Bölüm 162: Tapınak

avatar
4958 39

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 162: Tapınak


 

Oyundan çıkış yaptıktan bir süre sonra Nie Yan Guo Huai, Hao Cheng ve Zhao Li’yi aradı. Şaşaalı Kılıç Parıltısı’nın loncaya katılımının sorunsuz gerçekleştiğini onlardan öğrendi. Dahası, Niuren Birliği 16.000 gibi muhteşem bir sayıya ulaşmıştı. Bugün bu boyutta bir lonca bulmak fevkalade zor bir işti. Yeni üyeleri eklemekle ilk kuruldukları zamanki kadar uğraşmadıklarından Guo Huai ve diğerleri, yeni üyeleri incelemek için görev dağılımı yapıyorlardı. Şüpheli buldukları kişiler loncadan atılıyordu. Tamamen temiz olmalarına elbette imkân yoktu ama bu şekilde aralarındaki köstebeklerin bir kısmından kurtulmuş oluyorlardı.

 

Lonca üyeleri sayıldığında Seviye 9 üzerindeki oyuncuların, toplam üyelerin %20’si olduğu görülüyordu. Bu sayı biraz düşük olsa da yeni bir lonca için fena sayılmazdı.

 

Kılıç Parıltısı, Lider Genç Yedi ve diğerleri elit takımı oluşturduklarında, oyun düzenine göre bir sözleşme imzalamaları gerekiyordu. Sözleşmede takımdan ayrılmaları durumunda o güne kadar takımdan aldıkları her şeyi iade etmelerinin yanı sıra ağır bir ceza parası ödeyecekleri belirtiliyordu. Elit bir takım canı isteyenin girip çıkabileceği bir şey değildi. Her lonca elit takımına büyük yatırımlar yaptığından, takımın her üyesi birbirinden daha değerliydi. Aralarından biri ani bir kararla takımdan ayrılsa, lonca büyük bir kayba uğrardı. Bu yüzden sözleşme imzalanmasında mantıksız bir taraf yoktu.

 

Doğal olarak loncanın sağlayacağı faydalar da mevcuttu. Elit takıma katılmak, loncanın kaynaklarından daha fazla yararlanmak, dolayısıyla sıradan oyunculara kıyasla çok daha hızlı gelişmek anlamına geliyordu. Faydalar açıkça ortadayken pek çok oyuncu loncaların elit takımlarından gelen teklifi gözü kapalı kabul ederdi.

 

Elit takım kurulduktan sonra loncanın tek Diriliş kitabı Genç Yedi’ye verildi.

 

Oyunun şu anki durumunda Diriliş kitabı paha biçilemezdi. Biri onlarca altın teklif verse bile bu kitabı satın alamayabilirdi. Beceri o kadar nadirdi ki, neredeyse hiçbir büyük loncada bu beceri yoktu. Oyuncuların ortalama seviyeleri yirmilere ulaştığında, kitap oyunda yaygınlaşmaya başlayacaktı.

 

Diriliş, ölen bir takım arkadaşını yalnızca savaş halinden çıkınca diriltebiliyordu. Zindanlarda bazen yarı yola gelmeden takımlar çok fazla kayıp verebiliyordu. Diriliş sayesinde ölenler geri getirilebilir ve devam edecek kadar oyuncu bir araya getirilebilirdi. Ayrıca son patronla yüzleşirken takımların kayıpsız savaşı tamamlamaları çok zordu. Diriliş ile bu kayıplar sanki hiç verilmemiş gibi olabilirdi.

 

Böylece Kılıç Parıltısı, Genç Yedi ve elit takımın diğer üyeleri üzerindeki baskı, Diriliş sayesinde biraz azalabilirdi.

 

Şu ana kadar her şey planlara uygun gidiyordu. İlerde pek çok engelle karşılaşacak olsalar da Nie Yan onların yeteneklerine güveniyordu. Herkes birbiriyle kaynaştığında muazzam bir takım olacaklarından şüphe duymuyordu.

 

Guo Huai ve diğerleriyle konuşması bittikten sonra her zamanki egzersiz, dövüş sanatları ve ders rutinine döndü. Son zamanlarda vücudunun güçle dolup taştığını hissedebiliyordu. Refleksleri de öncesine göre çok daha keskindi. Ayrıca 3 cm kadar da boy atmış, vücudu daha kaslı hale gelmişti.

 

Ailesinin eve döneceği gün yaklaşırken, içindeki özlem duygusu gitgide artıyordu.

 

Öğlen vakti akrabaları tekrar ziyarete geldiler. Ailesinin hala dönmediğini gördüklerinde gönülsüz de olsa ayrıldılar. Nie Yan’ın, ülkenin bir numaralı askeri okuluna girebilme konusunda güçlü bir aday olduğunu öğrendiklerinden bu yana, canları istese de istemese de ona kibar davranır olmuşlardı. Sürekli iltifat ediyor ve gülümsüyorlardı. Ancak akıllarında ailesinin onlardan aldığı borç meselesinden başka bir şey yoktu.

 

Nie Yan gerçek dünya parası değişimi başlamadan evvel oyun parasına dokunmak istemiyordu. Kara borsada da oyun parası, değerinin çok daha altına satılıyordu. Yani oyun parasını satarak kendi kendini dolandırmış gibi oluyordu. Ayrıca bazı güçlü kişiler pazarı manipüle ederek oyun parasının değerini de kendilerine göre belirliyorlardı. Hem, cebindeki her bir bakır sikke, gelecekte Cao Xu üzerinde avantaj kurmasını sağlayacaktı.

 

Nie Yan Tang Yao’yu aradı.Tang Yao, paran var mı? Varsa eğer bana borç versene. En kısa zamanda geri öderim.

Ne kadar lazım?Tang Yao kafası karışmış halde sordu. Nie Yan ondan nadiren para isterdi.

 

Yaklaşık 500.000¥ lazım.Nie Yan ilk defa böyle bir miktar borç olarak istiyordu. Ancak birkaç güne ailesi döndüğünde parayı ödemekte zorlanmayacaktı.

 

O kadar çok mu!? Neyse, hesap numaranı söyle. Parayı birazdan gönderirim.

 

Neden bu miktarda bir para istediğimi merak etmiyor musun?

 

Benden pek para istediğin olmadı. Hele şimdiki gibi yüklü bir miktarı hiç istemedin. Eminim önemli bir durum vardır. Düzgün bir sebebin olmasa benden bir şey istemezdin zaten. Ama sen söylemek istemiyorsan bana laf düşmez. Ne kadar ihtiyacın varsa söyle. Başkalarına yalvarmam gerekse bile o parayı toplarım. Biz boş yere kardeş olmadık. Daha emeklediğimiz zamanlardan beri beraberiz.Tang Yao’nun ailesi zengin olduktan sonra ona yaltaklanmaya çalışan çok sayıda insanla karşılaşmıştı. Etrafındaki samimi insanların sayısı iyice azalmıştı. Ona yaklaşanlar genelde arkadaşlık değil de başka bir meseleden ötürü yaklaşırlardı. Bu sebepten Nie Yan ile aralarındaki arkadaşlık Tang Yao için daha da kıymetlenmişti. Ona göre arkadaşlık paha biçilemez bir hazineydi. Para sıkıntısı yoktu ama arkadaş bulmakta sıkıntı çektiği aşikardı.

 

Babamlar gitmeden önce bazı insanlardan borç aldılar. Günlerdir eve gelip ailemin gelip gelmediğini kontrol ediyorlar. Artık ben de bu işten sıkıldım. Oyun paramı satamayacağım için sana geldim.

 

O akraba olacak şeyleri mi diyorsun? Merak etme. Er ya da geç sana böyle davrandıkları için pişman olacakları gün gelecek!Tang Yao Nie Yan’ın İnanç içerisindeki hareketlerinden haberdardı. Gerçek dünya parası değişimi başladığında Nie Yan’ın servetinin katbekat artacağını da biliyordu. O yüzden bugün borç verdiği para yakın zamanda Nie Yan’ın harçlığı kadar etmeyecekti.

 

Çok geçmeden Tang Yao’dan mesaj geldi.Hallettim. Para şu anda hesabında olmalı. Kontrol et istersen.

 

Nie Yan bankaya gidip parayı çektikten sonra akrabalarının evlerini ziyarete başladı. Hepsi de kendi evine yakın konumlardaydı. Hepsi aynı bölgede yaşıyor olmasına rağmen şu yaşına kadar hiçbirine en ufak bir sevgi beslememişti. Hatta komşuları bile akrabalarından daha çok aile gibi hissettiriyordu.

 

Dayısı Luo Ming’in evinin metal kapısını çaldı.

 

Kim o?” Ördek sesini andıran bir ses kapının öbür tarafından seslendi. Bu kişi büyük dayısı Luo Ming’,n eşiydi.

 

Benim.” Nie Yan bu insanlara karşı hiçbir şey hissetmiyordu. Öyle ki onlara karşı hissedeceği öfkeye bile duygu israfı olarak bakıyordu. Zaten bugünden sonra onlarla olan alakası da sona erecekti.

 

Kapıyı açıp Nie Yan’ı gören dayısının eşi tam iğneleyici tonuyla konuşacakken malum gerçeği hatırlayıp kendini düzeltti. “Ooo, Küçük Yan gelmiş. Gel, kapıda bekleme. İçeri geçelim.” Böyle konuşsa da kapının önünde dikiliyor, Nie Yan’a geçmesi için yol bile açmıyordu.

 

Teşekkür ederim. Bir şey öğrenmeye gelmiştim. Ailemin size borcu tam olarak ne kadar?

 

170.000¥. Faiz de eklenince 220.000¥ oluyor. Hayırdır, niye sormuştun?

 

“Parayı topladım. Ailemin imzaladığı senetleri getir.” Nie Yan saygı gibi konuları bir kenara bırakmıştı. Bu faiz de neyin nesiydi? Tefeciler böyle faiz istemiyordu. Ailesinin borç isterlerken nasıl bir aşağılanma yaşadıklarını az çok tahmin edebiliyordu. Böyle yüksek bir faizden borç vermeleri, sokaktan geçen herhangi birini bile akrabalarından daha iyi yapıyordu. Babasının işi başarısız olsa, o zaman ne olacaktı? Ömür boyu bu borç altında ezileceklerdi.

 

Düşüncelere daldı. Önceki hayatında saftı, ailesinin ne denli baskı altında olduklarından bihaberdi. Onca baskıya dayanmalarına rağmen kendisini terk ettikleri için  bir de ailesine sinirlenmişti. Sürekli onu terk ettiklerini ailesine hatırlatarak kendilerini suçlu hissetmelerine sebep olmuştu. Tek bir mutlu gün yaşayamamışlardı. Ancak bu hayatta öyle bir trajedi yaşanmayacaktı. Ailesini, arkadaşlarını ve sevdiklerini korumak için güçlenecekti!

 

Çocuk, sen o parayı nereden buldun?” Luo Ming’in karısı, Nie Yan’ın elindeki parayı görünce merakla sordu.

 

Boş konuşma! Şu senetleri getir dedim!

 

Nie Yan’ın öfkesi, Luo Ming’in karısının kendini toparlamasını sağladı. Nie Yan gerçekten öfkelenirse, ilerde başına ne tür bir bela açar bilmiyordu. Haliyle lafı fazla uzatmaya cüret edemeyip eve koştu ve senetleri getirdi.

 

Nie Yan senetler üzerindeki yazının babasına ait olduğunu doğruladıktan sonra parayı bırakıp tek kelime etmeden çekip gitti.

 

Garip… Bu parayı nasıl bulmuş olabilir? Yoksa…?” Luo Ming’in eşi aklına gelen fikir yüzünden korkuya kapıldı ve evin metal kapısını sertçe çarpıp içeri kaçtı.

 

Nie Yan birbirleri ardına evleri dolaştı. Akrabalarının kapılarını çalıp, ailesinin onlardan borç aldıkları miktarı faizleriyle birlikte ödedi. Öğleden sonraya kadar işi ancak bitmişti.

 

Hepsine parasını ödedin mi?Tang Yao telefonda sordu.

Evet, mesele halloldu. Sağ ol. Birkaç güne aldığım parayı geri öderim.」Nie Yan akrabalarıyla Tang Yao’yu kıyasladığında, Tang Yao’ya karşı kalbinde aile sıcaklığı hissediyordu.

 

Acelesi yok. Önemli değil.Tang Yao’nun acil para ihtiyacı yoktu. Tam o anda aklına bir şey geldi.İstersen oyun içinde de ödeme yapabilirsin.

 

O da olur.Kara borsada fiyatlar berbat durumda olsa da oyun parası hala çok değerliydi. Neticede altını olan oyuncuların sayısı oldukça azdı.

 

Oyuna girdiğimizde ben muhtemelen meşgul olacağım. Siz bensiz devam edersiniz.

 

Tamamdır.

 

Tang Yao ile konuşması bittikten sonra günün geri kalanını antrenmanla geçirdi. Akşam geldiğinde tekrar İnanç dünyasına döndü.

 

Kara altın sandığın anahtarını bulmak için adacıkta altına bakılmadık bir taş bırakmadı. Aramaları sonunda tapınağın harabelerinin yakınlarına kaydı. Kıyıdan on metre kadar uzaklıkta ummadığı bir şey buldu. Harabelerin bir köşesinde, içinde iki tane tarif olan gümüş kademe bir hazine sandığı keşfetmişti.

 

Tariflerin biri Karanlık Elfin Delici Toksin Tarifi, diğeri de Karanlık Elfin Ok Zehri Tarifi idi. İlki kılıçları, hançerleri vs. zehirle kaplamakta kullanılırken, ikincisi de yay ve arbalet oklarını zehirle kaplamakta kullanılıyordu. Her iki tarif de Orta seviyeydi. Delici Toksin 20 saniye boyunca her saniyede 30 hasar veriyordu ve yapımında kullanılan malzemelerden bir larva bulunması oldukça zor bir maddeydi. Ok Zehri ise temas anında ek olarak 50 zehir hasarı veriyordu. Bu tarifin malzemeleri nispeten daha kolay bulunanlardandı. Yaklaşık on tane yaygın bitki kullanarak iksir üretimi mümkündü. Her bir şişenin maliyeti 10 gümüşün üzerindeydi ve bir şişe üç defa kullanılabiliyordu. Ok zehirleri benzeri bütün ürünler arasında en az tercih edilen ürünlerdendi. Bu yüzden dükkana hiçbir mali getirisi olmayacaktı. Fakat bu zehir Nie Yan için oldukça kıymetliydi. Geri döndüğü zaman Yıldızlı İksir Dükkanından birine bu zehri ürettirmek zorundaydı.

 

Harabeler otlarla kaplanmıştı. Tapınağın eski halini seçmek zordu. Acaba kara altın hazine sandığının anahtarı gerçekten de burada mıydı? Nie Yan bu sorunun cevabını merak ediyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr