Önceki hayatında birkaç ünlü kişinin birleşerek kurduğu Suikastçılar Cemiyeti denen organizasyon, profesyonel oyunculardan oluşan bir topluluktu. Zümrüt ve Atlas imparatorluklarının bütün bölgelerinde etkinlik gösteriyordu. Üyeler arasında altı Gölge Dansçısı, sekiz Muhafız Şövalye, sekiz Karanlık Vahşi ve daha pek çok sınıfının zirvesinde karakter vardı. Neredeyse tamamı elit olan 6.000 oyuncu ile oldukça büyük bir organizasyondu.

Lonca liderlerinde tut da büyük loncaların seçkin oyuncularına ve yalnız kurtlara kadar üyeleri vardı. Üyeler birbirlerinin dost veya düşmanı olabilirdi. Katılım kriterlerine uyan herkese organizasyonun kapısı açıktı.

Suikastçılar Cemiyeti herhangi bir loncadan çok daha esnekti.

Var olma amacı oyunda güç kavgası başlatmak değil, profesyonel oyunculara ek bir gelir kapısı sunmaktı. Müşteri ve temsilci olarak iki birimden meydana geliyordu. 60.000 puana sahip kişi, belirli bir üyelik ücreti ödediği takdirde temsilcilerden biri olabilirdi. Temsilciler Yüce Hırsız veyahut Gölge Dansçısı gibi değerli unvanlara sahiplerse organizasyon tarafından maaşa bağlanırlardı. Tabii en geç iki haftada bir görev üstlenmeleri gerekiyordu. Müşteriler ise öncelikle bir depozito öderlerdi. Ödedikleri depozitonun miktarına bağlı olarak Gölge Dansçısı ya da dengi bir başka sınıftan karakterlerin, vereceği görevi üstlenme ihtimalleri vardı.

Müşteriler asalet hiyerarşisiyle sınıflandırılmıştı. Baron, vikont, kont, marki ve dük şeklinde rütbeler mevcuttu. Suikastçılar Cemiyetinin altın günlerinde hiyerarşinin en altındaki baron rütbesini almak için bile on binlerce yuan parayı gözden çıkarmak gerekirdi. En yüksek rütbe olan dük ise erişmesi zor bir yerdeydi. Çünkü o rütbeyle Gölge Dansçılarına iş vermek mümkündü.

Suikastçılar Cemiyeti hem oyun parası, hem de gerçek hayattaki parayı kabul ediyordu. Müşterilerin isteklerini karşılamak temsilcilerin göreviydi.

Suikastçılar Cemiyeti gelecekte muhakkak kurulacaktı. Öyleyse neden durumdan faydalanıp bu organizasyonu kendisi kurmuyordu?

İşlerin düzgün yürümesi için Suikastçılar Cemiyeti esnek olmalıydı. Düşmanları müşteri veya temsilci olarak katılmak isteseler bile onları geri çevirmemeliydi. Cemiyet içerisinde adalet esas olmalıydı. Ne müşterilere, ne de temsilcilere hiçbir kısıtlama getirilmemeliydi. Tamamen özgür olmalılardı. Ancak iki taraf birbiriyle kesinlikle karşılaşmamalıydı. Cemiyet burada aracı olarak müşteri ve temsilci arasında köprü olmalıydı. Bu sayede yapılan iş başına komisyon alabilirdi.

Bu konuya biraz kafa yoran Nie Yan, böylesi büyük bir iş için birkaç kişinin ortaklaşa çalışması gerektiğine kanaat getirdi. Ayrıca bu kişilerin oyun dünyasında yüksek prestije sahip olmaları önemliydi.

Kendi başına planını gerçekleştiremezdi. Çevresindeki insanlar bu işe uygun değildi.

Uygun olabilecek kişiler Miskin Tilki, Ölüm Sevgisi gibi oyunculardı. Onlar gibi yüksek statüye sahip oyunculara ihtiyacı vardı. Gelecekte Suikastçılar Cemiyeti kuşkusuz para basacaktı. Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi yardım etmeyi kabul ederlerse, kardan pay isteyeceklerdi. Onlara vereceği parayı düşündükçe içi acıyordu. Lâkin o ikisinin kullanmadan cemiyeti başarıya ulaştırmasına imkân yoktu.

Zihninde meseleyi etraflıca düşündü. Suikastçılar Cemiyetini kurarsa, bütün yönetim konularında tam yetkiye sahip olacaktı. İstediğini atabilir, istediğine güç verebilirdi. Ondan başka hiç kimsede bu yetki olmayacaktı. Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi kendi paylarını alsalar bile Nie Yan’ın kaybı fazla olmayacaktı. Hatta bu cemiyet sayesinde o ikisini yanına çekebilirdi.

Kararını verdikten sonra hemen işe koyuldu.

İlk olarak özel bir sohbet sunucusu oluşturdu.

Üyeliği müşteri ve temsilci olarak ayırdıktan sonra asil hiyerarşisine göre rütbeleri oluşturdu.

İlk aşamayı tamamlamış olarak Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi’ne davet gönderdi.

Daveti aldığı sırada Miskin Tilki yabanda kasılıyordu.

Şaşırmıştı. “Aklından ne geçiyor acaba?”

Şaşkınlığına rağmen kabul etti.

Sunucuda bulunan üç oyuncu sohbete katıldı.

Miskin Tilki:「Nirvana Alevi, bu da ne oluyor?」

Ölüm Sevgisi :「Ha?」

Nie Yan gülümsedi.「Açıklamayı okuyunca anlarsınız.」

Miskin Tilki şüpheli bakışlarla sunucu bilgisini okudu. Kurallara, Suikastçılar Cemiyetinin amaçlarına vs. bakınca ne tür bir topluluğa katıldığını anlamış oldu.

「İyi fikir.」

「Fena değil…」

「Değil mi? İkiniz alım yapmaya başlamalısınız.」Nie Yan, Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi’ni prens rolüne atadı.

Miskin Tilki düşünceliydi.「Cemiyet para kazandırmaya başladığında, kazancı nasıl paylaşacağız?」İçgüdüleri ile Suikastçılar Cemiyetinin ne tür bir etki yaratacağını ve ne kadar devasa miktarlar kazandıracağını az çok tahmin edebiliyordu.

Ölüm Sevgisi’nin de bu konuda kaygıları vardı.「Sahiden nasıl olacak?」

「Öneriniz var mı?」Nie Yan Suikastçılar Cemiyetinin sembolünü bile belirlemişti. Ancak Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi çekilip kendileri benzer bir organizasyon kurma kararı alırlarsa yapabileceği bir şey yoktu. Fakat ikisinin de risk ve getirileri iyi tartacağına inanıyordu. Birlik olmaları üçünün de yararına olurdu.

「Ölüm Sevgisi ve ben %20’şer pay alalım. Ne diyorsun?」Miskin Tilki, Nie Yan’ın tepkisini görmek için ortaya bir teklif atmıştı. Organizasyonun kurucusu Nie Yan’dı. Kendisine güvenip davet gönderdiğine göre fazlasını istemesi doğru olmazdı. Hem Nie Yan’ın bağlantılarının ne kadar güçlü olduğunu hala bilmiyordu. Gizemli destekçisinden biraz çekiniyordu. Zamanında Kutsal İmparatorluk Agmota Çamur Bataklıkları’nı Kolay ve Normal derecelerinde temizleyemezken Nie Yan’ın takımı Uzman derecesinde temizlemişti.

Mesnetsiz fikirleri yüzünden ortaya bir yanlış anlaşılma çıkmıştı.

「Ölüm Sevgisi ve sen %15 alacaksınız. Uygun gördüğünüz prens adayı da %10 alacak. Payların nasıl dağıldığını gizli tutmanız yararımıza olur. Sunucu içerisinde isimlerimizi de gizleyeceğiz!」Üç nüfuzlu kişinin aynı ortamda bulunması, birbirlerini sürekli olarak kontrol edecekleri anlamına geliyordu. O halde Suikastçılar Cemiyetinin sonsuz faydalarından yararlanarak gelecekte diğerlerini kısıtlayabilirdi. Ayrılmak isteyen biri olması, organizasyonun işleyişini bozmazdı.

Nie Yan Suikastçılar Cemiyetinin bütün kurallarını yazıya döktü. Kendisi organizasyondaki herkesin ismini görebilecekti. Prensler de rütbe olarak altlarındaki kişilerin isimlerini görebilecek, ama diğer prenslerin isimleri gizli olacaktı. Geri kalan herkes birbirlerini anonim olarak görecekti.

Nie Yan Tang Yao ve Guo Huai’yi de sunucuya davet edip isimlerini gizledi.

Onlarla birlikte Suikastçılar Cemiyetinin prens sayısı beş olacaktı. Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi şu anda diğer iki prensin kim olduğunu düşünmeye koyulmuştu.

「Onlar kim?」

「Orası gizli bilgi.」Nie Yan özellikle Tang Yao ve Guo Huai’ye kimliklerini saklı tutmalarını tembihlemişti.

Nie Yan’dan cevap alamayınca Miskin Tilki uzatmadı.

「Bence Fa Lan’ı davet etmeliyiz.」Safir Tapınağın lideri olan o ihtiyar da nüfuzlu biriydi. Organizasyonun büyümesine onun gibi kolu uzun birinin büyük katkısı olurdu. Alacakları kişi en azından kendisine verilecek olan %10’luk payı hak etmeliydi.

「Bana da uygun görünüyor.」dedi Ölüm Sevgisi.

「Madem öyle, Fa Lan’da karar kılındı.」Safir Tapınağın gücü gerçekten göz ardı edilmemeliydi. Özellikle de gelecekte sınıflarının zirvesinde olacak üç Büyücü çıkaracakları düşünülürse… O Büyücüler gelecekte kıymete bineceklerdi.

Bir süre sonra Fa Lan da Suikastçılar Cemiyetine davet edildi. Olaya hakim olduktan sonra yaratıcı fikirleri için diğerlerini kutladı. Cemiyetin geleceğine dair daha şimdiden büyük umutları vardı.

Önceki hayatında Suikastçılar Cemiyetinin liderini kimse bilmiyordu. Bu gizemli şahıs kendini hiç açık etmemişti. Nie Yan da kimliğini gizli tutmayı düşünüyordu. Gizlilik ona pek çok avantaj sağlayacak, aynı zamanda gereksiz belalardan da kurtulmuş olacaktı.

Cemiyetin kurallarına göre prenslerin belirli sayılarda müşteri ve temsilci davet etmesi şarttı. Hal böyle olunca Miskin Tilki, Ölüm Sevgisi ve Fa Lan alıma başladı. Nie Yan’ın dürtmesiyle Guo Huai de tanındık kişilere davet göndermeye başlamıştı.

Profesyonel oyuncular birer birer Suikastçılar Cemiyetine katılıyorlardı.

Sohbet sunucusu çok geçmeden insan kaynıyordu. Aralarında pek çok meşhur isim de vardı. İlk katıldıklarındaki şaşkınlıkları, organizasyonun amacını gördüklerinde kayboldu. Bu fikri bulanı övmekten kendilerini alamadılar. Suikastçılar Cemiyeti girişiminin başarıya ulaşması, her biri için bir lütuf olurdu. Gelecekte yattıkları yerden devasa servetler elde etme ihtimalleri vardı.

Miskin Tilki, Ölüm Sevgisi ve diğerleri, Suikastçılar Cemiyetinin başarıya ulaşması halinde, oyuncuların isteklerini yerine getiren ve eşya alım-satımı yapan bir oyun organizasyonundan çok daha fazla getirisi olacağının farkındaydı. Bu yüzden herkes canla başla müşteri çekmeye çalışıyordu. Cemiyet içerisindeki müşterilerin sayısı hızla ve durmadan artıyordu.

Kısacık bir saat içerisinde Suikastçılar Cemiyetindeki temsilcilerin sayısı 600’ü aşmış, 100 kadar da müşteri gelmişti. İlk görevler sunucuda duyurulmaya başlanmıştı bile. İçerikleri oyunculara görevlerinde yardım etmek, patron yaratıkları avlamak gibisinden çeşitleniyordu. Eğer müşteri, ünlü bir oyuncudan seviye atlamasına yardım etmesini istiyorsa, ödemesi gereken miktar azımsanacak cinsten değildi. Müşteri bir istekte bulunduğunda, öncelikle Suikastçılar Cemiyetinin hesabına gerekli miktarda para yatırmalıydı. İsteği yerine getirildiğinde ve müşteri memnuniyeti sağlandığında, para temsilciye geçecekti. Yani online hizmet platformlarıyla aynı mantık geçerliydi. Görevleri tamamlayıp cemiyete para kazandıran temsilciler rütbelerini yükselterek daha kazançlı işler alabilirlerdi.

Kısacası sunucu şu anda son derece aktifti. Miskin Tilki ve diğerleri sunucuyla ilgileniyorken Nie Yan arkasına yaslanıp rahatlayabilirdi.

Daha yeni kurulmuş bir organizasyon için oldukça yüksek bir üye sayısına ulaşmışlardı. İşler genişledikçe, organizasyonun namı duyuldukça, katılmak isteyenlerin sayısı artacaktı.

Suikastçılar Cemiyeti tamamen oturduğunda, altının içinde yüzeceklerini söylemek abartı olmazdı. Cemiyetin potansiyeli inanılmazdı.