Ansızın iki sistem bildirimi geldi.

Nie Yan tabutu inceledi. Sıkı sıkıya kapatılmıştı. Şimdi ne yapması gerektiğinden emin değildi. Tabutu güç kullanarak açsa tehlikeli olaylara davetiye çıkarabilirdi. Böyle bir risk almak istemiyordu.

Adalet Bölümü önünde süzülüyordu. Elini uzatsa yetişebilecek kadar yakınken sayfayı alamıyordu.

Sistem bildirimlerini gözden geçirdi. Ölüm sebebini bul mu? Nasıl yani? Tabutu açıp otopsi yapmamı mı istiyorsun? Bu fikri pek uygun bulmamıştı. Önce bölümü alacağım, sonrasında görevi tamamlamaya çalışırım. Olmazsa da sağlık olsun.

Bakalıım… Tabutu açmak için özel bir mekanizma olmalı. Tabutu yoklarken kenarlardaki yazılar dikaktini çekti.

Dikkatle baktığında bir tür dua olduklarını anlamıştı.

Nie Yan metni okudu. Sessiz Körfezden bahsediyordu!

Önceki hayatında Sessiz Körfezle ilgili duyduğu bir efsaneyi hatırladı. Efsanede adada on günde bir ortaya çıkan olağanüstü güzellikte bir kızdan bahsedilirdi. Resiflerin kenarında şafaktan önce uzaklara dalar, ufuktan doğan güneşi izledikten sonra sessizce giderdi.

Pek çok oyuncu görev almak için ona yaklaşmış, ama hepsi de elleri boş dönmüştü.

Bir süre sonra oyuncular vazgeçmiş, kızın kim olduğu ise gizem olarak kalmıştı.

Kızın adı ise Gözcü Venitaydı.

Mantık olarak bir ejderhanın bile bin yılın ardından yaşlanması gerekiyordu. Ancak önceki hayatındaki söylentiler Venitanın genç ve güzel olduğundan bahsediyordu.

Venita adada düzenli olarak ortaya çıkardı. Nie Yan oyunu bıraktığı zaman bile bu düzenini sürdürüyordu. Anlaşılan hiç kimse Kavanayla alakalı görevi tamamlayamamıştı.

Madem bu bir Efsanevi görev, birkaç bağlantılı görevden oluşuyor olmalı. Muhtemelen pek çok esrarı çözmem gerekecek. Ha?  Nie Yan metnin sonunda Venitanın cazibesini gördüğünde şok oldu. Şövalyeler arasında saygı göstergesi olan elini kalbine koyma hareketiyle Kavanayı selamladı.

Nie Yan bu hareketi yaptığında kristal tabutun üstü eridi ve Adalet Bölümü ortaya çıktı.

İşte bu!

Hoş bir sürpriz yaşayan Nie Yan, Adalet Bölümüne uzandı. Sayfanın parıltısı, eline temas ettiği anda soldu.

O anda Kavananın bedeni sayısız ışık taneciğine ayrılarak salonun tavanına doğru yükseldi ve ortadan kayboldu. Nie Yan tanecikler içinde Kavananın ruhunu görebiliyordu. İlahı bir ışıkla sarılmıştı. Sırtından bir çift kanat fırlamış, melek gibi yükselmişti.

Bunlar sona erdiğinde gümüş-beyaz bir nesne tabuta düştü.

Düşen şey On Kutsal Şövalye Nişanıydı!

Nie Yan nişanı çantasına attı. Ele geçirdiği iki eşyanın da özelliklerini incelemeyi düşünmemişti. Onun yerine eline bir parşömen almıştı ve her an kullanmaya hazırdı.

“Eğer mümkünse bu Belirsiz Işınlanma Parşömenini kullanmamayı yeğlerim.”

Bunu düşünürken merkez salon şiddetle sarsıldı.

“Lanet olsun! Kaçmam lazım!”

Tereddüt etmeden çıkışa yöneldi. Bir Hız Parşömeni kullanıp Gölge Valsini etkinleştirdi ve hızını büyük miktarda artırdı. Kırmızı halı üzerinde ardıl görüntüler bırakarak otuz metrelik bir mesafeyi anında kat etti.

Çok geçmeden tabutun yanında siyah bir ışınlanma kapısı belirdi. Kapıdan karanlıklar içinde bir vücut çıktı. Siyah zırhlı bu NPC son derece çirkindi. Teni kül gibi solgun ve kafası antenlerle kaplıydı. Kadim zamanlarda yaşamış bir ifrit sanki yeniden uyanmıştı.

“Pis aptal, Kavananın ruhunu serbest bırakmaya cüret edersin demek!” Siyah zırhlı NPCnin sesi derinlerden, ta toprağın altındaki ölü diyarlardan geliyor gibiydi.

Elini sallamasıyla vücudu siyah bir aurayla kaplandı ve hızında müthiş bir patlama yaşadı. Nie Yan’a doğru yaydan çıkan ok gibi fırladı.

Aradaki mesafe hızla kapanıyordu.

Nie Yan sırtında soğukluk hissetti. Uğursuz ölüm aurası tüm gücünü sömürmek üzereydi.

Caydırma!

Nie Yan becerinin etkili olacağı konusunda kuşkuluydu. Yine de denemekten zarar gelmezdi.

NPC bir anlığına duraksadı. Hızı hiç azalmamıştı. Büyük kılıcını savurarak Nie Yan’ın sırtına uzaktan bir saldırı gönderdi.

Nie Yan İpek Eğirici Yüzükten fırlattığı ağ ile yakındaki bir sütunu hedefledi. Ağa asılıp vücudunu sütuna çekerek NPCnin saldırısını kıl payı atlattı. Palet Yüzüğünü etkinleştirip sütuna tırmanmaya başladı. Tavana doğru örümcek gibi tırmanarak ir kaçış yolu arıyordu.

NPC sütunun altına geldi. Nie Yan sonunda peşindeki bu uğursuz yaratığı inceleyecek fırsatı bulabilmişti.

On Kutsal Şövalyeden Brewin! Ancak şu anda canavardan farkı kalmamıştı.

Anlaşılan bu görevin hikayesi sandığımdan daha karmaşık…

Günahkâr bir Şövalye olan Brewinin menzilli saldırısı pek yoktu. O yüzden Nie Yan’a ulaşamıyordu. Büyük kılıcını kuvvetlice savurup sütuna geçirdi. Sütun anında çökmüştü.

Sütunun tavana bağlandığı yerde dahi çatlaklar oluşmuştu. Tavandan aşağı taş parçaları yağıyordu.

Nie Yan birden sallanmaya başladı. Sütuna yapıştığı kısım çöküyordu. Bu gidişle tavandan yağan taş parçaları arasında kalarak ezilecekti. Yana sıçrayarak yuvarlandı ve düşüşünü hafifletti. Büyük bir parçanın altında kalmaktan son anda kurtulmuştu. Hızla merkez salonun dışına koşmaya çalıştı.

Brewin arkasından yetişip kılıcını savurdu. Siyah renkli bir enerji dalgası kılıçtan çıkmış Nie Yan’a uçuyordu.

Nie Yan Bilinmeyen Işınlanma Parşömenini etkinleştirdi.

Az sonra üzerine gelen siyah enerji dalgasıyla sarılmıştı.

Ancak saldırı onu durduramamış, ortadan kaybolmuştu.

Belirsiz Işınlanma Parşömenini etkinleştirdikten sonra nereye geldiğini bilemiyordu. Etrafta birkaç Siyah Ayı vardı, o kadar. Kayboluşu etkinleştirip bölgede ilerlemeye başladı. Güvenli bir yer bulduğunda çantasından bir Dönüş Parşömeni çıkardı.

Vücudunu saran ışıkla birlikte yirmi saniye sonra ortadan kaybolup Kalora ışınlandı. Ölümden döndüğünü hatırladığında derin bir oh çekti. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Lâkin Adalet Bölümünü ele geçirmesi, kutlamaya değecek bir olaydı. Ayrıca Kavananın nişanını da ele geçirmişti.

Nie Yan etrafta yürüyen oyunculara baktı. Sonunda medeniyete dönmüştü.

İsmi hala kırmızıydı. Onu gören oyuncular hayranlıkla bakmadan edemiyorlardı.

Nie Yan üzerindeki bakışlara aldırmadan şahsi deposuna yöneldi. Az önce bulduğu iki eşyanın özelliklerini de yolda inceledi.

Nie Yan On Kutsal Şövalyenin Nişanını yalnızca bir görev eşyası olarak düşünmüştü. Kuşanabileceği bir aksesuarla karşılaşmayı ummuyordu. Kutsal büyülerin etkilerini yükseltmesiyle tam bir Şövalye eşyasıydı. Ancak İyi Tarafın üyesi olan her oyuncu nişanı kuşanabilirdi. Kendisi kutsal büyülere sahip olmasa da diğer özelliklerini PvPde yararlı bulmuştu. Büyüye karşı üç saniyelik bağışıklık bütün kitle kontrol becerilerinden de kurtulmasını sağlıyordu. Büyücülerle savaşırken, özellikle de çok sayıda hareket kısıtlayıcı büyüye sahip olanlarla karşı karşıyayken, ilk saldırıda rakibin işini bitirmek önemliydi. Fazla uzun olmasa da üç saniyelik süre hedefine yaklaşması için yeter de artardı. Mevcut hareket hızı ile dokuz metrelik bir mesafeyi üç saniyede alabilirdi. Ve bu, hiçbir bonus dahil edilmemiş temel hızıydı. Rakibin kaçış becerisi yoksa üç saniyelik süre Nie Yan için kesinlikle yeterliydi.

Dikkatini Adalet Bölümüne verdi.