Bölüm 324: Tamamen Gölgede Kalmak

avatar
3731 67

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 324: Tamamen Gölgede Kalmak


 

"Yao Yao, sen... Sen ne zaman 47 seviye oldun?" Liu Rui utanarak sormuştu. Bütün gün boyunca Xie Yao'ya kendisinin 42 seviye olmasıyla hava atmıştı ve onu kendisinin yanında seviye atlamaya davet etmişti. Fakat şu anda Xie Yao'nun seviye 47 olduğunu ve Parlak Samsara Setinin tamamına sahip olduğunu fark etmişti. Kendini tam bir soytarı gibi hissediyordu şu anda. Yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordu.

 

"Bir hafta önce seviye 47 oldum. Karsi'nin Kutsaması isimli bir görevi bitirmekle meşguldüm, bundan dolayı seviye atlamak için pek zamanım olmadı aslında." Xie Yao cevapladı. Xie Yao'nun kayıtsız yüz ifadesi Liu Rui'yi rahatsız etmişti. Kalbinde bir tehlike çanı çalmıştı. Nie Yan ile yaptığı antrenmanda ezilmiş olmayı kabul edebilirdi. Fakat şimdi Xie Yao'nun seviyesi ve ekipmanları ile kendisini tekrar ezilmiş hissediyordu. Bir kızla bile yarışamayacak düzeydeydi! Elbette utanıyordu!

 

Gök Ekseni ve grubu Xie Yao'nun Karsi'nin Kutsamasını duyunca bir anda şaşırdı. Bu görev, görev zincirinde oldukça zor bir görevdi. Kendilerinin en güçlü Kutsal Büyücüleri bile, Taze Balık bile bu görevin ilk aşamasında başarısız olmuştu.

 

Bu göreve başlamak için gerekli olan şartlar bile oyuncuların büyük bir kısmının karşılayamayacağı şartlardı.

 

"Vay be! Ne kadar da güçlü bir kadın! Demek Karsi'nin Kutsaması görevini yapıyormuş!" Gök Ekseni tepkilerine hakim olmak istiyordu. Karşısındaki kişinin de arkasında en az kendisininki kadar güçlü birileri olmalıydı. Yanlışlıkla hatalı bir söz söylemekten çekiniyordu.

 

Diğerleri de aynı zamanda geri adım atma isteğindeydi. Liu Rui bu gruba Xie Yao'nun kendisinin kadını olduğunu söylemişti. Fakat olaya hangi yönden bakarlarsa baksınlar buna anlam veremiyorlardı.

 

"Yao Yao, senin seviyenin bu kadar yüksek olacağını düşünmemiştim. Ben..."

 

"O kadar samimi değiliz. Lütfen bana seslenirken Xie Yao diye seslen." Xie Yao karşısındakinin sözünü keserek lafa girdi.

 

"Fakat bizim ailelerimiz uzun zamandır yakın. Biz seninle beraber büyüdük! Ebeveynlerimiz ve onların da ebeveynleri bizim birlikte olmamızı istiyorlar..." Liu Rui farklı bir açıdan yaklaşarak Xie Yao'yu ikna etmeye çalışıyordu.

 

"Yanılıyorsun. Benim ailem hiçbir zaman böyle bir istekte bulunmadı." Xie Yao bu sefer sinirli şekilde cevaplamıştı. Liu Rui'nin aile kartını oynamasından nefret ediyordu.

 

Xie Yao'nun yüzündeki tiksinti ifadesini gören Liu Rui onu daha fazla sinirlendirmemek için konuşmaktan vaz geçti.

 

Bu esnada Gök Ekseni ve diğerleri Xie Yao'nun göğsündeki birlik amblemini gördü. Bu amblem Niuren Birliğine aitti!

 

Bu gruptakilerin görüşüne göre zaten Muzaffer Dönüş Niuren Birliği ile kıyaslanamazdı. Niuren Birliğinden bir oyuncu ile karşılaştıkları her zaman kendilerini tehlike içinde hissediyorlardı. Muzaffer Dönüşün oyuncuları birçok defa Niuren Birliğinin oyuncularının elinden mağlubiyet tatmıştı. Kendilerine olan bütün güvenlerini kaybetmişlerdi.

 

"Demek Niuren Birliğinin bir üyesi ha? Ben de hangi birliğin böylesine güçlü bir oyuncuyu barındırabileceğini düşünüyordum." Gök Ekseni mırıldanarak konuştu.

 

"Beni seviye atlatacağını söylememiş miydin? Bahsettiğim arkadaşım her an gelebilir." Xie Yao kendisiyle göz göze gelmekten bile çekinir hale gelmiş olan Liu Rui'nin gözlerinin için korkusuzca bakıyordu.

 

Liu Rui kafasını hafifçe yere eğdi, gözlerinde acı ifadesi vardı. Az evvel yaşadığı aşağılanma yüzünden neredeyse patlayacaktı. Xie Yao onu müthiş derecede utandırmıştı. Bunun üzerine düşündükçe ifadesi somurtkanlaşıyordu. Kendisinin ailesi Xie Yao'nun ailesi ile kıyaslanamazdı. Xie Yao'ya karşı herhangi bir hamle yapamazdı. Her ne kadar babası Yükselen Ejder Mali Grubunda hisse sahibi olsa da sonuçta hisselerin büyük çoğunluğu Xie Yao'nun anne tarafından büyükbabasına aitti. Aynı zamanda Zheng Rong Mali Grubunda da ortaklığı vardı. Ayrıca baba tarafının zenginliği ve nüfuzu da azımsanamaz düzeydeydi. Arka plandaki güç, statü ve varlık açısından Liu Rui'nin babası Xie Yao'nun babasından daha aşağıdaydı. Bu durum aynı zamanda Liu Rui'nin Xie Yao'yu tavlamaya çalışmasının sebebiydi.

 

Liu Rui bu isteğinde başarılı olamadığı gibi bir de aksi yönde bir sonuç elde etmiş ve Xie Yao'nun kendisinden bıkmasına sebep olmuştu. Xie Yao'nun bu taktiğe başvurmasının sebebi Liu Rui'nin bir türlü olayın aslını anlayamıyor olmasıydı.

 

Bugün yaşananlardan sonra Liu Rui yine de Xie Yao'yu rahatsız edecek yüze sahip olacak mıydı?

 

"Küçük Rui, bu kız tam bir kaltak. Ne olmuş yani seviyesi yüksekse? Biz neden onun bu hallerini çekelim ki?" Göksel İpek sırıtarak konuştu. Oldukça kıskanç bir haldeydi şu anda. Mesele gerek arka plandaki güç, gerek dış görünüş ya da mizaç olsun, Xie Yao ile kesinlikle boy ölçüşemezdi. Bir parça çürük elmayı bir elmasla kıyaslamak gibi olurdu bu durum.

 

Xie Yao hafifçe gülümsedi. Bu tarz insanlarla en iyi iletişim kurma yöntemi onları görmezden gelmekti. Fakat yine de kendini çok rahat hissetmiyordu. Gök Ekseni gözlerindeki sapkın bakışları gizleme gereği duymadan bakışlar atıyordu.

 

"Dış görünüşü çok da kötü değil." Gök Ekseni Liu Rui'ye doğru bakarak konuştu. Zihninde kötü düşünceler oluşmuştu. Mademki bu çocuk bu kızı gerçek hayatta tanıyordu...

 

Liu Rui ise bu esnada durmaksızın kıpırdanıyordu. Xie Yao hakkındaki iyi düşünceleri bir anda kaybolmuştu, ayrıca yanındaki iki kişi ise durumu sürekli olarak daha da kötü hale getirecek şekilde konuşuyordu.

 

Liu Rui Göksel İpeğe baktı, fakat bakışlarını Gök Eksenine çevirmekten çekiniyordu, ondan biraz korkuyordu.

 

Yao Yao ise uzaklara bakıyordu. Nie Yan an itibariyle gruba doğru yürüyordu.

 

"Yao Yao, geldim. Bana ne için ihtiyacın var?" Nie Yan Yao Yao'yu selamladı, sonrasında ise arkasındaki birkaç oyuncuya göz attı. Arka tarafta duran Gök Delen'i görünce kaşları hafifçe titredi.

 

Bu Liu Rui'ydi!

 

Bu eski düşmanına rastlayabileceğini düşünmemişti.

 

Liu Rui normal benliğinden çok daha farklı görünüyordu. Zhai Hao önceki hayatında birçok defa PvP maçı teklif etmişti. Dolayısıyla Nie Yan Liu Rui'yi birkaç defa görmüştü, bu şekilde onun dış görünüşünü hatırlayabildi.

 

Liu Rui Nie Yan'ın önceki hayatında Xie Yao'yu ondan çalmıştı! Liu Rui yanıp kül olsa bile Nie Yan onu hatırlardı!

 

Liu Rui neden buradaydı? Yao Yao neden onunla birlikteydi? Birbirlerini tanıyorlar mıydı? Nie Yan'ın kalbinde şüphe oluştu. Önceki hayatından manzaralar gözünde canlanıyordu. Yao Yao'ya tekrar baktığında onun siluetiyle Xie Yao'nun siluetinin uyuştuğunu fark etti. Acaba Yao Yao gerçekten de Xie Yao olabilir miydi?

 

Bu düşünce Nie Yan'ı bir döngüye sürükledi. Yao Yao ile olan anılarını tekrarlamaya başladı.

 

Yao Yao ile bir arkadaşı vasıtasıyla tanışmıştı. Fakat Yao Yao'nun aslında gerçek hayattan da tanıdığı birisi olması aklına bile gelmemişti. İkiliyi tanıştıran arkadaş ise bu konu hakkında hiç konuşmamıştı.

 

Önceki hayatta, Yao Yao Longjiang'dan olduğunu söylemişti, burası ise Nie Yan'ın yaşadığı Huahai'den neredeyse 1000 mil uzaklıktaydı. Bundan dolayı hiç karşılaşmamışlardı. Eğer Yao Yao gerçekten de Xie Yao ise, neden bir başkası gibi davranmıştı?

 

Xie Yao ile Yao Yao yaklaşık olarak aynı sete sahipti. Fakat İnanç'ın dış görünüm karıştırma sistemi yüzünden gerçek hayattaki kişi ile oyundaki kişinin benzerliği azalıyordu.

 

Yao Yao ile İnanç'ta tanışması liseden mezun olduktan sonra gerçekleşmişti. Bu esnada Xie Yao ile olan iletişimini kaybetmişti, ara sıra sınıf arkadaşlarının tekrar buluşma ayarlaması hariç tabii ki, fakat bu buluşmalarda da sadece uzaklardan Xie Yao'yu izlemişti.

 

Nie Yan o zamanlar stres altındaydı, ahlaksız ve çapkın davranıyordu. Xie Yao onu aramış olsa bile sadece birkaç söz söyleyip kapatmıştı. Xie Yao'nun kendisini böyle bir durumda görmesini istememişti, hayallerinin tanrıçasının kendisi hakkında kötü düşüncelere kapılmasından çekinmişti. Birlikte paylaştıkları birkaç güzel anıyı zihninde korumak istemişti.

 

Yao Yao ile oyunda tanıştıktan sonra ise kendisinin kasvetli hayatına bir sabah güneşi doğmuş gibiydi. Fakat kalbi yine de Xie Yao'ya bağlıydı. Yao Yao ile gizli odada kısıldıkları günü hatırladı. Cazibeli çıplak vücudu zihninde derin bir iz bırakmıştı. O gece yaşananların hatırası kesinlikle unutamayacağı bir şeydi. Eğer Xie Yao ile Yao Yao gerçekten de aynı kişi ise...

 

O halde Xie Yao neden...?

 

Nie Yan'ın zihni düzensizdi, karışıklığa sürüklendi.

 

Bu düşüncelerini destekleyecek hiçbir kanıtı yoktu. Gerçeği daha sonra araştırabilirdi. Yao Yao ve Liu Rui'nin grubuna yaklaşırken bir süre adımlarını durdurdu.

 

İnanç içerisindeki görünüşü farklı olduğuna göre Liu Rui onu tanıyamazdı.

 

Nie Yan'ın gözleri kısıldı. İster gerçek hayat isterse oyun içerisinde olsun, Liu Rui'yi ezip geçme isteği hiç geçmiyordu.

 

Liu Rui'nin grubu Nie Yan'ın sesini duyunca kafasını çevirip baktı, kafalarını çevirmeleriyle bakışlarının bir anda durgunlaşması bir olmuştu.

 

Bu oyuncu Nirvana Aleviydi!

 

Kalor'da olup da Nie Yan'ın videolarını izlemeyen mi vardı? Bu oyuncunun görünüşünü herkes tanıyordu! Liu Rui'nin grubu da tanıyanlar arasına dahildi elbette! Kendi tükürüklerini yutmakta bile zorlanır olmuşlardı. Nirvana Alevi kimdi? Kalor'da mutlak hakimiyet süren bir oyuncuydu! Muzaffer Dönüşün lideri olan Gök Kıran bile bu oyuncu karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı!

 

Lanet olsun! Bugün şansımız neden bu kadar kötü? Neden bu kadar tanrısal bir oyuncu ile karşılaştık ki? Liu Rui, Gök Ekseni ve diğerleri dehşete kapılmış şekilde birbirlerine bakıyordu.

 

Nie Yan şu anda sadece 30. seviyedeydi, fakat bu grup gerçekten de onu seviye atlamaya götürebilecek kapasitede miydi? Eğer böyle bir şey olursa yüz yılın en büyük şakası olurdu!

 

Nie Yan şu anda sahip olduğu ekipmanlarla gruptaki herkesi tek bir atışla yok edebilecek kapasiteye sahipti. Özellikle beline bağlanmış olan kara alevlerle parlayan kısa kılıç fazlaca korkutucu görünüyordu. Seviyesi 30 olmasına rağmen bu oyuncu hala rakipsizdi!

 

Liu Rui'nin grubu az evvel Yao Yao ve Nie Yan gelmeden önce konuştukları şeyleri hatırladı. Duruma bir de şimdi bakınca bu konuşmalarının ne kadar saçma olduğunu anlamışlardı. Asıl çöp olan kimdi? Elbette kendileriydi!

 

Liu Rui Nie Yan'a boş bir ifadeyle bakıyordu. Yao Yao'nun davet ettiği 30. seviyeli kişinin Nirvana Alevi olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti!

 

"Neden oyalanıyoruz? Hadi yola koyulalım!" Gök Ekseni yüksek sesle konuşmuştu. Burada kaldıkça utançlarının artacağının farkındaydı. Bu ikili seviye atlamaya mı götüreceklerdi? Ne gülünç bir şaka! Bu ikiliden biri Parlak Samsara Setinin tamamına sahip bir seviye 47 Kutsal Büyücü iken diğeri ise Niuren Birliğinin lideriydi!

 

Liu Rui şimdi Xie Yao'nun kendisine ne anlatmak istediğini anlayabilmişti. Xie Yao ile olan evlenme hayallerini elbette artık bir kenara bırakması gerekiyordu.

 

Liu Rui'nin o meşhur mükemmelliği artık çöp niteliğindeydi. Okuldaki antrenmanda Nie Yan tarafından bir tekme ile yere serilmişti. Üstelik Xie Yao ile oyunda bile kıyaslayamazdı kendisini. Xie Yao'nun etrafındaki herkes Liu Rui'den daha üstündü.

 

Liu Rui başarısızlık duygusu içine batmaya başlamıştı.

 

Gök Ekseni ve diğerleri ortamdan ayrılırken acı bir his içerisindeydi.

 

Liu Rui ise yola çıkmadan evvel Nie Yan'a zehirli bir yılanın bakışlarını atıyordu.

 

Bu saatten sonra herhangi bir söz söylemek israf olurdu.

 

Nie Yan hafifçe şaşırmıştı. "Neler oluyor? Neden ben gelir gelmez yola koyuldular?"

 

Liu Rui ile Xie Yao'nun arasında geçenlerden habersiz olan Nie Yan şaşkındı.

 

"Sadece bir avuç sinir bozucu sinek. Onlara kafanı takma." Xie Yao cevapladı. Nie Yan'a bakış attığında yanakları kızardı, onunla yaptığı telefon görüşmesi aklına gelmişti.

 

Nie Yan başıyla onayladı. Liu Rui'nin arkasından bakınca içinde bir öldürme arzusu oluştu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr