Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 116: Esrar Perisi

---

 

Nie Yan’ın oyun bilgisi, şu anda var olan bütün oyuncuların kat be kat üstünde olsa da, o bile yavaş yavaş gelişmek zorundaydı. Parça parça en iyi ekipmanları toplamalı ve gücünü zamanla artırmalıydı. Ancak bu şekilde diğer oyuncuların önüne geçebilirdi.

 

Bu sebepten, planlarını gerçekleştirmek için Düzen Kitabı’nın bölümleri şarttı.

 

Vardığı çorak topraklar, bir bariyer tarafından çevrelenmişti. Böylece etrafa zarar vermesinin önüne geçilmişti. Yaratıkların doğduğu bölgelere uzun bir yürüyüş mesafesi vardı.

 

Hayal meyal hatırladığı sınır işaretleri dışında, doğru yolu bulmasının imkanı yoktu. İlk bariyer katmanını geçince, Hems’in çorak topraklarında bir başına dolaşan dev bir figür gözüne takıldı.

 

İskelet Kodo!

 

Hems içerisinde birkaç tür yaratık bulunurdu. İskelet Kodo da bunlardan biriydi. Savaşta binek olarak kullanılan yaratıkların ruhlarının kalıntıları olan İskelet Kodo, hortlak olarak yeniden doğmuş ve bu topraklarda sonsuza kadar kalmaya mahkum edilmişti.

 

Hems’te toplamda üç yüzden fazla İskelet Kodo vardı. Bunlar öldürülseler bile, ertesi gün yeniden doğacaklardı. Yeniden doğma süreleri uzundu ama düşürdükleri eşyalar kaliteliydi. Şanslı oyuncuların İskelet Kodo Eyeri düşürme ihtimalleri bile mevcuttu.

 

Oyun geliştiricileri Özgürlük Bölümü’nün yerini duyurduklarında, sayısız takım Hems’e akın etmişti. Bütün takımlar bölümü ilk ele geçiren olmak istiyorlardı. Bu oyuncu akını sonucu, düşen eşyaların çalınması kaçınılmaz hale gelmişti. Sonuç olarak yaratıklardan düşen eşyalar için, oyuncular birbirleriyle savaşmaya başlamışlardı.

 

Nie Yan Kamuflaja girip İskelet Kodoya yaklaştı. Yeterli mesafeye geldiğinde Üstün Seziyi etkinleştirdi.

 

İskelet Kodo (Lider): Seviye 23 Sağlık: 1,600/1,600

 

Lider sınıf İskelet Kodo… Şu anki gücüyle saldırıya geçmek akılsızlık olurdu. Hortlak Ayini, hortlakları kontrol etmeye yarayan bir büyüydü. Fakat başarısız olduğunda hedef aldığı yaratığın aggrosunu çekmiş olacaktı. İskelet Kodolar yüksek hızlara ulaşabildiklerinden, bu durum büyük tehlike arz ediyordu. Aradaki seviye farkı da eklenince, kaçması imkansız hale geliyordu.

 

İskelet Kodoyu kontrol etmek için bir plana ihtiyacı vardı. Planın ilk aşaması da uygun bir kalkan bulmaktı.

 

Yanlış hatırlamıyorsam, doğuda düşük seviye hortlaklar olmalıydı. Önce oraya gidip ne yapabileceğime bakmam gerek.

 

Nie Yan yavaş yavaş bölgeden uzaklaştı. İskelet Kodonun görüş mesafesinden çıkana kadar Kamuflajı bozmaya cüret edemedi. Ardından doğuya doğru koşmaya başladı.

 

Yaklaşık üç dakika sonra, birkaç düşük seviyeli hortlak gördü. Ellerinde pas tutmuş savaş baltaları ve ahşap kalkanları ile boş boş dolaşıyorlardı.

 

İskelet Dövüşçü: Seviye 15 Sağlık: 800/800

 

Şok Darbesi, İskelet Dövüşçülere karşı işe yaramazdı. Lakin mevcut statüleri ile bu yaratıkların üstesinden kolaylıkla gelebilirdi.

 

Kamuflaja girip İskelet Dövüşçülerden birine arkadan yaklaştı. Açılışı Suikast ile yaptı.

-128

 

İskelet Dövüşçünün üzerinden bir hasar değeri fırladı.

 

Kan Ahdi +7 ve Suikastçının Hükmü +2 ile Nie Yan’ın saldırı gücünde büyük bir artış yaşanmıştı. İskelet Dövüşçüden altı seviye düşük olmasına rağmen, yüksek hasarlar verebilecek kadar güçlüydü.

 

Saldırıya uğrayan İskelet Dövüşçü, arkasını dönüp elindeki paslı baltasını saldırganına savurdu.

 

Nie Yan kenara çekilip saldırıyı atlattıktan sonra bir hançeriyle yaratığı kesip, diğerini yaratığa sapladı.

−109

−112

 

Büyük bir hızla İskelet Dövüşçünün canını altmışa kadar düşürdü. Ardından dövüşten çekildi.

 

Hortlak Ayini!

 

「Sistem: Hortlak Ayini başarısız oldu!」

 

İskelet Dövüşçü üzerine gelirken Sürat Kaçışını etkinleştirip uzaklaştı.

 

Hortlak Ayini!

 

「Sistem: Hortlak Ayini başarısız oldu!」

 

%40 canı kalmışken bir daha Hortlak Ayini denemesinde bulunsa da, üçüncü denemesi de başarısızlıkla sonuçlandı. Beceriyi kullanmaya yeterli canı olmadığından yaratığın üzerine atılıp son bir saldırıyla işini bitirdi.

 

İskelet Dövüşçü yere yığılıp toz yığını haline döndüğünde 700 tecrübe puanı kazanmıştı. Uygun bir yer bulup oturdu ve Arpa Ekmeği yiyerek canını tazeledi. Canı dolunca tekrar ayağa kalkıp sonraki hedefini aramaya koyuldu.

 

Nie Yan bu düzenle etrafta yaratık kovalamaya devam etti. Ta ki başka bir Hortlak Ayini denemesinin ardından gelen sistem bildirimine kadar.

 

Sonunda başardım! Kadim Sulgata Şehrindeki hizmetkarı Kara Gladyatör gibi, İskelet Dövüşçünün kemikleri de metalik siyaha dönmeye başladı. Artık kontrol edebileceği bir hizmetkarı vardı!

 

「Sistem: Hizmetkarınıza bir isim belirleyin.」

 

Fazla düşünmeden Dövüşçü 1 ismini seçti.

 

İlk İskelet Dövüşçüyü kontrol ettikten sonra, diğerleri daha kolay olacaktı. Neticede, Dövüşçü 1’i kalkan olarak kullanarak durmadan Hortlak Ayini uygulayabilirdi. Üç defa art arda başarısız olursa, Dövüşçü 1’e hedefi öldürmesini emredip başka bir hedefe yönelebilirdi.

 

Nihayet üç İskelet Dövüşçüyü daha kontrol etmeyi başardı. İsimlerini de sırayla Dövüşçü 2, Dövüşçü 3 ve Dövüşçü 4 koydu. Yeni hizmetkarlarıyla bir süre avlanıp hareketlerine alıştıktan sonra, İskelet Kodoların bulunduğu bölgeye geri döndü.

 

Birkaç dakika geçtiğinde ilk İskelet Kodoyu görmüştü. Ona kıyasla kendi hizmetkarları karınca gibi görünüyorlardı.

 

Biraz düşündükten sonra Dövüşçü 2’yi ileri sürdü. Tek yapması gereken Kodoyu yemlemekti.

 

Yabancı bir hortlağın bölgesine girdiğini keşfeden Kodu, derinden kükreyerek ön ayaklarıyla toprağı eşelemeye başladı.

 

Gerçek anlamda beyinsiz olan Dövüşçü 2, korku gibi duygulara sahip olmadığından hedefine yaklaşmayı sürdürdü. Bu sırada Nie Yan da Kamuflaja girip Kodonun arkasına geçmişti.

 

Yerini aldıktan sonra Dövüşçü 2’ye saldırı emri verdi.

 

Dövüşçü 2 ileri atılıp baltasını Kodoya sapladı.

-32

 

Kodo öfkeyle kükredikten sonra başındaki sivri boynuzunu İskelet Dövüşçüye geçirdi.

−356

 

İskelet Dövüşçünün başının üzerinden fırlayan hasar değeri korkunçtu.

 

Nie Yan telaşa kapıldı. İskelet Kodunun saldırısı fazla güçlüydü. Hizmetkarları en fazla üç saldırıya karşı koyabilirlerdi.

 

Kodoya yaklaşıp Hortlak Ayini uyguladı. Acayip enerji yaratığa isabet ettikten sonra, yaratık bir anlığına duraksadı. Ancak, hemen sonrasında tekrar kontrolü ele alıp İskelet Dövüşçüye bindirdi.

 

「Sistem: Hortlak Ayini başarısız oldu!」

 

Hortlak Ayini başarısız olduğunda Nie Yan zaman kaybetmeden Sürat Kaçışını etkinleştirip, Kodonun görüş açısından çıktı.

 

Nie Yan kaçarken Kodoyu oyalayan Dövüşçü 2, Kodonun saldırılarına fazla dayanamazdı. Çok geçmeden toz yığınına dönüp toprağa karıştı.

 

Hortlak Ayininin bekleme süresi dolduğunda, Dövüşçü 3’ü ileri sürdü.

 

Dövüşçü 4 de öldüğünde, hala İskelet Kodoyu kontrol edebilmiş değildi. Başka şansı kalmadığından Dövüşçü 1 ile birlikte doğuya geri dönüp İskelet Dövüşçülerden bir grubu daha kontrol altına aldı.

 

En azından bir tane İskelet Dövüşçü hayatta olduğu sürece, daha fazla İskelet Dövüşçüyü kontrol altına alması zor olmayacaktı. Elbette bu döngü ona çok fazla zaman kaybettiriyordu. Sonuç olarak, sayısız başarısız girişimin ardından gün bitmişti.

 

Sunucular kapandığında oyun başlığını çıkardı.

 

Sunucular açılana kadar yeterince boş zamanı vardı. Fakat Tang Yao, babası tarafından işlerle ilgilenmesi için çağırılmıştı. Diğer yakın arkadaşları ise ülkenin farklı bölgelerinde yaşıyorlardı. Bunun yanında yaşadığı şehir gerçekten kötü bir yerdi. Aklı başında kimse, burada yaşamak istemezdi. Şehir çirkin, insanlar pislikti. Güvenlik denen şey yoktu. Parası olan burada bir saniye bile durmazdı.

 

Hal böyle olunca Nie Yan tüm günü evde, ders çalışarak ve egzersiz yaparak geçirdi. Bu rutin onun hoşuna gidiyordu. Gün içinde zaman zaman anne ve babasını düşünüyordu. Başlamak üzere olan yeni eğitim yılını iple çekiyordu.

 

Zaman su gibi aktı, saat yine beş oldu. Oyun başlığını geçirip, önceki güne kaldığı yerden devam etti.

 

Bir saat geçmişken, kontrolü altında yeni bir İskelet Dövüşçü grubu vardı. Grubuyla birlikte Kodo bölgesine girdi. En azından bir tane Kodoyu kontrol etmesi, planları için elzemdi.

 

O sırada Tang Yao’dan mesaj geldi.「Nie Yan, ne durumdasın? İşini halledebildin mi?」

 

「Hayır, daha değil. Birkaç sorunla karşılaştım.」

 

「Neyse, geri döndüğünde haber verirsin o zaman. Bir de, tahmin et ne buldum. Hehehe…」Tang Yao heyecandan kıkır kıkır gülüyordu.

 

「Ne? Ne buldun?」

 

「Esrar Ruhu Kristali...」

 

「Ciddi misin? Hangi seviye?」Nie Yan şaşırmıştı. Esrar Ruhu Kristali bile bulmuş demek. Önce Meteor büyüsü, şimdi de kristal. Ne biçim bir şans bu? Oyunun erken aşamalarında, çok az eşya Nie Yan’ın ilgisini cezbedebilirdi. Hatta Düzen Kitabı’nın bölümleri, İpek Eğirici Yüzük, Tüy Düşüşü Mücevheri, Palet Yüzüğü ve Sulgatanın Gölgesi dışında ilgilendiği bir şey yoktu. Esrar Ruhu Kristali ise Esrarlı Büyücülerin en üst kalite eşyalarındandı. Bu eşyayı sıradan eşyalarla kıyaslamak ahmaklık olurdu.

 

Kristal formunda, yalnızca Esrar Perisi denen yaratıklardan düşerlerdi. Lakin düşme ihtimali inanılmaz derecede azdı. Esrarlı Büyücüler bu kristali kullanarak bir Esrar Perisi çağırabilirlerdi. Bu olay ruh çağırmakla hemen hemen aynıydı. Perinin canı efendisi ile orantılıyken savunması efendisinden biraz daha düşük olurdu ve saldırı yapamazdı. Başka bir eksi noktası ise kristalin tek kullanımlık olmasıydı. Peri öldüğünde kristal yok olurdu. Buna rağmen, efendilerinin mana yenilenmelerini artırıp, büyülerinin hazırlanma ve bekleme sürelerini kısalttıklarından, Esrar Perileri son derece kullanışlıydı. Seviyesi arttıkça, perilerin değeri de artıyordu.

 

Esrar Perileri, Esrarlı Büyücüler için büyük bir nimetti. Gelecekte, zirvedeki Esrarlı Büyücüler perilerini karşılaştırıp kiminki daha iyi yarışına gireceklerdi. Yanında Esrar Perisi bulunduran Esrarlı Büyücüler, gururla gezerlerdi. Öldürüldüklerinde yok olmaları, Esrar Perilerinin, Esrarlı Büyücüler nazarındaki değerini daha da artırıyordu.

 

「Seviye 1. Ne işe yaradığını biliyor musun?」

 

「Kütüphanede periler hakkında birkaç bilgi edinmiştim.」

 

「Anlıyorum. Kütüphaneye gidip kontrol etsem iyi olur」

 

「Periyi çağırdıktan sonra dikkatli ol. Sakın ölmesine izin verme. Seviye 3’e kadar yükseltebilirsen faydası daha da artar. Seviye 5’e yükseldiğinde paha biçilemez bir hale gelir.」Yüksek seviyeli Esrar Perileri, yüksek bonuslar verirlerdi. Ancak, öldürülmeleri kolay olduğundan Seviye 5 bir yana, Seviye 3’e yükseltmek bile büyük çaba gerektirirdi. Önceki hayatında Seviye 5’e yükseltilmiş olan yalnızca bir tane Esrar Perisi görmüştü. O da yabanda Seviye 135 bir Yüce Esrarlıya rastladığı zaman. Aralarında bir tartışma çıkmıştı. Kendisi o sıralar Seviye 165 Yüce Hırsız olmasına rağmen hallaç pamuğuna çevrilmişti. Ardından çareyi kaçmakta bulmuştu. Aptallık edip yanında Seviye 5 Esrar Perisi bulunduran bir Esrarlı Büyücüyü hafife almıştı. Seviye farkından ötürü kolaylıkla işini bitireceğini düşünmüştü. O Yüce Esrarlı tabiri caizce makineli tüfek gibi aralıksız büyü saldırıları yapmış ve buna rağmen manası hiç eksilmemişti. Bu Nie Yan için tek kelimeyle korkunç bir deneyimdi.

 

「Ölme yeter. İşim bitene kadar bekle. Sonrasında gelip Esrar Perinin seviyesini yükseltmene yardım edeceğim.」Esrar Perisini Seviye 2’ye yükseltebilirlerse, avlanmaları da kolaylaşacaktı.

 

「Tamam ama sen de acele et!」Tang Yao, Nie Yan’ın sözleri karşısında heyecana kapılmıştı.