling, Zhai Hao ve diğer sınıf arkadaşlarının bir köşede toplandığını gördü. Ayrıca Liu Rui'nin nahoş yüzü de bu kalabalık arasındaydı.

 

Xia Ling ve Zhai Hao, Liu Rui ile Xie Yao'nun arasında durarak Liu Rui'nin Xie Yao'ya rahatsızlık vermesini engelliyordu.

 

Nie Yan birden bu çiftin ne kadar da sevgi dolu olduğunu hissetti.

 

Xie Yao ise endişeli şekilde birini bekliyor gibi görünüyordu. Nie Yan'ın geldiğini gördüğünde ise yüzünde ani bir gülümseme oluştu.

 

"Sonunda geldin! Ben de tam seni arayacaktım," Xie Yao Nie Yan'ı karşıladı.

 

Liu Rui'nin suratı Xie Yao'nun bu hareketini görünce karanlık bir ifadeye büründü. Parmaklarını kıvırarak ellerini yumruk haline getirdi. Nie Yan'dan nefret ediyordu, onu dövmekten başka bir şey istemiyordu. Fakat, aralarındaki antrenman hala hafızasının bir köşesindeydi. Bu anı kalbinde bir korku tohumu oluşturmuştu, bundan dolayı Nie Yan'la yüzleşmek için gerekli cesareti bulamıyordu.

 

Nie Yan Xie Yao'ya bakarak başını salladı, daha sonda Liu Rui'ye dönerek sevecen bir gülümseme yaptı. "Oh! Liu Rui, geri gelmişsin! Geçen sefer aramızda yaşananlardan dolayı gerçekten üzgünüm. Senin gerçekten de basit bir tekmeyle başa çıkabileceğini düşünmüştüm, fakat bunun yerine ağır şekilde yaralanma ile sonuçlanan bir antrenman oldu." Nie Yan oldukça samimi görünüyordu. Nie Yan'ı tanımayanlar onun gerçekten de Liu Rui'nin durumuna üzüldüğünü ve samimi bir özür dilediğini düşünürdü.

 

Liu Rui istemsiz olarak bir adım geriledi ve sonrasında aslında dövüş ringinde olmadıklarını hatırlayınca durdu. "Bir şey değil. Şimdi iyiyim." Yüzünde çirkin bir gülümseme ile bakıyordu. Fakat gülümsemesine rağmen içten içe dişlerini gıcırdatıyordu. Nie Yan'ın sözleri kalbine saplanan bir hançer gibiydi.

 

Nie Yan kollarını Liu Rui'nin etrafına sararak omzunu sıvazladı. "Haha! Elbette iyisin! Bizler sınıf arkadaşlarıyız. Böyle önemsiz şeylere kin ve nefret beslememeliyiz."

 

Önemsiz mi? Sen buna önemsiz mi diyorsun, beni haftalarca hastaneye mahkum etmek önemsiz mi? Liu Rui içinden bunları düşünürken damarlarındaki kanın kaynadığını hissetti, göğsü hızlı çarpmaya başlamıştı. Nie Yan'a küfür etmek istiyordu. Fakat ortamda Xie Yao ve diğer sınıf arkadaşları varken elbette bunu yapmakla herkesin gözünden düşerdi. Zorlanarak da olsa yüzünde bir gülümseme oluşturdu. "Sorun değil. Ben bu meseleyi çoktan geride bıraktım. Benim sınav sıram geldi, gitmeliyim. Sizinle daha sonra buluşuruz."

 

Liu Rui Nie Yan'ı kenara iterek acele şekilde sınav alanına yöneldi.

 

Nie Yan'ın dudakları yaramaz bir gülümseme ile kıvrıldı. Xie Yao Nie Yan'a sitemli bir bakış attı. Elbette Nie Yan'ın ne yapmak istediğini anlamıştı. Fakat Liu Rui'den nefret ettiği için sesini çıkarmadı.

 

Nie Yan, Xie Yao, Zhai Hao, Xia Ling ve diğer sınıf arkadaşları sohbetlerine devam ettiler.

 

Bir süre sonra, Nie Yan ve Xie Yao sınav alanına baktı. Liu Rui sınavına başlıyordu. Sınavda elde ettiği sonuçlar bütün katılımcıların görebilmesi adına yayınlanıyordu.

 

Yumruk Gücü: 230 kg

Tekme Gücü: 260 kg

Squat: 320 kg

Dikey Ağırlık Çekme: 220 kg

 

...

 

Bu sonuçların hepsi de Zirve Askeri Akademisinin istediği standartlardan yüksekti, ortamdaki öğrencilerin şaşkın şekilde bakmalarını sağlamıştı.

 

"Bu öğrenci üçüncü sınıftaki Liu Rui. Onun 7. sınıftaki Zhao Long'la bile yarışabildiğini duymuştum. Harika, bu öğrenci kesinlikle Zirve Askeri Akademisine girecektir."

 

"Ama benim duyduğuma göre 3. sınıfa yeni gelen birisi Liu Rui'den daha güçlüymüş."

 

"Olamaz, doğru mu bu? Doğru olamaz."

 

...

 

Liu Rui Nie Yan'la yaptığı karşılaşmadan bu yana zorluk çekiyordu, en iyi besin takviyelerini kullanarak her gün titizlikle antrenman yapıyordu. Sonuç olarak ise birçok alanda hızlıca gelişim göstermişti.

 

Nie Yan ve diğerleri öğrenciler arasındaki konuşmalara kulak misafiri olmuşlardı. Zhai Hao Nie Yan'a yürüdü ve omzunu sıvazladı. "Kardeşim, sınav sırası sana geldiğinde elinden gelenin en iyisini yap. Senin Liu Rui'den daha güçlü olduğuna inanıyorum." Nie Yan'ın güçlü olduğunu bilmesine rağmen, Liu Rui'yi tek bir hamle ile yere sermesinden sonra asıl gücünün ne olduğunu bilmiyordu.

 

Liu Rui'nin sergilediği performans biraz şaşırtıcıydı. Geçmişe göre çok daha güçlü haldeydi.

 

Nie Yan sadece gülümsedi, Liu Rui'nin sergilediği performans üzerine kelimelerini israf etmek istemiyordu. Liu Rui'nin çıkardığı sonuçlar Nie Yan'ın gözünde bir çocuk oyuncağı gibiydi.

 

Çok süre geçmeden Xie Yao'nun sırası geldi. Sonuçları Liu Rui'nin çok gerisinde kalmıştı. Fakat bir kız olarak, Zirve Askeri Akademisinin standartlarını geçmişti. Ayrıca bu sınavların yazılı kısmı zaten Xie Yao için çocuk oyuncağı gibi geçecekti.

 

Zhai Hao ve Xia Ling sınava girmek için ilerlediler. Nie Yan ve Xie Yao ise beraber kalmışlardı ve etraftaki öğrencilerin konuşmaları onların da kulağına geliyordu.

 

"Diğer sonuçları beklemenin bir anlamı yok. Liu Rui'nin elde ettiği sonuçları kimse geçemez."

 

"Doğru, Liu Rui'den sonra çıkan herkesin sonucu bir öncekinden daha hayal kırıcı oldu."

 

Bu öğrenciler kasıtlı olarak yüksek sesle konuşuyordu. Liu Rui sınav salonunun diğer ucundan Xie Yao'ya bir bakış attı. Nie Yan'ın yanında olduğunu görünce yaklaşmaya cesaret edemedi.

 

Xie Yao etraftaki öğrencilerin konuştuğu şeyleri duyunca kaşlarını çattı.

 

"Benim sıram. Gidiyorum. Eğer Liu Rui'yi geçersem bana bir ödül vermelisin." Nie Yan sevimli bir gülümseme ile konuştu.

 

"Bir... Bir ödül mü? Ne çeşit bir ödül?" Xie Yao endişeli şekilde sordu. Nie Yan'ın gülümsemesi neredeyse kalbinin durmasına sebep olacaktı.

 

Nie Yan'ın tam olarak ne demek istediğini anlamamıştı. Nie Yan ise cevap vermedi ve gülerek sınav salonuna doğru ilerledi.

 

Liu Rui şimdi Xie Yao'ya yaklaşmaya cesaret edebilmişti. "Nie Yan'ın sırası mı geldi? Umarım iyi bir sonuç çıkarır." Elbette gerçekte Nie Yan'ın başarısız olmasını istiyordu.

 

"Mhm." Xie Yao kısa bir cevap vermişti, daha sonra diğer arkadaşlarının olduğu tarafa döndü.

 

"Sonuçlarım çok iyi gelmedi. Eğer kondisyonumu en iyi şekilde kullanabilseydim daha iyi bir sonuç çıkarırdım. Xie Yao, sen de mi Zirve Askeri Akademisine giriyorsun? Bu durumda seninle yine okul arkadaşı olacağız," Liu Rui konuşurken bir yandan da Xie Yao'nun tepkilerini ölçmeye çalışıyordu.

 

Xie Yao sınav alanına sabırsız bakışlar atıyordu. Liu Rui'nin çabaları sadece reddedilmesine yardımcı olacaktı.

 

Nie Yan sınav alanına yürüdü ve tanıdık yüzler tarafından karşılandı. Önceki hayatında da bu sınava girmiş ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Hafızasına göre, hem Xie Yao hem de Liu Rui Zirve Askeri Akademisine girecekti. Nasıl olur da kendisi girmezdi?

 

Nie Yan önündeki kum torbasına baktı. Bu torba üzerine uygulanan en küçük kuvvetleri bile çok hassas şekilde ölçebilen sensörlerle doluydu.

 

Nie Yan bir adım attı ve derin bir nefes aldı. "Hah!" Yumruğu hızlıca kum torbasına çarptı ve çıkan gümleme sesi ile beraber kum torbası havalandı.

 

Yumruk Gücü: 511.3 kg

 

Ekranda çıkan sayı kalabalığın şaşkın şekilde çığlıklar atmasına sebep oldu.

 

"Ne oluyor? İmkansız! Makine bozulmuş olmalı, öyle değil mi?"

 

"Evet, belli ki makine bozuk. Doğru bir makine nasıl olur da böyle bir sonuç gösterir?"

 

Bir lise öğrencisinin yumruğu daha evvel bu kadar yüksek bir değere ulaşmamıştı.

 

İnce yapılı bir sınav gözetmeni makineyi incelemek için yaklaştı. Makinenin aslında bozuk değil gayet sağlam olduğunu gördüğünde şaşkın gözlerle Nie Yan'a baktı. Diğer gözetmenlere sınava devam etmelerini işaret etti.

 

Makine bozuk değildi. Nie Yan'ın yumruk gücü doğrulanmıştı ve 511.3 kg ağırlığındaydı.

 

Sonucun doğrulandığı duyulunca kalabalıkta bir başka uğultu daha duyuldu.

 

"Lanet olsun, kim bu deli?"

 

"Sanırım bu çocuk 3. sınıfa yeni transfer olan Nie Yan isimli öğrenci."

 

"Duyduğuma göre bu öğrenci Liu Rui'yi bir tekme ile havaya savurmuş ve onu haftalarca hastaneye mahkum etmiş."

 

"O olay gerçekten yaşanmış mı?"

 

"Ne kadar da korkutucu bir eleman. Böylesine güçlü bir yumrukla profesyonellerle bile kapışabilir!"

 

"İzlemeye devam edin. Bakalım acaba diğer sınavlarda nasıl bir sonuç çıkaracak."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr