Bölüm 225: Tavan Yapan Öldürme Niyeti

avatar
4694 38

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 225: Tavan Yapan Öldürme Niyeti


 

Normale alacağı kararları negatif etkilememesi adına Nie Yan sükunetini her daim korumaya özen gösterirdi. Ancak kırmızı çizgisi geçildiği anda geri adım atma ihtimali ortadan kalkardı! Yanındaki insanlara zorbalığa tahammülü yoktu! Yapan her kim olursa olsun!

 

Lonca üyelerine ruhlarını ortaya koymalarını söyle! Güçlerini göstersinler! Mavi Düşen Gökyüzü bizden on kişi öldürdüğünde onlardan yüz kişi öldürmeliyiz! Yüzümüzü öldürürlerse bugünden sonra Mavi Düşen Gökyüzü diye bir lonca olmamalı!Nie Yan’dan ölümcül bir hava yayılıyordu. Emrindekilerin hiç değilse bu kadar cesaret göstermeleri ve kan dökme arzusuna sahip olmaları ona göre olması gereken bir şeydi. Ürkek bir tavşan gibi küçük olaylarda bile köşelerine çekilselerdi, loncayı sarsacak kadar büyük olaylarda tehlikenin kokusunu aldıkları anda

 

Bütün lonca üyeleri yöneticilerden gelecek cevabı bekliyordu. Nie Yan Solgun Yaprağı kaderine terk etseydi kim bilir kaç kişi loncadan ayrılırdı? Niuren Birliği bu durumda ağır bir darbe alırdı!

 

Lonca yöneticileri korkak davranamazdı!

 

Nie Yan üyelere loncanın onlar için her türlü tehlikeye atılmaya hazır olduğunu kanıtlamalıydı. Bunu yapmazsa kriz zamanları geldiğinde onlardan lonca için savaşmalarını nasıl beklerdi?

 

Önemli olan neydi? Veya ne önemsizdi? Bunun kararı oldukça kolaydı.

 

Mavi Düşen Gökyüzünü gücendirmeleri önemsizdi. Bunu yaparak Solgun Yaprağın sadakatin kazanabilirdi! Solgun Yaprağı kazandığı sürece buna değerdi!

 

Aklım bana pervasız davrandığını söylüyor. Bu işi daha düzgün bir şekilde halledebiliriz sanki. Yine de kararının arkasındayım. Hemen adamları topluyorum!Guo Huai Nie Yan’ın sözlerini loncaya iletti.

 

Niuren Birliği üyelerine saldıran gerek Mavi Düşen Gökyüzü, gerek de Parlak Kutsal Alev, Muzaffer Dönüş ve hatta müttefiklerimiz Kutsal İmparatorluk, Safir Tapınak veya Savaş Delisi İttifakı olsun, bütün gücümüzle karşılık vereceğiz! Ruhunuzu gösterin! Gücünüzü gösterin! Mavi Düşen Gökyüzü bizden on kişi öldürdüğünde onlardan yüz kişi öldürmeliyiz! Yüzümüzü öldürürlerse bugünden sonra Mavi Düşen Gökyüzü diye bir lonca olmamalı!

 

Nie Yan’ın sözleri lonca üyelerini gaza getirmişti. Ortalarına atılan bir taş binlerce dalga oluşturmuş ve her biri gökleri inleten bir gümbürtüyle şaha kalkmıştı. Böyle bir lonca lideri başlarındayken Seviye 0’a kadar öldürülmeleri umurlarında olmazdı! Geleceğin neler getirdiği meçhuldü. Ancak oyunun dışında bile göğüslerini kabartıp başları dik bir şekilde herkese haykırmak istedikleri bir cümle vardı: “Ben Niuren Birliğine aitim!”

 

Lonca lideri çok yaşa!

 

Şu piçlere hadlerini bildirelim! Mavi Düşen Gökyüzünü katledelim!

 

Lonca tarihinde böyle bir birlik örneği daha önce sergilenmemişti. Birbiri ardına mesajlar yağan lonca sohbetinde üyeler liderlerine olan desteklerini dile getiriyordu!

 

Guo Huai bile Nie Yan’ın sözlerinin böyle bir etki yaratacağını tahmin edememişti. Lonca üyelerinin yoğun duygularını hissedebiliyordu. Şu anda her biri loncanın ayrılmaz birer parçasıydı! Nie Yan hepsinin gönlünü çelmişti. Artık şenlikte de felakette de Niuren Birliğinin yanında olacaklardı!

 

Guo Huai önceki ve şimdiki hal arasındaki farkı açıkça görebiliyordu! Uzun süredir aklında tek bir soru vardı. Nie Yan’dan ne eksiği olduğunu düşünüp duruyordu. Artık cevabını almıştı. Eksiği boyun eğmez bir tavırdı! Loncanın moralini birkaç cümleyle zirveye taşıyabildiğine göre Nie Yan’dan ala lider bulunmazdı.

 

Niuren Birliği bir orduysa eğer, şu anda bu güçlü ordunun ruhunu temsil eden bir de komutanı vardı!

 

Nie Yan emrettiği anda lonca üyeleri dağları yerinden oynatır, denizleri kuruturdu! Mızraklarını doğrulttukları yerde önlerindeki engeller yok olurdu.

 

Loncayla kaderleri bağlanmıştı. Herkes birbirinin kardeşi olmuştu. Niuren Birliği oyuncuları olarak birbirleriyle olan ilişkileri iyice güçlenmişti.

 

Guo Huai Nie Yan’ın ne doğru bir karar aldığını görebiliyordu. Sağa sola emirler yağdırırken yıldırım hızında adamlarını toplamaya başladı.

 

İzmarit ve Solgun Yaprağın geri kalanı şu an neredeler?

 

Alacakaranlık Ormandalar. Mavi Düşen Gökyüzünün orduları da orada. Mavi Düşen Gökyüzünden yüz kadar düşman öldürmüşler ve savaş hala devam ediyor. 9.000 kişilik bir düşman gücünün bölgeye intikal ettiğini haber verdiler. Sanırım Solgun Yaprağı tek celsede dağıtmaya niyetliler.

 

Nie Yan yüzünü ekşitti. İzmarit muhtemelen yerinden kıpırdayamıyordu. Yoksa üzerine düşmanlar gelirken öylece bekleyecek kadar aptal değildi. Mavi Düşen Gökyüzü güçleri tarafından etrafı tamamen sarılırsa işi biterdi!

 

Ben yanıma birkaç kişi alıp Alacakaranlık Ormana gideceğim. Sen de bir an önce loncayı yola çıkmaya hazırla.İnsan kurtarmak ateş söndürmeye benzerdi. Tek bir adım geciktiklerinde kurtarmaya gidecek olanların moralleri çökebilirdi.

 

Niuren Birliğinin arenadaki oyuncuları tribünlerde Nie Yan’ın etrafına toplandılar.

 

Patron, ne yapacağız?

 

Patron, hepsini kılıçtan geçirelim!

 

Oyuncular birer birer görüşlerini belirtiyordu. Lonca sohbetindeki bütün mesajlar bu konu hakkında olunca herkes durumdan haberdar olmuştu. Yerlerinde durmakta zorlanıyorlardı.

 

Miskin Tilki de Niuren Birliğinde olanları duymuştu. Garip bir ifadeyle Nie Yan’a baktı. Kutsal İmparatorluk, Muzaffer Dönüş veya Parlak Kutsal Alev gibi büyük loncalar oyuncuların içlerine korku salacak güce sahip olsalar da oyuncularının kaç tanesi loncasına sonuna kadar sadık kalırdı? Kaç kişi loncanın namını duyup da faydalardan yararlanmak için oradaydı ve işler zora bindiğinde kaçacaktı? Böyle oyuncular muhtemelen loncanın %90’ından fazlasını oluşturuyordu!

 

Büyük loncalar için bu durumlar gayet olağandı. Hatta oldukça sık görüldüğü söylenebilirdi. Niuren Birliğinin oyuncularındaki birlik ve sadakat olağanüstü demek bile onların sadakatini anlatmaya yetmezdi! Miskin Tilkinin kulaklarında Nie Yan’ın sözleri yankılanıyordu. “Gelecekte Niuren Birliğinin üye sayısı 100 bini geçmeyecek!”

 

100 bin oyuncuyu mümkün olan en iyi ekipmanlarla donatırsan bütün dünya emrine girerdi!

 

Aslanın önderliğindeki bir koyun sürüsü, koyunun önderliğindeki bir aslan sürüsüne galebe çalar.

 

Ancak Nie Yan gibi cesur bir komutan savaşçı ruhlu oyunculardan oluşan bir orduyu layıkıyla yönetebilirdi.

 

Yardım lazım mı?” Niuren Birliği ve Kutsal İmparatorluk aynı gemideydi. Biri batarken diğeri zarar almadan kurtulamazdı.

 

İyi olur. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevin hareketlerini gözlemleyebilirsen çok makbule geçer.” O ikisi tarafından hazırlıksız yakalanmaz istemezdi.

 

Sorun değil. Bana bırak.

 

Nie Yan etrafını sarmış olan Niuren Birliği oyuncularına döndü. “Aranızda omurgasız korkaklar varsa çekilsin. Kalanınız peşimden Alacakaranlık Ormana gelsin. Mavi Düşen Gökyüzünü katletmeye gidiyoruz!

 

Mavi Düşen Gökyüzüne ölüm!” Kalabalığın sesi gök gürültüsü gibi bütün arenayı titretti.

 

Bu gümbürtü fırtınanın habercisiydi! Mavi Düşen Gökyüzüne bu sesle birlikte savaş ilan etmiş oluyorlardı!

 

Niuren Birliği oyuncularının gösterdiği savaş ruhu ile Kutsal İmparatorluk tarafı şok geçirdi. Özellikle de Ölümsüz Hergele, Yaz Böceği, Mavi İp ve diğerleri onları şaşırtmıştı. Sanki Nie Yan’ın peşinden Fırın Ormanlarına gittikleri ve Engelsiz loncasına kan kusturdukları zamana dönmüşlerdi. O savaşta Niuren Birliğinin cesaretini kanıtlamış ve hem Engelsizi, hem de Muzaffer Dönüşü mağlup etmişlerdi. Yan yana savaştıkları kardeşleriyle birlikte düşmanın kanında yıkanmışlar, tehlikelere birlikte göğüs germişlerdi.

 

Kardeşlik duygusu ancak ve ancak savaş meydanında oluşurdu!

 

Ölümsüz Hergele boğazı düğümlenmiş halde Nie Yan’ın sırtına bakakalmıştı. Aklı hala lonca sohbetinden yaptığı bildirideydi.

 

Yüzden fazla Niuren Birliği oyuncusu Nie Yan’ın peşinden transfer noktasına yöneldi.

 

Kutsal İmparatorluk oyuncularından biri Miskin Tilkiye yaklaştı. “Patron, bunlara ne oldu böyle?

 

Başlarında ufak bir bela var. Kutsal İmparatorluğun başı belaya girdiğinde sizde onların yarısı kadar şevk görsem mutluluktan ağlardım herhalde.” Bir süre düşündükten sonra Nie Yan’ın lonca üyelerini kendisine nasıl bu derecede bağladığının sebebini bulmasının iyi olacağına karar verdi. Çılgın Hırsızın namından ötürü mü acaba? Hayır, bu kesinlikle imkânsız!

 

Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev tarafında hareketlilik görülmüş. Ne yapacağız?” Ebedi Anka casuslarından haber almıştı.

 

Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş, Niuren Birliğine köstebekler yerleştirmişti. Mavi Düşen Gökyüzü ile savaşa girdiklerini öğrendikleri anda hızla adam toplamaya başlamışlardı. Ellerine böyle bir fırsat geçmişken yararlanmamak aptallık olurdu.

 

Kutsal İmparatorluktaki Seviye 20 ve üzeri bütün oyuncular toplansın. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alevle görülecek işimiz var!” Kutsal İmparatorluğun cesareti Niuren Birliğiyle boy ölçüşemezdi. Yine de onlara biraz olsun yaklaşmaları bile iyi bir şeydi.

 

Ebedi Anka Miskin Tilkideki devasa değişimi fark ettiğinde başıyla emri aldı. “Hemen kardeşlerimizi toplamaya başlıyorum!

 

Kutsal İmparatorluk bir makine gibi hızla hazır hale geldi.

 

Nie Yan ve yanındaki yüz kadar yoldaşı Link Kasabasına ışınlandıktan sonra Alacakaranlık Ormana doğru son hız yola düştüler. İzmaritin ne halde olduğunu bilen yoktu veya ne kadar daha dayanabileceğini. Lâkin Solgun Yaprağın gücü de hafife alınmamalıydı. Mavi Düşen Gökyüzünün onları yok etmesi hayli zaman alacaktı.

 

Sayısız Niuren Birliği oyuncusu dört bir yandan Link Kasabasına toplanıyordu. Binleri bulan sayıları on binlere çıkmıştı ve başlarına Tang Yao geçmişti. Hazineden Yülü Kristal Parçacıklarını aldıktan sonra Esrar Perisini diriltmişti. Şu anda gönlünce savaşabileceği bir fırsat arıyordu. Mavi Düşen Gökyüzünden de bu hususta beklentisi yüksekti. Ona aradığı şansı vermelerini umuyordu.

 

Niuren Birliği oyuncuları yüksek kalitede ekipmanlarla donanmış halde Link Kasabasına geliyorlar ve kasabanın hemen dışında toplanıyorlardı. Onları görenler yaklaşan savaşın yarattığı gerginliği hissedebiliyorlardı.

 

Ne oluyor?

 

Duyduğuma göre Niuren Birliğinden bazı oyuncular Mavi Düşen Gökyüzü tarafından öldürülmüş. Niuren Birliği de karşılık olarak bütün gücüyle Mavi Düşen Gökyüzünü vuracakmış.

 

Mavi Düşen Gökyüzünün işi bitti desene!

 

Kalor içerisinde yapılan büyük savaşların neredeyse tamamının Niuren Birliğiyle bir şekilde alakası vardı. Kara Alev Ormanının dışındaki savaştan tut da Fırın Ormanlarındaki Muzaffer Dönüş ve Engelsiz katliamına kadar… Mavi Düşen Gökyüzü ne kadar güçlü olursa olsun Muzaffer Dönüşe denk olabilir miydi? Bu sefer Niuren Birliği bütün gücüyle saldırıyordu.

 

Niuren Birliği gücendirilmemesi gereken bir güç olmuştu!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr