Bölüm 156: Safir Tapınak

avatar
5031 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 156: Safir Tapınak


 


Nie Yan burada Ölüm Sevgisi ile karşılaşmayı beklemiyordu. Acaba Kutsal İmparatorluk ve Savaş Delisi İttifakı birlikte mi çalışıyorlardı? Hafızasını yoklarken Muzaffer Dönüş, Parlak Kutsal Alev ve Cao Xu’nun diğer loncalarının pek çok defa Savaş Delisi İttifakı ve Kutsal İmparatorlukla çatıştıklarını hatırladı. Düşmanın ezici gücü karşısında Kutsal İmparatorluk ve Savaş Delisi İttifakının işbirliği yapmasında şaşılacak bir şey yoktu. Önceki hayatında bu meseleler hakkında fazla bilgisi yoktu. O zamanlar sadece kendi işine bakan bir oyuncuydu. Savaş Tanrısı Kabilesi loncasının en şaşaalı zamanlarında bile zengin babasının servetiyle zevk u safa sürüyor, loncanın işleriyle ilgilenip güçlenmek gibi meselelerle hiç mi hiç ilgilenmiyordu.

 

Ellilerinde beyaz cübbeli bir adam Miskin Tilki ve Ölüm Sevgisi’ne yürürken düşüncelerinden uyandı. Etraflarında herhangi bir köy veya kasaba olmadığını bilmeseler, bu şekilde giyinen birini NPC sanırlardı.

 

Yüzünden kemikleri belli olan bu adamın yanakları capcanlıydı. Genel olarak tonton bir dedenin bütün özelliklerini barındırıyordu.

 

Nie Yan bu kişi hakkında net bir izlenime sahip değildi. Yanılmıyorsa bu kişi Safir Tapınak loncasının lideriydi. Safir Tapınak Muzaffer Dönüş veya Kutsal İmparatorluk kadar büyük bir lonca olmasa da, oyuncular arasında bilindik bir loncaydı. Savaş gücü bakımından bu iki loncanın pek gerisinde değillerdi. Özellikle Büyücü sınıfı oyuncuların tercih ettiği bir loncaydı. Önceki hayatında Safir Tapınak saflarından üç kişi bir Büyücünün ulaşabileceği en yüksek mertebeye ulaşmıştı. Bu gerçekten bir lonca için büyük bir güçtü. Bir tanesi bile büyük öneme sahipken aynı loncada bulunan bu üç kişi, diğer loncalara karşı önemli bir caydırıcıydı. Bu sebeptendir ki, Muzaffer Dönüş gücünün zirvesindeyken bile Safir Tapınağa kolay kolay dokunamamıştı.

 

Nie Yan bu adamın ismini de hatırlıyordu. Fa Lan isimli bu kişi, yaşına rağmen hiç de hafife alınacak biri değildi. Önceki hayatında kendisi bir Yüce Büyücü olarak oyundaki en güçlü kişiler arasında yer almıştı.

 

Sen de mi geldin?” Fa Lan yaş bakımında Miskin Tilki’nin babası yaşındaydı. Yani büyüğüyle konuşur gibi nezakete önem göstermeliydi. Fakat her ikisi de büyük loncaların liderleri olduğundan o şekilde konuşarak kendi konumunu düşürmeyi tercih etmiyordu. Bu da onun için sonu gelmez bir belanın kaynağı olmuştu. Ellilerinde bir adam ne diye çocuğu yaşında olacak gençlerle takılmakta bu kadar ısrarcı olur ki? Çılgın dazlak ihtiyar!

 

Bu ihtiyarı görmezden gelin. Geçerken uğramıştım sadece.” Fa Lan kıkırdadı. “Ne o? Yoksa burada istenmiyor muyum? Bana teşekkür etmeniz gerek. Ben gelmeseydim Muzaffer Dönüşle gerçekten de savaşacaktınız.

 

Miskin Tilki köfteyi çaktı. Safir Tapınak da güçlü bir loncaydı. Fa Lan yanında durduğu sürece Muzaffer Dönüş saldırı fikrini bir kenara bırakacaktı.

 

Bana neden yardım ediyorsun? Muzaffer Dönüşle savaşsak bundan en çok senin Safir Tapınağın karlı çıkar.

 

Saçmalama. Siz ikiniz savaşırsanız Parlak Kutsal Alev de savaşa katılır. İşte o zaman alacağın yenilgiyi hayal edemiyorum.” Birlikten kuvvet doğar diye bir söz vardır. Fa Lan da burada kendi loncası için en iyi olduğuna inandığı şeyi yapıyordu.

 

Bilgi güvenilir mi?” Miskin Tilki içten içe hala şaşkındı. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev gerçekten de ittifak kurmuş olabilirler miydi? Bu nasıl mümkün olurdu? Ne zaman böyle bir ittifak kurulmuştu? Zihninde çok sayıda cevapsız soru vardı. Muzaffer Dönüş neden herkesle savaşa girmeye hazırmış gibi baskıcı davranıyordu? Miskin Tilki sonunda bu sorunun cevabını buldu. Çünkü arkalarında Parlak Kutsal Alevin desteği vardı.

 

Öyle olmasaydı zahmet edip bunca yolu gelir miydim?

 

Nie Yan bile bu bilgi karşısında şaşkındı. Muzaffer Dönüş ile Parlak Kutsal Alevin böyle erkenden ittifak kurması beklentilerinin dışındaydı.

 

Miskin Tilki, Fa Lan’ın sözleri ile alarma geçti. Bu meseleye Parlak Kutsal Alev müdahale ederse, işler Muzaffer Dönüş ile yalnız savaşmaktan çok daha kötü bir hal alırdı.

 

O sırada Nie Yan bir tanıdık yüz daha gördü. Muhteşem Yıldız da oraya doğru geliyordu.

 

Tilki, nasıl gidiyor? Yardım lazım mı?” Düzen Muhafızı olayından sonra Miskin Tilki ile araları fena değildi. Kendisi sadakat ve arkadaşlığa değer veren ve tehlikeleri umursamayan bir kişi olduğundan buraya Miskin Tilki’ye desteğe gelmişti.

 

Önceki hayatında bu insanlar muazzam güçlere hükmeden kişilerdi. Bugün hepsinin birden aynı yerde toplanacağını kim bilebilirdi? Bu gerçekten de olağan dışı bir olaydı.

 

Kutsal İmparatorluğun güçleri gittikçe büyürken telaşa kapılan Muzaffer Dönüş oyuncuları Gök Kıran’dan emir bekliyorlardı. Ancak lonca liderleri Miskin Tilki’nin yanında muhabbet etmekte olan birkaç kişiye odaklanmıştı. Gök Kıran bu kişileri tanımıyordu ama geçmişte hepsiyle de karşılaştığından kim olduklarını biliyordu. Safir Tapınak lonca lideri Fa Lan, Savaş Delisi İttifakı lonca lideri Ölüm Sevgisi ve Muhteşem Tapınak lonca lideri Muhteşem Yıldız. Anlaşılan Miskin Tilki’nin kabiliyetlerini hafife almıştı.

 

Savaş Delisi İttifakının ana üssü Kalor’da olmadığından onları göz ardı edebilirdi. Ancak Safir Tapınak göz ardı edemeyeceği bir güçtü.

 

Lonca lideri, saldırmalıyız.

 

Katılıyorum. Daha fazla destek toplamalarına izin vermemeliyiz. Biz de adam çağıralım mı?

 

Gök Kıran başını sallayıp yeni emrini verdi. “Çekiliyoruz.

 

Çekiliyor muyuz? Neden?

 

Ne? Patron, neden çekiliyoruz?

 

Gök Kıran bakışlarıyla kararından memnun olmayan lonca üyelerini susturdu. Emirleri mutlaktı. Bir karar verdi mi kimse uymamazlık edemezdi.

 

Muzaffer Dönüş güçleri geri çekilirken Miskin Tilki’nin talimatları doğrultusunda Kutsal İmparatorluk üyeleri yerlerini korudu. Fa Lan’ın varlığı, patlamak üzere olan volkanı tekrar sakinleştirmişti. Ortalık az önce yaşananları inkar edercesine sakindi.

 

Miskin Tilki Nie Yan ve yanındakilere döndü. “Birkaç kişiyi yanınıza koruma olarak vereceğim. Buradan rahatlıkla çıkabilirsiniz artık.

 

Zahmet verdik.” dedi Nie Yan. Onlar güvenle bölgeden çıkabilirlerse Miskin Tilki de rahatlayacaktı.

 

Tedbiri elden bırakmamak adına Miskin Tilki şehirden 200 kadar siyah pelerin getirtti. Pelerinleri Nie Yanlara ve kendi adamlarına dağıttıktan sonra adamlarını gruplara ayırdı. Her bir grup farklı bir güzergah izleyerek yola çıktı.

 

Böylece 200 kişi bölgede dört bir yana dağılmıştı.

 

Tilki, neden onları korumakta bu kadar ısrarcısın?” Gruplar ayrılınca Ölüm Sevgisi yaklaşıp sordu.

 

Onlarla bir anlaşma yaptım. Şimdi sen söyle bakalım, Nirvana Alevi’yle nasıl karşılaştınız? Hilderlok’ta ne yapıyordu? Sakın bana görev gibi bir şey söyleme.

 

İdarecinin ofisinde karşılaştık. Ben ofise girmeden saniyeler önce şehirdeki en iyi arsayı satın almıştı.” Ölüm Sevgisi uzun zamandır almak için fırsat kolladığı mülkü kaptırmıştı.

 

Hilderlok’a gidip mülk mü satın aldı? İyi de neden? Hiç mantıklı gelmiyor. Doğudaki mülkler ucuz olduğundan hepsi satıldı. Onları çıkarsak bile Kalor’un batı ve güney bölgelerinde hala çok sayıda mülk var. Hilderlok’a kadar gidip tek bir arsa için onca para harcaması aklıma yatmıyor. Zaten gidiş gelişi 2 altın tutuyor. Sırf o parayla yeri pek güzel olmasa bile Kalor’da satın alabileceği yerler var.

 

Yanlışın var. Adım gibi eminim, gelecekte Kalor’daki mülkler Hilderlok’takiler kadar değerli olmayacak. Kalor’da kaç tane satılık mülk var? Hilderlok’taki satılık mülklerin sayısı sadece bir düzine kadar.” Ölüm Sevgisi’ne göre, Nie Yan’ın emlak konusundaki yeteneği kendisininki kadar iyiyse eğer, satın aldığı bütün mülklerin değerleri birkaç aya fırlayacaktı.

 

İnanç’ı gerçek dünya para değişimi yaklaşırken alabildikleri kadar mülk almak loncaların öncelikleri arasındaydı. Ancak lonca hazineleri ve loncayı ayakta tutmak için gereken günlük harcamalar yüzünden çoğunun cebinde parası kalmıyordu. Bir şekilde mülk edinebilecek kadar para bulsalar dahi aldıkları yer fazla değerli olmayacak bir yer olurdu. Örneğin Kutsal İmparatorluk geçen birkaç günde Kalor’da altı mülk almıştı. Ama bunlar ucuz ve konumları kötü yerlerdi. Öte yandan Muzaffer Dönüş 30 altın karşılığında güney bölgesinin en büyük arsasını almış, Kutsal İmparatorluğa üstünlüğünü kanıtlamıştı. Yıldızlı Gece İksir Dükkanının popülaritesi sayesinde doğu bölgesindeki mülklere olan talep de oldukça artmıştı. Lâkin lonca liderleri idareci ofisine gidip oraları almaya çalıştıklarında, bütün mülklerin satıldığını öğrenmişlerdi. Bu garip olay pek çok kişiyi şaşırtmıştı.

 

Bunlar ortadayken Nie Yan’ın Hilderlok’a gidip en iyi arsayı alacak kadar parasının olması, arkasında onu destekleyen gücün ne kadar muhteşem olduğunun kanıtıydı.

 

Miskin Tilki düşünceliydi. Bütün işaretler Yıldızlı Gece İksir Dükkanını gösteriyordu. Tahminlerine göre dükkân günlük 20 altından fazla kazanıyordu. Büyük loncalar için bile böylesi bir kazanç hayal edilemezdi. Bu maddi üstünlük loncaları saf dışı bırakmaya yeterdi. Kalor içinde bu maddi güçle her yeri satın alabilirdiniz. Acaba Nie Yan dükkanın asıl sahibi miydi? Nie Yan’ın nasıl biri olduğunu düşündüğünde bu ihtimal hiç de uzak görünmüyordu. O her zaman düşük profil takılmayı tercih ederdi. Lider sıralamasında zirveye oturabilecekken gizliliğini korumayı seçmişti. Arkasındaki sır perdesiyle kaplı destekçisi hala bulunabilmiş değildi. Öyleyse Yıldızlı Gece İksir Dükkanı gerçekten de ona ait olabilirdi!

 

Bu ihtimal Miskin Tilki’nin sırtında soğuk terler akıttı. Eğer Nie Yan hakikaten dükkanın asıl sahibiyse ne kadar sermayesi vardı? Belki de sahip olduğu mülklerin sayısı büyük loncalarındakini çoktan geçmişti. Anlaşılan şu andan itibaren Nie Yan’la işbirliği içerisinde olmak dışında, ilişkilerini geliştirmek için de çalışması gerekecekti. Zira Miskin Tilki’nin gözünde Nie Yan oldukça derin ve anlaşılması güç biriydi.

 

Muzaffer Dönüşün çekilmesinin ardından Miskin Tilki’nin emriyle Kutsal İmparatorluk güçleri de dağıldılar. Savaşamadıkları için üzüntü duyuyorlardı ama sıradan oyuncular olarak savaşın ne anlama geldiğini bilmedikleri için böylelerdi. Gerçekten savaş patlak vermiş olsaydı loncalarını büyük bir felaket bekliyor olacaktı.

 

Nie Yan Tang Yao ve Yao Yao, kendilerine eşlik eden grupla birlikte ormanın sınırına vardı. Burası Seviye 13 yaratık bölgesiydi. Muzaffer Dönüş geniş bir grupla saldırıya geçecekse eğer bu bölgede yapması mümkün olmazdı. Yani şu an için güvendelerdi.

 

Nie Yan kendilerine eşlik eden Kutsal İmparatorluk oyuncularına döndü. “Artık geri dönebilirsiniz. Teşekkür ederiz.

 

Ne demek. Siz lonca liderinin arkadaşlarısınız. Bu kadarı boynumuzun borcu.

 

Gözlerindeki ifade, liderleri Miskin Tilki’ye ne derin bir saygı beslediklerini gösteriyordu.

 

Görevlerini tamamlayan oyuncular, veda edip Dönüş Parşömenleri ile şehre döndüler.

 

Nirvana Alevi, şimdi ne yapacağız?” Düşük seviye mob bölgelerinde avlanırlarken başkaları tarafından görülme ihtimalleri olduğu için güvenle avlanmaları zordu. Dolayısıyla yüksek seviye bölgelere gitmeleri elzemdi. Fakat yüksek seviye yaratıkları avlamak riskli bir işti.

 

Yüksek seviye mob bölgelerinde kasılıp kırmızı isimlerimizden kurtulacağız ama öncesinde ihtiyacımız olan birkaç şeyi getirtmem gerek.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr