Bölüm 302: Destek

avatar
4172 67

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 302: Destek


 

Nie Yan üzerine gelen büyüleri görmezden gelip Zenard'ın Kılıcını savurmaya devam ediyor, her saldırısında bir Rahibin canını alıyordu.

 

Yiğitçe düşmanlarının üzerine yürüyor, geçtiği yerde omuz üstünde baş bırakmıyordu! Meydanda ona denk olan bir Dövüşçü bile yokken, tek bir saldırıda ölen kumaş zırhlı sınıflar nasıl dayanacaktı?

 

Kana Susamış Kılıçlar oyuncularının ağızları açık kalmıştı. Böyle bir Hırsızla yüzleşmek kabustan beterdi.

 

Çılgın Hırsız Nirvana Alevi hakikaten itibarını hak ediyordu!

 

Koca oyunda ona meydan okumaya cüret edebilecek biri var mıydı?

 

"Fırsat bulursam bir gün onunla savaşmak isterim. Tabii, büyü bağışıklığı olmadan." Akçaağaç Alazkalbe göre Nie Yan kıymetli bir rakipti.

 

Tanrının Kutsaması veya Tanrının Yargıcı gibi beceriler olmadığında Nie Yan'a bir noktaya kadar karşı koyabilirdi. Fakat zafer kazanması imkansızdı.

 

O bunları düşünürken bir çağrı isteği geldi. Arayan Kana Susamış Çılgın Kılıçtı.

 

「Alazkalp, sen ne yapıyorsun?!

 

「Çılgın Hırsıza saygımı gösteriyorum! Nie Yan'ın seviyesine ulaşan bir Hırsıza elbette saygı duyacaktı.

 

「Saçmalamayı kes! İki dakika içinde işini bitireceksin! Yüzlerce Dövüşçünün arasından sağ çıkmasına imkan yok. Saldırı emrini verdiğinde hemen ölecek!

 

「3.000 kişiyle tek bir Hırsıza saldırmanın bir anlamı var mı? Kazansak bile bununla gurur mu duyacağız? Alazkalp geri adım atmamakta kararlıydı. Prensiplerine fazlasıyla değer veriyordu.

 

「 Anlamı olup olmaması umurumda değil! Yoluma kim çıkarsa ezip geçeceğim! Suikast, pusu, araya almak... Hangi yöntemle işimi göreceksem o yöntemi kullanacağım! Şimdi hemen Nirvana Alevini öldür! Lanet olsun! Niuren Birliği tarafı harekete geçti! Acele et!

 

「Hayır, bu utanç verici işi yapamam. İstediğine emir verebilirsin, ama ben bu işte yokum! Alazkalp kararından dönmeyecekti. Zaten lideriyle ilk defa tartışmıyorlardı.

 

Kana Susamış Çılgın Kılıç öfkeden kudurmak üzereydi. 「Yıkıl karşımdan! İnatçı köpek! Savaşta neyin prensibinden bahsediyorsun?

 

Alazkalp Yardımcı Lonca Lideri pozisyonundan alındı.

 

Çılgın Kılıç olay yerindeki bütün üyelere yeni bir emir verdi: Nirvana Alevini bir an önce öldürün!

 

Nie Yan, Zenard'ın Kılıcıyla yerini koruyordu. Canı 500'e düştüğünde elinde ne varsa kullanmıştı. Bandajları bile tükenmişti. Düşmanlarının kanlarıyla toprağı sulamıştı. Toplamda öldürdüğü 26 kişinin neredeyse tamamı tek bir hamlede işleri biten Büyücülerdi!

 

Nei Yan düşmanlarına korku salıyordu. Düşmanlarının kanlarıyla boyanan zırhı, ismiyle aynı renkteydi. Öyle gözü dönmüştü ki yoluna kim çıksa ölüyordu. Görünüş olarak bir katilden farkı olmadığı gibi yaydığı aura da oyuncuların kalplerine korku salıyordu.

 

Kimse yanına yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Saldırıları fazla güçlüydü. Ağır zırhlı Dövüşçüler bile kılıcının karşısında koyuna dönüyordu.

 

Derken kalabalık her birlikte harekete geçti. Ağır kalkanlı yüzlerce Dövüşçü Nie Yan'ın etrafını sardı. Kuşatma gittikçe daralıyordu.

 

Nie Yan Dövüşçülerin arasında kalırsa hayatta kalma şansı tükenirdi. Saldırılardan kurtulmak şöyle dursun, hareket edecek alanı bile kalmazdı.

 

Kuşatma iyice daraldığında Nie Yan sonun yaklaştığını hissetmişti.

 

Kalkan duvarıyla arasında artık 5 metre kalmıştı. Tanrının Yargıcı olmasaydı şimdiye çoktan ölmüştü. Şu ana kadar hayatta kalması bile inanılmazdı. Ölmeden önce en azından yeteri kadar düşman öldürebilmişti.

 

Zoraki bir gülümseme takındı. Aklına birden intihar eden Savaş Beyi Xiang Yu gelmişti. Ömrü boyunca zaferden zafere koşmasının sonunda acı bir ölüm tatmıştı.

 

Nie Yan Belirsiz Işınlanma Parşömenine dayanıp güvende olduğunu düşünmüştü. Lakin ölümünün sebebi İhtilaf Prangasıydı! Oyunun şu halinde hiçbir Gölge Rahibinin bu beceriyi öğrenmediğine inanıyordu. Haliyle beklemediği yerden vurulmuştu.

 

Ta en başında Çılgın Kılıcın aklından İhtilaf Prangası kullanmak geçmiş olmalıydı!

 

Nie Yan bu sefer fena çuvallamıştı!

 

Ölüm yakındı. Fakat Nie Yan kaderini kabullenip gözlerini yumduğunda düşman saflarında bir kargaşa baş gösterdi.

 

Nie Yan şaşkın halde gözlerini açtı. Bir şey mi oldu?

 

Gökyüzü büyü bulutlarıyla kaplanmıştı. Kana Susamış Kılıçlar oyuncuları, üzerlerine çöken baskıyla birlikte paniğe kapılmışlardı.

 

"Lanet olsun! Büyü yapan kim?"

 

"Gelişmiş Büyü! Niuren Birliğinden destek geldi!”

 

Kana Susamış Kılıçlar oyuncuları korku içinde kaçarken izdiham yaşanıyordu.

 

Bölgenin bir tarafında ondan fazla oyuncu Kana Susamış Kılıçlar kuvvetlerinin içine dalmış, merkeze giderken önlerine kim çıkarsa biçmeye başlamışlardı.

 

Başlarında Kılıç Parıltısı ve İzmarit bulunuyordu. Kılıç Parıltısı Taarruz ile altı oyuncuyu ezip geçti. İzmarit de Taarruz becerisini Hortum Kesişi ile birleştirerek yedi oyuncuyu geri savurdu.

 

Soğuk Tepe, Yi Yan ve diğerleri de onlardan aşağı kalmıyordu. Sağ ve sol taraftaki düşmanları temizleyerek yolu genişletiyorlardı. Savaş meydanında bir anda Güneş de belirmişti. Az önce altıncı oyuncunun işini bitirmişti.

 

"Patron!"

 

"Seni kurtarmaya geldik!"

 

"Yettik ağabey!"

 

Takımın tamamı buradaydı. Nie Yan tanıdık yüzlere bakarken ister istemez duygulanmıştı.

 

"Böyle canlı ortam vardı da bizi niye davet etmedin. Hiç mi utanmıyorsun?" İzmarit gülüyordu. Dünya tesadüflerle doluydu. Zamanında Nie Yan Niuren Birliği oyuncularını toplayıp Solgun Yaprağı Mavi Düşen Gökyüzünden kurtarmıştı. Şimdi ise yer değişmişlerdi.

 

Birlikte çalışan insanlar arasındaki ilişkide ektiğini biçiyordun. Nie Yan'ın Mavi Düşen Gökyüzüne karşı koyup Solgun Yaprağı kurtarması olmasaydı, İzmarit ve adamları Niuren Birliğinin sadık üyelerine dönüşmeyeceklerdi.

 

"Şartlar ne olursa olsun, yalnız olmadığını bil. Niuren Birliği her zaman emrinde!" Nie Yan Kılıç Parıltısının sözleri karşısında duygulandı.

 

Dedikleri doğruydu. Yalnız değildi. Loncada binlerce kardeşi vardı! Bu hem Nie Yan, hem de loncadakiler için geçerliydi!

 

"Özür dilerim" dedi Nie Yan. Sorunlarıyla kendi başına yüzleşmeye alıştığından başkalarını işlerine dahil etmiyordu. Kılıç Parıltısının sözleriyle loncayı bu amaç uğruna kurduğunu hatırladı. Tehlikelerle yalnız başına yüzleşemezdi!

 

Kara bulutlar iyice yoğunlaştığında ateş topu yağmuru başladı. Savaş meydanı cehenneme dönmüştü. Kana Susamış Kılıçlardan 600 kişi anında can verdi. Gelişmiş Büyünün yok edici gücü muazzamdı.

 

Alan etkili büyüler birbirleri ardına Kana Susamış Kılıçların üzerine yağıyordu. Azgın alevler oyuncuları yutuyor, kalabalık düşmanların sayısı azalıyordu.

 

"Kaç kişi geldiniz?"

 

"Yirmiden biraz fazla. Düşman fazla güçlü değil." İzmarit Kana Susamış Kılıçlar oyuncularına tepeden bakıyordu.

 

Gelişmiş Büyüye kimse dayanamazdı. Değil 3.000, 10.000 kişi olsalar dahi yoğun büyü saldırısı karşısında hızla eriyeceklerdi.

 

Son zamanlarda Kana Susamış Kılıçların Niuren Birliğine verdiği sıkıntıların sayısı az değildi. Niuren Birliği ufak çaplı kayıplar yaşamıştı. Lakin bunun başlıca sebebi Niuren Birliği elitlerinin olaylara hiç karışmamasıydı. Şimdi elit oyuncular sahneye çıktığına göre Nie Yan'ı kimse öldüremezdi. Sayı avantajı mı? Hiç sorun değil! Gelişmiş Büyü halleder!

 

Güneş bir Büyücünün canını seri saldırılarla aldıktan sonra Nie Yan'ın yanına gitti.

 

"Gel bakalım velet. Son zamanlarda nerelerdeydin?" Nie Yan, Güneşi gülümseyerek karşıladı. Kana Susamış Kılıçlar oyuncuları canlarının derdine düşmüşlerdi. Niuren Birliğinin Gelişmiş Büyülerine Tang Yao'nun alan etkili büyüleri eklendiğinde inanması güç bir yıkım ortaya çıkıyordu.

 

Kısacık sürede 3.000 düşmandan geriye birkaç yüz kişi kalmıştı.

 

"Kendime güzel ekipmanlar arıyordum. Yeni setime bakmak ister misin ağabey?" Güneş heyecanla Seviye 45 setini gösteriyordu. Mavi deri kıyafetleri Hırsızlar için gerçek bir hazinesiydi.

 

Güneş bu arada Seviye 47'ye ulaşmıştı. Lider sıralamasında zirveye yakın bir noktadaydı. Bu süre zarfında savaş tekniklerini ciddi anlamda geliştirmişti. Hareketleri eskiye göre daha pürüzsüzdü.

 

Nie Yan arkadaşlarının seviyelerine baktığında kendi seviyesini yükseltme zamanının geldiğini anladı. Dövüşseler hiçbirine kaybetmezdi, ama Seviye 30 haliyle Seviye 40 üzeri oyuncularla savaşmak onu dezavantajlı konuma düşürürdü.

 

Kılıç Parıltısı, İzmarit, Soğuk Zirve ve diğerleri sağ kalanları temizliyordu. Bir süre sonra kaçanların tamamı temizlenmişti.

 

Alan etkili büyüler sonlandığında uzaktaki tepeden oyuncular geldiler. Tang Yao, Boyalı Tülbent ve Yaz Böceği de gelen Büyücüler arasındaydı.

 

Beyaz cübbesiyle ortada duran Boyalı Tülbent en dikkat çeken kişiydi.

 

"Merhaba güzel hanım, rica etsem beni iyileştirir misiniz?" Loncaya katıldığından bu yana Boyalı Tülbent herkesle kaynaşmıştı.

 

Boyalı Tülbent gülerek yanıtladı. "500 liyakat puanı verirsen neden olmasın? Pazarlık yok!"

 

"500 mü?!" Nie Yan şaşırmış numarası yapıyordu.

 

"Lonca lideri değil misin? Bu kadarcık liyakat puanı bile veremiyorum deme sakın!"

 

"Tamam tamam. Vereceğim!"

 

Burada bulunan kimse 500 puan gibi küçük bir miktara takılmazdı. İkisi kendi aralarında şakalaşırken liyakat puanı malzeme olmuştu.

 

Beyaz bir ışık Nie Yan'ı sarmaladığında canını tamamen doldurdu. Nie Yan etrafına bakındı. 3.000 Kana Susamış Kılıçlar oyuncusu kalan birkaç kişi hariç tamamen temizlenmişti.

 

"Bir an önce toparlanıp eve dönelim." Daha fazla düşmanın gelmeyeceğinin garantisi yoktu. Bir anda ortadan kayboldu. Yeniden belirdiğinde 10 metre ötedeki Kana Susamış Kılıçlar Rahibini Zenard'ın Kılıcıyla doğradı.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr