Bildirimler ekrana akın ederken Nie Yan şaşkınlık içerisindeydi. İki gün içerisinde bu kadar çok satış yapmayı beklemiyordu.

Son birkaç gün içerisinde Sosil Vadisi’ndeki yoğunluk azalacağı yerde daha da artmıştı. Sosil Vadisi’nde düşen ekipmanlar kaliteliydi. Kurtadamlar da dişe dokunur tecrübe puanı veriyorlardı. Fakat yoğunluğun asıl sebebi, yakında açılacak olan yeni zindana dair söylentilerdi. Açıldığı zaman hazırlıklı olmak isteyen çok sayıda oyuncu ve lonca, burada ekipman kalitesini yükseltmeye çalışıyordu.

Sonuç olarak Siyah Fenol kullanımı tavan yapmıştı. Müzayede evinde Siyah Fenol kalmayınca da Yıldızlı Gece İksir Dükkanına akın etmişlerdi. Burada satılan Siyah Fenol ve Siyah Fenol Tarifleri oldukça pahalıydı. Alıcılar, iliklerine kadar sömürüldüklerini hissediyorlardı. Dükkanın sahibi bilinmediğinden pazarlık ihtimalleri de yoktu. Hal böyle olunca, zorlu bir karar sürecinin ardından buradan alışveriş yapmaya başlamışlardı. Kazıklandıklarının farkındaydılar. Ama varoşların ortasındaki bu dükkan haricinde Siyah Fenol ve Siyah Fenol Tarifi satan bir yer olmadığı için, başka seçenekleri kalmıyordu.

Gerçek dünyada da düzen böyle işliyordu.

İki günlük satışları, Nie Yan’a 25 altın kazandırmıştı!

Para kazanma konusunda kim onunla aşık atabilirdi?

Cepleri parayla dolduktan sonra, servetini hızla büyütmeyi planlıyordu. Para cebinde ne kadar durursa, oyuncuların da para kazanmak için o kadar zamanı olacaktı. Herkesin parası olduğunda Nie Yan’ın satın alma gücü düşecekti. Ayrıca Seviye 10’a ulaştıktan sonra, transfer noktalarını kullanarak diğer şehirlere gitme imkanı doğmuştu. Planının diğer aşaması buydu. Hedefleri Kalor’la sınırlı kalmayacak, diğer şehirlerde de mülkler edinecekti. Ancak oyalandığı her dakika, bu fırsatı kaçırmasına sebep olabilirdi!

Oyun içi mülkler üzerindeki kapışma şiddetli geçecekti. O zamanlara kalmadan, edinebildiği kadar mülk edinmeliydi.

Bunun yanında Siyah Fenol ile pazarı domine etmesinin dolaylı bir etkisi olmuştu. Loncalar Nie Yan’a para akıtırlarken, kendi hazinelerini küçültmüşlerdi. Böylece onların mülk edinmeleri zaman alacakken, Nie Yan bu işi onlardan kazandığı para ile hemen yapabilecekti.

İyi haberler alan Nie Yan, kasvetli mezarın içerisinde mutlu oldu. Devriye gezen Vampir bölüklerinin hareket düzenlerini çözmüş ve aklına kazımıştı. Aynı zamanda uygun bir de plan yapmıştı. Planında küçük bir açık olmasına rağmen denemeye karar verdi.

Altındaki karanlığa bakarak, kafasında bir güzergah belirledi. Ardından sütunun üstünden atlayıp, yere indiği anda Kamuflaja girdi ve ortamla bütünleşip kayboldu.

Vampirlerin algı alanından uzak kalması için, en azından on metre uzaklarında durmalıydı. Sütunun sağladığı görüş avantajı olmadan bunu yapması zor olacaktı. Dolayısıyla, önceden belirlediği güzergah üzerinde hızla hareket etmeliydi.

Şu anda tamamen hafızasına güveniyordu. Neyse ki bu konuda kendine güveni tamdı. Zifiri karanlıkta veya gözleri bağlı halde ilerlese bile, güzergahından fazla uzaklaşmadan hedefine varabilirdi.

Elli metre yol aldıktan sonra durup nefesini tuttu.

On metre uzağından bir Vampir grubu geçiyordu.

İlk grup uzaklaştığında, bu sefer arkasından yaklaşmakta olan başka bir grup belirdi.

Nie Yan aniden hızlanıp, arkasından gelen grubun algı alanından uzaklaştı. Bu şekilde kah duruyor, kah koşuyordu. Yüz metre ilerlediğinde, otuz tane Vampir bölüğünü atlatmıştı.

Hafızası dünyanın en iyisi olmasa da mükemmel derecedeydi.

Otuz metre daha çılgınca koştuktan sonra bir kez daha durdu. Lord sınıf Vampir Kontlarıyla arasında otuz metre kalmıştı. Renkli giysiler giyen kontlar, oldukça yakışıklılardı. Mavi gözleriyle etrafı kolaçan ediyorlardı.

Kamuflajını muhafaza ederken bakışları, Vampir Kontlarından, onların az ötesinde duran taş platforma ve üzerindeki siyah ahşap kutuya kaydı. Tek bir bakış, kalp atışlarını hızlandırmaya yetmişti.

Özgürlük Bölümü, gözlerinin önündeydi!

Elini kutuya attığı anda, Özgürlük Bölümü onundu. Sonrasında Bilinmeyen Işınlanma Parşömeni ile rahatlıkla kaçabilirdi.

Ansızın, üç farklı yönden üç Vampir grubu belirdi.

Derin bir nefes alıp, solunumunu yavaşlattı. Sonraki adım en önemli olanıydı. Bu grupları atlatabilirse, Lord sınıf Vampir Kontlarını geçip Özgürlük Bölümü’ne ulaşması için otuz saniyesi olacaktı.

Ancak, bulunduğu yerin güvenliğinden şüphe duyuyordu. Sütunun üzerinde o kadar kalmasının sebebi, platformun etrafında çok fazla Vampir grubunun olmasıydı. Gruplardan ikisi, on metre alanına oldukça yaklaşmışlardı. Nie Yan bütün dikkatini onlara yöneltmek zorunda kalmıştı. Çünkü tek bir yanlış adımı, Vampirlerin onu bulmasına yol açabilirdi.

Bu resmen ölümle dans etmekti!

Üç devriye grubu, Nie Yan’a gittikçe yaklaşıyordu. On metre alanına girmelerine ramak kalmıştı. Nie Yan’ın boğazı düğümlendi.

Sakin ol! Sükunetini kazandıktan sonra Vampir gruplarına baktı. Grupların her biri kalabalık denecek boyutlardaydı. En küçüğünde birkaç düzine Vampir varken, en büyük grupta yüzden fazla Vampir vardı. Yüzlerini net bir şekilde seçebileceği kadar yakındılar.

Gruplar birer birer bölgeden uzaklaştılar. Nie Yan istediğini almıştı.

Fakat tam o anda, mezarın sessizliği yüksek bir çığlıkla bozuldu.

Nie Yan sesin geldiği yöne baktığında, bir Vampir tarafından bulunduğunu anladı!

Vampirler birbirleri ardına Nie Yan’a döndüler. Vampir Kontları de dahil bütün Vampirler, bu yabancıyı gördüklerinde kıyameti kopardılar.

Lanet olsun! Buldular beni! Nie Yan’ın artık duraksayacak zamanı yoktu. Hemen bir Temel Hız Parşömeni etkinleştirip, var hızıyla Özgürlük Bölümü’ne doğru koşmaya başladı. Bu son şansıydı. Bölüme ulaşamadan Vampirlere yakalanırsa, mecburen Bilinmeyen Işınlanma Parşömenini etkinleştirip buradan uzaklaşacak ve yeni bir fırsatın doğmasını bekleyecekti.

Seviye 20’den önce beklediği fırsatı elde edememesi gayet muhtemeldi. Neticede Bilinmeyen Işınlanma Parşömeni olmasa buraya gelemezdi. Yine benzeri bir eşya bulmalıydı ki, tekrar deneyebilsin.

Vampir Kontları, Nie Yan’ın varlığından haberdar olduklarında fırlamışlardı. O kadar hızlılardı ki, koşarken arkalarında ardıl görüntüler bırakıyorlardı.

Bu sırada çok sayıda Vampir de Nie Yan’a arkadan yaklaşıyor, kaçış yollarını kapatıyordu.

Bir Vampir ileri atıldı. Nie Yan hafifçe vücudunu çevirerek bu Vampiri atlattı. Hızını kesmeden çılgın koşusuna devam etti.

Lanet olsun! Keşke Parıltı Tozu, Ağ Parşömeni veya Koyun Dönüşüm Parşömeni işe yarasaydı. Keşke Fırtına Adımı veya Depar olsaydı. Keşke…

Lakin keşkelere ayıracak zamanı yoktu. Şu anda yalnızca Seviye 10’du. Eski Seviye 180 Yüce Hırsız yoktu. Elinde olan kısıtlı imkanları kullanarak amacına ulaşmalıydı.

Önceki hayatında Seviye 10 iken, hiçbir özelliği olmayan dümdüz bir oyuncuydu. Ancak yaptığı her iş karmaşık ve sıradanlıktan uzaktı. Şu anda yaptığı şey gibi!

Hala sınırlarına ulaşmamıştı!

Rüzgar hızında Özgürlük Bölümü’ne ilerliyordu. Yalnızca yedi metresi kalmıştı. Bilinmeyen Işınlanma Parşömenini çantasından çıkarıp elinde sıkmaya başlamıştı. Özgürlük Bölümü’nü alır almaz buradan uzaklaşacaktı.

Arkasındaki Vampir ordusuna toz yutturdu.

O sırada, önüne geçen iki Vampir Kontunu gördü. Uzun dişlerini gösterdikten sonra iki kırmızı ışık gibi Nie Yan’ın üzerine geldiler.

Kontlar pençelerini Nie Yan’a savurduklarında, Nie Yan başını eğerek ileri sıçradı. Sağ kolunu yere destek olarak kullanıp takla attı ve Kontların saldırılarından kurtuldu.

Saldırıları boşa giden Kontlar, öfkeyle bağırdılar.

Artık platforma üç metre kalmıştı. Platformun üzerinde duran, Özgürlük Bölümü’nün bulunduğu siyah ahşap kutuya baktı ve İpek Eğirici Yüzüğü etkinleştirdi. Yüzükten fırlayan ağ kutuya yapıştı. Ağa asıldıktan sonra kutu Nie Yan’a uçmaya başladı.

Bir kez daha ileri sıçrayan Nie Yan, sol eliyle kutuyu yakalayıp, yuvarlanarak yere indi.

Özgürlük Bölümü’nü ele geçirmişti!

Gerçi kutlamak için biraz erkendi. O anda vücudu söz dinlemez, yerinden kıpırdayamaz hale gelmişti. Görünmez bir güç tarafından olduğu yere çakılmıştı. Arkasından gelen Kontlardan biri, keskin pençesini Nie Yan’ın başının arkasına savurdu. Beyni, pençenin gücüyle havaya uçmak üzereydi!

Ancak Nie Yan’ın elinden göz alıcı bir parlaklık yükseldi.

Kont, pençesi Nie Yan’ın başına değdiğinde, beklediği kanlı manzarayı göremedi. Şaşırmıştı. Düşük bir zekaya sahip olduğundan, neler olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

Nie Yan’ın vücudu silikleşti. Ardından tamamen kayboldu.

Kontun saldırısı ıska geçmişti.

Nie Yan gözlerini açtığında, kalbi hala deli gibi çarpıyordu. Az önce bir milisaniye bile gecikseydi… Kontun Ruh Bağı becerisine sahip olacağını düşünmemişti. Bu gerçekten korku verici bir beceriydi.

Ruh Bağı yaratıklara has bir beceriydi. Hedefin üç metre yakınına girildiğinde kullanılabilirdi. Etkinleştirildiği zaman hem hedef, hem de kullanıcı beş dakika boyunca hareket edemezdi. Onu hedefleyen Kont hayatta olduğu sürece beş dakika boyunca burada çakılı kalacaktı. Işınlanma, geçersiz bırakıcı bir beceri veya bunlara benzer bir şey kullanmadığı sürece kaçma şansı yoktu.

Neyse ki, Bilinmeyen Işınlanma Parşömenini tam zamanında etkinleştirmişti. Aksi taktirde vücut parçaları şu anda mezarın içini boyluyor olacaktı.

Yeniden belirdiğinde çölün ortasındaydı ama tam yerini bilmiyordu. Lakin Hems’te olduğuna emindi. Üzerinde gelmekte olan bir grup İskelet Dövüşçüyü görünce koşarak uzaklaştı. Koşarken heyecanına daha fazla hakim olamayıp Özgürlük Bölümü’nün bulunduğu kutuyu açtı.

Düzen Kitabı’ndan bir bölüm, gözlerinin önüne serildi.

Bu, Düzen Kitabı’nın ilk cildine ait olan Özgürlük Bölümü’ydü!

Nie Yan hemen bölümün özelliklerini inceledi.

Çantasında Düzen Kitabı’ndan ikinci bir bölüm eklendiğinde, Nie Yan yeniden doğmuş gibi capcanlı hissediyordu. Elinde bu iki sayfa olduğu sürece, eski hali ile şu anki halini kıyaslamak mümkün değildi!