Bölüm 152: Kıpkırmızı İsim

avatar
4488 39

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 152: Kıpkırmızı İsim


 


Muzaffer Dönüş lonca karargahında görüntüleri izleyen Gök Kıran, artık sükunetini koruyamıyordu. Destek güçler ulaşmasaydı Nie Yan ve Tang Yao ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar işleri bitmişti. Ağır kayıplar vermiş, kalbi kan ağlıyor olsa dahi Gök Kıran’ın Nie Yan ve Tang Yao’yu ezmek için gözden çıkaramayacağı şey yoktu. Aslında Niuren Birliğinden gelen destek bile onu sükunetini bozmaya yetmemişti. Neticede gelenler yeni kurulmuş bir loncanın, oyuncu kitlesi arasında ortalama denebilecek seviyedeki oyuncularıydı. Lâkin işin içine Kutsal İmparatorluk da girdiğinde planları sarpa saracaktı.

 

Lanet olsun! Kutsal İmparatorluk!” Gök Kıran’ın yüzü asıldı. Şu an orada bulunup operasyonu bizzat yönetmediği için pişmanlık duyuyordu. 300 eliti kaybedip yine de amacına ulaşamamış olmak ona çok ağır geliyordu.

 

Savaşın ateşinde kendini kaybetmiş olan Nie Yan ve yanındakiler, yeni bir gücün daha savaşa katılacağını ummamışlardı. Kutsal İmparatorluk gerçekten de olaya dahil olmayı seçmişti. Yeni gelen destek güçlerle birlikte Nie Yan omzundan büyük bir yükün kalktığını hisseder gibiydi. Sanırım bu defa Miskin Tilki’ye borçlandım.

 

Kavurucu Meteor göründüğünde, bütün Muzaffer Dönüş oyuncuları büyünün azameti karşısında korkuyla titremeye başlamışlardı. Böylesi bir gücün önünde diğer sınıflar bir yana, Dövüşçüler gibi yüksek can ve savunmaya sahip karakterler bile duramazlardı.

 

Gökyüzündeki alev bulutu, havadaki büyü enerjisiyle durmadan büyüyor ve daha tehditkar bir hal alıyordu.

 

Şövalyeler, hemen susturun şunu!” Cılız Köpek telaşla bağırdı. Daha önce Tapınak Büyüsü, Elemental Dehliz Büyüsü ve Gizli Büyü gibi büyülerin gücüne şahit olmuştu. Eğer o Büyücüye Kavurucu Meteoru tamamlama fırsatını verirlerse, geri kalan Muzaffer Dönüş güçleri de yok edilebilirdi.

 

Beş Şövalye, Soğuk İsfendan’ın bulunduğu molozlara doğru koşmaya başladı.

 

Ancak daha yaklaşamadan, molozların ardından çıkan on kadar Kutsal İmparatorluk mensubu Savaşçı tarafından yolları kesildi. Savaşçılar Muzaffer Dönüş Şövalyeleriyle eşleşiyorlar ve ilerlemelerine engel oluyorlardı. Doğal olarak düşmanın istediğini yapmasına izin veremezlerdi.

 

Şövalyelerin yolu kesilince Cılız Köpek’in yüzünün rengi değişti.

 

Herkes geri çekilsin! Kutsal İmparatorluk, sizi şerefsizler!” Başta Cılız Köpek, ardından diğer Muzaffer Dönüş oyuncuları, büyünün menzilinden çıkabilmek için var güçleriyle uzaklaşmaya çalışıyorlardı. Nie Yan ve Tang Yao’yu öldürme işini şimdilik ertelemek zorundaydılar. Güvenli bir noktaya kaçabilirlerse yeniden toplanıp harekete geçebilirlerdi.

 

Kuşatmadan çıktıktan sonra Aykız artık istediği gibi büyülerini yapabilir durumdaydı. Hemen Tang Yao’ya Düşük Şifa büyüsü yaparak canının büyük kısmını yeniledi. Ardından üstüne düşen narin ışıkla, Tang Yao İlahi Işık Kalkanına da kavuşmuş oldu.

 

Kuşatma altındayken Aykız fazla hasar almamıştı. Fakat büyüleri, düşman Şövalyeler tarafından sürekli susturulmuştu. Çok sayıda Sükûn Şövalyesi ona odaklandığından bir defa bile Düşük Şifa büyüsü yapamamıştı.

