Bölüm 303: Gölge Katili

avatar
4673 60

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 303: Gölge Katili


 

İnançta edindiği on yıllık tecrübeyle sağlam bir temel atan Nie Yan'ın yetenekleri, bu hayatta tecrübe ettiği olaylarla birlikte daha da ileri taşınmıştı. Sürekli olarak kalitesi artan ekipmanları da eklenince gittikçe aşılamaz bir varlık olmaya doğru yaklaşıyordu. Bazı olağanüstü kişiler dışında kimse ona yetişme hayali dahi kuramazdı.

 

Kana Susamış Kılıçları dize getiren 20 kadar Niuren Birliği oyuncusunun da müthiş güçleri vardı. Özellikle de alan etkili büyüleriyle Tang Yao, Ölümsüz Hergele, Doğal İfrit gibi Büyücülerin zaferdeki payı büyüktü.

 

Her biri kendi çapında güçlü olan bu oyuncular, takım halinde çalıştıklarında hayranlık uyandıran bir güç ortaya çıkarmışlardı.

 

Kana Susamış Kılıçlar bozguna uğramıştı.

 

Nirvana Alevi, Genç Atmaca, İzmarit, Şaşaalı Kılıç Parıltısı... Bu isimler oyunun en meşhur isimleri arasında yer alıyordu. Yalnız başlarınayken bile büyük işlere imza atabilecek bu oyuncuların takım halinde çalışması işi bambaşka bir boyuta taşıyordu.

 

Ağır zırhlı İzmarit, Kılıç Parıltısı ve diğer Savaşçılar tank gibilerdi. Yollarına ne çıkarsa çıksın ezip geçiyor, arkalarında cesetlerden bir iz bırakıyorlardı.

 

Nie Yan Zenard'ın Kılıcıyla bir düşmanı daha indirdi. Tam o anda üzerinde bir çift göz hissetti. Bu his pek kuvvetli olmasa da dikkatinden kaçmamıştı.

 

Yüksek Sezgisi ile en ufak tehditleri dahi hissedebilirdi.

 

Hırsız! Aklına ilk gelen şey buydu.

 

Ancak Hırsızın yerini tespit edemiyordu. İnanç değişik becerilerle doluydu. Kamuflaj kabiliyetlerini artıran beceriler kullanan Hırsızlara her yerde rastlanabilirdi. İzlendiğini anladığına göre daha dikkatli olmalıydı.

 

Nie Yan'ın olduğu yerde gizli kalmayı başarabilen bir Hırsız hafife alınmaması gereken bir rakipti.

 

Nie Yan sezgilerine odaklanıp gelecek karşı tarafın hareketini bekliyordu.

 

Şimdi!

 

Gözleri esrarengiz bir ışıkla parlarken, şakaklarındaki damarlar şişti. Bakışları bölgedeki engelleri delip geçiyordu, fakat rakibinin izini bir türlü bulamıyordu. Hal böyle olunca arayışını durdurdu.

 

Pek uzak olmayan bir noktada, endişeli gözlerle Nie Yan'ı izleyen bir Gölge Rahibi vardı.

 

Yaşı otuz civarlarında gibiydi. Uzun boylu, kemerli burunlu bu şahıs siyah cübbe giyiyordu. Kısık gözleri fırıl fırıl dönerek etrafı tarıyordu. Aslında bu haliyle fareleri anımsatıyordu.

 

İhtilaf Prangasıyla Nie Yan'ı bağlayan Gölge Rahibi bu kişiydi. Nie Yan bu herifi bulmuşken bırakma niyetinde değildi. İki saattir ne Dönüş Parşömeni, ne de Belirsiz Işınlanma Parşömeni kullanabiliyordu. Gelişmiş Büyünün etkisi barizdi ve ikisinden biri ölene kadar bu etki sürecekti.

 

Gölge Rahibi kaçmaya yeltendiğinde Nie Yan kamuflaja girip onun peşine düştü.

 

Aradaki farkı bir anda kapatıp beş metreye kadar düşürdü.

 

Tam saldırıya geçecekken Gölge Rahibi arkasını dönüp ışık saçan bir küreyi havaya fırlattı. Yoğun ışık altında Nie Yan'ın yeri belli olmuştu.

 

Aralarındaki mesafe yalnızca iki metreye düşmüşken

 

Gölge Rahibinin yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi.

 

"Bu anı bekliyordum!" Gölge Rahibi kıkırdarken asasını sallayıp Nie Yan'a Yavaşlık Lanetini gönderdi. Nie Yan'ın hızı bir miktar azalmıştı.

 

Buna rağmen Gölge Rahibine yaklaşmayı sürdürüyordu.

 

Gölge Rahibinin yüz ifadesini gördüğünde aklına o ihtimal geldi. Hemen On Kutsal Şövalye Nişanındaki Zihin Bağışıklığı becerisini etkinleştirdi.

 

Gölge Rahibi ağzını açıp kan donduran bir çığlık attı.

 

Korku Uluması!

 

Dibimde duruyorsun. Bakalım bundan kurtulabilecek misin?! Gölge Rahibi zafer kazanmış edasıyla sırıttı. Korku Ulumasının Nie Yan üzerine etkisi olmadığını gördüğündeyse yüzündeki gülümseme dondu. Korku dolu gözlerinde Zenard'ın Kılıcını saran siyah alevlerin yansıması vardı.

 

Kılıç bütün ihtişamıyla üzerine indiğinde Gölge Rahibi ölümden kaçamamıştı.

 

Nie Yan bir anda deli dana gibi etrafta koşuşturmaya başladı. Korku Ulumasının etkisindeymiş rolü yapıyordu.

 

Hareketleri ve zamanlaması kusursuzdu.

 

Dışardan bakan bir göz Korku Ulumasının, Nie Yan saldırısının ortasındayken etki ettiğini düşünürdü. haliyle Gölge Rahibinin bu yüzden öldüğünü düşünürdü.

 

Ansızın ortaya çıkan siluet Şok Darbesi ile Nie Yan'ın alnını hedef aldı.

 

Saldırgan, biraz önce Nie Yan'ın varlığını hissettiği ama yerini bulamadığı Hırsızdı!

 

Hırsızın hareketleri hızlı ve acımasızdı. Tek bakışta kolay lokma olmadığını belli ediyordu!

 

Nie Yan gülümsedi. Yakalandın!

 

Korku Ulumasının etkisindeymiş rolü yapmasının sebebi Hırsızı ortaya çıkarmaktı. Yani planı başarılı olmuştu. Kusursuz rolüyle karşı tarafı kandırmıştı.

 

Lakin bu, dikkati elden bırakabileceği anlamına gelmiyordu. Rakibi şimşek hızında saldırırken baskıcı bir öldürme niyeti salıyordu.

 

Nie Yan hızla hançerini kaldırıp saldırıyı engelledi.

 

Ardından kendi Şok Darbesi ile karşılık verdi.

 

Hırsız şaşırmıştı. Nie Yan'ın savunma yapmasını beklemiyordu.

 

Nie Yan kül rengi deri zırh seti giyen Hırsızı tanımıştı. Kendisi Gölge Katiliydi! Hazırlıksız yakalanmasına rağmen Gölge Katili sükunetini koruyordu. Nie Yan diğer kurbanlarından farksızmış gibi davranıyordu.

 

Öldürme niyetini hiç gizlemiyordu. Nie Yan'ın saldırısı yaklaşırken ortadan kayboldu.

 

Nie Yan hemen sonrasında ensesinde bir soğukluk sezdi. Hızlı!

 

Tepki verecekken vücudunun uyuştuğunu anladı. Hançer bütün şiddetiyle ensesine saplanmak üzereydi.

 

Bu ölüm kalım anında Nie Yan Rüzgar Adımını etkinleştirdi. İlk üç saniyedeki dokunulmazlıktan yararlanarak Gölge Katilinin saldırısını etkisiz kılacaktı.

 

İki saniye sonrasında Nie Yan vücudunun kontrolünü yeniden kazandı. Hızla geri çekilip rakibiyle arasına mesafe koydu. Arkasını döndüğünde Gölge Katili çoktan sırra kadem basmıştı.

 

Nie Yan çevrede onu arıyordu. Fakat ne yapsa da Gölge Katilinin varlığını sezemiyordu.

 

Bu ilk çarpışmaları olduğu halde Nie Yan büyük bir baskı hissetmişti. Belli ki Gölge Katili ilk saldırısında rakibini öldürecek şekilde saldırıyor, saldırısı başarısız olduğunda da oyalanmadan geri çekiliyordu. Yani gerçek bir suikastçıdan farksızdı. Çoğunluğun uyduğu kurallar onu bağlamıyordu. Hedefine ulaşmak için akla gelebilecek her yöntemi kullanabilirdi. Önceki zaman diliminde pek çok oyuncunun onun ellerinde can vermesinin sebebi de buydu.

 

Nie Yan soğuk terler döküyordu. Son anda Rüzgar Adımını kullanmasa hayatını kaybedecekti.

 

Gölge Katili düşmanı olsa da ona özenmişti. Sürekli olarak usta oyuncuların peşine düşüp sınırlarını test etmek Nie Yan'ın da yapmak isteyeceği bir iş olabilirdi. Ama maalesef Niuren Birliği lonca lideri pozisyonundan ötürü bu tarz işlere kalkışamazdı.

 

Gölge Katilinin gittiğini bildiği halde tedbiri elden bırakmıyordu. Bir kez pusuya düşürülmüştü. Gölge Katilinin ikinci saldırısının ne zaman geleceğini kimse bilemezdi. Belki de gelecek sefer şansı yaver gitmeyecekti. Olağanüstü bir suikastçının hedefi olmak hoş bir durum değildi. Gölge Katiliyle baş edecek bir yol bulmalıyım. Kamuflaj becerisi korkunç!

 

İzmarit, Kılıç Parıltısı ve diğerleri, Kana Susamış Kılıçlardan sağ kalan tek tük oyuncuları temizliyorlardı. Nie Yan'ın başına gelenleri fark ettiklerinde hep birlikte yardıma koşmuşlardı.

 

"İyi misin?" Kılıç Parıltısı biraz önce bir Hırsızın Nie Yan'ı ensesinden bıçakladığını görmüştü. Ancak Nie Yan'da bir problem yoktu. Haliyle merakı kabarmıştı.

 

"O Hırsız kimdi? Tanıdık birine benziyordu." İzmarit gibi profesyonel bir oyuncu Gölge Katilinin görünüşünü bilmez olur muydu? Her şey bir anda olup bittiğinden Hırsızın yüzünü tam olarak görememişti.

 

"Gölge Katiliydi!" Bu, Nie Yan'ın  Gölge Katiliyle ilk çarpışmasıydı. Çarpışma kısacık sürmesine rağmen Nie Yan'ı uyandırmakta etkili olmuştu. Hızlı tepkisi olmasaydı arkadaşları gelene kadar kesinlikle ölmüş olurdu. Gölge Katili Gözdağı benzeri bir kitle kontrol becerisi kullanmıştı. Nie Yan gelecek sefer daha dikkatli olmak zorundaydı.

 

"Şimdi anlaşıldı! Demek oydu!" İzmarit şok içerisindeydi. Kanının donduğunu hissediyordu. Gölge Katili başa çıkması en zor profesyonel oyuncuların başında geliyordu. Kendisi tam bir gizlilik üstadıydı. Harekete geçtiğinde aklındaki tek düşünce hedefini öldürmek olurdu. Başarısız olduğunda ise hemen geri çekilir ve sonraki saldırısı için fırsat kollamaya başlardı. Hedefi ölene kadar aylar geçse de durmazdı.

 

Nie Yan arkadaşlarıyla konuşurken bir mesaj geldi. Gönderen Gölge Katiliydi.

 

「Hiç fena değil, ama gelecek sefer bu kadar şanslı olmayacaksın.

 

Nie Yan cevap gönderecekken Gölge Katili bütün iletişimi engelledi.

 

Gölge Katili ha... Nie Yan gülümsüyordu. Böyle bir efsane karşısında yeteneklerini sınamak, Nie Yan'ı ileri taşıyacak bir fırsattı. Gelecek sefer elimden kurtulamayacaksın!

 

İki Hırsızın savaşında biri toprağa düşmeliydi!

 

Nie Yan zihnini boşaltıp etrafına bakındı. Kana Susamış Kılıçlardan pek çok oyuncu ölmüş, sağ kalanlar ise çoktan kaçmıştı.

 

"Toplayabildiğiniz her şey toplayın. Sadece bir dakikamız var. Sonrasında güneye gideceğiz!"

 

Guo Huai'den mesaj gelmişti. 「Kana Susamış Kılıçlar kuzeyden size doğru yaklaşıyor. Çok geç olmadan çıkın oradan!

 

「Anlaşıldı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr