Bölüm 258: Goblin Topçusu

avatar
4531 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 258: Goblin Topçusu


 

Karsi Tapınak Askerlerine önderlik eden güçlü bir Kutsal Büyücü idi. Yao Yao’nun görevi alması, üstüne bir de yarısını tek başına tamamlamış olması etkileyiciydi. Kutsal Tapınağa ait görev serisinin ilki bu görevdi ve görevler gittikçe daha da zorlaşıyordu. Görevi tamamlama ödülü Seviye 1 Tapınak Büyüsü beceri kitabıydı. Beşinci ve son görevin ödülü ise Efsanevi kademe setti. Lâkin önceki hayatta görev serisinde en ileri giden bile üçüncü görevi tamamlayabilmişti. Oyuncu kitlesi nazarında Efsanevi seti elde etmek hayalden öteye geçemiyordu.

 

Karsi’nin Kutsaması, çok az kişinin sağlayabildiği ağır koşullara sahipti.

 

Niuren Birliğinde ileri seviye büyü kullanabilenlerin sayısı çok azdı. Gerçi son zamanlardaki savaşlar, sefer ve kale savaşı mevzuları devreye girdiğinden kimsenin ileri seviye büyü bulacak zamanı yoktu. Üstüne bir de büyüyü elde etmenin zorluğu eklenince Ölümsüz Hergele ve Kara Cennet gibi isimler dışında Tapınak Büyüsü kullanabilen kişiler yok denecek kadar azdı.

 

Nie Yan Yao Yao’ya görevi tamamlamada yardımcı olursa, Niuren Birliği ileri seviye büyü kullanabilen bir oyuncuya daha sahip olacaktı.

 

Yao Yao ile arkadaşlıkları derinleştikçe Nie Yan’ın aklına Fenarte Şehrinde geçirdikleri gece geliyordu. Zihninde o geceye ait anılar canlandıkça sakin kalamıyordu. Yao Yao Yu Lan kadar şehvetli olmasa da kusursuz güzelliği ile ondan aşağı kalmıyordu. Zarif bir vücudu, yeşimi andıran pürüzsüz bir teni vardı.

 

Nie Yan’ın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Yao Yao’nun o sıralarda namusuna leke sürdürmemiş oluşu yüzünden bu hayatta ona karşı daha büyük bir sorumluluk hissediyordu. Fakat elinden gelen bir şey yoktu. Onunla geçirdiği her saniye, Nie Yan’da şeytana uyma isteği uyandırabilirdi.

 

Kişinin iradesi ne kadar güçlü olursa olsun, bazı arzularını bastıramayabilirdi. Erkek olarak Nie Yan’ın doğasında şehvet vardı. Kalbine gömdüğü cinsi dürtülerinden kurtulamayacağı için Yao Yao’ya karşı mesafeli durmayı seçmişti.

 

Hayatının en karanlık dönemlerinde Yao Yao’nun şefkati ile yaşama arzusu kazanmıştı. Şimdi yardıma ihtiyacı olan taraf Yao Yao iken nasıl onu reddedebilirdi?

 

Yao Yao’yu incitmek istemediği için duygusal bir boşluğa düşmüştü.

 

Nie Yan’ın mesafeli tutumu yüzünden Xie Yao da farklı durumda değildi. Üzülmüştü. Nie Yan’ın zorunluluktan ötürü yardıma geleceğini anlıyordu.

 

Nie Yan’ın yüzüne bakarken derin düşüncelere daldı. Nie Yan nasıl biriydi? Kimi zaman ılımlı, kimi zaman vakarlı, kimi zaman da cesurdu. Her konuya sakince yaklaşırdı. Fakat Niuren Birliği üyelerine bir zarar geldiğinde düşmanların üzerine bütün öfkesini kusardı. Yüzlerce düşmanın arasındayken Hei Zhuo’yu öldürdüğü an, bütün oyuncuların akıllarında yer etmişti. Delici bakışları ve küstah kahkahası, düşmanlarına korku salmıştı.

 

Baştaki arkadaşlıkları hayranlığa döndüğü andan beri Xie Yao onun etrafında dönen her olayı yakından takip ediyordu. Onun hakkında her şeyi bilmek istiyordu. Özellikle de neden kendisine mesafeli davrandığını.

 

“Nirvana Alevi, söz verdin bak. Sakın sözünden dönme.” Yao Yao’nun gülümsemesi, güneşin karları eritmesi gibi Nie Yan’ı eritiyordu.

 

“Merak etme, sözüm söz.” Yao Yao’ya edeceği yardım, önceki hayatında ondan gördüğü iyiliğin karşılığıydı.

 

Geçen her dakika, Ebedi Şehir içindeki golemlerin sayısını azaltıyordu. Dört Lordu öldürdükten sonra geriye beşinci ve son Lord olan Goblin Topçusu kalmıştı. Ebedi Şehirdeki en güçlü patron buydu. Önceki hayatında oyuncu kitlesinin ortalama seviyesi kırk olduğunda bile çok az takım bu patronu öldürebilmişti.

 

Ebedi Şehri merkezi, ortasında uzun bir kulenin bulunduğu oldukça geniş bir meydandı. Kulenin üzerinde ışıklar saçan kocaman bir kristal küre süzülüyordu. Ebedi Şehre güç veren bu kristaldi.

 

Kulenin dibinde sekiz metre uzunluğunda, altın bir kabukla kaplı bir golem başıboş dolaşıyordu. En dikkat çeken özelliği omzundaki toptu. Kuşatma savaşları dışında bunun gibi bir Büyü Topunun kullanıldığını görmek pek mümkün değildi. Neyse ki karşılarındaki top, ortalama Büyü Toplarından daha küçüktü. Zaten surlara yerleştirilen büyük toplardan biri olsaydı, Nie Yan’ın grubunun hayatta kalma şansı kalmazdı.

 

Goblin Topçusunun altın kabuğu güneş ışığını yansıtıyordu. Metalden oluşan iri yaratık, her adımıyla yeri titretiyordu.

 

Nie Yan dikkatle Goblin Topçusuna yaklaşarak arkasına geçti. Üç metre mesafeye geldiğinde Üstün Seziyi etkinleştirdi.

 

Goblin Topçusu (Lord): Seviye 40
Sağlık: 200.000/200.000

 

En güçlü olmasının yanında, düşürdüğü eşyalar bakımından beş Lord içinde en ön sıradaydı. Önceki hayatında Alt Efsanevi kademe Solas Zırhı düşüren bir grup olmuştu. Tabii böyle şans zor bulunurdu. Lordların Alt Efsanevi kademe ekipman düşürme ihtimalleri bulunsa da oranlar çok düşüktü. Hele Efsanevi kademe ekipman parçası düştüğünde herhalde oyuncular mutluluktan havalara uçarlardı.

 

Goblin Topçusunun omzundaki küçük Büyü Topunun menzili kısaydı. Ateşlediği gülleler yerde yuvarlanıp hedefe vardıklarında patlar ve geniş bir alana etki ederdi. Büyücü gibi narin sınıflar güllenin patlamasına karşı koyamazlardı. En güçlü saldırısı olan art arda üç gülle ateşleme saldırısı, devasa bir alan etkisine sahipti. Kısacası karşılarında korkunç bir rakip vardı. Bu öyle bir rakipti ki nice yetenekli oyuncu zamanında onun ellerinden ölümü tatmıştı.

 

Goblin Topçusunun gözleri bir anda kırmızıya döndü. Vücudundan çıkan buharla birlikte topunu hedefine doğrulttu. Sıcak demirden gülle, yere düşüp Nie Yan’a doğru yuvarlanmaya başladı.

 

Güllenin rengi, ateşten yeni çıkan demir gibi kırmızıydı.

 

Nie Yan hemen alarma geçti. Gölge Valsi ile oyalanmadan geri çekildi.

 

Gülle hedefine vardığında gürültüyle patlayıp dört bir yana alev ve şarapnel saçtı.

 

Güçleri inkar edilemezdi, ama güllelerin patlama süreleri uzundu. Nie Yan hızını kullanarak patlamadan sıyrık almadan kurtulmuştu. Goblin Topçusu güllenin patladığı yere gidip düşmanını bulamayınca tekrar pasif duruma geçti.

 

Bu sırada Nie Yan grubun yanına geri dönmüştü.

 

“Bu seferki Lord amma güçlüymüş! Patron, bununla nasıl baş edeceğiz?” Ölümsüz Hergele güllenin patlaması karşısında dehşete kapılmıştı.

 

“Takımımızda Kılıç Parıltısı ve Yi Yan dışında Goblin Topçusuna karşı koyabilecek Dövüşçü yok.” Goblin Topçusunun saldırıları alan etkili olduğundan Savaşçıların tamamı zarar görecekti. Arka saflardaki Büyücülerin ise hayatta kalma şansları yoktu. Bu patronu alt etmek istiyorlarsa güllelerin ateşlenmesi arasında geçen on saniyelik süreyi ve güllenin patlamasından önce geçecek süreyi iyi kullanmaları gerekiyordu.

 

Yani Nie Yan’ın yapması gereken Goblin Topçusunun saldıracağı tarafı tahmin ederek önceden adamlarını uyarmasıydı. Her şey yolunda giderse patronu öldürebilirlerdi.

 

Kağıt üzerinde kolay görülen bu planın başarısı için belki de defalarca öleceklerdi. Çok defa ölmenin doğal olarak istenmeyen sonuçları olacaktı. Üçüncü denemede de başarılı olamazlarsa seferi iptal etmek daha mantıklıydı. Öldükten sonra dirilmeleri ve zayıflatılmış halde çıkmaları için 1 saat zamana ihtiyaç duyacaklardı. Yani en azından üç saatlik bir uğraş gerekecekti.

 

“Patron, Goblin Mumyacısında olduğu gibi Goblin Topçusunu yenebilecek özel bir yöntemin var mı?” Yaz Böceği Goblin Mumyacısı savaşından oldukça etkilenmişti. Kayıp vermeden bir Lord öldürmek hayal dahi edemeyeceği bir durumdu.

 

Nie Yan’ın gözleri parladı. O anda önceki hayatında yaptıklarına körü körüne bağlandığını anlamıştı. Goblin Topçusunu öldürmek için yeni bir yöntem bulması daha iyi olmaz mıydı?

 

Kullanabileceği bir şey var mı diye etrafa göz gezdirirken solundaki altı binaya takıldı. On metreden uzun olan binaların her biri çelikten inşa edilmişti ve son derece dayanıklıydı. Binaların çatısından ve yüzeyinden geçen çok sayıda boru, oyuncuların üzerinde durması için zemin sağlıyordu. Dahiyane bir plan zihninde canlanmıştı. Madem etrafta böyle binalar vardı, öyleyse neden onlardan yararlanmıyordu?

 

Palet Yüzüğünü ve İpek Eğirici Yüzüğünü Büyücülere sırasıyla kullandırarak çatılara çıkmalarını sağlayabilirse, Goblin Topçusunun güllerinin ulaşamayacağı bir mesafeden yaratığı öldürebilirlerdi.

 

Dövüşçüler de Goblin Topçusunun aggrosunu kontrol ederlerdi.

 

Bu yöntem Goblin Topçusunun işini bitirirdi!

 

Ayrıca Büyücüler yukarıda, yani güllelerin ulaşamayacağı yerden olduklarından verecekleri kayıpları en aza indirmiş oluyorlardı.

 

“Patron, nereye bakıyorsun?” Nie Yan’ın dikkatli gözlerle binalara baktığını gören lonca üyeleri şaşırmışlardı.

 

“Genç Atmaca, buraya gel!” Tang Yao’yla birlikte bu taktiği daha önce kullandığı için ne yapılması gerektiğini onunla gösterecekti.

 

“Ne oldu?”

 

Nie Yan Palet Yüzüğünü uzattı. “Şu binanın çatısına çıkıp Palet Yüzüğünü aşağı at!”

 

Tang Yao o anda aydınlandı. Nie Yan’ın planını anladığında gülmeye başladı. “Tabii ya! Nasıl düşünemedim? Bu şekilde kayıpsız savaşabiliriz!”

 

Kalabalık bu konuşmadan hiçbir şey anlamamıştı.

 

Tang Yao binanın yanına gidip Palet Yüzüğünü kuşandı. Yüzüğü etkinleştirdikten sonra örümcek gibi tırmanmaya başladı. Düzgün bir görüş elde edeceği yüksekliğe ulaştığında da durdu.

 

Kalabalık gözleri fal taşı gibi açılmış halde onu izliyordu. Böyle bir şey mümkün mü?

 

Nie Yan, Tang Yao'nun attığı yüzüğü yakaladıktan sonra arkasına dönüp bağırdı. “Sıradaki!”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr