Mülkün asıl değeri gelecekte ortaya çıkacaktı. Boş dursa bile değerlenmeye devam edecekti.

Parasının büyük kısmını harcayan Nie Yan’ın elinde fazla seçenek kalmamıştı. Bir iki tane daha arsa alsa, fakir konumuna düşecekti. Zaten hedefinde bütün mülkleri satın almak yoktu. Mümkün olduğu kadar parasını artırsa yeterdi. Tek başına elinden bu kadarı geliyordu. Kişinin tek başına başarabileceklerinin bir sınırı vardı.

“Hilderlok güzel bir şehir. Sakinleri nazik ve sıcakkanlı. Şehir adına sana tebriklerimi sunuyorum. Başka arazi almak istediğin zaman gelmeye çekinme. Hilderlok’ta iyi vakit geçirmen dileğiyle…”

Kallan’ın bu sözleri Nie Yan’ı şaşırttı. Daha doğrusu bu sözlerden sonra hatırladığı şeye şaşırmıştı. Söylentilere göre Hilderlok’un idarecisi, imparatorluğun en babacan adamlarındandı. Ve garip bir şekilde oyuncuların şehrini övmesinden çok hoşlanıyordu.

“Hilderlok’u çok sevdim Şu ana kadar böle güzel bir şehir görmemiştim. Hatta hiç çekinmeden söyleyebilirim ki, burası imparatorluğun incisidir…” Nie Yan övgü üstüne övgü yağdırdı. Öyle ki, kendi söylediklerinden utanır hale gelmişti.

Öte yandan İdareci Kallan pek mutlu görünüyordu. Yüzünde gülücükler açmıştı.

「Sistem: İdareci Kallan’ın hoşnutluğunu kazandınız. Hilderlok’taki nüfuzunuz 7 arttı.」

Birkaç övgü cümlesinin böyle bir sonuç doğurmasını Nie Yan da beklemiyordu Havadan 7 nüfuz kapmıştı!

“Hilderlok hakikaten güzel bir yer. Bu yadsınamaz bir gerçek. Sana buraya neden Yeşim Şehri dendiğinin hikayesini anlatayım…” Eline fırsat geçince İdareci Kallan bülbül gibi şakımaya başlamıştı. Başlangıçta Nie Yan ilgileniyormuş numarası yapıyordu. Hikaye devam ettikçe numara gerçeğe dönmüş, şaşırıp kalmıştı.

Kallan, Hilderlok’un güneyinde bulunan altın şehri anlatmıştı. Şehrin şöhreti kıta boyunca yayılmış olsa da, çok az kişi Hilderlok’un doğusunda bulunun denizin içindeki altın adadan haberdardı. Adaya giriş şartı Seviye 60 idi ve her türden mücevheri adada bulmak mümkündü. Efsanevi kademe tanrısal silah olan Yargıcın Asası da en son bu adada görülmüştü.

Ayrıca, şehrin kuzey bölgesinde yaşayan, Krusch adındaki esrarengiz Usta Demirciden de bahsetmişti. Pazartesi ve Çarşamba günleri, büyülü ekipman satışları yapıyordu. İdareci Kallan’ın selamıyla, Nie Yan gidip Krusch’u ziyaret edebilirdi. Elbette koordinatlarını aldıktan sonra. Şansı yaver giderse birkaç parça yüksek kalitede ekipman alabilirdi.

Kallan son olarak, düşük ve orta seviye nadir eşyalar bulabileceği birkaç konum daha söylemişti. Bu değerli bilgiler Nie Yan’ın işine yarayabilirdi.

Muhabbet ederlerken, binaya giren birinin ayak seslerini duydular. Sesin geldiği yöne baktıklarında, onlara doğru gelen bir Vahşi gördüler.

Altın renkli tüm vücut zırhının üzerinde siyah yivler ve metalden dikenler vardı. Sırtında dev gibi bir çift elli kılıç asılıydı. Attığı her adımda yer titriyordu. Baştan aşağı müthiş ekipmanlarla donanmış bu kişiden, güçlü ve baskıcı bir aura yayılıyordu.

Vahşi, Nie Yan’ı gördüğünde şaşırmıştı. Anlık duraksamanın ardından yürümeye devam etti.

Metal Fırtına Seti, şu anda Vahşilerin bulabileceği en iyi setti! Nie Yan hemen Üstün Seziyi etkinleştirip karşı tarafı inceledi.

Gerek giydiği ekipman, gerek duruşundan bu kişinin herhangi biri olmadığı gün gibi ortadaydı. Nie Yan’ın beklemediği ise bu kişinin ‘o’ olmasıydı!

Ölüm Sevgisi, Hilderlok’un bir numaralı loncası olan Savaş Delisi İttifakının lideriydi. Güçlerinin zirvelerindeyken Hilderlok içerisinde 5-6 kaleyi birden ellerinde bulunduruyorlardı. Bu kişi de Hilderlok’un hakimlerinden biriydi. Bütün Zümrüt İmparatorluğunda güç bakımından ilk beşteydi. Malum olay yaşandıktan sonra, güç yarışından çekilmişti. Oyundaki gücünün yanı sıra, gerçek hayatta da Savaş Delisi Oyun Organizasyonunun lideri olduğundan ünlü biriydi. Şu anda Vahşi sıralamalarında beşinci sıradaydı. Görünene göre yükselmesi uzun sürmeyecekti.

Önceki hayatında Ölüm Sevgisi nüfuzlu biriydi. Nie Yan gibi normal oyuncuların onunla iletişime geçmesi mümkün değildi. Nie Yan lider sıralamasında ismini gösterse, muhtemelen ilk 200 kişi arasına girebilirdi. Gölge Dansçısı olmaya yalnızca bir adım uzaklıktaydı. Ancak, bu son adımı atarken sayısız oyuncu başarısız olmuştu. Ölüm Sevgisi ise en güçlü üç Vahşiden biriydi. İlk üçün altına hiç düşmemiş, bir yıl boyunca da bir numaradaki yerini korumuştu.

Onun etkisi olmasa, belki de Hilderlok şehri o şaşaalı günlerine ulaşamayacaktı.

Savaş Delisi organizasyonu, her biri sınıflarının en üst sıralarında yer alan altı oyuncu daha barındırıyordu. Mutlak üstünlükleri ve savaşta ünleri sayesinde bütün Hilderlok’u silip süpürmüşlerdi. Sonrasında Hilderlok’a sığamamışlar, Ayışığı şehrine gidip iki kale de orada almışlardı.

Muzaffer Dönüş kıtayı ele geçirmek için sefere çıktığında, Savaş Delisi İttifakı tek başına Muzaffer Dönüş ve Kana Susamış Kılıçların saldırılarına karşı koymuş, onlara ağır kayıplar verdirmişti. 100.000’den az olan sayılarıyla, Muzaffer Dönüş ve Kana Susamış Kılıçların 600.000 kişilik müşterek ordusunu mağlup etmişlerdi. O zamanlar kimse Savaş Delisi İttifakıyla baş edemiyordu. Ancak, işin içine Cao Xu girince, lonca içinde dağılma başlamıştı. Çok geçmeden yirmi önemli oyuncu, oyun organizasyonundan ayrılıp, Ölüm Sevgisini ve Savaş Delisi İttifakını mağlubiyete mahkum etmişlerdi. Ağır yenilgi sonrası çok sayıda oyuncu loncayı terk etmişti. Loncanın yarısına yakını gitmişti.

Ölüm Sevgisi ve kalan 60.000 kişi, Hilderlok’taki son kalelerini var güçleriyle savunmuşlardı. 300.000 kişiyle kuşatıldıklarında bile dayanmayı sürdürmüşler, Muzaffer Dönüş ve Kana Susamış Kılıçları defalarca geri püskürtmüşlerdi. Hiçbir ilerleme kaydedemediklerinden, düşmanları saldırıyı durdurmak zorunda kalmıştı.

Sarsılmaz iradesiyle, yaşayan bir efsane haline gelmişti.

Savaş Delisi İttifakı yalnızca 60.000 kişi kalsa da, kalanların hepsi loncaya karşı sadık olanlardı. Kaçanlar ne zaman loncadan bahis açılsa utanç ile başlarını eğiyorlardı. Yoldaşları ile loncalarını savunacakları yerde savaştan kaçmış, yoldaşlarını yalnız bırakmışlardı. Loncaya sonuna kadar sadık kalan üyelere kıyasla, korkak birer çöpten farkları yoktu.

Güçlü düşmanlara karşı omuz omuza savaşmak, birlikte yaşayıp ölmek… İşte yoldaşlık buydu!

Nie Yan yoldaşlığa kıymet verirdi. Ölüm Sevgisi’ne derinden saygı duyuyordu.

“Merhaba, ben Ölüm Sevgisi.” Ölüm Sevigi’nin selamı, Nie Yan’ı hatıralarından gerçekliğe geri döndürdü. Nazik tonunu duyanlar, onun şiddete meyilli Savaş Delisi İttifakı loncasının lideri olduğunu düşünmezdi.

“Memnun oldum. Ben de Nirvana Alevi.” Düşmanının düşmanı, dostu sayılırdı. Muzaffer Dönüş ve Kana Susamış Kılıçlar ile onca savaşı sebepsiz yere yapmış olamazdı. Belki de önceki oyunlardan kalma bir husumet vardı.

“Daha önce karşılaşmadık değil mi?” Hilderlok içerisinde azıcık da olsa nam yapmış bütün oyuncuları biliyordu. Tanışmamış olduklarının da en kötü adını biliyordu. Nie Yan’ın hem yüzü, hem de ismi ona tanıdık gelmemişti.

“Karşılaşmadık evet. Kalor’dan geliyorum çünkü.” Nie Yan bu bilgiyi gizlemeye gerek görmemişti. Zaten gizlese bile Ölüm Sevgisi küçük bir araştırmayla kim olduğunu öğrenebilirdi.

“Demek Kalor’dan geliyorsun? Orada çok sayıda büyük lonca var diye duymuştum.” Hilderlok ne kadar büyük olsa da, Kalor’un yanında minicik kalıyordu. “Ama sen loncalara üye değilsin sanki.”

“Yalnız takılıyorum. Loncalara katılmadım.”

Ölüm Sevgisi şaşkın halde, şehrin holografik modelinde güney bölgesini işaret etti. “Orayı sen mi satın aldın?”

“Evet.”

“Çok önceden orayı gözüme kestirmiştim. Alacak parayı bulmam bayağı zamanımı aldı. Şimdi de satın almaya gelmiştim, ama ben gelene kadar başkasının eline düşmüş. Sezgilerin kuvvetliymiş.” Ölüm Sevgisi günlerdir orayı almak için para topluyordu. Artık böyle bir şansı kalmamıştı.

“Öyle mi? Kısmet değilmiş demek ki.”

“Hahaha, önemli değil. Ben de başka bir yer alırım o zaman.” Ölüm Sevgisi konuyu anında kapattı. Nie Yan’ı zor duruma sokmak istememişti.

İdareci Kallan gülümseyerek Ölüm Sevgisi’ne baktı. “Hangi mülkü satın almak istediğinizi öğrenebilir miyim?”

“Burası güzel görünüyor.” Ölüm Sevgisi eliyle haritadan seçtiği yeri işaret etti. Ardından İdareci Kallan’a parayı ödeyip, tapusunu aldı. Seçtiği yer Nie Yan’ınkine kıyasla biraz eksik kalıyordu. Yine de, oldukça önemli bir konumda olduğundan zamanı geldiğinde değerini katlayacaktı. Görünen o ki Ölüm Sezgisi gayrimenkulden anlıyordu. Gücü, oyunun en usta oyuncularından olduğunun kanıtıydı. Anlaşılan sezgileri de Nie Yan’ınkilere yakın seviyedeydi.

Ölüm Sevgisi’ne rastlaması, Nie Yan’ı uyandırmıştı. Oyun, harika oyuncularla doluydu. Birazcık bile geç kalmış olsaydı, satın almak için geldiği yer Ölüm Sevgisi’nin eline düşecekti. Ayrıca, Ölüm Sevgisi harekete geçtiyse, diğer loncaların liderleri de mülk edinmeye başlamış olabilirlerdi. Büyük güçlerin liderleri furyaya katıldıklarında, satılık mülklerin sayıları hızla azalacaktı. Nie Yan acele edip birkaç yer daha almazsa, bütün satılık yerler tükenebilirdi.

“Birbirimizi arkadaş ekleyelim mi? Yeni bir dost, yeni bir seçenek demektir. İstersen loncama da katılabilirsin. Finansal kaynağını loncamla birleştirirsen, büyük işler başarabiliriz. En azından Hilderlok içindeki hiçbir lonca karşımızda duramaz.” Ölüm Sevgisi’nin asıl amacı buydu. Nie Yan yalnız bir oyuncu olmasına rağmen, hiçbir oyuncunun hayal edemeyeceği miktarda parası vardı. Ölüm Sevgisi ister istemez Nie Yan’a ilgi duymuştu.

“Arkadaş ekleyebiliriz elbet. Fakat özgürlüğüm bende kalsın. Loncaların beni kısıtlamasından hoşlanmıyorum.”

“Sorun değil. Seni anlıyorum.” Lonca teklifini sunarken Ölüm Sevgisi bile pek ümitli değildi. Ancak yeni biriyle tanışmak kazançlı olabilirdi. Nie Yan Hilderlok’ta arsa satın aldığına göre, gelecekte sık sık karşılaşmaları olağandı. Dost veya düşman, hangisi olacaklarını birbirlerini tanıdıklarında görecekti. Kendini tanı, düşmanını daha iyi tanı. Bütün savaşlardan galip ayrılmanın tek yolu buydu.

「Sistem Ölüm Sevgisi arkadaşlık isteği gönderdi. Kabul ediyor musunuz?」

Evet!

「Sistem: Ölüm Sevgisi arkadaş olarak eklendi.」

Ölüm Sevgisi’ni eklerken, Nie Yan’ın aklında tek bir düşünce vardı. Şu anda aralarında bir savaş yoktu. Lakin ileride Muzaffer Dönüş ile Savaş Delisi İttifakı tekrar savaşa girerlerse, Ölüm Sevgisi, Nie Yan’ın yanına çekmek istediği potansiyel bir müttefik olacaktı.