Bölüm 296: Şok Edici

avatar
3841 66

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 296: Şok Edici


 

Zenard'ın Kılıcı kısa sürede Gaddare Ruh Asası gibi bir efsaneye dönüştü.

 

Her iki ekipman da eşsizdi!

 

Zenard'ın Kılıcı Nie Yan için sadece bir araçtı. Lakin bu aracı kullanarak Niuren Birliğinin itibarını yükseltebilirdi. Tek yapması gereken kılıcına mukayet olmaktı.

 

Kılıcın fotoğrafları çoktan internete düşmüştü. Olağanüstü özellikleri forumlardaki herkesi şoka uğratmıştı.

 

Kılıcı görenin salyası akıyordu.

 

Zenard'ın Kılıcı üzerindeki altı mühür, oyuncularının hayal güçlerinin sınırlarını zorluyordu. Bu kılıç bir nevi büyüyen tipteki eşyalarla aynıydı. Kaldırılan her mühürle birlikte özellikleri önemli ölçüde artacaktı!

 

Nie Yan'ın Zenard'ın Kılıcıyla verdiği poz, saman alevi hızında bütün oyunculara yayıldı. Kara Parlak deri zırhı ve kılıcın siyah alevleriyle aydınlanan yüzündeki ciddiyet ile sert bir izlenim uyandırıyordu.

 

Fotoğrafı forumlarda müthiş bir hızla yayılmıştı. Nie Yan pek yakışıklı olmasa da nefes kesen ekipmanları ve soğuk tavrı ile fazlasıyla havalı görünüyordu.

 

Fotoğrafta açıklama olmamasına rağmen bütün oyuncular onun Niuren Birliği lideri Çılgın Hırsız Nirvana Alevi olduğunu anlamıştı.

 

Nie Yan'a Niuren Birliğinin yüzü demek hiç yanlış olmazdı. Daha şimdiden oyunun efsaneleri arasına adını yazdırmıştı! Oyuna ilgi duyan herkes onun adını duymuştu. Yüzü ve elde ettiği başarılar oyuncuların akıllarına mıh gibi çakılmıştı.

 

Fotoğrafın altında ateşli tartışmalar başlamıştı.

 

「Vay anasını! Ekipmanlara bak! Ben hala Gümüş kademe çöpleri kullanıyorum! Ah...

 

「Üzülme kardeşim. Fotoğraftaki kişi biz insanlardan farklı bir varlık!

 

Sayfalarca uzayan yorumların hepsi birbirine benziyordu.

 

Nie Yan forumlara nadiren girerdi. Büyük loncalar hakkındaki gönderiler dışında hiçbir gönderiye bakmazdı.

 

Nie Yan transfer noktasından Kalor'a dönüp, oradan da Şan Şehrine ışınlandı.

 

「Solgunu kim takip ediyor?Nie Yan at sırtında şehirden çıkarken Guo Huai'ye mesaj attı.

 

「Yüz Hırsızdan Gaddar.

 

Gaddar? Günah Geçidinde onunla karşılaşmamış mıydım? Yanlış hatırlamıyorsam fena bir oyuncu değildi. Nie Yan biraz rahatlamıştı.

 

Şan Şehrinin etrafındaki taşlı araziyi aşıp hedefi olan sıradağlara gidecekti. Buranın toprak yapısı farklıydı. Kalor'un çevresi verimli ovalar ve otlaklarla doluyken, burası resmen bir çöldü. Karşısında uzanan dağlar bile çoraktı. Ara sıra karşılaştığı otlar da olmasa yeşilden eser bulamayacaktı.

 

Dağlara girdikten sonra Şahinci Atını gönderip Gaddara doğru yayan devam etti.

 

Yaklaştığında Gaddar'a mesaj attı. 「Neredesin?

 

「Sen mi geldin patron?」 Gaddar Nie Yan'ın şahsen gelmesini beklemiyordu.「238.289.280 koordinatlarındayım!

 

Nie Yan söylenen noktaya gittiğinde Gaddar'ı bir kayanın arkasında saklanırken buldu.

 

15 kişilik bir grup az ileride Seviye 50 Pitonları avlıyorlardı. Avlanma hızları son derece yüksekti. Dövüşçüler aggroyu çekerlerken arka saflardaki Büyücüler Çöl Pitonlarının üzerlerine büyü yağdırıyor, böylece yaratıkları hızla öldürmüş oluyorlardı.

 

Nie Yan Gaddara baktı. Son karşılaşmalarından bu yana kendini geliştirmiş gibiydi. Seviye 41 olmuş ve ekipman kalitesini yükseltmişti. Seviye 40 setlerinden Takipçi Setini kuşanmış olması yeteneğine bir işaretti.

 

Gaddar Nie Yan'ın yanındayken heyecanına engel olamıyordu. Nie Yan hiç şüphesiz bütün Hırsızların gözünde zirvedeydi. Onun savaşlarının görüntüleri Hırsızlar için gelişimlerinde ilham kaynağıydı. Fakat şu ana kadar hiç kimse onun hareket tekniklerini kopyalayamamıştı.

 

Gaddar da diğer Hırsızlar gibi Nie Yan'ın görüntülerini izleyerek çalışırdı. Nie Yan'ı idolü olarak görüyordu!

 

"Durum nedir? Kaç kişiler?" Anlaşılan İzmarit son zamanlarda sıkı çalışıyordu. Nie Yan şahin gözleriyle ilerdeki oyuncuları izliyordu.

 

Bakışların hedefinde başkaları olmasına rağmen Gaddar korkudan soğuk terler dökmeye başlamıştı. Nie Yan'daki bu baskıcı hava, insanların kalplerine korku salmıştı.

 

Gaddar derin bir nefes aldı. "Toplamda 13 kişiler. 2 Dövüşçü, 1 Vahşi, 1 Şövalye, 5 Büyücü, 2 Rahip ve 2 Hırsız. Hepsi de yetenekli oyuncular. Özellikle de Solgun denen Dövüşçü. Rahat isimli Esrarlı Büyücü de basit değil. 11 kardeşimiz onların ellerinde can verdi!" Son cümlesini sesi titreyerek tamamlamıştı.

 

Gaddar, Yüz Hırsız içindeki arkadaşlarına sıkı sıkıya bağlıydı. Acayip huylarına rağmen Yüz Hırsız içinde kabul görmüştü. Birlikte görevler yaparlar, loncanın emirlerini yerine getirirlerdi. Niuren Birliği üyesi olmanın verdiği gururu taşırken aralarında kardeşlik bağı oluşması kadar doğal bir şey olamazdı. Aralarından bir kişi bile kaybetseler üzülürlerdi.

 

Nie Yan onun hislerini anlıyordu. Bu kardeşlik bağı, sayısız savaşta omuz omuza dövüşmenin sonucunda oluşmuştu. İnsanın hayatı boyunca tecrübe edeceği en kuvvetli duygu buydu. Güçlü düşmanlara karşı birbirlerini kollamaları ile kelimelerle tarifi zor olan bir anlayış ve güven geliştirmişlerdi. Hayatlarını çekinmeden yoldaşlarına emanet edebilirlerdi!

 

Nie Yan Gaddar'ın omzunu sıvazladı. "Ölenleri unutma. Hatalarından ders al ve ilerlemekten çekinme. Böylece onların intikamlarını alabilirsin!"

 

Nie Yan'ın düsturu buydu. Ona göre bir erkek böyle davranmalıydı!

 

Gaddar başıyla onaylayıp üzüntüsünü bir kenara bıraktı.

 

"Onları birlikte haklayacağız." Nie Yan karşısındaki kişilerin ne kadar yetenekli olduklarını bilmiyordu. Fakat Yüz Hırsız üyelerini öldürebilmeleri güçlerinin deliliydi.

 

"Anlaşıldı!" Gaddar coşkuyla haykırdı. Nirvana Aleviyle omuz omuza savaşmak Niuren Birliğindeki herkesin hayaliydi.

 

Nirvana Alevi grup isteği gönderdi. Kabul ediyor musunuz?

 

Evet! Gaddar bekletmeden kabul etti.

 

Bu sırada Nie Yan'a bildirim düştü.

 

Gaddar grubunuza katıldı.

 

"Gidelim" dedi Nie Yan. Kamuflaja girdiğinde vücudu çevresiyle bütünleşti. Yavaşça ilerde kasılmakta olan oyunculara yaklaşıyordu.

 

Gaddar da onu takip ediyordu. Öyle heyecanlıydı ki sanki kalbi yerinden fırlayacaktı.

 

Dağ yamacından sürekli olarak esen rüzgar, taşlı araziden kaldırdığı toz bulutunu gökyüzünde taşıyordu. Böyle bir hava Hırsızların işini kolaylaştırırdı. Havada uçuşan yoğun tozların içinde Nie Yan'ı kimse bulamazdı.

 

...

 

Kırmızı renkli bir zırh giyen Dövüşçü, Çöl Pitonlarının içine daldı. Kışkırtma becerisini etkinleştirip yaratıkların dikkatini üzerine çektikten sonra kalkanının arkasına sığındı. Tam da o anda grubundaki Esrarlı Büyücü büyüsünü hazırlamaya başlamıştı. Asasını sallamasıyla Çöl Pitonlarının üzerine ateş topları yağdırdı.

 

Yaratıkların üzerlerinden hasar değerleri fırlıyordu.

 

Dövüşçüyü Parlak Bariyerleriyle koruyan Rahipler, Şifalarıyla Dövüşçünün canını da yükselttiler. Ateş toplarının verdiği hasar bu sayede onu öldüremedi.

 

Çöl Pitonlarının aggrosu, ateş büyüsüyle birlikte Esrarlı Büyücüye kaydı. Fakat arkalarından Cesaret Kırıcı Çığlık ile saldıran Dövüşçü, dikkatleri tekrar üzerine çekti. Sonrasında ikinci ateş topu yağmuru geldi ve yaratıkların canlarını aldı.

 

Toz bulutu dağıldığında ayakta kalan tek varlık Dövüşçüydü. Yerler Seviye 60 Çöl Pitonlarının cesetleriyle doluydu. Dövüşçüyü saran Parlak Bariyer daha fazla dayanamayıp çatladı. Az önce sergiledikleri takım çalışması etkileyiciydi.

 

"Solgun, Rahat, ikiniz de harikasınız!"

 

Solgun kendini beğenmiş bir tavırla övgülere cevap verdi. "Göründüğü kadar zor değildi."

 

25 yaşında gibi görünüyordu. Kırmızı zırhının altında iri yarı bir vücut vardı. İsmi kıpkırmızıydı. En azından 60 kişi öldürmüş olmalıydı. Kılıcı elinde grubun yanında döndü.

 

Rahatın yüzü gülüyordu. "Eğlenceliydi."

 

Kendisi Esrarlı Büyücüydü. Siyah cübbesinin üzeri garip bir aura yayan harflerle kaplıydı. Yaşı hemen hemen Solgun kadardı. Yıllarca birlikte oynadıktan sonra arkadaş olmuşlardı.

 

Rahat yere oturup Kaynak Suyu içerek manasını tazeledi. O dinlenirken grubun Hırsızları sonraki dalgayı getirmek için ayrıldılar.

 

"Sence Niuren Birliğindeki salaklar neden geri çekildiler? Ellerim kaşınıyor. Gelseler de birazını daha öldürsem. Ne kadar çok, o kadar iyi!" Solgun kibirli biriydi.

 

Sükun Bölümü'nün Nirvana Alevinin elinde olduğunu biliyorlardı. Ancak son konumları çok garipti. Dolayısıyla nerede olduğunu bilmiyorlardı. Geçen birkaç gün boyunca Niuren Birliğinin pusularıyla yüzleşmişlerdi. Ancak her seferinde düşmanlarını püskürtmüşlerdi. Hatta on kadar Hırsızı öldürmeyi başarmışlardı.

 

"Tedbiri elden bırakma. Nirvana Alevi bayağı güçlü." Rahat uyarmış olsa da sesinde ciddiyetten eser yoktu.

 

"O korkak mı? Kabuğunda saklanan bir kaplumbağadan farkı yok. Tek bildiği peşimize adam takmak. Gerçekten buraya gelecek cesareti olduğunu düşünüyor musun?"

 

 ********

Gaddarı hatırlayamayanlar 263. Bölüme bakabilir.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr