Bölüm 273: Beyan

avatar
4125 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 273: Beyan



Nie Yan’ın 25 kişilik grubu, Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev güçlerini geçidin dışına itiyordu.

 

Monokrom, Yalnız Gölge, Kenarsız ve diğerleri önlerinde göz alabildiğince uzanan kalabalığı gördüklerinde hayrete düştüler. 100.000’den fazla oyuncu toplanmıştı. Nefes kesici bir manzarayla karşı karşıyalardı.

 

Nie Yan’ın grubu Altın Ejderhanın gücüne sahip olsa bile, bunca oyuncuyla kafa kafaya çarpışmak intihara meylettikleri anlamına gelirdi. Hafiften geri çekilip girişe 8 metre mesafede savunma pozisyonuna geçtiler.

 

Yerler Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş oyuncularının cesetleriyle kaplıydı. İlk düşman dalgası Nie Yan’ın grubuna saldırdı, ama kısa süre içinde çabalarının meyve vermeyeceğini anladılar. Grubun en önünde Kılıç Parıltısı, Yi Yan, Yalnız Gölge, Monokrom, Kenarsız ve birkaç Savaşçı varken, arkalarda destek görevini üstlenmiş Genç Yedi, Boyalı Tülbent, Kara Cennet, Aykız gibi Rahipler ve güçlü Büyücüler sıralanmıştı.

 

Dar geçitte böylesi güçlü bir grubu yenilgiye uğratmak öyle kolay değildi!

 

Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş tarafının ezici bir sayı üstünlüğü vardı. Ancak oyuncular geçide giremedikten sonra bu sayı üstünlüğünün manası yoktu.

 

Nie Yan dahil bütün grup savaşma arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

 

Sadece 25 kişiyle 100.000 oyuncunun önünü kesmişlerdi! Bu ne muazzam bir başarıydı!

 

Girişe yaklaşan düşman oyuncuların karşılaştıkları tek şey ölümdü!

 

“Azıcık yüreğiniz varsa gelin hadi! Kılıcım sizi en iyi şekilde ağırlayacaktır!” Monokrom kahkahayı basıp Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş oyuncularını kışkırtmayı denedi.

 

“İşte buradayız, ne duruyorsunuz? Dizlerinizin bağı mı çözüldü? Korktunuz mu? Hani sizler yenilmezdiniz? Milletin elinden zorbalıkla kasılma yerlerini çaldığınız zamanki tavrınıza ne oldu? Beni iyi dinleyin! Biz Niuren Birliğindeniz! İçinizden biri gelecekte loncamızdan birine rastlarsa dedesine gösterdiği hürmetin aynısını göstersin!”

 

Nie Yan’ın etkisiyle gruptakiler ağızlarına gelenleri çekinmeden söyleyerek düşmanı küçük düşürüyordu.

 

Geçitte yankılanan kışkırtıcı cümleler düşman oyuncularının kulaklarında gök gürültüsü sertliğinde yankılanıyordu.

 

Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev oyuncuları öfkeden deliye dönmüşlerdi. Nie Yan’ın grubuna birkaç saldırı daha yaptılarsa da her seferinde elleri boş kaldı. Kayıpları 600 kişiye kadar ulaşmıştı. 100.000 kişilik devasa ordu, Niuren Birliğinden 25 kişi tarafından durdurulmuştu. Nie Yan’ın belirlediği çizgiyi geçebilen olmamıştı. Hal böyle olunca aşağılayıcı sözlere verecek cevapları olmuyordu. Aşağılanmış halde geri çekilmekten başka çareleri var mıydı?

 

Her zaman kafalarına eseni yapan oyuncular bugün suspus olmuşlardı.

 

Gerçi söylenecek bir şey kalmamıştı. İnsan içine çıkacak yüzleri kalmamıştı. Tahammül sınırları zorlanan 500 kadar oyuncu var güçleriyle Nie Yan’ın grubuna hücum etti. Lakin doğru düzgün karşılık veremeden mağlup oldular. Nie Yan’ın kurduğu 25 kişilik barikat, dalga dalga gelen saldırılara karşı koyarken sağlamlığından hiçbir şey yitirmiyordu.

 

Nie Yan öne çıkıp kalabalık düşman birliklerini süzdü. “Ben Niuren Birliği lonca lideri Nirvana Alevi…”

 

Derinden gelen sesi geçitte yankılanıyordu. Çılgın Hırsızın ismini duyan ne iş yapıyorsa bırakıp ona dikkat kesildi. Bütün gözler, ölen yoldaşlarının cesetlerinin oluşturduğu tepeciğin üzerine çıkan siluete dönmüştü.

 

Nie Yan’ın bakışını üzerinde hisseden farkında olmadan bir adım geri çekiliyordu.

 

Nie Yan onların gözünde ulaşılamaz bir seviyedeydi. Sıradan insanlar onun sahip olduğu auradan korkuyordu.

 

“Niuren Birliği adına siz Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş üyelerine sesleniyorum. Geri çekilin! Kalor'a dönün! Eğer dediklerimi dinlemez ve şartları zorlarsanız, Niuren Birliğinin gazabını bütün şiddetiyle hissedeceğinizden kuşkunuz olmasın!” Nie Yan tane tane konuşmuştu ki dedikleri iyice anlaşılsın. Niuren Birliğinin kudreti sayesinde sesi daha da gür çıkmıştı.

 

Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev oyuncuları, duydukları konuşma ile sarsılmışlardı. Koca oyunda Nie Yan’dan başka kimse böyle bir beyanda bulunamazdı. Bizzat Niuren Birliği güçlerinin başına geçip düşman iki loncayı tarih kitaplarından silmekten bahsediyordu!

 

100.000 kişi oldukları halde 25 Niuren Birliği oyuncusu tarafından durdurulmuşlardı. Aralarından bir tanesinde bile Nie Yan’ın sözlerine karşılık verecek cesaret yoktu.

 

 

Kalor zindanları hücrelerle doluydu. Az sayıdaki NPC dışında hücreleri Muzaffer Dönüş oyuncuları doldurmuştu. Burada bulunmalarını Nie Yan’a borçluydular.

 

Buradaki muamele kötü olmadığı halde Muzaffer Dönüş oyuncuları yılmışlardı. Hücrede sıkıştıkları süre boyunca hiçbir şey yapamıyorlardı. Oyuna hiç girmeseler içlerinde bir eksiklik hissedeceklerdi. Oyun yayınlandığı günden beri insanlığın rutini içinde değişmez ve yeri doldurulamaz bir yer edinmişti.

 

Gök Kıran, adamlarının gönderdiği görüntüleri asık suratıyla izliyordu. Nie Yan’ın beyanıyla yerinden fırlayıp duvarı yumrukladı. “Seni şerefsiz! Sen kim olduğunu sanıyorsun? Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevi ezecekmiş! Hadi oradan lanet olası!”

 

Öfkeden deliye dönmüştü. Hücre duvarları gibi demir parmaklıklar da yumruklarından nasibini almıştı. Hapsedilmiş olmasaydı yanına adamlarını alıp bizzat Nie Yan’ın karşısına çıkardı!

 

Öfkesinin etkisiyle Günah Geçidindeki Muzaffer Dönüş oyuncularına Niuren Birliği, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak oyuncularını katletmeleri emrini verdi. Muzaffer Dönüş öfkesini kusmak üzereydi!

 

Çok geçmeden Günah Geçidine girmiş olan 60.000 Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev oyuncusu Niuren Birliği, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak güçlerini temizlemişti. Kaçabilenlerin sayısı yok denecek kadar azdı. Fakat onların kayıpları da azımsanmayacak düzeydeydi. Tamı tamına 30.000 kişi kaybetmişlerdi. Üçte birinden fazlasını ise sadece 1.000 kişi olan Niuren Birliği güçleri öldürmüştü!

 

Niuren Birliğinin gücü dudak uçuklatıyordu!

 

Adamlarından biri Gök Kıran’a mesaj attı.Patron, Günah Geçidinin dışındakiler ne olacak?

 

Söyle, geri çekilsinler.Gök Kıran mutsuzdu. Savaş sonucu istediği gibi olmuş, Niuren Birliği, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak güçleri imha edilmişti. Ancak verilen kayıplar yüzünden zararlı olan taraf yine kendisiydi.

 

Lakin Gök Kıranın bu savaşa girmesi zorunluydu. Niuren Birliği, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak tarafından öldürdüğü adam sayısına göre Yüzyıl Mali Grubundan ödenek alıyordu. Yüzyıl Mali Grubu Kana Susamış Kılıçları, Büyücü İttifakını ve İlahi Muhafızları gizlice satın almıştı. En büyük rakipleri de Niuren Birliği, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak üçlüsüydü. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev, bu üçlünün gücünü zayıflatmaktan başka bir amacı olmayan basit maşalardı. Yüzyıl Mali Grubu tarafından kullanıldığını bilmelerine rağmen Gök Kıran da, Gece Düzenbazı da bu oyunu sürdürüyordu. Çünkü aksini yaptıklarında Niuren Birliği, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak üçlüsü tarafından yutulacaklardı! Yenileceklerse de savaşarak yenilmeyi tercih etmişlerdi!

 

Günah Geçidindeki savaş sona ermiş, Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev güçleri geri çekilmişti. Bu sırada Nie Yan’ın 25 kişilik grubu hala yerini koruyordu. Başından beri bir kişiyi bile geçirmemişlerdi!

 

Gün boyu kaosa ev sahipliği yapan Günah Geçidi sonunda durulmuştu.

 

Nie Yan’ın grubunun muazzam duruşu önce Niuren Birliğine, ardından bütün Kalor’a yayılmıştı.

 

Nie Yan’ın beyanı oyuncu kitlesini yerinden sarsmıştı. Bir zamanlar küçük ve zayıf olan Niuren Birliği inanılmaz bir büyümeyle bugüne gelmiş, Kalor’u birleştirecek olan savaşı başlatacak güce erişmişti!

 

Nie Yan ve isimleri kırmızı olmayan oyuncular Kalor’a giriş yaptıklarında sokaklarda gördükleri sayısız oyuncunun hayran bakışlarıyla karşılandılar. 25 kişinin yaptığı inanılmaz savunma herkesin aklına mıh gibi çakılmıştı.

 

Fırın Ormanları, Alacakaranlık Orman, şimdi de Günah Geçidi… Niuren Birliği her seferinde durumu lehine çevirmiş ve hayret verici zaferler kazanmıştı.

 

Her bir zafer Niuren Birliğinin şanını biraz daha artırmıştı!

 

Oyuncu kitlesinin odağında yeniden Niuren Birliği vardı. Oyundaki hakimiyet yarışında güçlü bir adayın doğuşunu izliyorlardı. Burası oyundaki her sınıfın üst düzey oyuncularını saflarına katmayı başarmış bir loncaydı!

 

Niuren Birliğine katılacak şartları sağlayamayan oyuncular Büyücüler Birliği, Savaşçılar Birliği, Rahipler Birliği, Şövalyeler Birliği ve Hırsızlar Birliği Yan loncalarından birine katılmaya bile razılardı.

 

Bütün oyuncuların ortak bir kanıya varmışlardı. Kalor gelecekte sadece ve sadece Niuren Birliğine ait olacaktı!

 

Nie Yan içeri girdiği anda lonca karargahından tezahüratlar yükseldi. Lonca artık Seviye 4 olduğundan karargâh içindeki avlu binlerce oyuncuyu alacak kadar genişlemişti.

 

“Lonca lideri çok yaşa!”

 

“Nirvana Alevi çok yaşa!”

 

“Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Aleve ölüm!”

 

Niuren Birliği oyuncuları avazları çıktığınca bağırıyorlardı. Nie Yan’ın beyanının verdiği heyecan henüz sönmemişti. Başlarında Nie Yan olduğu sürece Niuren Birliği zaferden zafere koşacaktı. Her bir lonca üyesi 25 kişilik efsane savunmayı zihnine kazımıştı.

 

Tutkulu Niuren Birliği oyuncuları Nie Yan’ın yüzünü güldürdü. Tang Yao, Guo Huai, Zhao Li ve Hao Cheng ile oturup lonca kurma planları yaparlarken bu günün geleceğini tahmin eden olmuş muydu acaba? Birkaç yüz kişilik lonca, şu anda Kalor’un en güçlü elitlerinden on binlercesinin toplanma mekanı olmuştu!

 

Nie Yan’ın beyanı, Niuren Birliğinin bugüne kadar yapmış olduklarından çok daha büyüktü. İnanç öncesinde bile var olan ve oyun sektöründe önemli bir yer edinmiş iki büyük loncaya savaş ilan etmişti!

 

Kalor’daki oyuncular şaşkındı.

 

Niuren Birliğinin yükselişini hiçbir şey durduramıyordu. Artık Niuren Birliğinin egemenlik dönemi başlıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44341 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr