Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 117: İskelet Kodo

---

 

Düzinelerce İskelet Dövüşçü kaybettiği çok sayıda girişiminin ardından, hala bir Kodo kontrol edememişti.

 

Anlaşılan hedef ve uygulayıcı arasındaki seviye farkı, Hortlak Ayininin başarısını önemli ölçüde etkiliyordu. Düşünüp taşındıktan sonra bir kanıya varamayınca, oyunun resmi sitesinden Hortlak Ayini ile alakalı işe yarar bir bilgi edinmeyi denedi. İlginçtir, gerçekten de faydalı bir şey öğrendi. Sitede yazana göre hedef ve uygulayıcının seviyeleri aynı olduğu zaman Hortlak Ayininin başarı şansı %20’ydi. Aradaki seviye farkı 1 arttığında, becerinin başarı şansı da 1 düşüyordu. Ayrıca Lider, Alt Lider gibi sınıflar da başarıyı etkileyen önemli faktörlerdendi. Kısacası, hedefin seviyesi, uygulayıcıdan yirmi fazlaysa başarma ihtimali ortadan kalkıyordu.

 

Böyle bir beceriyle ilk karşılaşması olduğundan, Nie Yan’ın konu hakkında pek bilgisi yoktu. Görünen o ki, bu gibi durumlarda oyunun web sayfasını kontrol etmek faydalı olabilirdi.

 

Kendisi Seviye 9, İskelet Kodo Seviye 23’tü. Üstüne bir de Kodonun Lider sınıf olması eklenince, şu ana kadarki başarısızlığı şaşılacak bir olay olmaktan çıkıyordu.

 

Fakat İskelet Kodoyu kontrol etmesi, planının sonraki aşamasına geçmesinde kilit rol oynuyordu.

 

Zaman geçtikçe Nie Yan’ın sabrı azalıyordu. Tek tesellisi artan tecrübesiydi. İskelet Dövüşçü toplarken öldürdükleri sayesinde burayı güzel bir kasılma noktasına dönüştürmüştü.

 

Artık kaç tane İskelet Dövüşçü öldürdüğünün sayısını unutmuştu. İsim verirken sürekli yanılgıya düşüyordu. Bu 27 miydi 28 miydi? Sonunda herhangi birine Kodoyu oyalama görevi veriyor ve kendisi de arkadan Hortlak Ayini uyguluyordu.

 

İskelet Dövüşçü, Kodoya yaklaşıyordu. Menzile girdiğinde baltasını kaldırıp Kodoya koşmaya başladı.

 

Saldırıya uğrayan Kodo öfkeyle karşılık verdi.

 

İskelet Dövüşçü metrelerce geriye uçmuştu.

 

Bu andan yararlanmak isteyen Nie Yan, Hortlak Ayini uyguladı.

 

Her zamanki gibi büyüyü uyguladığı anda geri çekiliyorken, Kodonun vücudundaki değişimi gördüğünde durdu. Başardım mı? Hızla sistem bildirimini açıp sonuca baktı. Başardım!

 

Zihninden Kodoya hareket etmesini söyledi. Emri alan Kodo, Nie Yan’ın talimatı doğrultusunda harekete geçti.

 

“Hahaha! Sonunda başardım!”

 

İlk Kodo hizmetkarını edindiğine göre, sonraki aşamaya geçebilirdi.

 

Kodonun üzerindeki Hortlak Ayini etkisi oldukça uzun sürüyordu. Haliyle, zamanının bir kısmını seviye atlamakla geçirebileceğini düşündü.

 

「Şu an neredesin?」Nie Yan, Tang Yao’ya mesaj gönderdi.

 

「Yu Lan ve diğerleriyle kasılıyoruz. Neden sordun?」Tang Yao, Yu Lan’ın takımıyla birkaç gün önceki tanışmalarının ardından, takıma iyice adapte olmuştu. Birlikte zindanlara giriyorlar ve seviye kasıyorlardı. Nie Yan’ın tavsiyeleri sayesinde takımın gücü de hissedilir derecede artmıştı. Şu anda Günahkar Şaman Karargahı’nı temizleyebilecek güçteydiler.

 

「Şehre dön.」dedi Nie Yan. Yalnızca Tang Yao’yu yanına alabilirdi.

 

「Pekala, önce takıma veda edeyim.」

 

Birkaç dakika sonra Tang Yao tekrar mesaj gönderdi.「Şehirdeyim. Sen nerdesin?」

 

「Transfer noktasına gidip Hems, Ölü Alan Kapısı’na ışınlan. Ücreti 20 gümüş. Yeterli paran var mı?」

 

「Hems, Ölü Alan Kapısı… Bir saniye, orası Seviye 20 bölgesi değil mi? Orada ne işin var?」Nie Yan neden Seviye 20 bölgesindeydi? Canına mı susamıştı?

 

「Geldiğin zaman anlarsın!」

 

「Ahh, tamam. Bir dakika izin ver. Şu anda yeteri kadar param yok.」Nie Yan yalnız gelmesini istediğine göre önemli bir sebebi olmalıydı. Kardeşine güveni tam olduğundan, daha fazla soru sormadı.

 

「Ne kadar eksiğin var? Ben tamamlayabilirim.」

 

「Gerek yok. Az bir eksiğim var. Babamın yaverinden isterim.」

 

「Tamam o zaman, acele et. Bekliyorum.」

 

Nie Yan, İskelet Kodo arayışına çıktı. Aynı taktiği kullanarak, İskelet Dövüşçüler Kodonun dikkatini dağıtırken, kendisi arkadan Hortlak Ayini uyguluyordu. Kodo 1’i savaşa sürse, yeteri kadar Hortlak Ayini uygulayamadan diğer Kodo ölebilirdi.

 

Ancak başarıya ulaşması için onlarca defa Hortlak Ayini uygulaması gerekiyordu.

 

Hortlak Ayini!

 

İskelet Dövüşçüye odaklanan Kodo, Nie Yan’ın arkadan yaklaştığını hissedememişti. Beceri kullanıldıktan sonra Kodo şiddetle titredi. Kemiklerinin rengi metalik siyaha dönüşüyordu. Hortlak Ayini ile ikinci Kodo hizmetkarını edinmişti.

 

Bu olay Nie Yan’ı fevkalade mutlu etti. Beklediğinin aksine beceri başarıya ulaşmıştı. Şans konusu, kimsenin hakkında kesin konuşamayacağı bir konuydu. Kimisi yüzlerce kez bir işi deneyip başaramazken, şanslı bir başkası aynı işi birkaç denemede başarabilirdi.

 

Böylece Kodo 2, Nie Yan’ın hizmetkarları arasında yerini almıştı. Kodolar eskinin dinozorlarını andırıyorlardı. Kalın ön bacakları, iri cüsseleri ve başlarının üzerinde üç sivri boynuzları vardı. Göz yuvalarında yeşil alevler parlıyordu.

 

Yanında bu Kodolar olduğu sürece seviye atlama hızı da katlanacaktı.

 

「Hems’e geldim. Neredesin?」

 

「Orada bekle, seni almaya geliyorum.」Nie Yan, yanına aldığı İskelet Kodolar ve İskelet Dövüşçüler ile transfer noktasına yöneldi.

 

Bir süre yürüdükten sonra, transfer noktasında dikilen kısa, tombul arkadaşını gördü.

 

“Korkunç… Bunlar senin mi?” Nie Yan’ın hizmetkarlarını gören Tang Yao, küçük dilini yutmuştu.

 

“Aynen. Gel benimle. Seviye atlamaya gidiyoruz.”

 

“Seviye 9… Nasıl bu kadar hızlı kasıldığını şimdi anladım. Bir daha Kodoları getirirken haber ver. Korkudan altıma edecektim. Kodolar yanımızdayken seviye atlama hızımız katlanacak.”

 

Nie Yan güldü. Tang Yao’nun tahmini fena değildi ama hızının bu Kodolarla alakası yoktu.

 

“Esrar Perin nerede?”

 

“Saklanıyor. Yabancılardan biraz korkuyor da.”

 

O sırada Tang Yao’nun arkasında saklanan küçük, mavi periyi gördü. Tatlı, küçük bir çocuğu andıran peri, görünüşünün aksine oldukça atikti. Havada süzülürken, vücudunun etrafına mavi ışık parçacıkları yayılıyordu.

 

Peri arada bir ağzından baloncuk çıkarıp üflüyordu.

 

Esrarlı Büyücüler, Esrar Perilerini diğer oyuncuların saldırılarına karşı düzgünce korudukları sürece, sonsuz bir mana havuzuna sahip olabilirlerdi. Bu, özellikle çok sayıda yüksek hasara sahip büyü kullanan Esrarlı Büyücüler için bulunmaz bir nimetti. Mana sıkıntısı yaşamadan özgürce büyülerini kullanabilirlerdi. Ayrıca bekleme süreleri ciddi ölçüde azaldığından, aynı büyüyü tekrar tekrar kullanma ihtimalleri vardı.

 

Esrarlı Büyücüler, başka oyuncularla karşılaşırlarken ilk önce Esrar Perileri hedef alınırdı. Tam da bu sebepten Esrar Perisini Seviye 3’e kadar geliştirmek oldukça zor bir işti. Esrar Perisini Seviye 5’e yükselten biri varsa, o kişi son derece yetenekli biri olmalıydı. Böyle birinin fazla düşman edinmemesi gerekirdi.

 

“Ee, Seviye 1 Esrar Perisinin bonusları neler?”

 

“Mana Yenilenme Oranı +%200, Bekleme Süreleri -%30, Büyü Hazırlığı Süreleri -%30.”

 

“Bayağı iyiymiş.” Nie Yan sakin görünse de, içten içe şaşırmıştı. Esrar Perileri gerçekten büyük nimetti. “Şu andan itibaren başka oyuncularla savaşmaktan kaçınmalısın. Perin ölürse kaybın büyük olur.”

 

“Anlıyorum.” Tang Yao bundan sonra kazanacağından emin olmadığı zamanlarda düello yapmama kararı aldı. Güçsüz oyuncularla yapacağı tek taraflı maçlarda sakınca yoktu. Yoksa savaşma isteği onu rahat bırakmazdı. Neticede Esrar Perisi ona büyük bir üstünlük sağlıyordu. Bu üstünlüğü başkalarını ezmekte kullanamayacaksa ne anlamı kalırdı?

 

Nie Yan sırıttı. Arkadaşını iyi tanıyordu. Tang Yao kesin bir cevap vermiş olsa da, aklından başkaca planlar kurduğuna emindi. Gelecekte kötü bir şey olmamasını sağlamanın tek yolu, Tang Yao’yu bir an önce güçlendirmekti. Kendini koruyacak güce eriştiğinde, usta oyuncular karşısında bile zarar görmeden savaşabilirdi.

 

“Yola çıkalım o halde.” Nie Yan, Tang Yao’yu yanına alıp biraz önce İskelet Kodo kovaladığı bölgeye geldi. Kodolarla karşılaştığında, kendi Kodolarını kalkan olarak öne sürüp, arkadan Hortlak Ayini uyguluyordu. Beceri başarısız olduğunda ise Kodonun işini bitiriyordu.

 

「Sistem: Bir İskelet Kodo (Lider) katlettiniz. Seviyenizin üzerinde bir yaratık öldürdüğünüz için +%700 tecrübe kazandınız. 28.290 tecrübe puanı kazandınız.」

 

Tecrübe çubuğunun doluş hızı, Tang Yao’yu hayrete düşürdü. Tek yaptığı Nie Yan’ın yanında durmaktı. Nie Yan Kodo 1 ve 2’ye, hedeflediği Kodoyu öldürme emri verdiğinde tecrübesi %62’den %73’e fırlamıştı.

 

Bu hız dehşet vericiydi.

 

Yu Lan ve takımıyla birlikte kasılırken, Meteor ile toplu halde yaratıkları öldürebiliyordu. Buna rağmen yarım saatlik uğraşı ile en fazla %6 tecrübe kazanabiliyordu.

 

“Fazla uzaklaşma.” Nie Yan, İskelet Kododan düşen eşyayı aldıktan sonra Kodo 1 ve Kodo 2 ile birlikte, başka bir İskelet Kodo aramaya gitti.

 

“Burada seviye atlamak çok kolay! Ne düştü?”

 

“Talih Mücevheri.”

 

“Desene şanslıyız.” Talih Mücevherinin adet fiyatı 5 gümüştü. Tang Yao’ya göre bu oldukça güzel bir miktardı. Dillendirmemiş olsa da, Kalor’dan buraya ışınlanırken ödediği 20 gümüş için hala dertleniyordu. Tek bir yolculukla bütün birikimi uçup gitmişti.

 

Bölgede ilerlerken Nie Yan’ın aklına Tang Yao’nun parasının kalmadığı gelmişti. Kendisi bu yolculuktan yeteri kadar kazanmıştı zaten.

 

“Tang Yao, bundan sonra düşenleri sen topla. Ben sadece işime yarayanları alacağım. Geri kalanı sen satıp para kazanırsın.” Nie Yan’ın paraya ihtiyacı yoktu. Ayrıca çantasına doldurduğu ekipmanlardan kurtulma derdi de kalmamış olacaktı.

 

“Sen istemiyor musun?”

 

“Paraya ihtiyacım yok.”

 

“Madem o kadar zenginsin, bundan sonra düşenleri ben toplayacağım!” Nie Yan onun çocukluk arkadaşıydı. Yerde emeklediklerin andan beri birlikte büyümüşlerdi. Bu gibi durumlarda gösterilen gereksiz nezaket, arkadaşlıkları onlarınki kadar derin olmayan kişilerin yapacağı bir şeydi.

 

Bir süre sonra Tang Yao’nun üzerinden bir ışık yükseldi. Seviye atlamıştı!

 

“Vay anasını! Acayip hızlı seviye atladım!” Tang Yao tecrübe çubuğuna baktı. Seviye 8 olduktan sonra tecrübe çubuğunun %5’i dolmuştu. Bu hızla iki güne kalmadan Seviye 9’a ulaşabilirdi.

 

“İşe yarar bir şey düştü mü?”

 

“Seviye 20 Gümüş kademe ekipman, Şövalye beceri kitabı ve Talih Mücevheri. 2 gümüş de para. Bunları satsam ne kadar kazanırım acaba?”

 

“Talih Mücevherini bana ver. Geri kalanı satabilirsin.” Nie Yan ardından beceri kitabına baktı. Bu bir Sükunet kitabıydı. “Bu kitabı müzayede evine koy. Ama sakın 50 gümüşün altına satma.”

 

“O kadar pahalı mı? O zaman bunun karını bölüşelim.” Sükunet beceri kitabı Tang Yao’ya göre çok pahalıydı. Nie Yan ona birkaç gümüş kazandırabilirdi ama 50 gümüş biraz fazlaydı.

 

“Gerek yok.” Nie Yan umarsızca güldü. “Altı üstü 50 gümüş.” Bu miktar Nie Yan’ın dişinin kovuğuna yetmezdi.

 

Ne demek altı üstü 50 gümüş! Bütün birikimi yaklaşık 20 gümüştü. Onu da bir anda harcamıştı. Bu Nie Yan’ın ne kadar parası vardı?