 

Neden kendisine odaklandıkları konusunda Aykız’ın bir fikri yoktu. Belki de Alacakaranlık ve Tang Yao’nun, özellikle de Tang Yao’nun dirençleri çok yüksek olduğundandı. Aralarındaki seviye farkı çok fazla olduğundan düşman bu ikisini bir türlü susturamamıştı. Bu sebepten bütün odakları Aykız’a çevrilmişti.

 

Aykız sayesinde bir ayağı çukurda olan Tang Yao yeniden hayata dönmüştü.

 

Nie Yan seslendi. “Genç Atmaca, hemen kaç!” Kavurucu Meteor tamamlanmak üzereydi. Şimdi kaçmazsa büyü ona da vuracaktı.

 

Kutsal İmparatorluk ortaya çıkmadan hemen önce Tang Yao çılgınca büyülerini savuruyordu. Ancak Seviye 3 Esrar Perisi olmadan hasarı hissedilir derecede düştüğü gibi bekleme süreleri ve büyü hazırlık süreleri de orijinal değerlerine yükselmişti. Buna rağmen seviye üstünlüğünü kullanarak düşmana ciddi hasarlar vermeyi sürdürmüştü.

 

Böylece, Esrar Perisinin patlamasına hazırlıksız yakalanan Muzaffer Dönüş oyuncularının düzeni bozulmuş ve sağa sola dağılmışlardı. Onlar tekrar düzen almadan önce Tang Yao birkaçını daha büyüleriyle öldürmüştü.

 

Bu son eklemelerle Tang Yao’nun leş sayısı 92’ye ulaşmıştı!

 

Bu sayı meydandaki herkese dehşet verecek cinstendi. Meteor büyüsünden Esrar Perisinin kendini patlatmasına kadar düşman güçlerine çok ağır kayıplar verdirmişti. Öldürdükleri de öyle her yerde bulunabilecek sıradan oyuncular değillerdi. Tam tersine, tamamı Muzaffer Dönüş gibi dev bir loncanın en elit oyuncularıydı. Yine de böcek öldürür gibi hepsini öldürmüştü.

 

Uzun süre Nie Yan’ın sözlerini kulak ardı eden Tang Yao, nihayet biraz daha kendine gelmiş ve onun sözlerine kulak verir olmuştu. Burada ölmeyi kati surette göze alamazdı. PK statüsü çok ağır olduğundan ölmesi durumunda en az beş seviye birden düşerdi!

 

Neyse ki Esrar Perisinin patlaması, yakın çevresini Muzaffer Dönüş oyuncularından arındırmıştı. Kavurucu Meteor tehdidi sayesinde de, etrafta kaçmasına engel olabilecek hiç düşman kalmamıştı.

 

Tang Yao Aykızların bulunduğu tarafa koşmaya başladı. Zamanında Kavurucu Meteorun menzilinden çıkamazsa tahtalı köyü boylardı.

 

O kadar adam öldürdükten sonra bir de kaçabileceğini mi sanıyordun?” Arkasından bağıran kişi Cılız Köpek’ti. Öfkesi gözlerinden okunuyordu. Tang Yao’nun öldürdüğü 92 kişi arasında çok sayıda can dostu vardı. Kaçmaya yeltendiğini fark eder etmez geri dönmüş ve Tang Yao’nun peşine takılmıştı. Kavurucu Meteorun büyüyen tehdidine rağmen, ölen kardeşlerinin intikamını almakta kararlıydı.

 

Cılız Köpek’in Tang Yao’yu kovaladığını gören Nie Yan harekete geçti.

 

Ben arkanı kollarım! Sen kaçmaya devam et!” Hemen bir Temel Hız Parşömeni kullanıp Cılız Köpek’le arasındaki mesafeyi kapattı.

 

Tang Yao da oyalanmaya cesaret edemediğinden güvenli bölgeye ilerleyişini devam ettiriyordu.

 

Fakat bir Büyücü, hız konusunda bir Hırsızın eline su dökemezdi.

 

Tang Yao’ya yetişen Cılız Köpek, hançerini kaldırıp kabzasıyla Tang Yao’nun başının arkasını hedefledi.

 

O anda Nie Yan da yetişti ve yanından Cılız Köpek’in saldırısını durdurdu.

 

Hançerlerin birbirleriyle çarpışması ile kıvılcımlar saçıldı.

 

Cılız Köpek Tang Yao’nun işin bitirmek istiyordu ama önünde Nie Yan gibi dev bir engel belirmişti. Onu geçip kaçmakta olan Tang Yao’ya ulaşması mümkün görünmüyordu.

 

Yakındaki açık arazide 500-600 kadar Kutsal İmparatorluk oyuncusu belirdi. Rahipler Tang Yao’ya Şifa büyüsü uygulamaya başladıklarında, Tang Yao’nun canı hemencecik doldu.

 

Tanrının Yargıcının etkisi geçmek üzereydi. Tang Yao da güvenli bölgeye kaçtığına göre, artık Nie Yan da kendisini güvene almalıydı.

 

Herkes Kavurucu Meteordan kaçmak istiyordu. Nie Yan, Cılız Köpek ve büyünün etki alanının dışlarına yakın olan bazı şanslı kişiler saldırıyı sıyrık almadan atlatabilirlerdi. Fakat saldırının etki alanının merkezinde olan bazı talihsizlerin, ki bunlar Muzaffer Dönüş oyuncularıydı, hayatta kalma ihtimalleri yoktu.

 

Soğuk İsfendan çağırma seslemlerini okumayı bitirdikten sonra ilahi alevle kuşanmış meteorlar, gökyüzünden yağmaya başladı.

 

Azgın alevler yeryüzünü sarmıştı. Adeta dünyayı üzerindeki varlıklardan arındırmaya çalışıyordu.

 

Meteorların doğrudan isabet ettiği kişiler anında 200 can kaybediyorlardı. Muzaffer Dönüş oyuncular birbirleri ardına düşüyorlardı. Kısa sürede onlarcası birden ölmüştü. Böylece Nie Yan ve Tang Yao’yu öldürmekle görevlendirilen 300 kişilik elit birlikten geriye neredeyse hiçbir şey kalmamıştı. Hayatta kalan on kadar oyuncu, meteorların etki alanının dışına kendilerini atabildikleri için şanslılardı.

 

Nie Yan, Tang Yao ve Cılız Köpek hala büyünün etki alanı içerisindeydiler.

 

Gümüş-beyaz zırhı içinde Miskin Tilki, Nie Yan ve Tang Yao’yu işaret ederek bağırdı. “Çabuk o ikisini iyileştirin!

 

Miskin Tilki’in emriyle yüzün üzerinde Kutsal İmparatorluk Rahibi Şifa büyülerini yapmaya başladılar.

 

Çok sayıda ışık huzmesi ikilinin üzerine düşüyordu.

−270, −290, −260…

 

Alev deryasında yıkanmaları sonucu hasar değerleri başlarının üzerlerinden fırlarken, aralıksız gelen Şifa büyüleri ile canları azaldığından daha hızlı doluyordu.

 

Yüzün üzerinde Rahip durmadan Nie Yan ve Tang Yao’yu iyileştiriyorlardı. Herhangi bir meteorla tek darbede ölmedikleri sürece güvenli bölgeye kadar sağ salim gelebilirlerdi.

 

Nie Yan ve Tang Yao, tam ümitlerini kaybetmişken ölümün pençesinden kurtarılmışlardı. Rahiplerden gelen narin ışıkların eşliğinde, ikili meteor yağmurunun altında ilerleyip nihayet güvenli kısma ulaştı.

 

Öte yandan Cılız Köpek onlar kadar şanslı değildi. Birkaç adım atabilmişti ki acı bir çığlık ile yere yığıldı.

 

Felaketi atlatan Nie Yan ve Tang Yao, hayatta ikinci bir şans elde etmiş gibi hissediyordu. Meteor yağan bir yeri koşarak kat etmek gibi bir başarıyı oyunda başka birinden beklemek garip olabilirdi.

 

Yao Yao ve Aykız, Nie Yan ve Tang Yao’nun yanına nefes nefese geldiler.

 

Yao Yao mutluydu. “Sağ salim gelebildiniz.

 

Kalbim hop etti. Allahtan kurtuldunuz.” Aykız’ın kalbi hala normal temposuna dönememişti.

 

Yardımın için teşekkürler. Beni iyileştirip kalkan vermeseydin, kim bilir halim nice olurdu.” Tang Yao Aykız’a teşekkür etti. Esrar Perisinin ölümü sonrası düşüncesiz hareket etmişti. Şu an bile perisinin ölümünün acısını atlatamamıştı.

 

Önemli değil. Esrar Perin ölmüş olabilir ama yenisini bulabilirsin. Moralini bozma.

 

Tang Yao gülümsedi. Zoraki bir gülümseme olduğu belliydi.

 

Yao Yao Nie Yan’a döndü. “Nirvana Alevi, böyle bir durumdan bile sağ çıktın. Gerçekten harikasın! Ama… kafamı kurcalayan bir şey var. İsimlerimiz konusunda ne yapacağız? Kıpkırmızı oldular. Ben sadece 5 kişi öldürdüm. Sanırım ismimi temizlemek için 6.000 sıradan mob öldürsem ucu ucuna yetecek.

 

Ben 11 öldürdüm, benim için de 20.000 tane gerek.” Nie Yan statü çubuğuna baktıktan sonra sırıttı. Hayatta kalabildiği için gerçekten şanslıydı. Bu sayede Düzen Kitabı’nın bölümleri hala elindeydi.

 

Yao Yao şaşırdı. Tek başına 11 kişi öldürmek bir Hırsız için olağanüstü bir başarıydı.

 

Bakayııım… Ben de… 92 mi? Na-nasıl yani? Olmaz öyle şey. Bu doğru olamaz. Sistem yanlış hesaplamış olmalı!” Tang Yao statü çubuğuna baktığında büyük bir şok yaşadı. Ancak az önceki savaşı anımsadığında bu sayının gayet mümkün olduğunu anladı. Yas ve öfkeye boğulmuş haldeyken ne yaptığından emin olamıyordu. Eğer durum buysa kırmızı ismini temizlemek için kaç ay, kaç yıl uğraşması gerekecekti?

 

Aykız’ın durumu çok daha iyiydi. Rahipler zaten öldürme konusunda iyi değillerdi. Üstüne bir de Aykız sürekli olarak susturulduğundan becerilerini kullanamamıştı. Haliyle ismi de kırmızıya dönmemişti.

 

Öyleyse Pullu Kurbağa avlarken Tang Yao’yla bize katılabilirsin.” Pullu Kurbağa öldürmek, PK statüsünden kurtulmanın en hızlı yoluydu.

 

Esrar Perim olmadan Pullu Kurbağaları öldürebilir miyiz?

 

Seviye 17 olduğuna göre öldürebilmemiz gerek. Öldüremezsek sıradan Pullu Kurbağaları avlarız.

 

Esrar Perimin ölmesi hiç iyi olmadı.” Perisi yine aklına gelmiş, yine üzüntüye boğulmuştu.

 

Esrar Perin öldükten sonra çantandaki Esrar Kristali yok olmadı değil mi? Şu anda bir taş parçasından farksız olmalı. Çıkar da üstünde herhangi bir çatlak falan var mı bakalım.” Nie Yan o anda önceki hayatından duyduğu bir hikayeyi hatırladı. Ölen Esrar Perisini canlandıran bir oyuncu vardı. Ancak bunu başarmak biraz zorlayıcıydı. Ebedi Şehre gidip, Esrar Kristalinden ölmüş periyi canlandırmanın bir yolunu bulmaları gerekecekti.

 

Kristal hala burada evet. Önceden ışıl ışıldı. Şimdi tamamen sönük durumda.” Tang Yao çantasından kristali çıkardı. Şu anda herhangi bir taş ile kristali birbirinden ayırt etmek güçtü. Merak içinde Nie Yan’a baktı. “Bu şey ne işe yarıyor?

 

Nie Yan kristali eline alıp incelemeye koyuldu. Kristalde herhangi bir hasar göremeyince gülümsedi. “Neyse ki kırılmamış.

 

Bir yolu var mı?

 

Nie Yan bir süre düşünüp cevap verdi. “Olmalı. Ama söz veremem.”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44250 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr