Hırsızlık becerisi oldukça düşük bir bekleme süresine sahipti, fakat başarı oranı da çok düşüktü. Sıradan yaratıklar üzerinde 30 denemede 1 başarı elde etmek bile etkileyiciydi. Fakat Hayalet Prenses İna bilinen bir hazineydi, bundan dolayı bu yaratıktan bir şeyler çalmak diğerlerine göre daha kolaydı. Fakat yine de bu yaratığın tek seferde birden fazla Habis Büyücü çağırabilmesi, sıradan Hırsızların bu yaratıktan bir şeyler çalabilmesini oldukça zorlaştırıyordu.

Nie Yan'ın bu yaratıktan bu kadar çok şey çalabilmesinin sebebi Tanrının Kutsaması'ndan gelen büyü bağışıklığıydı.

Bu bildirimi gören Nie Yan büyük bir şok yaşadı. Hayalet Prenses İna gerçekten de şöhretinin hakkını veriyordu, tek seferde 102 altın vermesi çok iyiydi.

Saniyeler geçiyordu ve Nie Yan'ın üzerine hala büyü bombardımanı yağıyordu, fakat elbette bu büyüler hiçbir hasar veremiyordu. Fakat büyülerin çok yoğun olması ortamda sanki bir havai fişek gösterisinin yaşanmasına sebep olmuştu, Nie Yan'ın görüşü kısıtlanıyordu. Nie Yan şu anda yapabildiği tek şey sadece gözlerini kapatıp Hayalet Prenses İna'nın yerini tahmin ederek elini uzatmaktı.

Nie Yan aynı zamanda Tanrının Kutsaması'nın bitiş zamanını da çok dikkatli şekilde gözlemliyordu. Tanrının Kutsamasının süresi bittiği anda diğer elinde sıkıca tuttuğu Belirsiz Işınlanma Parşömenini aktif edecekti.

Hırsızlık!

Hırsızlık!

Nie Yan durmaksızın Hayalet Prenses İna'dan eşyaları çalıyordu, bir Gelişmiş Alan Etkili Büyü Parşömeni ve iki adet de Ruh Mücevheri elde etmişti.

Böylesine bir parşömen Parşömen Ustası Davina tarafından 500 altının üzerinde bir fiyata satılırdı. Ruh Mücevherlerinin tanesi ise yaklaşık 50 altın fiyatındaydı. Bu şekilde Nie Yan zaten iyi bir kar elde etmişti.

Prenses İna'nın envanterinin sadece bir dizi eşyadan oluşması kötü bir durumdu. Yeni eşyalar bir süre geçtikten sonra eklenecekti. Sürekli olarak buraya gelerek bu yaratıktan bir şeyler çalmak demek onun envanterinde fazla boş alan yaratmak ve bundan dolayı da eşya çalma şansını düşürmek demekti.

Nie Yan şu anda bu yaratıktan eşya çalan ilk kişiydi ve bundan dolayı yaratığın envanteri ağzına kadar doluydu. Hırsızlığın başarı şansı şu anda herhangi bir zamanda olabileceğinden çok daha yüksekti, en yüksek orana sahipti, bundan dolayı yaratıktan kısa süre içerisinde çok fazla eşya çalabilmişti.

Bir başka başarılı Hırsızlık bildirimi daha göründü.

Nie Yan süresinin azaldığını bildiği için bildirime dikkat edemedi. Habis Büyücüler bir başka büyü yağmuru daha başlattılar ve Tanrının Kutsamasının süresini azalıyordu.

Nie Yan tam da büyüler kendisine isabet edeceği esnada elindeki Belirsiz Işınlanma Parşömenini aktifleştirmeye başladı.

「Bum! Bum! Bum!」Az evvel Nie Yan'ın durduğu yerde bir sürü patlama yaşandı.

Nie Yan'ın vücudu bir anda kaybolmuştu, arkasında bir parça dahi bırakmamıştı.

Etrafındaki manzara değişiyordu, Nie Yan bir çölün ortasında tekrar doğdu. Rüzgar eşliğinde etrafa uçuşan kumlardan dolayı Nie Yan ne tarafa gitmesi gerektiğini anlayamamıştı.

Her tarafta Dev Kertenkeleler vardı, serbest şekilde etrafta dolaşıyorlardı.  Bu kertenkeleler kalın ve sert bir tabaka ile kaplıydı ve bu tabaka sert bir metale benziyordu. Pirinç tanelerinin şekline benzeyen şişkin gözleri garip bir ışıkla parlıyordu.

Nie Yan Dev Kertenkeleleri görünce hafiften yüzü soldu. Bu yaratıklar Seviye 300 yaratıklardı, isimleri ise Çelik Zırhlı Gözlemci idi.

Kahretsin! Nereye geldim ben böyle?

Nie Yan böylesine tehlikeli bir bölgeye geleceğini tahmin etmemişti.

Çelik Zırhlı Gözlemciler yüksek Sezgiye sahipti. Nie Yan'a en yakın olan yaklaşık 50 metre uzaklıktaydı, fakat yine de Nie Yan'ın bölgede belirmesi ile anında bakışlarını ona kilitlemişti. Bakışlarını kilitlediği gibi anında ileri doğru atılmıştı.

Yaratığın hızı korkutucuydu. Göz açıp kapayıncaya kadar aradaki mesafeyi 10 metreye kadar düşürmüştü. Aniden, yaratığın bütün vücudu alev aldı ve bir alev topuna dönüşerek Nie Yan'a çarpmak için hedef aldı. Nie Yan birazdan pişmiş ete dönüşeceği düşüncesiyle hızlıca envanterini açtı.

Bu Çelik Zırhlı Gözlemcilerden oldukça korkuyordu. Önceki hayatında 180 Seviye iken arkadaşları ile beraber sıradan bir Seviye 300 yaratık avlamıştı. Yaklaşık 20 oyuncu ile beraber yarım saat uğraşarak ancak öldürebilmişlerdi o yaratığı.

Nie Yan şu anda Çelik Zırhlı Gözlemcinin rakibi olabilmeye çok uzaktı.

Çelik Zırhlı Gözlemci tam da Nie Yan'a çarpmak üzereyken Nie Yan başka bir Belirsiz Işınlanma Parşömeni çıkardı ve anında kullandı.

Çelik Zırhlı Gözlemci gözlerini şaşkın şekilde kapayıp açtı ve etrafına bakındı. Az evvel kovaladığı avını göremeyince serbestçe dolaşmasına devam etti.

Nie Yan gözlerini tekrar açtı. Bu kez önünde yemyeşil bir bitki örtüsüne sahip bir bölge vardı. Hala bir çöl içerisindeydi fakat bu sefer çöllerin daha yeşil olan kısmına, bir vahaya gelmişti. Kristal gibi saf bir göl vardı önünde, güneş ışınlarının üzerine düşmesiyle göz alıcı şekilde parlıyordu.

Etrafta yaratık olmadığından emin olabilmek için dikkatlice gözlemlerken bir ağacın altına geçti ve Dönüş Parşömeni kullanarak eve dönmeyi hedefledi.

Parlak bir ışık eşliğinde Nie Yan tekrardan Soyu Kasabasına dönmüştü. Etrafında tanıdık görünen binaları ve yapıları görünce rahat bir nefes aldı. Sonunda güvenli bir yere gelebilmişti! Çıktığı yoldan geri dönebilmek adına iki adet Belirsiz Işınlanma Parşömeni kullanması gerekeceği aklının ucundan bile geçmemişti. Bu sefer şansı pek yaver gitmemişti.

Nie Yan envanterini açtı ve az evvel topladığı eşyalara baktı, eşyalar arasında bir çift koyu mor renkli ve parlayan bir eldiven fark etti. Altın renkli ipek şeritlerle süslenmiş olan bu eldivenlerin şeritleri arasında mücevherler vardı. Çeşitli rünlerle kaplı olan eldiven, Ortak Yönetim Döneminin tasarımlarına benziyordu. Eldivenin kenar kısımlarından keskin dikenler çıkıyordu ve bu dikenler eldivene oldukça gösteriş kazandırıyordu.

Eldivenlerin etrafında ürkütücü bir enerji dalgalanması oluşmuştu, güneşe bakıldığında görülen sayısız hale manzarasına benziyordu.

Bunlar onlar! Nie Yan'ın gözleri heyecanla açıldı.

Oldukça meşakkatli bir yolculuktan geçmişti fakat şimdi buna değdiğini anlamıştı! Görünüşe göre bu eldivenler Despot Abak Setinin parçalarıydı!

Nie Yan hızlıca eldivenleri inceledi.

Bu eşyalar otomatik olarak Düzen Kitabının 1. Bölümünün sahibine bağlıydı. Takas edilemez, satılamaz veya bırakılamazdı.

Abak'ın Eldivenlerinin etrafındaki mor renkli ışıldama bir anda şiddetini artırdı. Nie Yan'ın kollarına bir anda güçlü bir enerji akımı yayıldı ve ruhuna bağlandı.

Maceracı, Abak'ın Mühür Eldivenlerini elde ettiniz. Tarihin kalıntılarını takip ederek geçmişin şöhretini ortaya çıkartın. Kont Kelfield'i arayın. Belki onda birkaç ipucu olabilir. Acele et Maceracı! Türlü belalar Kont'un kapısını çalmadan önce 10 günün var!

Bu eşyalar sahibine bağlı olan eşyalardı, Nie Yan bu eldivenlerin özelliklerine baktığında şaşkına dönmüştü. Sadece bakmak bile Despot Abak Setinin ne kadar güçlü olduğunu anlatıyordu. Bu set sadece Seviye 180'den sonra kuşanılabiliyordu, bundan dolayı Efsanevi ekipmanlar arasında en zirvede yer alıyordu. Bu eşyanın Nie Yan'a bağlı olması önemsizdi, nasıl olsa bunun yerine daha güzel bir ekipman bulunamazdı.

Nie Yan Abak'ın Mühür Eldivenlerinin neden Hayalet Prenses İna gibi Seviye 60 Lort olan bir yaratıktan düştüğünü anlayamamıştı. Fakat Hayalet Prensesin işaretini gördükten sonra acı ile gülümsedi. Bu ekipmanlar sıcak demir gibiydi. Seviye 60 Lort tarafından avlanmanın komik hiçbir yanı olmayacaktı.

Nie Yan İzmarit'in ve diğerlerinin Seviye 60 olmalarını beklemek zorundaydı, bu şekilde onlarla beraber bir tuzak kurarak Hayalet Prenses İna'yı öldürebilirlerdi. Fakat diğerleri Seviye 60 olmadan evvel Nie Yan sürekli olarak dikkatli olmalıydı. Oyunun resmi sitesini inceledi ve Hayalet Prenses İna'nın gizli görevi tetiklendiği zaman sıradan Lortlardan biri olmaktan kurtulacağını okudu. Her öldürüldüğünde gücü artıyordu, aradan 30 gün geçtikten sonra tekrar diriliyordu ve en son Seviye 180 Şeytanlaşmış Lort olana kadar bu durum devam ediyordu.

Abak'ın Mühür Eldivenlerinin bu yaratığın envanterinde olması ve çalınabilir olması büyük ihtimalle bu yüzdendi.

Nie Yan eğer Despot Abak Setinin sekiz parçasının hepsini de bulabilirse sonunda Zenard'ın Kılıcının mührünü kaldırabilirdi, bu durumda olağanüstü bir ekipmana sahip olurdu! Bütün dünya onun ayakları altında eğilirdi!

Ejderha Kral Zenard Karanlık Çağın efsanevi varlıklarındandı. Despot Abak'ın ise ondan altta kalır yanı yoktu. Ortak Yönetim Dönemi insanlığın altın çağıydı. Nie Yan eğer ki Seviye 180 olduğunda bu seti tamamlayabilirse hiç kimse onun rakibi olamazdı.

Fakat elbette Despot Abak Setini tamamlamak hiç de kolay değildi. Üstelik zaten Nie Yan şu anda bütün odak noktasını seviye atlamaya kaydırsa bile Seviye 180 olması en azından bir yıl kadar süre alacaktı. Bu süre zarfında nasıl problemlerle karşılaşacağını kim bilebilirdi? Abak'ın Mühür Eldivenlerini envanterinde gizli tutması bir şey ifade etmeyecekti.

Hayalet Prenses İna envanterden bu eşyaları alabilirdi. Sonuçta bu eşyalar resmi olarak Nie Yan'a ait değildi henüz! Bu eldivenleri elde etmiş olmak sete sahip olmak açısından sadece bir adım atmaktı.

Nie Yan Hayalet Prenses İna ne zaman karşısına çıkarsa çıksın her defasında onu alt etmek zorundaydı, bu durum prensesin Seviye 180 Şeytanlaşmış Lort olması durumuna kadar devam edecekti. Sadece bunu başardıktan sonra Abak'ın Mühür Eldivenleri gerçekten Nie Yan'a ait olacaktı.

Nie Yan eldivenleri envanterine koymadan evvel bir an düşündü. Ganimetlerin geri kalanına bir bakış attı ve içlerinden Dela'nın Büyülü Alet Kitabına baktı. Kalın ciltli bu kitap Tamirciler içindi, kitabın kapağı yıpranmıştı ve sayfaları da perişan bir durumdaydı. Sonuçta bu kadar uzun süredir var olmanın verdiği bir yıpranma normaldi, dış tarafının ilk günkü gibi kalması normal olamazdı.

Bu Efsanevi kitap efsanevi Dela tarafından bırakılmıştı, insanlar tarafından alıkoyulan bir Tamirci goblin tarafından Kalor'un hapishanelerinde vücuda getirilmişti. Goblinler defalarca hapishanedeki bu goblini kurtarmayı denemiş fakat başarısız olmuşlardı, en sonunda tam teşekküllü bir Colin Hava Gemisi göndererek hapishanedeki goblini kaçırmayı başarmışlardı. Fakat hava gemisi çöl civarında vurulmuş ve yere düşmüştü. Daha sonraları insanlar enkazı araştırırken goblinin cesedini bulmuşlar fakat Dela'nın Büyülü Alet Kitabına dair bir iz bulunamamıştı.

Dela'nın Büyülü Alet Kitabı bir Tamirci eşyasıydı.

Nie Yan bu kitapta neler yazılı olduğunu merak ediyordu. Kitabı açtı, açılırken etrafa bir toz bulutu yayan kitap Nie Yan'ın öksürmesine sebep olmuştu. Çeşitli zarif tasarımlar Nie Yan'ın gözünde canlandı.

Aralarından bir tanesi Nie Yan'ın özellikle dikkatini çekmişti.

D.N: Arkadaşlar bölümler benim bazı rahatsızlıklarımdan sebep geç kaldı en kısa sürede telafi edeceğim. Tembel editör Dunklesplatz hepinize selam eder ve seri ile ilgili yorumlarınızı dört gözle bekler.