Burası ışıksız bir dünyaydı ve Hırsız sınıfı karanlıkta çok avantajlıydı.

"Hayalet Kurt, garip bir şey hissediyor musun?" Karanlık Şaman Ölüm Büyücüsünün kulağına fısıldadı.

Hayalet Kurt gözlerini kısarak etrafını gözlemledi fakat bir şey bulamadı, üstelik Hortlak Algısı'nı aktif ettiği halde.

Hortlak Algısı yakınlardaki hortlakları tespit edebilen bir yetenekti, Tayf Hırsızlarına karşı oldukça etkiliydi. Fakat bu oyuncuları hedefine almış olan kişi hortlak değil insandı!

Bu grup henüz ilk defa bir insanla karşılaşacaktı. Yeraltı Dünyası mühürlü bir yerdi ve yeryüzü oyuncularından çok nadir şekilde ziyaret alırdı. Buraya gelen yeryüzü oyuncusu sayısı oldukça azdı ve onlar da zaten geldikleri gibi ölümle burun buruna geliyorlardı.

"Sen bir şey fark ettin mi?" Karanlık Şaman sordu.

Hayalet Kurt kafasını iki yana salladı. "Hayır, hiçbir şey fark etmedim."

"Sanırım benim hayal gücüm bana oyun oynadı." Karanlık Şaman bir varlık hissettiğini düşünmüştü, fakat bu his sadece bir anlık oluşmuştu. Bu his kendisini biraz rahatsız etmişti.

"Endişeye gerek yok. Sadece gardımızı indirmeden devam etmemiz yeterli olacaktır." Hayalet Kurt grubu rahatlatmak için konuştu. Altı kişilik grup demek bir ya da iki Hırsız sınıfı oyuncuyu çok rahat idare edebilmek demekti.

Bu esnada, Cingöz Altı gruba çılgın bir mesaj gönderdi. 「Gençler! Ben burada garip bir şey keşfettim. Acele edin ve buraya gelip bir bakın!」

Hayalet Kurt ve diğerleri şaşırmıştı. Cingöz Altı ne keşfetmiş olabilirdi ki? Oyalanmadan Cingöz Altı'nın yanına koştular.

Nie Yan grubun ne tarafa doğru hareketlendiğini görünce bir anda kalbinin hızlı çarptığını hissetti. Grup Küçük Altın'ı keşfetmişti! Nie Yan hemen grubu takip etmeye başladı. Aynı esnada Küçük Altın'a ve beş Kan Kirpisine sıradan moblar gibi davranmalarını emretti.

Grubun geri kalanı çok vakit geçmeden Cingöz Altı'nın yanına ulaştı.

"Sizce nedir bu şey?" Cingöz Altı gizlilikten çıkıp sordu. Orta mesafe uzaklıkta duran bir ejderi işaret ediyordu. Bu ejder etraftaki Kan Kirpilerine saldırıyor ve onları sadece birkaç saldırı sonunda yere seriyordu. Ejder altın renginde parlayan pulları ile oldukça görkemli bir görünüme sahipti.

"Bu bir ejder mi?" gruptaki oyunculardan birisi şaşkın bir ifadeyle sordu. Bir ejder neden böyle bir yerde ortaya çıkmıştı ki?

"Henüz oldukça genç görünüyor," Hayalet Kurt gözlemini paylaştı. Yetişkin ejderler genellikle üç katlı binaların boyutundan biraz daha büyük olurdu.

"Ne yapacağız?" Cingöz Altı sordu. "Onu öldürsek mi?"

"Kaç seviyede bu yaratık?" Hayalet Kurt merakla sordu.

"Bilmiyorum." Cingöz Altı kafasını iki yana sallayarak cevapladı. "Ben onu ilk gördüğümde yanına yaklaşmak için çok korktum, bu yüzden sizi yanıma çağırdım. Eğer tehlikeye düşersem Küçük Yaramaz beni kurtarabilir." Elbette karşısındaki yaratık bir ejder olunca Cingöz Altı'nın kafası biraz karışmış ve endişelenmişti.

Bir ejder elbette korkutucuydu!

Bu zamana kadar karşılaştıkları en tehlikeli yaratık İmparatoriçe Medusa'ydı ve bu yaratık bütün bir köyü yerle bir etmişti. Fakat, ejderler daha yüksek statüde yaratıklardı, önlerindeki ejder her ne kadar henüz bir yavru olsa da sonuçta oldukça korkutucu görünüyordu.

Küçük Yaramaz ismi Karanlık Şaman'a aitti. Bu Karanlık Şamanlar Kurtarma Işınlanması isimli bir yeteneğe sahipti ve bu yetenek kullanan kişinin 40 metre yakınındaki bir oyuncuyu ışınlayabiliyordu. Bu yetenek sadece Yeraltı Dünyasında var olan bir yetenekti. Küçük seviyelerde yaklaşık olarak bir saat kadar bekleme süresine sahipti.

Cingöz Altı ölmekten korkuyordu, bu yüzden Küçük Yaramaz'ı çağırmıştı. Ejderi incelerken herhangi bir tehlike ile karşılaşırsa Küçük Yaramaz onu anında ışınlayabilirdi.

"Git de ejderi incele bakalım. Eğer tehlikeli bir durumla karşılaşırsan yapman gereken şeyi biliyorsun, yardım çağrısında bulun ve ben seni anında ışınlarım." Küçük Yaramaz konuştu.

Cingöz Altı kafasını yukarı aşağı sallayarak onayladı. Gizliliğe girdi ve ejdere doğru ilerlemeye başladı. Küçük Yaramaz'a güveniyordu. Altı kişilik grup uzun zamandır bu oyunu birlikte oynuyorlardı ve aralarındaki güven ilişkisi ve takım çalışması oldukça gelişmişti.

Cingöz Altı ejdere 10 metreye kadar yaklaştı ve İnceleme'yi aktif etti.

Cingöz Altı şaşırdı. Neden bu kadar zayıf? Doğru gördüğünden emin olabilmek için tekrar baktı. Bir Altın Ejderin en azından Lort ya da Elit olması gerekmez miydi?

「Ee, ne öğrendin?」Hayalet Kurt sesli sohbetten sordu.

「Evet, bu bir Altın Ejder, ama...」

「Ee?」

「Bu sadece Seviye 36 sıradan bir yaratık. Ne yapsak? Öldürmeyi denesek mi?」

Hayalet Kurt da şaşırmıştı. Bir Altın Ejder nasıl olur da sadece sıradan bir yaratık olabilirdi?

"Bence denemeliyiz!" Hayalet Kurt kararını verdi. Aklına gelen tek bir ihtimal vardı; Altın Ejder bir etkinlik mobu olabilirdi! Belki de bu ejderi öldürdüklerinde özel bir eşya düşecekti.

Altı kişilik grup harekete geçti ve ejderi kuşatmaya başladılar. Tayf Şövalyesi en önde gidiyordu, kalkanını kaldırarak yavaş yavaş ilerledi.

Grubun hareketlendiğini gören Nie Yan anında Küçük Altın'ı kesmeye niyetlendiklerini anlamıştı. Nie Yan'ın istediği şey tam olarak buydu!

Nie Yan beş Kan Kirpisine bu grubu yavaşça kuşatmaları için emir verdi. Küçük Altın'a hamle yaptıkları anda saldırmak için hazırdı.

Tayf Şövalyesi bir kükreme sesi ile beraber Küçük Altın'a saldırdı.

Küçük Altın yüzünü kendisine doğru gelen düşmana çevirdi.

Tayf Şövalyesi Küçük Altın'a kalkanı ile vurdu ve 50 civarı bir hasar verdi. Küçük Altın ise anında misilleme yaparak pençeleri ile saldırdı.

−623

Gruptakiler Küçük Altın'ın verdiği korkutucu hasarı görünce ürktü. Küçük Yaramaz hızlıca Tayf Şövalyesini iyileştirdi.

"Bu sadece yakın dövüş yapabilen bir yaratık. Herkes serbestçe saldırabilir," Hayalet Kurt konuştu. Eğer bu Altın Ejder menzilli saldırıya sahip olsaydı, zaten bu saldırısını uzun zaman evvel kullanırdı. Fakat aslında bu ejderin birinin hayvanı olduğundan haberleri yoktu!

Eğer bir hayvanın sahibi düşman taraftan bir oyuncu ise bu hayvan normal bir yaratık gibi görünebilme özelliğine sahip oluyordu.

İşte bundan dolayı Hayalet Kurt ve gruptaki diğer kişiler Küçük Altın'ı sadece sıradan bir yaratık gibi görmüşlerdi.

Küçük Altın sağlığı yavaşça düştüğünde Nie Yan'ın emirleri doğrultusunda bulunduğu pozisyonu değiştirdi ve Karanlık Şaman'ın Ejderha Nefesi saldırısının menziline girmesini sağladı.

Bu Küçük Yaramaz isimli Karanlık Şaman az evvel benim varlığımı hissetmişti. Şu anda ortamdaki en büyük tehdit bu oyuncu. İlk önce onu öldürmeliyim, Nie Yan bunları düşündü.

Tayf Şövalyesi ve İskelet Dövüşçü ön tarafta tank görevi görerek hasarı üzerlerine alıyordu, bu esnada arka taraftan da Büyücüler hasar veriyordu. Karanlık Şaman ise kenardan destekte bulunuyordu ve Tayf Hırsızı ise bu esnada arka taraftan dolaşmış ve Küçük Altın'a arkadan saldırmaya başlamıştı. Bu durum zaten standart savaş formasyonuydu.

Ön cephede savaşanları iyileştirme ile ilgilenen Küçük Yaramaz her 10 saniyede bir duyularını açarak etrafı gözlemliyordu. Tam bu esnada, boynunun tam arkasında soğuk bir hareketlilik hissetti.

Bu çok kötü! Hırsız! Küçük Yaramaz aniden alarm haline geçti. Hızlıca Yaşam Bariyerini aktif ederek kendisini koruma altına aldı.

「Bum!」Nie Yan bariyere çarptı ve bariyeri anında paramparça etti.

Yaşam Bariyeri sadece bir saldırıyı durdurabilecek kapasiteye sahipti. Fakat, bu saldırıyı durdurduktan sonra elbette parçalanmaya mahkumdu, üstelik oldukça fazla mana tüketmesi de büyük bir dezavantajdı.

Küçük Yaramaz hızlıca sağ elini sallayarak geri çekildi. Yeryüzünden bir anda kemiklerden oluşan bir kafes yükseldi ve Küçük Yaramaz'ı içine aldı.

Küçük Yaramaz'ın hamleleri oldukça hızlıydı. Ölümsüz Hergele ya da Yaz Böceği gibi oyuncularla hız konusunda yarışabilecek kapasitedeydi.

Nie Yan yerden çıkan kemiklerden bazılarına çarptı ve kafasının üzerinden hasar değeri fırladığını gördü. Hızlıca geri çekildi.

Küçük Yaramaz kemik kafesin ardından Nie Yan'ın varlığını fark edince şaşırdı. Bu Hırsız bir hortlak değil, bir insandı!

Yeraltı Dünyasında bir insan vardı!

Nie Yan alaycı şekilde gülümsedi. Bu esnada Küçük Altın Ejderha Nefesi saldırısını kullanarak kemik kafesinin içine alev gönderdi, kemiklerin aralarındaki boşluklardan içeri giren alev bir anda kafesin içini bir fırına çevirmişti.

Küçük Yaramaz bir anda kan donduran bir çığlık attı ve yere serildi. Bu, anlık bir öldürmeydi.

Kemik kafes fiziki saldırıları engelleyebilir ve tek hedefli büyülere karşı koyabilirdi, fakat alan etkili büyülere karşı savunmasızdı. Durum resmen kendi kuyusunu kazmak deyimi ile eşdeğer olmuştu.

Küçük Altın'ın tek bir saldırısı bile bu kişiler için ölümcül seviyedeydi.

Küçük Yaramaz Altın Ejder tarafından öylece öldürülmüş müydü? Hayalet Kurt ve diğerleri şaşkındı. Şimdiye kadar ejder sadece yakın dövüş saldırısı yapmıştı. Neden aniden menzilli saldırı kullanmıştı ki?

Şaşkınlıklarını yenmeye çalışırlarken Nie Yan Hayalet Kurt'un yanına gelmiş ve parlayan Zenard'ın Kılıcı ile saldırısını yapmıştı bile.

"Patron dikkatli ol!"

"Dikkat et!"

Cingöz Altı derhal Küçük Altın'a saldırmayı bırakıp Nie Yan'a doğru hamle yaptı ve onu durdurmak istedi.

Bu esnada Küçük Altın kuyruğu ile Tayf Şövalyesine bir saldırı yaptı ve 1.200 hasar verdi. Bu kritik hasardı! Bir hortlak olarak başlangıç sağlığının zaten düşük olması sebebiyle Tayf Şövalyesi anında yere serildi. Karanlık Şaman'ın iyileştirmesi olmadan Küçük Altın'ın vahşi saldırılarından kurtulmanın imkanı yoktu!

Kaşla göz arasında iki oyuncu ölmüştü.

Üstelik ölen oyuncular en yetenekli olan oyunculardandı. Maalesef, karşılaştıkları oyuncu Nie Yan'dı! Nie Yan'ın tuzağına dümdüz girmişlerdi. Ne kadar hızlı şekilde tepki vermeye çalışsalar da tek hamle ile öleceklerdi!

Her şey çok hızlı gelişmişti. Tepki verebilmek için neredeyse hiç zamanları yoktu.

Bu esnada Nie Yan'ın beş Kan Kirpisi de savaş alanına gelmişlerdi ve kalan oyunculara saldırmaya başlamışlardı.