Bölüm 230: Moral Patlaması

avatar
4548 34

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 230: Moral Patlaması


 

Kara Alev Ormanının dışında yaşananlar dışında Kutsal İmparatorluk ve Muzaffer Dönüş arasında hiçbir sorun çıkmamıştı. Parlak Kutsal Alev ve Kutsal İmparatorluk arasında ise savaş öyle boyutlara gelmişti ki, her iki taraf da kazanmak için elinden geleni ardına koymuyordu.

 

Kaleyi ele geçirmek küçük bir şehrin vergilerini toplamak demekti. Loncanın büyümesi için böyle bir gelir kaynağı elzemdi.

 

Dolayısıyla her iki taraf da geri adım atmamakta kararlıydı.

 

Gözlerden uzak kalmayı tercih eden Gece Düzenbazı bile yaklaşan kale savaşı için komutayı ele almıştı. Yanında da en sağlam destekçisi ve aynı zamanda müttefiki olan Gök Kıran vardı. Muzaffer Dönüş Seviye 5 lonca olmadığı için kale savaşına katılamasa da gücü hafife alınmamalıydı.

 

Tıpkı Parlak Kutsal Alevin kale savaşında Muzaffer Dönüş desteğine ihtiyaç duyması gibi, Niuren Birliğini çökertmek isteyen Muzaffer Dönüş de Parlak Kutsal Alevin desteğine ihtiyaç duyuyordu. Lâkin önlerine Kutsal İmparatorluk engelinin çıkmasını beklemiyorlardı.

 

Miskin Tilki ve Gece Düzenbazı göz göze geldiklerinde savaş her an patlak verecek gibiydi.

 

Kutsal İmparatorluk ve Parlak Kutsal Alevin düşmanlıkları yeni değildi. Önceki sanal gerçeklik oyunlarında pek çok defa savaşmışlardı. Yani iki loncanın liderleri karşılaştıklarında ortam gerilir, kılıçlar çekilirdi. Olaysız karşılaşmaları olmamıştı.

 

Gece Düzenbazı gözlerini kıstı. “Buradaysan ne olmuş? 20.000 adamla bizim 60.000 kişilik ordumuzu mu durduracaksın?”

 

“Ne duruyorsunuz o halde? Denemekte özgürsünüz. Elinizi kolunuzu sallayarak buradan geçebileceğinizi mi sandın?” Kutsal İmparatorluk güçleri Alacakaranlık Orman içinde sağlam bir duruş sergilerse 60.000 şöyle dursun, 100.000 kişiyi bile geçirmezdi.

 

Bütün geniş çaplı savaşlarda arazi avantajını elinde bulundurmak fevkalade önemliydi. Yüksek zemindeyken, düşmanın menzilli birimlerinin saldırılarından daha az etkilenirdiniz. Kayalar, ağaçlar gibi doğal engeller adamlarınıza koruma sağlayabilirdi.

 

Alacakaranlık Ormandaki ağaçlar en muhteşem kalkanlardı.

 

Gece Düzenbazı karşı tarafın arazisini inceledi. Sık ağaçların arasına büyük kayalar serpiştirilmişti. Kutsal İmparatorluk oyuncuları ormanın kıyısına konuşlanmışlardı. İleri seviye büyü yaptırsa bile etkileri kısıtlı olacaktı. Bölge doğal bir kale görevi görüyordu. Miskin Tilkinin kendinden emin tavrı boşuna değildi.

 

Yine de Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş oyuncuları, Kutsal İmparatorluk oyuncularından üç kat fazlaydı. Sayılarda böylesi bir üstünlük varken koordineli saldırılarla düşmanın arazi üstünlüğünü işlevsiz kılabilirlerdi.

 

Alacakaranlık Ormanda durum ne?Gece Düzenbazı Gök Kırana mesaj gönderdi.

 

Mavi Düşen Gökyüzü dağıldı. Niuren Birliği katliam yapıyor.

 

Niuren Birliği o kadar güçlü mü?」Gece Düzenbazı şaşırmıştı. Mavi Düşen Gökyüzü büyük bir lonca olmasa da üyeleri güçlü kişilerdi. Tahminlerine göre bir süre daha dayanmaları gerekiyordu. Ancak işler beklediğinin tersine dönmüştü.

 

Mavi Düşen Gökyüzünün lideri Berrak Gökyüzü savaşın başlarında Nirvana Alevi ve İzmarit tarafından öldürülmüş. Kendilerini iyi gizlemişler. Şu zamana kadarki savaşlarda hiçbir zaman gerçek güçlerini göstermemişlerdi.Gök Kıran kaşlarını çattı. Berrak Gökyüzünün etrafında koruma görevinde onlarca oyuncu olmalıydı. Nasıl olmuştu da Nie Yan ve İzmarit daha savaşın başında onu öldürebilmişlerdi?

 

Gök Kıran düşünceli görünüyordu. Aklına Nie Yan’ın Fırın Ormanlarında Hei Zhuo’yu öldürdüğü sahne gelmişti. Anlaşılan en büyük engel hala Nie Yan’dı! Yu Long ile savaşında durumu nasıl da tersine çevirivermişti? Bu Hırsız fazlasıyla tehlikeliydi. Etrafta o varken gardını düşürdüğün anda işin bitiyordu!

 

“Daha fazla adam getirmiş olsanız bile buradan öteye geçemezdiniz. Sizi uyuz köpekler, beni hiç uğraştırmayın. Defolup gidin buradan!” Miskin Tilki iki lonca liderine tepeden bakıyordu. Elbette bunu onları kışkırtmak ve saldırı emri verdirtmek için yapmıştı. Kutsal İmparatorluğun kısa bir süreliğine de olsa onları ormana sokmayacağından emindi. Niuren Birliği Mavi Düşen Gökyüzünü temizlediğinde yardıma koşacaktı. Nie Yan’dan edindiği bilgiye göre Niuren Birliği 30.000 kişi getirmişti. Güçlerini birleştirdiklerinde Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevle eşitleneceklerdi. Ayrıca Safir Tapınak da harekete geçmişti. Fa Lan Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev gibi iki büyük gücün işbirliği yaptığını öğrendiğinde durumun vahametini anlamıştı. Safir Tapınak şimdilik konumunu koruyabilirdi, fakat ilerde yalnız kalırsa ne yapacaktı?

 

“Arazi avantajın var diye sevinme. Bizi durduramazsın. Parlak Kutsal Alev, kardeşlerim! Kutsal İmparatorluktan kimseyi sağ bırakmayın! İleri!” Gece Düzenbazı bağırarak adamlarına seslendi. Onun emriyle 4.000 Savaşçı Kutsal İmparatorluk savunmasının en zayıf noktasına doğru saldırıya geçti. Büyücüler asalarını kaldırıp büyülerini hazırlamaya başladılar.

 

Öte yandan Kutsal İmparatorluk da boş durmuyordu. Yerlerini korurlarken Parlak Kutsal Alev ile çatışmaya hazırlanıyorlardı.

 

Gökyüzünü saran büyüler havai fişekleri andırıyordu.

 

Parla kutsal alev harekete geçince Muzaffer Dönüşün yerinde durması olmazdı. Gök Kıranın emrindeki oyuncular da Kutsal İmparatorluğun üzerine hücuma geçmişlerdi.

 

Savaşın başları tamamen tek taraflı geçiyordu. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev güçleri amansız saldırılarla Kutsal İmparatorluk saflarını aşmaya çalışıyorlardı.

 

Lâkin Kutsal İmparatorluk yerinden kıpırdamıyor, saflarına gelen saldırıları sarsılmadan karşılıyordu.

 

Savaşın alevleri dinecek gibi durmuyordu.

 

Alacakaranlık Ormanda Mavi Düşen Gökyüzü oyuncuları Niuren Birliğinin saldırılarına dayanamıyorlardı. Özellikle de korkunç hasarı ve büyü hızı ile Tang Yao onlara zorluk çıkarıyordu. Meteor ile geniş bir araziyi düşmandan arındırmıştı. Ardından Ateş Fırtınası ile yüzlerce kişi daha öldürmüştü. Düşmanlarını kuru otları yakar gibi yakıyordu.

 

Nie Yan ve diğerleri de boş durmuyorlardı. Adım attıkları yerde düşmandan eser kalmıyordu.

 

Çok geçmeden savaş sona erdi. Nie Yan, İzmarit ve diğerleri hala yaşıyordu. Savaş Niuren Birliği ve Solgun Yaprak arasındaki bağların derinleşmesine öncü olmuştu. Aralarında savaş meydanında dövülen bir kardeşlik bağı kurulmuştu.

 

Etrafta ceset dağları oluşmuştu.

 

Nie Yan Tang Yao’nun yanına gitti. “Kaç kaybımız var?” Yerdeki bedenler arasında Niuren Birliğine ait olanları görmüştü. İster istemez içi acıdı.

 

“Benimle gelen 30.000 kişiden 2.300 kişi öldü.” Tang Yao’ya göre kayıp sayısı fazla değildi. Güçlerinin %10’luk kısmını bile kaybetmemişlerdi.

 

Nie Yan bu kadar kalabalık bir grubun kısa sürede bir araya gelebilmesine şaşırmıştı. Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş gibi büyük loncalarda bile bu sayı kısa sürede toplanamazdı.

 

“Geri döndüğümüzde herkese 100 liyakat puanı ödül verelim. Bugün ölen kardeşlerimizi üç katıyla ödüllendirelim.”

 

“Kardeşlerimizden düşen ekipmanlar dışında 8.000 parça daha ekipman elde ettik. Pek çoğu da kaliteli eşyalar. Hazine ağzına kadar dolacak!” Tang Yao nihayet eskiden yaşayan insanların savaş merakını anlayabiliyordu. Bugün harika ganimetler kazanmışlardı. Savaşı savaşla desteklemekti bu. Tek bir savaş sonucu hazinesi suyunu çeken Niuren Birliği yeniden zengin olmuştu. Lonca oyuncularını destekleyeceği çok sayıda kaynağa kavuşmuştu!

 

“Henüz işimiz bitmedi. Kutsal İmparatorluk biz burada konuşurken Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev ile savaşıyor. Acilen yardıma gitmezsek daha fazla dayanamayacaklar.” Canı ve manası düşük olanlara hızla yenilenme talimatı verildi.

 

Kısa süre sonra herkesin toparlandığını gören Nie Yan kalabalığa seslendi. “Hadi bakalım, Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevi katletmeye gidiyoruz!”

 

Nie Yan’ın sözlerini duyanlar şaşkın yüzlerle birbirlerine baktılar. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevle doğrudan savaşa mı gireceklerdi?

 

Yakın geçmişte Niuren Birliği yeni kurulmuş küçücük bir loncayken, Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev dehşet verici devlerdi. Üyelerinin yarı miktarı eskiden beri loncalarında olan, önceki sanal gerçeklik oyunlarından itibaren loncanın büyüyüşüne bizzat tanıklık eden ve de katkı sağlayan kişilerdi. Sıradan oyunculara göre bu kişiler çok daha saygınlardı. Çünkü her biri oyuncu kitlesi arasından sivrilmiş elitlerdi.

 

Yakın geçmişte Niuren Birliği Muzaffer Dönüşün baskısı altında ezilmişti. Çok sayıda oyuncu kaybetmelerine rağmen savaşmamış, sessizce katlanmayı seçmişlerdi. Fırın Ormanlarında Nie Yan’ın on kişilik grubu Muzaffer Dönüş ve Engelsizi aşağılayana ve Niuren Birliğinin ünü bütün Zümrüt İmparatorluğuna yayılana kadar durum böyle devam etmişti. O savaşta loncaya itibar kazandırmışlardı. Bugün ise başka bir lonca, yani Mavi Düşen Gökyüzü ezici bir mağlubiyet almıştı. Niuren Birliğinin önünde en ufak bir direnç gösterememişlerdi. Kimse anlamadan Niuren Birliği rakipsiz bir deve dönüşmüştü!

 

Nie Yan Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevi katledeceklerini söylediğinde herkes rüyada olduğunu düşündü. Birkaç hafta gibi bir zamanda Niuren Birliği büyük loncalarda boy ölçüşecek kadar güç kazanmıştı!

 

Nie Yan’ın sözleri duyanların içlerini kıpır kıpır etmişti.

 

“Lanet olsun! Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevin bizden ne fazlası var?”

 

“Doğru! Gidip hepsini kılıçtan geçirelim!”

 

“Niuren Birliği çok yaşa!”

 

Niuren Birliği oyuncularının savaş ruhları alevlenmişti. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevi yendiklerinde Kalor içinde başları dik yürüyebilirlerdi. Zamanında onlara gülen düşmanları, yenilgiyi tattıkları zaman utançlarından saklanacak delik arayacaklardı!

 

Kalordaki herkese Niuren Birliğinin gücünü göstereceklerdi!

 

Lonca üyelerinin gaza geldiğini gören Nie Yan, bu hallerinden memnun kalmış olacak ki gülüyordu. Savaşa hevesli buna adamla Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevden kim korkardı? Kaç kişiyle geldiklerine bakmaksızın Niuren Birliği ikisini de katledecekti.

 

“Gidelim!”

 

Kalabalık Alacakaranlık Ormanın sınırlarına yöneldi. Düşmanlarını tarumar etme arzusuyla yanıp tutuşuyorlardı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr