Nie Yan gülümsedi.「Yani sen az önce enayi etmediğini düşünüyorsun öyle mi?」

Aykız ve Feiyun, Yao Yao’nun hediyeyi kabul etmesine şaşırmışlardı. Yao Yao’yu tanıdıklarından başkalarından, özellikle de erkeklerden hediye almadığını biliyorlardı. Doğum gününde gelen basit tebrik kartlarını bile reddederdi. Ancak bugün birinden hediye almıştı. Hem de o biri erkekti! Bunun ardında bir iş vardı.

「Yao Yao, bu kişiyle aranda ne var?」diye sordu Aykız.

「Yakın bir arkadaşım.」

「Gerçekten mi? Sadece arkadaş mı?」Aykız muzip bir üslupla sordu. Yüzündeki ifadeden Yao Yao’ya zerre kadar inanmadığı belli oluyordu.

「Gerçekten! Sadece arkadaşım!」Aykız’ın soru sormaya devam etmesinden korkan Yao Yao ciddi bir tavırla cevap verdi. Nie Yan hakkında olumlu izlenimleri vardı ama sevgi veya benzeri derin duygular hissedecek kadar yakın değillerdi.

Yao Yao, Nie Yan’ın kalbinde özel bir yeri olduğunun elbette farkında değildi. Nie Yan geçmişte yaşananları zihninin derinlerine gömmüş olsa da o tarz anılar ve duygular kolay kolay silinecek şeyler değillerdi.

Aykız kıkırdadı. Bir şeyler yakalamış gibiydi.「Pekala, sen arkadaş diyorsan arkadaştır.」

“Aykız, Yao Yao, benim kalkmam gerekiyor. Birkaç işim var da.” Nie Yan tarafından görmezden gelinen Feiyun’un canı sıkılmıştı. Yao Yao ve Aykız da aralarında gizlice muhabbet ettiklerinden masadan ayrılmaya karar vermişti.

Aykız, Feiyun’a veda etti. “Feiyun, kendine iyi bak.”

Yao Yao soğuk bir tavırla hiçbir şey söylemeden başını salladı.

Nie Yan ise hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Onun bu hali Feiyun’u daha da kızdırdı. Masadan kalktığında içi kin doluydu.

Feiyun gidince masada kalanlar muhabbete devam ettiler. Bu sırada kızlar da kendi eşyalarını satmışlardı.

O sırada Yao Yao’ya bir mesaj geldi. “Nie Yan, biz de kalkıyoruz. Yu Lan abla son dakikalarda seviye atlamaya çalışacakmış. Bizim yardımımızı istiyor.”

“Sorun değil. Başka bir zaman muhabbetimize devam ederiz.”

Ardından Nie Yan sistem bildirimlerini kontrol etti.

「Sistem: Parıltı Tozu x1 2 gümüş 10 bakırdan satıldı.」

「Sistem: Parıltı Tozu x1 2 gümüş 10 bakırdan satıldı.」

「Sistem: Koyun Dönüşüm Parşömeni x1 5 gümüş 20 bakırdan satıldı.」

Nie Yan’ın serveti hızla büyüdü. Parıltı Tozu, Koyun Dönüşüm Parşömeni ve Ağ Parşömenini azar azar piyasaya sürerek elde ettiği karı daha da artırmıştı. Eşsiz bazı eşyalar müzayede evinde ara ara satılsa da birkaç oyuncu dışında kimsenin bu eşyalara harcayacak parası yoktu. Aynı anda çok sayıda piyasaya sürseydi eşyaların sayısı fazla olacağından artık nadir eşyalar olarak tanımlanmayacaklardı.

Sunucuların kapanmasına birkaç dakika kalmışken toplamda sekiz Parıltı Tozu, altı Ağ Parşömeni ve beş de Koyun Dönüşüm Parşömeni satılmıştı. Bu süre zarfında Nie Yan birkaç kasabaya uğrayıp Yarasa Dişi toplamaya çalışmıştı. Ancak artık eskisi kadar çok satıcı yoktu. Anlaşılan Demirci Kade’nin Yarasa Dişi aldığı bilgisi bir şekilde sızdırılmıştı. Bu şekilde oyuncular artık Demirci Kade’ye satış yapıyorlardı. Görünen o ki buradan daha fazla kar elde edemeyeceğim. Zaten para için iki farklı yöntemim daha var.

Şu anda Parıltı Tozu ve parşömenleri satarak iyi bir gelir elde etme imkanı vardı. Sonrasında, Siyah Fenol fiyatları fırladığında, stokladığı malzemeleri de yavaş yavaş piyasaya sürüp büyük bir servet elde edebilirdi.

Oyundan çıkmadan önce pazardaki Siyah Fenolün, Siyah Fenol Tarifinin ve Siyah Fenol yapımında kullanılan malzemelerin tamamını satın aldı. Şu anda elinde 800 şişe Siyah Fenol, 220 tane Siyah Fenol tarifi ve 3200 set Siyah Fenol malzemesi vardı. Nie Yan bütün malzemeleri satın almaya başlayınca pazardaki Siyah Fenol fiyatı bir anda artışa geçmişti. Lakin henüz Siyah Fenol ihtiyacı doğmadığı için kendisi dışındaki alıcılar çok yüksek teklif vermemişlerdi. Dolayısıyla fiyattaki artış göz ardı edilebilirdi.

Siyah Fenol Tarifleri planlarının en kritik parçalarıydı. Elindeki stoklar sayesinde Siyah Fenol piyasasını bir süreliğine kontrol edebilirdi. Önceki hayatında Sosil Vadisi zindanı açılmadan evvel bu tarifleri fiyatları fazla değildi. Fakat zindan açıldıktan sonra çok sayıda Simyacı Siyah Fenol ihtiyacını görüp Siyah Fenol Tarifi almak için müzayede evine akın etmişti. Yine de üretilen Siyah Fenol miktarı, zindana girecek takımların ihtiyaçlarını karşılamak için yetersiz kalmıştı. Sonuç olarak hem Siyah Fenol Tarifinin, hem de Siyah Fenolün fiyatı uçmuştu.

Ancak bu zamanda pazardaki Siyah Fenol tariflerinin çoğu tükenmişti. Bu da demek oluyordu ki Siyah Fenol üretebilecek Simyacıların sayısı, önceki hayatına göre ciddi anlamda daha azdı. Yüksek talep zamanındaki kısıtlı ürün sayısı, Siyah Fenollerin fiyatlarının önceki hayatındakinden de yükseklere ulaşacağının göstergesiydi.

Bu sayede Nie Yan’ın Siyah Fenol piyasasında büyük paralar kazanacağı garantilenmiş oluyordu.

Ayrıca, oyunun üçüncü haftasına girilirken Medusa’nın İni adında yeni bir Seviye 5 zindan açılacaktı. Diğer loncaların önüne geçmek isteyen loncalar, zindanı ilk temizleyenler olmak için birbirleriyle yarışacaklardı. Bu zindandaki yaratıklar düşmanlarını taşlaştırma etkisine sahip olduklarından, taşlaşmaya karşı direnç sağlayan özelliklere sahip ekipmanların fiyatları tavan yapacaktı. Şu andan itibaren bu tarz eşyaları da stoklamaya başlamalıydı.

Nie Yan envanterine baktı. Şu anda elinde 63 gümüş vardı. Oyunun ilk evrelerinde, üstelik seviyesi daha yediyken böyle bir servete sahip olmak inanılmazdı. Şu anda 1 gümüşle bile çok fazla şey alınabilirdi. En pahalı Altın kademe ekipmanların fiyatları 30-40 gümüşü geçmiyordu.

Yeni aldığı eşyalar sonucu birbirine giren çantasını ve deposunu düzenlemeye başladı. Depoda sıra sıra Siyah Fenoller, tarifleri ve malzemeleri dizilmişti. Düzenleme işleminden sonra ortaya ilginç bir görüntü çıkmıştı. Oyun kişiye 200 yuvalık depo alanı sağlıyordu. Ek alan ihtiyaçlarında ise kiralama yoluna gidilebilirdi. 200 yuvalık bir depo alanının günlük kirası 1 bakırdı. Nie Yan elindeki eşyaları depolayabilmek için 5000 ek yuva kiralamak zorunda kalmıştı. Günlük kira bedeli 25 bakırdı. Ancak bu miktar onun servetinin yanında devede kulak kalıyordu.

Nihayet işlerini bitiren Nie Yan, sunucular tam kapanmak üzereyken oyundan çıktı.

Oyun başlığını çıkarıp mutfağa geçti. Bir tüp besin toniği alıp yemek masasına oturdu. Toniği içerken gözleri bakımsız odasındaydı. Yıllanmış duvarlar, her yanı toz ve pas kaplı eski avize… Bunlar Nie Yan’ı rahatlatıyordu.

Uzun zamandır ailesinden haber alamamıştı. Elbette bu durumun sebebini bildiğinden artık onları suçlamıyordu. Aileye daha rahat bir hayat yaşatmak için tehlikelere göğüs geriyorlardı. Nie Yan’ın onları yargılamaya ne hakkı vardı?

Ailesi Nie Yan’la iletişime geçtikleri anda ölüm fermanlarını imzalamış olurlardı. O yüzden elinden onların dönüşlerini beklemek dışında bir şey gelmiyordu.

Besin toniğini bitirince günlük antrenmanına başladı. Gücü, çevikliği ve tepki süresi durmadan gelişiyordu.

Oyun başlığını giymenin de bu konuda faydası yadsınamazdı. Gece boyunca vücuda gönderdiği elektrik sinyalleri ile sinirleri olarak uyarıyor, hücreleri besliyor ve kasların sürekli olarak aktif kalmalarını ve gelişmelerini sağlıyordu. Gün içinde yaptığı antrenmanların etkileri bu sayede gece de devam ediyor ve sonraki güne aktarılıyordu. Başka bir deyişle geçmiş yıllarda yaşayan insanların on yılda yaptıkları antrenmanın sonuçları şu zamanın bir yıllık sonuçlarına eşdeğerdi.

Son zamanlarda antrenmanları yolunda gidiyordu. Vücudunun besin maddesi ihtiyacını da gidermişti. Yani geçtiğimiz birkaç günde kas gelişimi muazzam seviyelere çıkmıştı. Vücut yapısı da sürekli gelişiyor, daha uzun ve yapılı biri haline geliyordu. 18 yaş, kişinin vücut gelişimi için çok önemli bir dönemdi. Onun vücudu da gün be gün değişiyordu.

Kapıya sertçe vuruldu.

Nie Yan kulak kesildi. Evin kapısında ses yalıtımı iyi olmadığından dışarıdan gelen sesleri duyabiliyordu. Kapıda beş veya altı kişi vardı.