Bölüm 178: Katil

avatar
4668 39

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 178: Katil


 

 

Rahip sınıfının Işıltı Mührü, Hırsızların en büyük zayıflıklarındandı. Mühürlenen Hırsız Kamuflaj halinde olsa bile düşmanı tarafından tespit edilebilirdi. Bu yüzden Rahipler, gruplar içinde Hırsızların ilk hedefleri olurdu. Kumaş zırh kullanan sınıflardan olduğundan saldırılara karşı oldukça dayanıksızlardı. Üstelik kumaş zırh sınıfları arasında en düşük cana sahip olanlar Rahiplerdi. Birkaç tane saldırı becerileri olsa da Rahipler genelde Esrarlı Büyücüler, Elementalistler, Kutsal Büyücüler veya Gölge Rahipleri kadar savaş odaklı değillerdi. Rahip dışındakilerin hepsi de güçlü bir rakip olabilirdi.

 

Nie Yan’ın yanından geçen bu grup, tehlikenin farkında değildi. Bütün izlerini sildiğinden, aralarında Sezgi statüsüne odaklanan biri olmadığı sürece bulunması imkansızdı.

 

Birinin Sezgisi yüksekse, tehlikenin daha içine düşmeden farkına varırdı. Sezgisi çok düşük oyuncular yalnızca tehlikenin içine düştükleri anda farkına varırlardı. Normal oyuncular fazla dikkatli olmadıklarından sadece Sezgi statülerine güvenirlerdi. Sezgi karşıtı olarak Hırsızlarda Kamuflaj ve Gizlenme statüsü vardı. Nie Yan’ın Gizlenmesi de epey yüksekti. Hareketlerine dikkat ettiği sürece Sezgisi normalin çok üstünde olan birkaç oyuncu dışında kimse onu bulamazdı. Tehlikeyi sezen oyuncular da nereden geldiğini tahmin edemezlerdi.

 

Beni çekmeye mi çalışıyorlar? Nie Yan’ın yüzünde bir gülümseme belirdi. Tehlikeli bir oyun oynadıklarının farkında değiller. Cılız Köpek ve diğer Muzaffer Dönüş oyuncuları Nie Yan’dan ölesiye nefret ediyorlardı. Bedeli ne olursa olsun, bugün başını almakta kararlı görünüyorlardı.

 

Nie Yan tüy gibi adımlarla grubun peşine takıldı.

 

Bu gibi gölgeler içinden düşmanı takip ettiği durumlar hoşuna gidiyordu. En ufak bir hatalarında saldırıya geçip işlerini bitirecekti.

 

Grupta Savaşçı, Şövalye, Hırsız, Esrarlı Büyücü ve Rahip sınıflarından birer oyuncu bulunuyordu. Ağırlıklı olarak yakın dövüş odaklıydı. Ani hasar ve saldırı gücü bakımından eksik kalan bir grup olmasına rağmen, dayanıklılık konusunda oldukça üst seviye bir takımdı. Ön saf oyuncuları fazla mana harcamadan hasarı karşılarken aynı zamanda basit saldırılar yapabilirlerdi. Böylece grup, becerilerini bekleme süresine sokmadan sabit bir hasar çıktısı yakalayabilirdi.

 

Nie Yan’ın izini sürerken kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Bu orman Siyah Ayıların bölgesiydi. Ara sıra birkaç ayıya rastlıyor ve ayıları öldürmek için aramaya ara vermek durumunda kalıyorlardı.

 

Yaratıkların aggrosunu ben çekerim. Siz dikkat edin. O Hırsız yakınlarda olabilir!” Takımın lideri olan Savaşçı, Epik Vuruş ile ayıya saldırıya geçti.

 

Savaşçı tek başına Siyah Ayıyı tutmakta zorlanacağından Şövalye de onun yardımına koştu.

 

Anlaşıldı.” Grup üyeleri gergindi. Ne zaman bir Siyah Ayıya rastlasalar böyle oluyorlardı. Etrafta Nie Yan’ın dolaşıyor olma ihtimali takımı düşündürüyordu. İçinde bulundukları halden yararlanmak isteyip saldırıya geçse ne yapacaklardı? Diğer gruplarla bazen karşılaştıklarında kendilerini güvende hissetmeleri dışında sürekli olarak diken üstündelerdi.

 

Savaşçı ve Şövalyenin Siyah Ayıya gittiğini gören Nie Yan, arkadan Rahibe yaklaşmaya başladı.

 

Rahip son derece dikkatliydi. Savaşçıyı her iyileştirdiğinde pozisyonunu değiştirerek kendince güvenli önlemi alıyordu.  Maalesef algısı Nie Yan’dan gelen tehlikeyi sezecek kadar keskin değildi.

 

Rahip kaçınılmaz olanı geciktiriyordu sadece. Kendince aldığı önlem işe yaramazdı. Hareketleri tahmin edilebilirdi. Nie Yan çoktan hareket düzenini çözmüştü. İleri çıkıp Rahibin yolunu kesecekti. Rahip yaklaşırken hançerini kaldırdı ve Boğucu Vuruşla sersemletmeye hazırlandı.

 

Hırsız ve Esrarlı Büyücü Rahibe yakın duruyordu. Aralarında en fazla iki metre vardı. Tehlikeyi sezdiklerinde artık her şey için çok geçti. Hançerin soğuk çeliği Rahibe ilerliyordu.

 

Hırsız telaşla bağırdı. “Dikkat!

 

Kimse tepki veremeden Nie Yan’ın Boğucu Vuruşu, Rahibin başının arkasına isabet ederek onu sersemletti.

 

Rahibi önce normal bir saldırıyla sırtından hançerleyip, ardından Bağırsak Dökücü kullandı.

−224

−229

Rahibin cansız bedeni yere yığıldı. Savunması acınası haldeydi. Kumaş zırh hiçbir koruma sağlamıyordu. O yüzden Nie Yan’ın hasarı böyle yüksekti.

 

Rahibin ölümü ile Hırsız saldırıya geçip Şok Darbesiyle Nie Yan’ı hedefledi.

 

Nie Yan yana çekilip saldırıyı kıl payıyla atlattı. Hançerini ustalıkla kullanarak Hırsızın alnına Şok Darbesini geçirdi. Boğazına bir Hayati Vuruş ve ardından gelen Hain Bıçakla Hırsızın canı sıfıra düştü.

 

Nie Yan’ın her bir saldırısı iki yüzün üzerinde hasar veriyordu. Canı tam olan Hırsız, birkaç saniye içerisinde Nie Yan’ın ellerinde can vermişti.

 

Esrarlı Büyücü donup kalmıştı. Savaş daha başındayken iki kişiyi kaybetmişlerdi.

 

Rahibi korumak mı? Rahip ölene kadar yerinden bile kıpırdayamamıştı. Işıltı Mührünü ne ara uygulayacaktı? Esrarlı Büyücü kendine Büyücü Zırhı güçlendirmesi verdi. Esrarlı Alev Patlaması yapacakken vücudu kaskatı kesildi. Kılını bile kıpırdatamıyordu.

 

Sebebi ise Nie Yan’ın Gözdağı becerisiydi!

 

Nie Yan yaklaşırken Esrarlı Büyücü ümidi elden bırakmıştı. Suikast ve Yırtıcı ile vurulduktan sonra tam olan canından geriye 10’dan biraz fazlası kaldı. O sırada Gözdağının etkisi sona ermişti. Hemen geri çekilip Sağlık İksiri içti.

 

Her şey çok hızlı gerçekleşmişti. Karşılık verecek fırsatları bile olmamıştı. Savaşçı ve Şövalye duydukları seslerden kuşkulanarak arkalarını dönüp ne olduğuna bakana kadar, Rahip ve Hırsız ölmüştü. Geriye kalan Esrarlı Büyücü ise hayata pamuk ipliğiyle tutunuyordu.

 

Orada!

 

Etraftaki Muzaffer Dönüş üyeleri alarma geçmişti. Dört bir yandan Nie Yan’ın bulunduğu yere koşuyorlardı.

 

Nie Yan Rahip ve Hırsızdan düşen iki parça ekipmanı aldı. Esrarlı Büyücüyle daha fazla uğraşamazdı. Arkasını dönüp ağaçların arasında kayboldu.

 

Esrarlı Büyücü can çubuğuna boş boş baktı. Kanama statüsü etkin olduğundan Sağlık İksiri içmesine rağmen canı sürekli azalıyordu. Birkaç saniye sonra canı sıfıra düştü ve yere yığıldı.

 

Üç oyuncu göz açıp kapayıncaya kadar ölürken, Nie Yan sırra kadem basmıştı. Daha yüzünü bile görememişlerdi. Gruptan geriye kalanlar ecelin nefesini hissettiler. Cılız Köpek onlara suçluyu kovalama emri vermişti, ama kovaladıkları kişinin böyle korkunç biri olduğundan hiç bahsetmemişti.

 

Nie Yan’ın bekleme süreleri doldu. Artık yeni bir pusuya hazırdı.

 

Ormanda bir hayalet gibi dolaşıyordu. Muzaffer Dönüş gruplarına art arda gizli saldırılar yapıyor, ardından sanki orada hiç bulunmamış gibi ortadan kayboluyordu. Cılız Köpek takımlara Rahiplerini korumalarını öğütlemişti. Lâkin Nie Yan ortaya çıktığı anda Rahipler çoktan ölmüş oluyordu.

 

Nie Yan’ın saldırısından kurtulabilen bir grup olmamıştı.

 

Muzaffer Dönüş 13 kişi kaybetmişti ve bunların 6 tanesi Rahipti. Rahiplerin seviye atlatması en zor sınıf oluşu, Muzaffer Dönüşün yarasın tuz basıyordu.

 

Cılız Köpek öfkeden kuduruyordu.

 

Cılız Köpek, böyle devam edemeyiz. Geri çekilmemiz gerek!” Mandalina durumun vahametinin farkındaydı. Kendisi gibi elitler arasında elit biri bile Nie Yan’ın ellerinde can vermişti. Sıradan oyuncuları üzerine gönderdiklerinde loncanın kaybının daha da büyümesi kaçınılmazdı! Şu ana kadar Nie Yan’ın izini bulamamışlardı. Bu böyle devam ederse kayıpları büyüyecekti.

 

500 kişiden daha kalabalığız! O ise tek başına!

 

500 kişi olsak ne? Ormanın büyüklüğüne baksana! Gerçekten onu yakalayabileceğimizi düşünüyor musun?”

 

Cılız Köpek kabullenmek istemiyordu fakat Nie Yan’ı yakalamak düşündüğünden daha zordu. Eğer 500 oyuncu tarafından kovalanan kendisi olsaydı, en fazla %30 ihtimalle kaçma şansı olurdu. Ancak astlarından aldığı bilgilere dayanarak söyleyebilirdi ki, Nie Yan’ın kaçış kabiliyetleri, kendisininkinden katbekat üstündü.

 

Bu sırada Cılız Köpeğe birkaç kişinin daha öldüğünü bildiren yeni bir rapor daha gelmişti. Gönülsüz de olsa herkese toplanma emri verdi. Nie Yan’ı kovalamaktan vazgeçiyorlardı.

 

Ağaçlar arasında saklanmış vaziyette bulunan Nie Yan, Muzaffer Dönüş oyuncularının geri çekildiğini fark ettiğinde gülümsedi. Elindeki hançer kana bulanmış, kızıl bir parlaklık yayıyordu. Kafasında minik bir hesap yaptıktan sonra başından itibaren 15 kişiden fazlasını öldürdüğünü anladı.

 

Nie Yan köşeye sıkışmış bir hayvanı dürtmemek gerektiğini biliyordu. Herkes bir araya toplanmışken çiğneyebileceğinden fazlasını ısırması zararına olurdu.

 

Düşünceleri Kıyım Zebanisi Madalyonuna kaydı. Onca Pullu Kurbağa öldürmelerine rağmen neden hala düşmemişti? Yoksa Tang Yao yeteri kadar adam öldürmemiş miydi?

 

Nie Yan o anda oldukça meşhur bir NPCyi hatırladı. Zümrüt İmparatorluğu ordusu kaçaklarından biriydi. İsmi Bordello olan bu NPC Seviye 160 Elit bir Hırsızdı. Silahı Alt Efsanevi kademe Godonun Kaçış Hançeriydi. Kaçarken yüzün üzerinde Kalor şehir muhafızı öldürmüş ve Katil Şeytan Bordello unvanını kazanmıştı. Acaba arada bir bağlantı var mıydı? Acaba Pullu Kurbağalardan Kıyım Zebanisi Madalyonunu düşürmenin şartı, en azından yüz leş sayısına ulaşmak mıydı?

 

Katil Şeytan olmak için en az yüz oyuncu öldürmek mi?

 

Kıyım Zebanisi Madalyonuna dair bilgiler oldukça kısıtlıydı. Nie Yan yalnızca Pullu Kurbağalardan düştüğünü biliyordu. Önceki hayatında isimleri kırmızı olan oyuncular Alt Elit veya Elit sınıf Pullu Kurbağalardan bu eşyayı düşürmüşlerdi. İsmi daha kırmızı olanın, madalyonu düşürme ihtimali de artıyordu. Alt Elit ve Elitlerin düşürme ihtimali olduğu gibi Lord sınıf Pullu Kurbağalar daha yüksek ihtimalle düşürüyordu.

 

Normal bir günde Tang Yao üç Elit ve çok sayıda Alt Elit öldürüyordu. Lâkin hala Kıyım Zebanisi Madalyonu düşürememişti. Bu noktada olayları kötü şansla açıklamak mümkün değildi.

 

Bir süre düşünüp önce Adalet Bölümünü ele geçirmeye kadar verdi. Artık Muzaffer Dönüşle ilgilenmesine gerek yoktu. Ormana dalarak Işık Manastırına doğru yola çıktı.

 

Muzaffer Dönüş tarafı Cılız Köpekten aldıkları raporun ardından, Gök Kıran’ın azarlamalarına maruz kalmıştı. Onca çabayla ele geçirmeye çalıştıkları ekipmanlar, çok sayıda üye kaybetmelerine rağmen çalınmıştı. Muzaffer Dönüş ciddi bir itibar kaybına uğramıştı.

 

Bu sırada Niuren Birliği tarafında bir video oyuncular arasında yayılmıştı. Videoda Nie Yan’ın Lord sınıf yaratığın öldürülmesiyle ekipmanları çalışı vardı. 500 kişinin arasından elini kolunu sallayarak çıkmıştı.  Ardından 17 Muzaffer Dönüş oyuncusunu öldürmüştü. Niuren Birliği oyuncularının moralleri, Muzaffer Dönüş oyuncularının uğradığı hezimet sonucu yükselmişti.

 

Niuren Birliği uzun zamandır baskı altındaydı. Muzaffer Dönüş oyuncularının tacizleri ile moral olarak çöküştelerdi. Fakat loncanın yöneticileri harekete geçmemişti. Doğal olarak lonca üyeleri arasında huzursuzluk peyda olmuştu. Ancak Nie Yan’ın bugünkü hareketleri, günlerdir katlandıkları aşağılanmadan kurtulmalarını sağlamıştı. Lonca üyelerine yöneticilerin eli boş durmadıklarını, Muzaffer Dönüşten de korkmadıklarını göstermişti. Sadece zaman kazanmaya ve doğru anda saldırmak için güç toplamaya çalışıyorlardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr