Bölüm 243: Şahinci Atı

avatar
4190 37

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 243: Şahinci Atı


 

Altın kraliyet zırhı içindeki bir muhafız Nie Yan’ın yanına geldi. “Efendi Şeytan Avcısı ve Büyük Alim, ben Kalor muhafızlarından Komutan Quinn. Size nasıl hizmette bulunabilirim?” Nie Yan’a karşı saygıda kusur etmiyordu.

 

Herkes onun Nie Yan’la nasıl konuştuğunu duymuştu.

 

Manzara karşısında Muzaffer Dönüş oyuncularının ağızları açık kaldı. Oldukları yerde donup kalmışlardı.

 

Şeytan Avcısı? Büyük Alim? Bunlar ne tür unvanlardı?

 

Daha önce kırmızı isimle şehirde elini kolunu sallayarak dolaştığını herkes gördüğünden, Nie Yan’ın Kalor içinde yüksek Nüfuza sahip olduğunu cümle alem biliyordu. Fakat Nüfuzunun şehir muhafızlarına emir verecek kadar yüksek olması beklentilerin dışındaydı!

 

Böyle büyük bir muhafız birliği koruması gibi etrafına toplanmıştı. Muzaffer Dönüş oyuncuları artık korkuyu hissediyorlardı. Yaşanacak olanları düşündükçe titremekten kendilerini alamıyorlardı.

 

Nie Yan soğuk bakışlarıyla kalabalığı süzdü.

 

“Komutan Quinn, bu insanlar bana ağza alınmayacak sözler ettiler. Kalor yasalarına göre Şeytan Avcısı ve Büyük Alime hakaretin cezası nedir?” Nie Yan düşmanı avcunun içine almıştı. Artık isteseler de kurtulamazlardı.

 

“Efendim, yasaya göre suçlular bir günden beş güne kadar hapis cezasına çarptırılır. Ana fail ise en az üç gün hizmet cezası alır. Yasaya karşı gelen olursa cezaları daha da ağırlaşır.” Komutan Quinn kalabalığa baktığında kimsenin içinde direnme düşüncesi kalmamıştı.

 

Şu anki halleriyle Seviye 60-70 Elit muhafızlara karşı koymak intihar demekti.

 

Çıkış yapsalar bile çevrimiçi oldukları anda tutuklanacaklardı. Kaçmaya kalkıştıklarında kaçak damgası yiyeceklerdi. Her köy ve kasabaya tutuklama emri gönderilecek ve sürekli diken üstünde yaşamak zorunda kalacaklardı. Bununla da kalmayıp kraliyet ordusuna mensup bir NPC ile karşılaştıklarında saldırıya uğrayacaklardı.

 

Şartlar belliyken karşı koymadan tutuklanmak en iyisiydi.

 

Gök Kıran tuzağa düştüğünü anlamıştı. Düşman en başından bunları planlamıştı. Pis ağzının kendisine karşı bir silah olarak kullanılacağını hiç düşünmemişti. Nie Yan’a sanki öldürecekmiş gibi bakıyordu. Hala aklı başındaydı. Ağzını açtığında başını daha büyük bir belaya sokacağını biliyordu. Kendini tutamazsa hapiste günler geçirebilirdi. Öfkesini bastırmaktan başka şansı yoktu.

 

Nie Yan son derece memnundu. Her şey istediği gibi olmuştu. Gök Kıran ve yanındaki çok sayıda usta oyuncu, yani loncanın en üst kademesi hapse girecekti. Ona hakaret edenlerin hiçbiri paçayı kurtaramayacaktı. Üst kademeler başta olmadığı zaman Muzaffer Dönüşe karmaşa hakim olacaktı.

 

İşim bitince Guo Huai ile Miskin Tilkiye haber vereyim. Harekete geçmek için bundan iyi zaman bulamayız!

 

Niuren Birliği ve Muzaffer Dönüş arasındaki savaş başından beri şiddetliydi. İki taraf da düşmanı alt etmek için her yola başvuruyordu.

 

Gök Kıran üç gün sonra hapisten çıktığında kale savaşı bitmiş olacaktı!

 

“Bu insanlara yasaların uygun gördüğü en yüksek cezayı talep ediyorum. Hepsini hapse atın.” Muhafızlar lonca önünde duran herkesi tutuklamaya başladı. 160 kişiden fazlası tutuklanmıştı. Kalor zindanlarında hepsine yetecek kadar yer var mıydı acaba?

 

Nie Yan bu sefer büyük bir başarıya imza atmıştı.

 

Olaylar dindiğinde lonca karargahı önündeki sokak normal haline döndü.

 

Lonca liderleri bile derdest edilmişken kimde Nie Yan’a laf edecek cesaret kalmıştı ki?

 

Nie Yan uzaklardaki pelerinli kişiye baktı. Gölge Katili onun bakışını hissetmiş gibi karşılık verdi. Sanki yaşananların onunla hiçbir alakası yokmuş gibi gülümseyip ortadan kayboldu.

 

Nie Yan etrafını tarasa da Gölge Katilinin izine rastlayamadı. Adeta burada hiç bulunmamış gibiydi.

 

Bu ne korkunç bir kamuflaj!

 

Gölge Katili kimseye kendisini göstermezdi. Bu seferlik Nie Yan’ı tahrik etmek için böyle yapmıştı.

 

Nie Yan biliyordu ki Gölge Katiliyle yabanda karşılaştığı zaman çetin bir mücadele onu bekliyordu. Ülkenin bir numaralı oyun kuruluşunun başındaki isim… Bu gizemi şahsın ne kadar güçlü olduğunu merak ediyordu.

 

Gök Kırana bir kez daha mağlubiyeti tattırdığı için mutluydu. Asabi doğası yüzünden kim bilir ne kadar hapis yatacaktı. Muzaffer Dönüş yüzüstü yere çakılmış gibi berbat bir hale gelmişti. Nie Yan karargaha doğru son bir bakış attıktan sonra Yıldızlı Gece İksir Dükkanının yolunu tuttu.

 

Çok geçmeden çağrı üstüne çağrı yağıyordu.

 

Harika! Sen neymişsin böyle? Gök Kıranı hapse attırmak her babayiğidin harcı değil! Anlaşılan yarınki kale savaşını es geçmek zorunda kalacak!Parlak Kutsal Alev hiç şüphesiz Muzaffer Dönüşe güveniyordu. İki büyük lonca arasındaki ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda Muzaffer Dönüşün yardım göndermeme ihtimali yoktu. Ancak şimdi elitlerinin çoğu hapse düşmüştü ve kale savaşına kadar küçük bir kısmı hapisten çıkacaktı. Niuren Birliği destekli Kutsal İmparatorluğun kale savaşını kazanma şansı birden artıvermişti.

 

Yarın olduğuna emin misin?Saklı Tarih ek paketinden sonra kale savaşı gibi bazı önemli olayların erkene çekilmesi beklentileri dahilindeydi.

 

Evet, az önce haber geldi. Yarın saat 21.00’daymış. Gecikme sakın!Miskin Tilki artık kale konusunda çok daha iyimserdi.

 

Merak etme, zamanında orada olacağız.

 

Guo Huai arayan bir diğer kişiydi.

 

Nie Yan, az önce haberini aldım. Gök Kıranı hapse attırmakla ne iyi ettin. Loncada herkes kutlama yapıyor.Muzaffer Dönüş yüzünden ne acılar çekmişlerdi. Sonunda Nie Yan durumu eşitleyebilmişti.

 

Ölümsüz Hergele, Yaz Böceği ve diğerleri de birer birer aradılar. Heyecanları seslerinden belli oluyordu. Nie Yan bu defa öyle bir şey yapmıştı ki, loncada herkesin içinin yağları erimişti!

 

Nie Yan onların heyecanları karşısında gülümsüyordu. Sohbette olan dikkatini yeniden etrafına verdi. Dar sokaklarda bir ileri bir geri yürürken sonunda izbe bir yere vardı. Oyuncuların yakınına bile yaklaşmadığı bu yere yeni bineğini görmek için gelmişti.

 

Sözleri okuyarak Karanlığın Bakışı kitabından atını çağırdı. Parlak bir ışık sonrasında iri cüsseli, heybetli bir at önünde beliriverdi.

 

Şahinci Savaş Atı tıpkı önceki hayatında gördüğü gibiydi. Kızıla çalan kahverengi postunda hiçbir leke yoktu. Güçlü bir iskelet yapısına sahipti. Akik karası gözlerinde zekânın parıltısı vardı. Boyu Nie Yan’dan çok daha uzundu. Gümüş zırhı içinde her an savaşa hazır bir görünüme sahipti.

 

Şahinci Savaş Atı homurdanarak başını eğdi. Alnını Nie Yan’a sürerek sahibine duyduğu düşkünlüğü gösteriyordu.

 

Nie Yan nazikçe atı okşadı. İçinde şimdiden bir yakınlık hissi doğmuştu. Aralarındaki telepatik bağ sayesinde birbirlerinin düşüncelerini anlayabiliyorlardı.

 

“Nasılsın ortak? Şu andan itibaren yol arkadaşım sensin.”

 

Nie Yan Şahinci Savaş Atının bilgilerine bakıyordu. Pek çok binek gibi bunun üzerinden de savaşılamıyordu. Aslında pek şaşırtmamıştı. Üzerinde savaşılan çok az binek vardı. Tabii onların fiyatları uçuk seviyelerdeydi.

 

Şahinci Savaş Atının %300 hareket hızı bonusu vardı. Çokça değer görmesinin temel sebebi bu hız bonusuydu. Hareket hızı bonusu %100 olan bir binek bile nadir binekler arasında yer alırdı.

 

Binekler oyuncuların pek kıymetli zamanlarından tasarruf etmelerini sağlardı. Yürüyerek saatler sürecek mesafeler, binekler ile kısa sürede alınabilir ve oyuncu diğer oyunculara avantaj sağlayabilirdi. Özellikle şehirler arası seyahatte bineklerin önemi daha da belli olurdu. Binek sahipleri seyahat masraflarından da kaçınabilirlerdi.

 

Bu heybetli aygır bir günde bin kilometre yol gidebilirdi. Böylece Nie Yan büyük haritalar arasında daha hızlı geçiş yapabilecekti. Şehirler arası için Şahinci Savaş Atına gerek yoktu, çünkü Büyük Alim unvanının getirilerinden biri de transfer noktalarının ücretsiz kullanımıydı. Atlas İmparatorluğunun Kral Şehrine bile ücret ödemeden gidip egzotik eşyalar satın alabilirdi.

 

Yaklaşan ayak sesleri kulağına çalındığında Nie Yan atı tekrar yerine gönderdi. Çok sayıda oyuncu dükkanının yanından geçerek Yıldızlı Gece İksir Dükkanına yürüyordu. İksir dükkanı, ekipman dükkanı gibi çeşit çeşit dükkanın önünden geçmişti. Hiçbirinin aşaması yüksek değildi. Başka bir deyişle Kalor içerisindeki oyuncular yavaş yavaş gelişiyorlardı.

 

Nie Yan şu ana kadar Zümrüt İmparatorluğunun pek çok noktasında onlarca dükkân açmıştı. Bunlar ağırlıklı olarak iksir ve tamirci dükkanlarıydı. Şeytan Avcısı unvanı sayesinde adına Kuş tarafından yapılan dükkân açma başvurularında ayrıcalıklı muameleyle karşılanıyordu. Büyük Alim unvanı da eklenince işini baltalayabilecek bir kişi bile bulunamazdı. O cesareti kendinde bulan olursa şehir muhafızları tarafından tutuklanırdı. Kimse böyle bir aptallığa yanaşmazdı.

 

Onlarca dükkân dışında başkalarına kiralamayı düşündüğü boş arsalara da sahipti. Geçen birkaç günde bu konuyla alakalı kendisine çok sayıda talep gelmişti. Ancak hiçbiriyle anlaşmamıştı. Gerçek dünya parası değişimleri faaliyete geçene kadar beklemeyi düşünüyordu. Para Değişim Merkezi Yıldızlı Gece İksir Dükkanının yanında açılacağından, etraftaki bütün dükkanların değerleri tavan yapacaktı. İşte o zaman kira bedeli de artacaktı. Sadece kiralardan dev miktarlar kazanması mümkün olabilirdi.

 

Bir de acınası hale düşen seviyesi vardı. Lâkin bu mesele yarın oyuna tekrar girene kadar bekleyecekti.

 

Ek paket yayınlandığı zaman Nie Yan’ın tamamen hazır olması önemliydi.

 

Saklı Tarih paketinin yayınlanması, Pandoranın Kutusunu açmakla eşdeğerdi. Geleceğinde nelerle karşılaşacağını bilemediğinden, hayatın akışına uyacaktı.

 

Sanal mülk satışında Kalorun kalbindeki müzayede evine ve Paralı Asker Müzayede Evine verdiği teklifler hala en baştaydı. Oyundan çıktığı zaman da telefon üzerinden satışları takip edebilirdi.

 

Satışlar sürerken Nie Yan para biriktirmeye devam ediyordu. Elinde şu anda 6.000 altını vardı. Bu parayla göz diktiği iki müzayede evini alabilirdi. Karşısına rakip çıkacağından endişe etmiyordu.

 

Sonunda Yıldızlı Gece İksir Dükkanına vardı. Sunucuların kapanmak üzere olduğunu görünce uygun bir yere geçip çıkış yaptı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43829 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr