Bölüm 280: Kara Deniz İblisi Banmu

avatar
4414 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 280: Kara Deniz İblisi Banmu


 

Küçük Altın Seviye 20’ye ulaştığında Nie Yan onu geri gönderip Ebedi Şehirden ayrıldı.

 

Karanlığın Bakışından Gölge Katliamının kilidini açmamın zamanı geldi!

 

At sırtında doğuya, Sonsuz Denize seyahat etti. Uzun çayırlar ve açık arazilerin yanından dörtnala geçip gidiyordu. Arada bir kasılmakta olan küçük gruplara rastlıyordu. Tabii Şahinci Atının üzerlerine doğru dörtnala geldiğini gördüklerinde gruplar korku ve paniğe kapılıyorlardı. Bu gizemli düşmanı karşılamak için savunma pozisyonu alıyorlar, ancak pozisyon aldıktan sonra at sırtındaki kişinin yanlarından son hız geçip gittiğini izliyorlardı.

 

Karanlığın Bakışı sıra dışıydı, ama potansiyelinin asıl kısmı kilitliydi. Onlarca farklı beceri içeren beceri ağacı buna güzel bir örnekti. Sadece Gölge kategorisinde olan 6-7 tane beceri vardı. Gölge Katliamı bunlardan biriydi.

 

Nihayet falezin kenarına ulaştı. Önünde göz alabildiğince uzanan engin deniz vardı.

 

Açık hava ve masmavi suları izlemek insanı rahatlatıyordu. Denizin üzerinde uçan kuşlar manzarayı kartpostallık hale getiriyordu.

 

Sonsuz Denizi keşfettiniz.

 

Nie Yan kıyı boyunca on dakika kadar at sürdü. Neyse ki bu süre zarfında hiçbir yaratığa rastlamadı. Sonuçta burası Seviye 50 bölgelerdendi!

 

Sonsuz Deniz bölgesinin dış taraflarındaki yaratıklar dehşet verici olmasına karşın, bölgenin en derinlerine dalmaya cesareti olanları, seviyeleri yüzlerle ifade edilen yaratıklar karşılıyordu! Elbette bu tarz bölgelere ulaşabilmek için yüksek kademeli sualtı nefes iksirleri olmazsa olmazdı.

 

Nie Yan bir falezin üzerine çıkıp aşağıyı gözden geçirdi. Aşağıdaki sığ koydan yüksekliği hemen hemen 100 metreydi. Sular sanki mürekkep dökülmüş gibi kararmıştı.

 

Uçurumun aşağısından fazla uzak olmayan bir yerde, su yüzeyinin 30 metre yukarısında duran ve toplamda 60 kişinin sığabileceği üç küçük adacık vardı.

 

Kara Deniz İblisi Banmu adındaki yaratık bu koyda yaşıyordu. Deniz tipi yaratıklar arasında ismi olan nadir Seviye 50 Lordlardan biriydi. Baş etmesi fevkalade zor, düşürdüğü eşyalar ise zorluğu derecesinde muhteşemdi. Uzun mesafeli saldırılar da yapabilen bu patronu, Seviye 50 oyunculardan oluşan bir takım dışında kimse öldüremezdi.

 

Oyuncular genellikle Tüy Düşüşü özelliği olan bir eşya ile adacıklara inerler ve ayakları yere basar halde patronla savaşırlardı.

 

Nie Yan uçurumun yamacını tararken bir çatlağa gözü takıldı. Çatlağın sudan yüksekliği 50 metreydi. Banmu’nun kolları bu mesafeye erişemezdi, ama uzun mesafe saldırıları hala tehlikeliydi.

 

Uçurumdan adacıkların birine doğru atladı. Tuzlu suyun kokusu burnuna dolmuştu.

 

Suya çakılmasına az kalmışken Tüy Düşüşü Mücevherini etkinleştirip düşüş hızını azalttı. Ardından hafifçe adacıkların birine indi.

 

Altında kalan şaibeli sulara baktı. Derinlerde yüzen devasa yaratığın varlığını hissedebiliyordu.

 

Deniz üzerinde uçan bir kuş sürüsü, koya doğru geliyordu. Tam Nie Yan’ın üzerine gelmişlerdi ki sudan fışkıran siyah sıvı 60 metre yükseldi ve sürüdeki kuşlardan birini vurdu. Acı içinde bir süre kıvranan yaratık suya düştüğünde hareket etmiyordu.

 

Daha önce böylesi riskli bir işe kalkışmadığı için Nie Yan’ın içinde endişe belirmişti. Önceki hayatında duyduğu bir söylentiye göre Havalanma Yüzüğü denen eşyayı kullanan bir Hırsız, Banmu’yu tek başına mağlup etmişti. Maalesef Nie Yan’da bu eşya yoktu. Buna rağmen vazgeçmemiş ve araştırmasını yapmıştı. Patronun kolları 30 metreye kadar ulaşabiliyordu. Uzun mesafeli saldırıları ise Nie Yan’ın tepki hızını teste sokacaktı! Zamanında tepki verebilirse saldırılardan kurtulabilirdi.

 

Zamanında Banmu ile savaşan oyuncuların videolarını izlemişti. Dolayısıyla rakibini az çok tanıyordu.

 

Buraya gelmeye cesaret edebilmesinin temel sebebi geçmişte bunu, yani tek başına patronu öldürebilmeyi başaran birisinin olmasıydı. Daha önce başarılmayan bir işe kalkışsaydı, başarıya ulaşana kadar kim bilir kaç defa ölmesi gerekecekti?

 

Denemek için hazırdı. Patronu öldürebilirse Gölge Katliamı becerisinin yanında yüksek kalitede eşyalara da sahip olacaktı!

 

Kara Deniz İblisi Banmu’nun yeniden doğması üç gün sürüyordu.

 

Bugün başarılı olduğu takdirde burayı düzenli olarak ziyaret edeceği bir konum olarak ayarlayacaktı.

 

Küçük Altını çağırıp Banmu’nun saldırılarının ulaşamayacağı bir yere gizledi.

 

Ardından Palet Yüzüğünü etkinleştirip uçurumun yamacına tırmanmaya başladı.

 

Palet Yüzüğüne artık tamamen alışmıştı. 10 metreyi göz açıp kapayıncaya kadar tırmandı. Ardından Dullahan Arbaletini çıkarıp altında kalan sulara ateşledi. Beş ok düz bir çizgi halinde su yüzeyinden içeri girdi.

 

Önce sular titredi, sonrasında dev dalgalarla birlikte kraken benzeri dev yaratık ortaya çıktı.

 

Nie Yan hemen daha yüksek bir noktaya tırmandı. 50 metre yüksekliğe vardığından üzerinde durabileceği bir çalı gördü ve çalı üzerinden aşağıdaki yaratığa saldırmaya devam etti.

 

Oklar birbirleri ardına hedefe isabet ettiklerinde yaratığın üzerinden hasar değerleri fırladı.

 

−50

−100

−51

−53

−100

 

Banmu Seviye 50 Lordlardan olmasına rağmen Makine tipi yaratıklarınki gibi vücudunu koruyan bir zırha sahip değildi. Dolayısıyla Dullahan Arbaletinin Delici Hasar özelliği onun üzerinde fazlasıyla kullanışlıydı. Ek olarak 100 Ateş Hasarı daha yaratığa etki etmişti.

 

Dullahan Arbaletinin gücünü gördüğünde Nie Yan da rahatladı. Saldırı gücü böyle yüksekken Banmu’yu yavaş da olsa öldürebilecekti.

 

Banmu’nun vücudu nihayet tamamıyla görünür hale geldi.

 

Devasa, kapkara et torbası su üzerinde yüzerken kolları olan bir tepeden farksızdı. Nie Yan’ı fark ettiği anda kollarından birini kırbaç gibi salladı.

 

Kalın ve dayanıklı kolu uçurumun yamacına sertçe çarptı. Fakat menzili 30 metreydi. Nie Yan yüksek noktada olduğundan saldırıları aşağı inerken fazladan menzil kazanıyordu. Yani istese biraz daha yükseğe çıkabilirdi.

 

Nie Yan, Üsün Sezi ile Banmu’yu inceledi.

 

Kara Deniz İblisi Banmu (Lord): Seviye 50

Sağlık: 99.301/100.000

 

Canı çok çok yüksek değildi. Savunması delinmez değildi. Buna rağmen Banmu’yu Seviye 50 Lordlar arasında en tehlikeli altıncı yapan şey inanılmaz saldırı gücüydü. Becerilerinden biri son derece ölümcüldü. Öyle ki koluyla ani bir hamle yapıp oyuncuyu sarıyor ve sonra da fırlatıp atıyordu. Bu saldırıdan Dövüşçüler de dahil hiçbir oyuncu sağ kurtulamamıştı. Tank gidince takımın geri kalanını bekleşen tek şey ölümdü.

 

Can yenilemesi yüksek değildi, ama koluyla yaptığı saldırıların can çalma özelliği vardı. Oyunculara verdiği hasarın belirli bir kısmı ile canını doldurabiliyordu.

 

Neyse ki Nie Yan kollarının erişebileceği mesafenin dışındaydı da kol saldırılarını dert etmek zorunluluğu yoktu. Düşünmesi gereken tek şey, kolaylıkla oyuncuların canını alabilecek kadar güçlü bir zehir içeren Toksin Fıskiyesi becerisiydi.

 

Bu nedenlerden ötürü Nie Yan nice Seviye 50 Lord arasından Banmu’yu seçmişti. Şu haliyle ondan başkasını öldürebileceğini sanmıyordu.

 

Yamaçtan aşağı doğru durmadan ok ateşliyor, Banmu’nun üzerinden sürekli olarak hasar değerleri fırlıyordu.

 

Nie Yan’ın saniyede verdiği hasar, Banmu’nun can yenilemesinin üzerindeydi. Yine de canı çok yavaş azalıyordu.

 

Yaratık öfkeyle kollarını uçuruma savuruyor, fakat Nie Yan menzili dışında olduğundan saldırıları boşa gidiyordu. Kaderinde karşılık veremeden yavaş yavaş ölüme sürüklenmek vardı.

 

Nie Yan bir an olsun arbaletini ateşlemeyi kesmiyordu.

 

Derken Banmu’nun yemek tabağı büyüklüğündeki gözleri parladı ve Nie Yan’a doğru siyah, yapışkan bir sıvı fırlattı.

 

Banmu’nun gözleri parladığı anda Nie Yan İpek Eğirici Yüzükten fırlattığı ağ yardımıyla başka bir çalının üzerine geçmişti.

 

Yapışkan sıvı az önce bulunduğu çalıya çarpıp etrafa saçıldı. Temas ettiği yerlerden cızırdama sesleri ile birlikte dumanlar yükseliyordu.

 

Nie Yan ilk saldırıyı başarıyla atlatmıştı!

 

Banmu’nun Toksin Fıskiyesi becerisinin bekleme süresi 1 dakika iken, İpek Eğirici Yüzüğün bekleme süresi 20 saniyeydi. Yani zamanında davrandığı sürece bütün saldırılardan kaçınabilirdi.

 

Saldırıyı atlatmasıyla eksik olan özgüveni yerine gelmişken amansız saldırılarına kaldığı yerden devam etti.

 

Banmu’nun canı yavaş yavaş azalıyordu. Yapacak işi olmayan Küçük Altın ise adacıklardaki güvenli noktasında mışıl mışıl uyuyordu.

 

Saniyeler dakikaları kovaladı.

 

Bu sırada Nie Yan’a Yao Yao’dan bir çağrı gelmişti. Karsi’nin Kutsaması görevi için yardım istiyordu. Şu an Banmu ile uğraştığı için bu meseleyi ertelemek zorunda kalmıştı.

 

Karsi’nin Kutsaması ile alakalı araştırma yaptım ve birkaç şey öğrendim. Sana da göndermemi ister misin?Yao Yao görevde başarılı olabilmek için ciddi hazırlıklar yapıyordu.

 

Olur tabii. Görevi tamamlamak için ne toplaman gerekiyormuş?Karsi’nin verdiği her görevin içeriği birbirinden farklıydı. Ancak ilk görev her zaman bir toplama görevi olurdu. Oyuncunun görevi aldığı sıradaki seviyesi ne kadar yüksekse, toplaması istenen eşya o kadar zorlu olurdu. İstenen eşyalar teslim edildiğinde oyuncu bir sınava tabi tutulurdu. Tam da bu noktada Nie Yan’ın bildiği bir şey Yao Yao’nun sınavı geçmesine yardımcı olacaktı.

 

Kara Günah Nilüferi.Bu eşya Günah Geçidinin derinlerinde bulunuyordu. Nie Yan’ın Karsi’nin Kutsaması görevine aşina olması Yao Yao’yu şaşırtmıştı. Aşina olmasa ilk görevin toplama görevi olduğunu bilemezdi.

 

Kara Günah Nilüferi mi?Bu eşyayı elde etmek meşakkatli bir işti. Sıradan oyuncular büyük bir grup halinde denemediği sürece bir tane bile toplayamazdı.

 

Zor bulunan bir şey mi? Eğer çok zorsa yapmayalım.

 

Hayır, hallederiz. Hele bir gönderdiklerini inceleyeyim.Nie Yan görevi kolaylaştıran birkaç küçük numaradan fazlasını bilmiyordu. İlk olarak Yao Yao’dan aldığı bilgilerle görevin içeriğini öğrenmeliydi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44297 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr